Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Adıyaman İli'ne bağlı Besni'nin batı ve kuzeybatısında Gölbaşı, kuzeydoğu ve doğusunda Adıyaman Merkez İlçesi, güneyinde Şanlıurfa ile Gaziantep, güneybatısında da Kahramanmaraş bulunmaktadır. Besni'nin batısı Güneydoğu Torosların barı uçları ile çevrelenmiştir. Kuzeydoğu ve güneybatı doğrultusunda uzanan bu dağlar İlçenin batı kesimlerinde alçalarak plato özelliği gösterirler.
İlçe topraklarını Fırat Nehri, Göksu Irmağı, Ağdere, Sofraz Çayı, Tavaş ve Çövenek sularının birleşmesinden meydana gelin Keysun Çayı sulamaktadır.
Yüzölçümü 1.330 Km2 olup, Rakımı 1.050 metredir.
İlçede zaman zaman kara iklimi, zaman zaman da Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir. 1050 metrelik rakımın da etkisi ile kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise serin ve kuraktır. Atatürk Barajının yapılmasıyla İlçenin ikliminde hissedilir bir farklılık meydana gelmiş, nem ve yağış miktarı artmıştır. İlçede sonbahar ilk don tarihi Kasım ayının sonuna, İlkbahar son don tarihi ise Mart sonu Nisan başlarına rastlamaktadır. En soğuk ayı Ocak, en sıcak geçen ayı ise Temmuz ayıdır. Yıllık yağış ortalaması 704.5 mm.dir.
Besni'nin ismi tarihte Behisni, Bihisni, Besne, Behesna, Behisti gibi sözcüklerle anılmıştır. Bazı kaynaklara göre de Farsça'da eşsiz veya cennet anlamına gelen Hesna sözcüğünden türediği de belirtilmiştir.
Besni yöresi tarihte Akatların, Hurrilerin, Mitannilerin ve Asurluların akınlarına uğramıştır. Burada MÖ.1500'lerden sonra Perslerin, Helenlerin ve Romalıların eline geçmiştir.
Besni Ören Mevkii
Halife Ömer zamanında Halid Bin Velid'in komutanlarından Rebiatu'l-Bahali yöreyi ele geçirmiştir. Bizans ve Abbasiler arasında el değiştiren Besni ve çevresi 1149'da Maraş senyörlüğünün egemenliğinde kalmıştır. Bu durum Selçuklu, Eyyubi ve Moğol istilalarına uğrayıncaya kadar sürmüştür. Sultan I.Beyazıt Besni ve çevresini 1395'te Osmanlı topraklarına katmıştır. Bundan sonra 1400'de Timur'un ordularının işgaline uğramış, daha sonra Dulkadiroğulları ile Memlûklar arasında el değiştirmiştir.
Yavuz Sultan Selim Mısır seferi sırasında Besni yöresini Dulkadiroğulları'nın yönetimine bırakmıştır. 1521'den sonra, Dulkadiroğulları'nın Osmanlılara katılması ile Besni de Osmanlı Devletinin Malatya sancağına bağlı bir kaza olmuştur. Cumhuriyet döneminde Malatya'ya bağlı bir ilçe iken, Gaziantep'e (1926), tekrar Malatya'ya (1933), Adıyaaman'ın 1954'te il olması ile de ona bağlanmıştır.
Besni Kalesi
İlçenin yaklaşık 2 km. güneyinde olan kale, üç tarafı sarp kayalıklarla çevrili sivri bir tepenin üzerinde kurulmuştur.Kaleye yalnızca güneyden dik bir yamaçtan çıkılabilmektedir. Kalenin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Hititlerden kaldığı sanılmaktadır. 13.Yüzyılda Memluklerin hakimiyeti zamanında (1923) Besni Kalesi sağlamlaştırılır. Timur’un Anadolu’yu işgali sırasında, 1400’lerde Timur’luların eline geçmiş, Yavuz Sultan Selim 1516’da bu kaleyi ele geçirmiş ve onarmıştır. Günümüze harap durumda ulaşabilmiştir.
Kalenin ortasında bir kuyu bulunmaktadır.Batı kesiminde bir anıtı andıran karşı karşıya yapılmış iki büyük yapır vardır.Halk arasında Çifte Mancınık adı verilen bu iki mancınık arasında esirlerin asılarak düşmana gösterildiği ve gözdağı verildiği rivayet edilmektedir.
Keysun Kalesi
Besni İlçesinin güneyindeki Çakırhöyük (Keysun) bucağında, geniş bir ovanın ortasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Günümüze surlarından birkaç parça gelebilmiştir.
