
Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Devrekâni’nin batı ve kuzeybatısında Küre, güneybatısında Daday, güneyinde Kastamonu Merkez, doğu ve güneydoğuda Taşköprü, kuzeydoğuda Çatalzeytin, kuzeyinde de Bozkurt ilçesi yer almaktadır. İlçe topraklarını kuzeyde Küre Dağlarının güney yamaçları engebelendirir. Güney ve güneydoğusunu 1000-1500 m. yüksekliğinde platolar çevirir. Bu plato alanı Devrekâni Çayı vadisini bir çöküntü alanı ile parçalamıştır. Kuzeydoğuda geniş vadilerle parçalanmış platolar yer almaktadır. İlçe topraklarını Devrekâni Çayı sulamaktadır. Bu çayın çevresinde doğu-batı doğrultusunda uzanan Devrekâni Ovası bulunmakta olup, bu ova aynı zamanda Kastamonu’nun en geniş düzlüğüdür. İl Merkezine 32 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 742 km2 olup, toplam nüfusu 13.973’tür.
İlçe, Karadeniz ardı iklim bölgesine girmekte olup, genel olarak karasal iklim hüküm sürer. Yazları sıcak, kışları karlı ve donludur. Yağış genellikle ilkbahar ve sonbaharda yağar. Bu yağış kışın kar şeklindedir.
İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılık dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, buğday, kaplıca buğdayı, arpa, patates, sarımsak, elma, erik ve armuttur. Hayvancılıkta ise koyun, tiftik keçisi ve sığır yetiştirilir.

Devrekâni’de İlk Tunç Çağı’na ait olduğu sanılan dikilitaşlar bulunmuş, ayrıca Kınık'ta yapılan arkeolojik kazılarda tarih öncesine ait bazı buluntularla karşılaşılmıştır. . İlçenin İlkçağ tarihi ile ilgili kesin bilgi bulunmamakla beraber, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Kastamonu ve çevresinde Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Kastamonu ve yöresi, MÖ.XVIII.yüzyılda Gas’ların yurdu olarak isimlendirilmiş ve onları Hititler izlemiştir. Hititlerden sonra Frigyalılar, Kimmerler ve Lydialıların egemen olduğu bölge, M.Ö.IV.yüzyılda Perslerin eline geçmiştir. M.Ö.IV.yüzyılda Büyük İskender Anadolu’nun büyük bir bölümü ile Kastamonu yöresini de egemenliği altına almıştır. İskender’in ölümünden sonra yöreyi ele geçiren Pontus Krallığı M.Ö.I.yüzyılda Romalılar tarafından ortadan kaldırılmıştır. Uzun süre Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan yöre M.S.395 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) toprakları içerisinde kalmıştır.
Bizanslılardan sonra, Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve yöre, 1392 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır.
Osmanlı döneminde Sancak merkezi olan Kastamonu’ya bağlı bir köy idi. Bu durum Tanzimat dönemine kadar devam etmiş, 1906 yılında çevre köyleri buraya bağlanarak nahiye konumuna getirilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1944’te Kastamonu’ya bağlı ilçe yapılmıştır.
İsmail Bey CamiiKastamonuluların Kurtuluş Savaşına fiilen katılış tarihi ,İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin ertesi günü,16 Mayıs 1919 tarihidir. Bu tarihte Kastamonu ve çevresinde işgali protesto mitingleri başlamıştır.19 Eylül 1919 tarihinde Müdafa-i Hukuk Cemiyetine giren Kastamonlular resmen Kurtuluş Savaşına katılmışlardır. Kuvay-i Milliye ile birleştikten sonra da, İnebolu-Ankara arasında çoluk- çocuk, genç-ihtiyar kağnı arabaları ile cephane taşımışlardır. Devrekani Müdafa-i Hukuk Cemiyeti’nde görev alan Kastamonululardan bazıları; Mühtüoğlu Mehmet Bey, Kulaksızoğlu Hacı Osman Bey, Vefaoğlu İzzet Bey, Çalcalı Numan Bey’lerdir. Ayrıca Baltacak köyünden olan 1323 doğumlu Necibe İşitir de, Kurtuluş savaşı sırasında İnebolu-Kastamonu arasında kağnı arabaları ve katırlarla cephane ve mermi taşımıştır.16.03.1996 yılında vefat eden Necibe Hanım ilçe merkezinde Necibe Nine adı verilen şehitliğe gömülmüştür.
İlçede günümüze gelen tarihi eserler arasında; İsmail Bey Camisi, Çayırcık Camisi, İnciğez Camisi, Kadı Çelebi Camisi, Balabanlar Camisi, Kıvraç Camisi, Kurt Şeyh Türbesi, İsmail Bey Hamamı, Çayırcık Hamamı, Şişmanoğlu Hamamı, Haydar Çeşmesi ve Hacı Sofu Çeşmesi bulunmaktadır.
Haydar Çeşmesi
Kastamonu Devrekani ilçesi İsmail Bey Camisi’nin yakınında bulunan bu çeşme yapım tarihi bilinmemektedir. Üzerindeki kitabeden 1763 yılında çeşmenin mütevellisi Ahmet Bey tarafından onarıldığı öğrenilmektedir. Bu kitabe 0.60x0.40 ölçüsünde nesih yazılıdır.
