Durağan

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,250
NeverLand
sinop-duragan-5.jpg


Karadeniz Bölgesi’nin batı bölümünde, Sinop İline bağlı bir ilçe olan Durağan, kuzeyinde Dikmen ve Alaçam, doğuda Alaçam ve Vezirköprü, güneyinde Vezirköprü, batısında Saraydüzü ve Boyabat ilçeleri ile çevrilidir. Durağan’ın kuzeyini ve doğusunu Küre (İsfendiyar) Dağlarının uzantıları engebelendirmektedir. Ormanlarla kaplı Küre Dağlarında Soyuk Tepe (1.455 m.), Gümlek Dağı ve Dedemin Tepesi (1.451 m.) en yüksek noktalarıdır. Bunun dışında ilçenin güneyini Ada Dağı engebelendirir. Ayrıca yöredeki Yanıkdede Tepesi (1.416 m.), Macıyın tepesi (1.408 m.), Yellice Tepesi (1.381 m.), Ömeroğlu tepesi (1.370 m.), Peynir Tepesi (1.361 m.) ve Gölboğazı Tepesi (1.357 m.) diğer yükseltilerdir.

Küre Dağlarının güneyinde Gökırmak Vadisi bulunmaktadır. Dağlar arasındaki ovalar çevresindeki köylerin isimleri ile tanınmaktadır. Bunlar İlçe merkezinde Karayazı, Başgezek ve Çayırovası ; Durağan köylerinde Dağdelen, Akçabük, Yandak, Yalnızkavak , Yeşilkent, Hacıoğlan, Alpaşalı ve Karadiğin ovalarıdır. Kızılırmak Vadisindeki Gökdoğan, Köklen, Çöve, Boyabükü, Yoğunpelit ve Beybükü ovaları Altınkaya Baraj Gölü sahası içerisinde kalmıştır. İlçenin Yeşilyurt Köyü çevresinde Kuzuluk Çalı, Yaylı Çal, Ev Çalı; Kaplangı ve Aşağıalınca köyleri çevresinde Takir; Dereli Köyünde, Kalfet; Hacımahmutlu Köyü çevresinde Karapınar, Karakütük ve Hatipoğlu yaylaları, Yassıalan Köyü’nün üst kısmında da Bozarmut Yaylası bulunmaktadır.

İlçe topraklarını Kızılırmak bu nehrin kollarından olan Gökırmak sulamaktadır. Gökırmak ilçe merkezinin 6 km. doğusunda Kızılırmak ile birleşmiş, ancak günümüzde burası Altınkaya Barajı altında kalmıştır. Bunun dışında ilçede Ardım, Felek, Kanlı, Sırnık, Akbel, Çayağzı ve Ümerik çayları bulunmaktadır. Bu çaylar yaz aylarında kurumakta, kış ve ilkbaharda Gökırmak’ı beslemektedir.

İlçe topraklarında doğal göl bulunmamaktadır. Ancak baraj gölleri ile göletlerden sulama amaçlı yararlanılmaktadır. Bunların en önemlisi Altınkaya Baraj Gölüdür. Deniz seviyesinden 220 m. yüksekliktedir. İl merkezine 120 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.034 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 28.792’dir.

İlçe toprakları ormanlık ve yeşil bir bitki örtüsü ile kaplıdır. Bu nedenle de ilçeye Yeşil Durağan ismi yakıştırılmıştır. Ormanlık bölgelerde çam ağaçları öncelikli olup, bunun dışında meşe, kayın, gürgen, sarıçam, karaçam, köknar ve ardıç ağaçları bulunmaktadır. Ormansız alanlar dışında çıplak arazi bulunmamaktadır. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’ne özgü bodur ağaçlar ve çalılıklar görülmektedir.

İlçe Karadeniz kıyılarında hüküm süren Karadeniz iklimi ile iç kısımlarda hüküm süren Karasal iklim arasında bir geçiş ikliminin etkisi altındadır.Yazları fazla yağış olmaz genellikle kurak geçer, kışlar ise çok soğuk değildir. Kış aylarında sıcaklık 0 C’ nin altına pek az düşer. En çok yağış ilkbaharda alır. Yıllık sıcaklık ortalaması 8 C’ dir. Bu sıcaklık Ocak ayında 0 - 5 arasındadır, Temmuz ayında 15-20 C arasında değişmektedir.

İlçe ekonomisi tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Gökırmak Vadisinin verimli topraklarında sulu tarım yapılmakta olup, çeltik başta olmak üzere, buğday, arpa, mısır, şeker pancarı, nohut, fasulye, baklagiller, mercimek yetiştirilmekte olup, meyvelerden de elma, erik, dut, üzüm, ayva, incir yetiştirilir. Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvanlar başta olmak üzere kümes hayvancılığı ve arıcılık da yapılmaktadır. Hayvansal ürünlerin başında yün, yoğurt, süt, peynir, yumurta ve keçi kılı gelmektedir. Bu ürünlerden yalnız yün, yapağı, yumurta ve hayvan derileri ilçe dışına satılmaktadır. Son yıllarda baraj göllerinden elde edilen balıklar da ilçe ekonomisinde önem taşımaktadır.

