Giorgione (ca.1477-1510)
Yüksek Rönesans akımına yön veren İtalyan ressam. Bugün kesin olarak ona mal edilen sadece altı tablo bulunmasına rağmen Giorgione, erişilmez şiirsellikteki eserleriyle bilinir. Kimliği ve eserleri hakkındaki bilinmezlik onu Avrupa resim tarihinin en gizemli ressamlarından biri yapmıştır.Giorgione, ışık gölgenin daha gelişmiş bir türü olan sfumato tekniğini kullanarak, resimde ışığı ve perspektifi renklerin tonları ile betimlemeye yaklaşık olarak Leonardo ile aynı dönemde başladı. Vasari'ye göre bu tekniği Leonardo'dan öğrenmişti.Ressamın eserleri arasında en tipik olanı şu anda Dresden'de bulunan Uyuyan Venüs'tür. Resmin, Marcantonio Michiel ve daha sonra 17. yüzyılda Ridolfi tarafından Venedik'teki Casa Marcello'da görülen Giorgione resmi olduğu ilk defa Giovanni Morelli tarafından öne sürülmüş olup, bu sav şu anda genel kabul görmüştür. Resimde bir çıplağı çerçeveleyen dış mekan manzarası yenilikçi bir unsurdu. Michiel'e göre Giorgione resmi yarım bırakmıştı. Arka plandaki manzara ve daha sonraki bir restorasyon sırasında üzeri boyanmış olan Cupid figürü, Titian tarafından tamamlanmıştı. Resim, Titian'ın Urbino Venüsü tablosu ve aynı ekolden birçok ressamın benzer resimleri için örnek oluşturmuştu. Güzelliğin aynı biçimde idealize edildiği başka bir Giorgione tablosu da, şu anda Hermitage Müzesi'nde bulunan Judith'ti. Giorgione'nin zengin renk kullanımını ve romantik manzaralarından bir örneği içeren bu büyük tabloda, ölüm ile dirimin birbirinin zıttı değil tamamlayıcısı olduğu vurgulanıyordu.Altar panoları ve freskler dışında ressamın hâlen var olan tüm tabloları, zengin Venedikli koleksiyoncusunun evinde sergilemesi için çizilmiş yaklaşık altmış santimetre ebadında ufak boyutlu tablolardır. Bu tür resimlerin pazarı 15. yüzyılın ikinci yarısında oldukça hareketliydi ve genelde Hollanda'da yer alıyordu. Giorgione bu türden eserler veren ilk önemli İtalyan ressamdı. Bu tablolardan biri olan Fırtına, önceleri bir mazara resmi olarak sınıflandırıldı. Ancak tablonun gerçek konusu belirsizdir. Tabloda bir pınarın iki yanında, şehrin karmaşasından ve yaklaşan fırtınadan uzakta bir asker ve bebeğini emziren bir kadın bulunur. Tablodaki sembollerin çokluğu birçok farklı yoruma sebep olmuştur. Üç Filozof isimli tablonun ise Giorgione'ye atfedilmesi hâlâ tartışmalı bir konudur. Resimde üç adam, karanlık bir mağaranın yakınında dikilmektedir. Kimi yorumlara göre resim Platon'un mağara benzetmesini ya da İncil'deki Müneccim Krallar'ı betimler. Figürler, Giorgione'ye özgü rüya benzeri bir durumda, diğer resimlerde de görülen belirsiz bir manzara içinde kaybolmuş gibidir.Pastoral manzaraları ölümünden yüzyıllar sonra da beğenilmeye devam etmiş, Nicolas Poussin gibi büyük manzara ressamlarını etkilemiş” önemli bir Venedikli ressamdır
Yüksek Rönesans akımına yön veren İtalyan ressam. Bugün kesin olarak ona mal edilen sadece altı tablo bulunmasına rağmen Giorgione, erişilmez şiirsellikteki eserleriyle bilinir. Kimliği ve eserleri hakkındaki bilinmezlik onu Avrupa resim tarihinin en gizemli ressamlarından biri yapmıştır.Giorgione, ışık gölgenin daha gelişmiş bir türü olan sfumato tekniğini kullanarak, resimde ışığı ve perspektifi renklerin tonları ile betimlemeye yaklaşık olarak Leonardo ile aynı dönemde başladı. Vasari'ye göre bu tekniği Leonardo'dan öğrenmişti.Ressamın eserleri arasında en tipik olanı şu anda Dresden'de bulunan Uyuyan Venüs'tür. Resmin, Marcantonio Michiel ve daha sonra 17. yüzyılda Ridolfi tarafından Venedik'teki Casa Marcello'da görülen Giorgione resmi olduğu ilk defa Giovanni Morelli tarafından öne sürülmüş olup, bu sav şu anda genel kabul görmüştür. Resimde bir çıplağı çerçeveleyen dış mekan manzarası yenilikçi bir unsurdu. Michiel'e göre Giorgione resmi yarım bırakmıştı. Arka plandaki manzara ve daha sonraki bir restorasyon sırasında üzeri boyanmış olan Cupid figürü, Titian tarafından tamamlanmıştı. Resim, Titian'ın Urbino Venüsü tablosu ve aynı ekolden birçok ressamın benzer resimleri için örnek oluşturmuştu. Güzelliğin aynı biçimde idealize edildiği başka bir Giorgione tablosu da, şu anda Hermitage Müzesi'nde bulunan Judith'ti. Giorgione'nin zengin renk kullanımını ve romantik manzaralarından bir örneği içeren bu büyük tabloda, ölüm ile dirimin birbirinin zıttı değil tamamlayıcısı olduğu vurgulanıyordu.Altar panoları ve freskler dışında ressamın hâlen var olan tüm tabloları, zengin Venedikli koleksiyoncusunun evinde sergilemesi için çizilmiş yaklaşık altmış santimetre ebadında ufak boyutlu tablolardır. Bu tür resimlerin pazarı 15. yüzyılın ikinci yarısında oldukça hareketliydi ve genelde Hollanda'da yer alıyordu. Giorgione bu türden eserler veren ilk önemli İtalyan ressamdı. Bu tablolardan biri olan Fırtına, önceleri bir mazara resmi olarak sınıflandırıldı. Ancak tablonun gerçek konusu belirsizdir. Tabloda bir pınarın iki yanında, şehrin karmaşasından ve yaklaşan fırtınadan uzakta bir asker ve bebeğini emziren bir kadın bulunur. Tablodaki sembollerin çokluğu birçok farklı yoruma sebep olmuştur. Üç Filozof isimli tablonun ise Giorgione'ye atfedilmesi hâlâ tartışmalı bir konudur. Resimde üç adam, karanlık bir mağaranın yakınında dikilmektedir. Kimi yorumlara göre resim Platon'un mağara benzetmesini ya da İncil'deki Müneccim Krallar'ı betimler. Figürler, Giorgione'ye özgü rüya benzeri bir durumda, diğer resimlerde de görülen belirsiz bir manzara içinde kaybolmuş gibidir.Pastoral manzaraları ölümünden yüzyıllar sonra da beğenilmeye devam etmiş, Nicolas Poussin gibi büyük manzara ressamlarını etkilemiş” önemli bir Venedikli ressamdır




