Gary Tonge
38 yaşındayım ve 17 yaşımdan beri çeşitli şekillerde profesyonel tasarımcı olarak çalışıyorum. Her şeyden önce, iş konusunda ilk tecrübemi şöyle yaşadım; işlerimi dışarıya, birkaç değişik bilgisayar oyunu firmasına göndermiştim. Üç ay boyunca iş çıkar umuduyla bekledim. Ancak hiçbir geri dönüş olmadı. Bu hiçbir şeyin gerçekleşmemesi sürecinde sanatımı geliştirip üst seviyeye çıkarma kararı aldım. Sanat koleji eğitim süreci de böyle başladı. Bu sırada ilk iş görüşmem gerçekleşti. Hemen akabinde de “Elite Systems” oyun firmasından ilk işimi aldım. O zamandan bugüne kadar da bilgisayar oyunlarının gelişim sürecinde farklı aşamalarda ve görevlerde çalışmaya devam ettim. Bugünlerde işimin çoğu konsept oluşturma ve sanat yönetimi üzerine.Tüm işlerimi PC bilgisayarımda yapıyorum, daha fazlasına hiç ihtiyaç duymadım Zamanımın %99’unu Adobe Photoshop’ta geçiriyorum. Aslında 12 yıl önce onu ilk kurduğumdan bu yana resmen kancayı ona takmış durumdayım. Ayrıca tüm çizimlerimiki bu son 7 yıla tekabül ediyor Wacom tablette gerçekleştiriyorum. Photoshop’la birlikte bu iki aracın yapmak istediklerimi gerçekleştirmemdeki faydalarını, muhteşem kullanım özelliklerini de bu süreçte keşfettim. Render, 3D bloklama ve başka fotografik araçlarda kullansam da temel çalışma ortamım Photoshop. İlham her yerden geliyor diyebilirim.Dünyayı izlemeye ve ne kadar muhteşem olduğunu görmeye bayılıyorum. aslında. Ek olarak diğer sanatçıların çalışmalarını, dünyanın çeşitli yerlerinden muhteşem fotoğrafçıları takip etmek, dünyaya ait şeyleri nasıl yakaladıklarını ya da eserlerinde yansıttıklarını görmekte bir başka ilham verici şey. Stüdyo olarak kullandığım evimde çalışırken müzik çalmasına özen gösteririm. Bu kesinlikle beni rahatlatan bir şey. Herhangi bir işin bir parçasıyla uğraşırken yüksek sesli bir müzik bazen de rahatsız edici olabiliyor. O yüzden duruma göre müziği sesini de yönetiyorum.Bana göre kalbinizden gelerek ve kalbinizden geleni çizmek çok önemliBu kişinin öz bakışını yaratmasında da önemlidir. Diğer sanatçıların işlerini, tarzlarını takip etmek ve bunların üzerinde çalışmakta önemlidir. Zamanla kendi fırça tarzınızı, vuruşunu oturtursunuz. Diğer sanatçıların işleri bugünlerde gerçekten inanılmaz. Sanat, insanlara sanatın geniş dünyasını anlayabilmeleri için bir anahtardır ve bu yine geri dönerek etraftaki diğer muhteşem kültürleri, sanatçıları tanıma fırsatı sunuyor. Bu zenginlik olmadan bir insanın sanatçı olabileceğini hayal bile edemiyorum. Kendi sanatımı sırf eğlence için keyif için üretebileceğim bir pozisyonda olabilmeyi hayal ediyorumGün doğumu ve batışı, bulutların toplanma sistematiği, rüzgarın ağaçları dalgalandırması, gece bir şehirdeki ışıların hareketi, tüm bunlar derin bir ilham kaynağı aslında. Ek olarak diğer sanatçıların çalışmalarını, dünyanın çeşitli yerlerinden muhteşem fotoğrafçıları takip etmek, dünyaya ait şeyleri nasıl yakaladıklarını ya da eserlerinde yansıttıklarını görmekte bir başka ilham verici şey. Stüdyo olarak kullandığım evimde çalışırken müzik çalmasına özen gösteririm.Bu kesinlikle beni rahatlatan bir şey. Herhangi bir işin bir parçasıyla uğraşırken yüksek sesli bir müzik bazen de rahatsız edici olabiliyor. O yüzden duruma göre müziği sesini de yönetiyorum.Bana göre kalbinizden gelerek ve kalbinizden geleni çizmek çok önemliBu kişinin öz bakışını yaratmasında da önemlidir. Diğer sanatçıların işlerini, tarzlarını takip etmek ve bunların üzerinde çalışmakta önemlidir. Zamanla kendi fırça tarzınızı, vuruşunu oturtursunuz. Diğer sanatçıların işleri bugünlerde gerçekten inanılmaz. Sanat, insanlara sanatın geniş dünyasını anlayabilmeleri için bir anahtardır ve bu yine geri dönerek etraftaki diğer muhteşem kültürleri, sanatçıları tanıma fırsatı sunuyor. Bu zenginlik olmadan bir insanın sanatçı olabileceğini hayal bile