Orman ürünleri de ilçe halkının önemli bir geçim kaynağıdır. İlçenin Gökırmak vadisi dışında kalan orman köylerinin halkının % 80’i geçimini orman işçiliği yaparak sağlamaktadır. Ormanlardan çam, köknar ve kayın ağaçlarından kereste ve odun elde edilmektedir. Bunun yanı sıra ormanlık alanlarda yetişen kuzu göbeği (höbelen), kanlıca mantarları ve salep toplanıp pazarlanmaktadır.

Duraan-Boyabatemberi.jpg


İlçenin en önemli el sanatlarından çevrede baş örtüsü olarak kullanılan "çember" denilen dokuma ile yine adına kenam denilen şile bezine benzer keten dokuma yapılarak giysi olarak değerlendirilmekte ve çeşitli işlemlerde kullanılmaktadır.Bunun yanında son yıllarda Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünün girişimleri ile halıcılık yaygınlaşmıştır.

İlçede sanayii kuruluşu olarak, çeltik, tuğla ve kiremit, hayvan yemi ile un fabrikaları, tomrukları işleyen kereste atölyeleri bulunmaktadır. Ayrıca köylerde elektrikle çalışan un değirmenleri vardır.

Durağan ismini 1265 yılında Pervaneoğullarından Müineddin Süleyman’ın yaptırdığı handan almıştır. Yoz güzergahı üzerindeki bu han uzun süre konaklama yeri olarak kullanılmış ve halk dilinde buraya Durakhan denilmiştir. Durakhan ismi zamanla Durağan’a dönüşmüş ve resmi kayıtlara geçmiştir.

00004075.jpg


Durağan oldukça eski bir yerleşmeye sahne olmuştur. Yörede MÖ.VII.yüzyıla tarihlendirilen Kaya mezarları ile karşılaşılmıştır. Antik Çağda Paflagonya bölgesi içerisinde yer alan Durağan yöresinde Hititler, Miletos göçmenleri, Pontus Rum İmparatorluğu hüküm sürmüştür. XI.yüzyılın sonlarında Danişmendoğulları egemenliğine giren yöre, 1204’te Anadolu Selçuklularının, 1259’da Pervaneoğullarının, 1292’de Candaroğullarının yönetiminde kalmıştır. Candaroğulları Beyliği, 1291 ’den 1461 tarihine kadar 170 yıl yörede hüküm sürmüştür. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon ele geçirdiği 1461 yılında, Sinop ile birlikte burası da Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Kastamonu’nun Osmanlı topraklarına katılması ile Sinop İli toprakları içinde bulunan Durağan, Boyabat ve Gerze, Kastamonu sancağına bağlanmıştır. Tanzimat döneminde Kastamonu Eyalet, Sinop Kadılığı da bu eyalete bağlı bir Sancak olmuştur. Daha önce Kastamonu Sancağı’na bağlı olan Durağan, Boyabat, Ayancık ve Gerze ile birlikte yeni kurulan Sinop Sancağına bağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde Boyabat ilçesine bağlı bir nahiye olan Durağan, 1954 yılında ilçe konumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Terelek Kaya Mezarı, Ambarkaya Mezarı, Durakhan, İsmail Bey Camisi, Kalfet Camisi ve Yağbasan Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca ilçenin 10 km. kuzeyinde, dağlık bölgede bulunan Buzluk Mağarası, Altınkaya Baraj Gölü çevresi, Buzluk Ormanı, Gömlek Ormanı, Yassıalan ’da doğa suyu Geyikardıcı, Durağan Göleti ve Yukarıkaracaören Göleti ilçenin doğal güzellikleri ve mesire yerleridir.

İsmail Bey Camisi

Sinop ili Durağan ilçe merkezinde bulunan bu cami 1867 yılında yapılmıştır. Cami 1943 depreminde büyük ölçüde zarar görmüş ve İsmail Usta tarafından yenilenircesine onarılmıştır. Bu yüzden de camiye İsmail Bey Camisi ismi verilmiştir.

Cami moloz taştan dikdörtgen planlı olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Caminin dikkat çeken en önemli yerleri giriş kapısı, minberi ve vaaz kürsüsüdür. Bunlar döneminin ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır.

Terelek Kaya Mezarı

Sinop ili Durağan ilçesi, Köklen Köyü Kemerbahçe Mahallesi’nde (Gökdoğan-Kemerbahçe arasında) bulunan Terelek Kaya Mezarını ilk kez 1944 yılında, Kastamonu Müzesi Müdürü Ahmet Gökoğlu bulmuş ve yayınlamıştır.

DuraanKayaMezarlar.jpg


Bu kaya mezarı çok yüksek bir yerde, Gökırmak vadisine hâkim konumdadır. Mezar anıtının ön cephesi kayalara oyularak yapılmış üç sütunlu bir mabedi andırmaktadır. Sütunlar aşağıdan yukarıya doğru incelmekte olup, sütunların üzerindeki arşitravda bir insanla bir aslanın mücadelesini konu alan bir tasvir, onun yanında da bir insan başı görülmektedir.

