Frank Stella

ilhanx

Süper Üye
15 Ağu 2009
5,401
197
Frank Stella
1936 doğumlu ABD’li ressam, Frank Stella’dan bahsetmeden önce onun öncülüğünü yaptığı bir sanat akımından “Minimalizm”den kısaca söz etmekte fayda var. Bilindiği gibi 19. ve 20. yüzyıllar bir “izm” ler cennetidir. Bu “izm”lerin neler olduğunu düşünürken yorulduğumuz, aklımıza gelen tüm sanat akımları, ebeveynlerinin davranışlarını yadsıyan bir çocuk edasıyla işe başlarlar. 1960’larda ortaya çıkan ve özellikle üç boyutlu bir sanat anlayışını benimseyen “Minimalizm” de değillemelerden yola çıkmış ve tam da o yılların ruhuna uygun bir nihilizmle en son kertede kendini de yok saymıştır.Renk ve şekillerin optimum kullanılması olan Minimalizm’de sanatçılar, renk ve biçim kullanmada saflaşmayı hedeflemişler, basit hacimler ve geometrik biçimlerle endüstriyel materyaller kullanmaya ağırlık vermişlerdir. Nesneyi de yadsıyan Minimalizm’de sanat eseri kullanılan nesneler değil kavramlardır. Terim olarak “içeriği en aza indirgenmiş olan sanat” anlamına gelen Minimalizm’i herşeyi sadeleştirmesinden dolayı “basitleştirme” olarak tanımlamaya çalışanlar da olmuştur; fakat bu akımı kavramsal açıdan böyle açıklayabilmek mümkün değildir çünkü, şehir yaşamındaki kargaşadan bunalan insanların ihtiyacına yönelik ortaya çıkan Minimalizm aslında, bir “şiir” edasıyla az sözle çok şey anlatmayı amaçlamaktadır. Yani esas olan şudur ki, görünürde kendisine yaklaşanları sadeliğiyle çeken bu akım, düşünceye verdiği önemle, yorulması gereken asıl şeyin gözler değil beyin olması gerektiğini vurgular.Günümüzde mimari, resim, heykel, edebiyat, müzik gibi birbirlerinden farklı birçok sanat dalına uyarlanabilmiş Minimalizm’in sadeliği bizi Sabahattin Eyüboğlu’nun bir sözüne götürür: “Yeni resim gökyüzü kadar manasız ve boş, fakat gökyüzü kadar derin ve zengindir. Maviliği seven bir adamın yeni resmi sevmemesine imkân yoktur. Fakat maviliği sevebilmek meseledir”.Soyut sanattan Minimalizm’e geçişte önemli bir yeri olan Frank Stella, resimlerinde son derece durağan ve yalın bir izlenim bırakarak, öğrencilik yıllarında çok iyi tanıma fırsatı bulduğu Soyut Dışavurumcular’ın öznel ve hareketli resimlerine karşı başlattığı bir tepkiyle sanatını temellendirmiştir. Onun kesin bir simetri ve yalın strüktür tekrarlarını kullandığı resimlerini gören seyirci, tıpkı plastırlardan, silmelerden arındırılmış sadece işlevleriyle ön plana çıkan modern mimarlık örneklerini ilk kez gören insanların ruh halini yaşar. Bu resimler yadırganacak derecede çıplak, sadededirler.Resimleri her ne kadar kişisellikten uzak sonsuzlukta donmuş formlar gibi gözükse de kendisi de bunu iddia etse de, o da her sanatçı gibi er ya da geç kendini mutlaka ele verir, parmak izini koyar bir yerlere.. Hiç insan elinden çıkmış bir eserde ondan bir şeyler bulmamak mümkün müdür? Bu basit bir üçgen bile olsa o şekli, rengini seçen, boyutunu ayarlayan, bir köşesinde eli titreyen ve onu seyrederken yeniden anlamlandıran insan değil midir? Stella’nın kişisellikten mümkün olduğunca uzak durarak ortaya koyduğu ve imzalamadığı eserlerindeki bakış açısı bize yabancı gelmemektedir. Tam da bu noktada doğu felsefesi, minyatürler gelir aklımıza; fakat bu iki dünya görüşü birbirine ne kadar yakındır? Nakkaşlar kişisellikten uzak durmaya çalışırken, kendilerinden önceki üstadları tekrarlamayı bir hüner saymış, geleneği sarsabilecek yeniliklerden bilinçli olarak uzak kalmışlardır.