Kitabe;
Harab oldu Haydar çeşmesi
Tamir eyledi Elhac Mehmed Mütevellisi
Kim Bu Ma’dan şurbederse desün üç kere Bismillah
Dahi salis Hamdu lillah desun derdi resulüllah
Tamir eyledi Ahmed Mütevellisi. H.1177 (1763) .
Çeşme moloz taştan yapılmış olup, 6 m. yüksekliğinde, 2 m. genişliğindedir. Cephesinde ayna taşı ve yalağı bulunmaktadır.
Hacı Sofu Çeşmesi
Kastamonu Devrekani ilçesi, İsmail Bey Camisi’nin arka tarafında bulunan bu çeşmenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Üzerindeki Rık’a yazılı 0.60x070 m. ölçüsündeki kitabeden Hacı Sofuoğlu Mustafa tarafından 1801 yılında onarıldığı öğrenilmektedir.
Kitabe;
Sahib ul-hayrat v’el-hasenat
Kim Bu ma’dan şurbederse
Üç kere Bismillah dahi salis Hamdu illah
Desün derdi resulullah harabe meyi
Eyledi çeşme Hacı Sof muvaffak ola
Tamir mütevelli oğlu Mustafa Abdullah H.1216 (1801).
Çeşme moloz taştan yapılmış olup, cephesinde iki kemer içerisinde ayna taşı alınmıştır. Önünde yalak taşı bulunmaktadır. Çeşme günümüzde harap durumdadır.
İsmail Bey Hamamı
Kastamonu Devrekani ilçesi, İsmail Bey Mahallesi’nde, İsmail Bey Camisi’nin yanında bulunan bu hamamı, Candaroğullarından İsmail Bey (1443-1461) yaptırmış ve camiye vakfetmiştir.
Hamam moloz taştan yapılmış, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk bölümü 3.20x3.20 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Buradan ılıklığa ve sıcaklık bölümüne geçilmektedir. Sıcaklık bölümünün üzeri de kubbe ile örtülüdür. İç kısımdaki eyvanlara halvet hücreleri yerleştirilmiştir.
Hamam Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinden mahkeme ile Devrekani Belediyesi mülkiyetine geçmiştir.
Hamam günümüzde harap ve kullanılmaz durumdadır.
Çayırcık Hamamı
Kastamonu Devrekani ilçesi, Çayırcık Köyü’nde bulunan bu hamamın ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Halk arasında Gelin hamamı olarak isimlendirilen hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur.
Moloz taştan yapılmış olan hamamın 9.00x8.00 m. ölçüsünde, kareye yakın dikdörtgen planlı ahşap bir soyunmalık bölümü bulunmaktadır. Buradan 2,5 m. uzunluğundaki bir girişten sonra 9.00x8.00 m. ölçüsünde sıcaklık bölümüne geçilmektedir. Sıcaklığın üzeri kubbeli olup, yine üzerleri kubbeli üç halvet burada yer almaktadır. Hamam günümüzde özel mülkiyette olup, harap durumdadır.
Kurt Şeyh Türbesi
Kastamonu Devrekâni ilçesi Kurt Şeyh Mahallesi, Tekke Sokak’ta bulunan bu türbe Nakşibendi tarikatının kurucularından Kurt Şeyh ismi ile tanınan İbni Esşeyh Kurt Dede’ye aittir.
Kastamonu Valiliği’ndeki bu şeyh ile ilgili bir belgede 1028 (1618) tarihi bulunmaktadır. Buna dayanılarak türbenin XVII.yüzyılın sonlarına doğru yapıldığı sanılmaktadır.
Moloz taştan yapılan türbe değişik dönemlerde onarım görmüş ve mimari yönden özelliğini yitirmiştir.
İsmail Bey Camisi
Kastamonu Devrekani ilçesinde, İsmail Bey Mahallesi’nde bulunan bu cami Kastamonu Şer-i Sicillerinden öğrenildiğine göre, İsmail Bey tarafından yaptırılmıştır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır.

Cami, moloz taştan yapılmış, üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür.İbadet mekanı 18.50x11.50 m. ölçüsündedir. Sonraki yıllarda bu bölüm genişletilmiştir. Alçı mihrap ve minber oldukça basittir. Minber ahşaptan yapılmıştır. Taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tuğla minaresi bulunmaktadır. Yakın tarihlerde bu camiye ikinci bir minare daha eklenmiştir.
Kadı Çelebi Camisi
Kastamonu Devrekani ilçesinde, Devrekani-Şenlik yolu üzerinde Bozkocatepe Köyü’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre Kadı Çelebi oğlu Ömer tarafından 1577’de yaptırılmıştır.
Cami moloz taştan yapılmış, üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür. Minber ve mihrabı oldukça basit olup herhangi bir özelliği yoktur. Caminin giriş kapısı ve üzerindeki kitabesi dışında mimari bir özellik taşımamaktadır.
Caminin mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır.
Balabanlar Camisi
Kastamonu Devrekani ilçesine 5 km. uzaklıktaki Balabanlar Köyü’nde bulunan bu cami kitabesinden öğrenildiğine göre, 1904 yılında onarım görmüştür. Caminin 1867 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Banisi bilinmemektedir.
Mimari yönden bir özelliği bulunmayan cami moloz taştan yapılmış, üzeri de çatı ile örtülmüştür.