Buzluk Mağarası

DuraanBuzlukMaaras.jpg


Sinop ili Durağan ilçe merkezine 10 km. uzaklıktaki Buzluk yaylasında bulunan Buzluk Mağarasının içerisinde yaz aylarında da buzların meydana gelmesi, kış aylarında da erimesinden ötürü Buzluk Mağarası ismi ile anılmıştır. Yörenin turistik yönden ilgi çeken tektonik özellikli bir mağarasıdır.

Durakhan (Kervansaray)

Sinop ili Durağan ilçesinde, İsmail Bey Camisi’nin (Eski Cami) yanında bulunan Durakhan kitabesinden öğrenildiğine göre, Selçuklu veziri Müinüddin Süleyman Pervane tarafından 1246 yılında yaptırılmıştır. İç Anadolu ile Karadeniz bölgeleri arasındaki ticaret yolu üzerindeki han, yöre halkı ve yolcular tarafından Durakhan olarak anılmıştır. Bu nedenle de bulunduğu ilçenin adı Durakhan olmuş, zamanla halk dilinde Durakhan Durağan’a dönüşmüştür.

08.jpg


Hanın kitabesi yerinden düştükten sonra korunması için İsmail Ağa Camisi’nin duvarına konulmuştur. Bu kitabeden Bekir Başoğlu Boyabat isimli kitabında söz ermektedir.

Kitabe:

”Emre bi imareti hazin - i Han İl menrure fi eyyami Devlet -iz Sultan.
El a'zam Şehinşah ile muazzam itibar üd-dünya ve'ddin Ebül Fatih Teyhüsrev.
El isfehar i-muazzam Melik-i Mülük İl-Ümera vel-vüzera emin üd Devleti ve'ddin avn ül-islam.
Perdvenetü A'zam Süleyman ibnü Ali a'lellahü şenehü nazara ehell ül abdi aakarühüm güher başübnü Abdillahfi zilhicce sene erbaun , sittine ve sittemiye.”


Arapça olarak yazılmış olan bu kitabenin mealen anlamını Bekir Başoğlu şöyle açıklamıştır:

“İslam’ın ve Müslümanların dinin ve devletin yardımcısı vezir, emir ve meliklerin meliki dünyanın ve dinin itibarı Fatih'ler babası Ulu Sultan Keyhüsrev'in emriyle bu Kervansarayı h.644 (1246) yılında büyük Pervane Süleyman bin Ali yaptırmıştır. İnşaatı kulların fakiri Kühürbaş Bin Abdullah nezaret etmiştir.”

Han moloz taş ve kesme taştan kireç harçlı olarak yapılmıştır. Dikdörtgen planlı han 22.50x14.00 m. ölçüsünde bir iç avlusu bunun çevresinde de 13 odadan, aşevi, hamam ve mescitten meydana gelmiştir. Selçuklu sanatının özelliklerini yansıtan han, açık avlulu han örneklerindendir. Hanın girişi üzerinde geometrik bezemeler ve kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe İsmail Bey Camisi’nin duvarına sonradan konulmuş ve hanın 1989-1992 yılları arasında restorasyonun yapıldığı sırada da bu kitabe tekrar eski yerine konulmuştur.

Girişin iki yanında diğer han odalarından farklı iki oda bulunmaktadır. Bu odalar hanın güvenliğini sağlayanlar ile hana girişi kontrol edenlere aitti. Avludaki han odaları ve arkasına yaslandığı hanın duvarları oldukça kalındır. Aynı zamanda buraya içerisinin aydınlatılması ve havalandırılması için mazgal pencereler açılmıştır. Hücreler beşik tonoz örtülüdür. Bunlardan ilk bölümdeki odalar hana konaklamak için gelenlerin dinlendikleri yerlerdir. İkinci bölüm hanın sağ tarafında yer alır. Bu bölümün ne amaçla kullanıldığı kesinlik kazanamamakla beraber ibadethane olarak kullanıldığı da iddia edilmiştir.

Durakhan döneminin en sağlıklı işlevi olan yapılarından birisidir. Sağdaki bölümde hanın hamamı, mutfağı da bulunmaktadır. Bu hamamdan yalnızca bir duvar kalıntısı günümüze gelebilmiştir.

Yağbasan Türbesi

Sinop ili Durağan ilçesi Yağbasan Köyü Alan Mahallesi’nde bulunan bu türbenin kitabesinde Süleyman, Polat, Kutluşah ve Emir-Ül Kebir Hasan Bey’in isimleri geçmektedir. Kitabesinden öğrenildiğine göre türbe 1395 yılında yapılmıştır.

Türbe kare kaideli olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Duvarlar moloz taş ve kireç harçla yapılmıştır. Doğu yönünde küçük bir kapısı bulunmaktadır. Günümüzde kubbenin üzeri yıkılmış ve harap bir durumdadır.
 
Üst