İmzayı ise alçakgönüllülüklerinden, kendilerinden önceki sanatçıların yaptıklarını tekrarladıkları için onlara saygısızlık olacağından dolayı atmamışlardır. Yani sorunun cevabı da bellidir; bu iki dünya görüşü, aynı elbiseyi giyen fakat, farklı ülkelerde yaşayan iki ayrı insan, iki ayrı mikrokozmos kadar birbirine benzemektedir.Frank Stella’yı diğer sanatçılardan farklı kılan en önemli unsur onun sürekli bir arayış içinde olması, kendini tekrar etmemesidir. Stella ilk çalışmalarında geometrik yalın biçimler kullanırken tualin dikdörtgen durağanlığından, aynılığından sıkılmış ve yeni yorumlamalara giderek resimlerinin ortasında delikler açmaya, tuvaldeki çizgilerin çevresindeki boş alanları kesmeye başlamıştır. Böylece ilk “biçimlendirilmiş tual” örneklerini de o vermiştir. Bu resimlerine baktığımızda üçüncü boyutu ön plana çıkan eserlerinde nesne mekanı tamamlar, mekan da nesneyi, tıpkı heykel sanatında olduğu gibi.1960’lardan sonra Stella, Soyut Dışavurumcular’ı hatırlatan büyük tuvalleri ve birkaç tuvali bir araya getirerek oluşturduğu resimleriyle nesne ve mekan yanılsamasını irdelemiş, yarım dairelerin birbiri içine girip çıkan şeritlerin büyük bir renk duyarlılığıyla uygulandığı, Minimalizm’i geride bırakan yapıtları ile kendisinden sonrakilere örnek olmuştur. Açılan sergiler ve resimleriyle birlikte yayınlanan makaleler, Stella’ sanatının uluslararası bir ün kazanmasına yol açmıştır.1980’lerde resimlerine, Yeni-Dışavurumculuk’a koşut olarak daha serbest ele alınmış öğeler, daha anlatımcı nitelikler girmiş ve bu yapıtları Post-Modernizm’in özgün örnekleri olmuştur. Stella, ayrıca 1972’de ABD hükümeti tarafından başlatılan “Mimarlıkta Sanat” projesine resimleriyle katkıda bulunmuştur.
Devinim, yenilik sanatçının hayatının bir parçası olmuştur, Stella’nın ilk dönem çalışmaları ile 1960 sonrası eserlerini karşılaştırdığımızda geometrik çizgilerin yerini artık eğrilerin aldığını ve sanatçının dekoratif bir anlayışa yöneldiğini görürüz. Bu dönemdeki çalışmalarında, bize hat sanatını hatırlatan çizgileriyle adeta Picasso’nun kaldığı yerden devam etmektedir. Kelimelerin ifade ettiklerinden vazgeçip, kendini harflerin ahengine bırakan Arap yazısından esintiler vardır bu resimlerde. Resimlerine dikkatlice baktığımızda, parçaladığı tuvallerden af dilerken görürüz Stella’yı. Kolaj tekniği ve ready-made’ler göz kırpar bize. Canlı renkler, tekrarlar, girift kompozisyonlar, neresinden başlayıp neresinden çıkacağımızı bilemediğimiz bir efsanede “Minetor” da buluruz kendimizi..Göz gezdirirken resimlerine Frank Stella’nın, yine o kelimeler takılır aklımıza; “...manasız ve boş....derin ve zengin....sevebilmek..meseledir...”
Alıntıdır.


frankai.jpg


frankg.jpg


frankgo.jpg


frankla.jpg


franklla2.jpg


franklla.jpg


franko.jpg


franksl.jpg


franksher.jpg


franktella.jpg


frankvb.jpg


frank2b.jpg


frank9.jpg


frank67.jpg


frank215.jpg


frank216.jpg


frank600.jpg
 
Üst