edemiyorum. Kendi sanatımı sırf eğlence için keyif için üretebileceğim bir pozisyonda olabilmeyi hayal ediyorum ancak sanırım bu zaten çoğu sanatçının hep hayalidir. Bilim kurgu, fantezi tabanlı cidden yüksek profile sahip projelerde çalışabilmek profesyonel olarak her zaman hayalim. Kişisel olarak da zaman bulup kişisel sanatımı irdelemek isterdim. Sanırım ben etkileşimimi dünyanın pek çok farklı hoş köşesinden alıyorum.Bu aşamada sadece Birleşik Krallık vatandaşı olmanın tek başına üzerimde kültürel bir etkisi yok. Bir İngiliz olarak başımda fötr şapkayla, elimde şemsiyemi sallayarak civarda yürüyüş yapmak, günlerimi böyle geçirmek çok keyifli. (Şaka tabi ki!) Daha çok Syd Mead gibi geleneksel sanatçılardan hoşlanıyorum desem yeterince adil olur sanırım. Dijital tabanlı Craig Mullins’i de söylemek lazım tabi. Şimdiye dek sanatçı olarak zamanımın çoğunda oyun endüstrisi için çalıştım.Tomb Raider yıllarında Core Design gibi yüksek profilde yerler için çalıştım. Vivendi Universal, Sega, Capcom ve böyle birkaç yer daha var. Eğer zamanım olursa bu yıl Florence Bienal’de işlerimi sergilemeyi düşünüyorum3 kez davet edildim şimdiye dek. Ancak tüm bunlar için zamana gereksinim duyuyorum. İşimin dışında müziği seviyorum. Filmleri, güzel yemekleri, şarabı, arabaları, genel olarak aktif yaşamayı seviyorum. Her zaman bir arı gibi meşgul oluyorum.PM okurlarına sesleniyorum; eğer bunu okuyorsanız, en az benim kadar, belki de daha çok, sanatı seviyorsunuz demektir. Eğer sizde benim gibi hissediyorsanız yaratmaya devam edin. Boyamaya, çizmeye, üretmeye… Yapabildiğiniz kadar bunu çok yapın ve sonrada neler yatığınıza, neler yaratabildiğinize bakın. Bunun size nasıl bir rehberlik edebileceğini asla bilemezsiniz. Ben bu tür yaratıcı fikirlerden asla yorgunluk duymam. İçinizdeki o ateş sizi yönlendirir, yeni bir şeyler getirmenizi ve ortaya koymanızı sağlar. Eğer buna sahipseniz bunu kullanın.
38 yaşındayım ve 17 yaşımdan beri çeşitli şekillerde profesyonel tasarımcı olarak çalışıyorum. Her şeyden önce, iş konusunda ilk tecrübemi şöyle yaşadım; işlerimi dışarıya, birkaç değişik bilgisayar oyunu firmasına göndermiştim. Üç ay boyunca iş çıkar umuduyla bekledim. Ancak hiçbir geri dönüş olmadı. Bu hiçbir şeyin gerçekleşmemesi sürecinde sanatımı geliştirip üst seviyeye çıkarma kararı aldım. Sanat koleji eğitim süreci de böyle başladı. Bu sırada ilk iş görüşmem gerçekleşti. Hemen akabinde de “Elite Systems” oyun firmasından ilk işimi aldım. O zamandan bugüne kadar da bilgisayar oyunlarının gelişim sürecinde farklı aşamalarda ve görevlerde çalışmaya devam ettim. Bugünlerde işimin çoğu konsept oluşturma ve sanat yönetimi üzerine.Tüm işlerimi PC bilgisayarımda yapıyorum, daha fazlasına hiç ihtiyaç duymadım Zamanımın %99’unu Adobe Photoshop’ta geçiriyorum. Aslında 12 yıl önce onu ilk kurduğumdan bu yana resmen kancayı ona takmış durumdayım. Ayrıca tüm çizimlerimiki bu son 7 yıla tekabül ediyor Wacom tablette gerçekleştiriyorum. Photoshop’la birlikte bu iki aracın yapmak istediklerimi gerçekleştirmemdeki faydalarını, muhteşem kullanım özelliklerini de bu süreçte keşfettim. Render, 3D bloklama ve başka fotografik araçlarda kullansam da temel çalışma ortamım Photoshop. İlham her yerden geliyor diyebilirim.Dünyayı izlemeye ve ne kadar muhteşem olduğunu görmeye bayılıyorum. aslında. Ek olarak diğer sanatçıların çalışmalarını, dünyanın çeşitli yerlerinden muhteşem fotoğrafçıları takip etmek, dünyaya ait şeyleri nasıl yakaladıklarını ya da eserlerinde yansıttıklarını görmekte bir başka ilham verici şey. Stüdyo olarak kullandığım evimde çalışırken müzik çalmasına özen gösteririm. Bu kesinlikle beni rahatlatan bir şey. Herhangi bir işin bir parçasıyla uğraşırken yüksek sesli bir müzik bazen de rahatsız edici olabiliyor. O yüzden duruma göre müziği sesini de yönetiyorum.Bana göre kalbinizden gelerek ve kalbinizden geleni çizmek çok önemliBu kişinin öz bakışını yaratmasında da önemlidir. Diğer sanatçıların işlerini, tarzlarını takip etmek ve bunların üzerinde çalışmakta önemlidir. Zamanla kendi fırça tarzınızı, vuruşunu oturtursunuz. Diğer sanatçıların işleri bugünlerde gerçekten inanılmaz. Sanat, insanlara sanatın geniş dünyasını anlayabilmeleri için bir anahtardır ve bu yine geri dönerek etraftaki diğer muhteşem kültürleri, sanatçıları tanıma fırsatı sunuyor. Bu zenginlik olmadan bir insanın sanatçı olabileceğini hayal bile edemiyorum. Kendi sanatımı sırf eğlence için keyif için üretebileceğim bir pozisyonda olabilmeyi hayal ediyorumGün doğumu ve batışı, bulutların toplanma sistematiği, rüzgarın ağaçları dalgalandırması, gece bir şehirdeki ışıların hareketi, tüm bunlar derin bir ilham kaynağı aslında. Ek olarak diğer sanatçıların çalışmalarını, dünyanın çeşitli yerlerinden muhteşem fotoğrafçıları takip etmek, dünyaya ait şeyleri nasıl yakaladıklarını ya da eserlerinde yansıttıklarını görmekte bir başka ilham verici şey. Stüdyo olarak kullandığım evimde çalışırken müzik çalmasına özen gösteririm.Bu kesinlikle beni rahatlatan bir şey. Herhangi bir işin bir parçasıyla uğraşırken yüksek sesli bir müzik bazen de rahatsız edici olabiliyor. O yüzden duruma göre müziği sesini de yönetiyorum.Bana göre kalbinizden gelerek ve kalbinizden geleni çizmek çok önemliBu kişinin öz bakışını yaratmasında da önemlidir. Diğer sanatçıların işlerini, tarzlarını takip etmek ve bunların üzerinde çalışmakta önemlidir. Zamanla kendi fırça tarzınızı, vuruşunu oturtursunuz. Diğer sanatçıların işleri bugünlerde gerçekten inanılmaz. Sanat, insanlara sanatın geniş dünyasını anlayabilmeleri için bir anahtardır ve bu yine geri dönerek etraftaki diğer muhteşem kültürleri, sanatçıları tanıma fırsatı sunuyor. Bu zenginlik olmadan bir insanın sanatçı olabileceğini hayal bile edemiyorum. Kendi sanatımı sırf eğlence için keyif için üretebileceğim bir pozisyonda olabilmeyi hayal ediyorum ancak sanırım bu zaten çoğu sanatçının hep hayalidir. Bilim kurgu, fantezi tabanlı cidden yüksek profile sahip projelerde çalışabilmek profesyonel olarak her zaman hayalim. Kişisel olarak da zaman bulup kişisel sanatımı irdelemek isterdim. Sanırım ben etkileşimimi dünyanın pek çok farklı hoş köşesinden alıyorum.Bu aşamada sadece Birleşik Krallık vatandaşı olmanın tek başına üzerimde kültürel bir etkisi yok. Bir İngiliz olarak başımda fötr şapkayla, elimde şemsiyemi sallayarak civarda yürüyüş yapmak, günlerimi böyle geçirmek çok keyifli. (Şaka tabi ki!) Daha çok Syd Mead gibi geleneksel sanatçılardan hoşlanıyorum desem yeterince adil olur sanırım. Dijital tabanlı Craig Mullins’i de söylemek lazım tabi. Şimdiye dek sanatçı olarak zamanımın çoğunda oyun endüstrisi için çalıştım.Tomb Raider yıllarında Core Design gibi yüksek profilde yerler için çalıştım. Vivendi Universal, Sega, Capcom ve böyle birkaç yer daha var. Eğer zamanım olursa bu yıl Florence Bienal’de işlerimi sergilemeyi düşünüyorum3 kez davet edildim şimdiye dek. Ancak tüm bunlar için zamana gereksinim duyuyorum. İşimin dışında müziği seviyorum. Filmleri, güzel yemekleri, şarabı, arabaları, genel olarak aktif yaşamayı seviyorum. Her zaman bir arı gibi meşgul oluyorum.PM okurlarına sesleniyorum; eğer bunu okuyorsanız, en az benim kadar, belki de daha çok, sanatı seviyorsunuz demektir. Eğer sizde benim gibi hissediyorsanız yaratmaya devam edin. Boyamaya, çizmeye, üretmeye… Yapabildiğiniz kadar bunu çok yapın ve sonrada neler yatığınıza, neler yaratabildiğinize bakın. Bunun size nasıl bir rehberlik edebileceğini asla bilemezsiniz. Ben bu tür yaratıcı fikirlerden asla yorgunluk duymam. İçinizdeki o ateş sizi yönlendirir, yeni bir şeyler getirmenizi ve ortaya koymanızı sağlar. Eğer buna sahipseniz bunu kullanın.