Tarih boyunca ova ortasında bulunduğundan ötürü bir çok kez yakılıp yıkılmış, sık sık da el değiştirmiştir. Kalenin çevresindeki Ovene ve Tavas isimli su kaynakları ünlüdür.
Kızılin (Göksu) Köprüsü
Gümüşkaya Köyü’nün 3 km. kuzeybatısında Göksu Çayı üzerindeki Göksu Köprüsü Roma döneminde, MS.I.-II. yüzyılda yapılmıştır. Bu köprü Samsat’ı Besni’nin Çakırhöyük Bucağına bağlamaktadır.
XIX.yüzyılın sonlarında burada çıkan bir itilaf nedeni ile dinamitlenerek yıkılmıştır. Köprü üç kemerlidir. Orta kemerin iki ayağı arasındaki açıklık yaklaşık 20 - 30 m. kadardır. Köprü kitabesinde "Azimül, Cesimü'l, Mühimmat. elbina-ül kavmülat. Beynel Keysun-ül Samsat" yazılıdır.
Günümüzde köprünün orta kemeri dışında kalan bölümleri sağlam durumdadır.
Sesönk Dikilitaşı
Besni İlçesinin 33 km. güneydoğusundaki Kızıldağ üzerinde Kommegene Kralı II.Mithridates tarafından yaptırılan anıt mezar, 10 metre yüksekliğinde 3 çift sütun ile çevrelenmiştir.
Bu sütunlar üzerinde kadın, erkek ve aslan kabartmaları bulunmaktadır.
Ulu Cami (Kurşunlu Cami)
Caminin kuzey cephesindeki giriş kapısı üzerindeki kitabeden XVII.yüzyılda yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Besni’nin en büyük camisi olan bu yapının önünde iki sıralı sütunların meydana getirdiği üç bölümlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Doğu yönündeki minare ile birlikte L şeklinde bir plan düzeni göstermektedir. İbadet mekanı mihrap duvarına paralel üç sıralı ve her sırada üçer sütun ile dört nefe ayrılmıştır. Sütunları birbirine bağlayan kemerler üst örtüyü taşımaktadır.
Kuzeydoğusundaki minare saçak hizasına kadar kare kaide üzerinde yükseldikten sonra şerefe altı zengin mukarnaslarla süslü silindirik gövdeye geçilmektedir. Caminin biri minare yanında, diğeri de ibadet mekanının altındaki beden duvarlarında olmak üzere iki çeşmesi bulunmaktadır.
Besni Ulu Camisi mimari elemanları, iç mekan düzeni ve üst örtüsü ile yerel bir üslubu yansıtmaktadır.
Toktamış Camisi
Günümüzdeki Besni’nin güneyinde terk edilmiş olan Eski Besni’nin bulunduğu yerdeki bu cami, oldukça harap ve yıkık durumdadır. XVII.yüzyılda yapıldığı sanılırsa da bu iddia kesin değildir.
Caminin son cemaat yeri ve minaresinin dışında kalan bütün bölümleri moloz taştan yapılmıştır. İbadet mekanı duvarlarında yer yer ağaç hatıllar kullanılmıştır. Son cemaat yeri ile orijinal olan minaresi keme taştandır. Üst örtüsü toprak damlıdır. İbadet mekanı dikdörtgen planlı olup, yöresel mimari üslubunu yansıtmaktadır.
Külhanönü Camisi
Bu caminin ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapıda kullanılan malzeme ve mimari elemanlara dayanılarak geç devir Osmanlı camisi olduğu sanılmaktadır.
Dış duvarları kesme taştan olup, dikdörtgen planlı caminin önünde üç bölümlü son cemaat yeri vardır. İbadet mekanı üç sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır. Üst örtüsü çatı ile kaplanmıştır. Kuzeybatı köşesine son cemaat yerinin çıkıntısı ile caminin ana duvarlarının birleştiği yere kare kaideli on iki kenarlı gövdesi olan minare yerleştirilmiştir.
Çarşı Camisi
Eski Besni’nin merkezinde bulunan bu cami çarşı içerisinde olduğundan ötürü Çarşı Camisi olarak tanınmıştır. Kapısı üzerindeki kitabeden 1492 yılında Kalaunoğlu Mehmet Nasır tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir. Bu kişinin Mısır Kölemen Sultanları ile bağlantısı olup olmadığı bilinmemektedir.
Cami yöresel üsluba göre yapılmış, düzgün bir planı bulunmamaktadır. Girişte aynı zamanda avlu olarak kullanılan bir son cemaat yeri ve dikdörtgen planlı ibadet mekanı bulunmaktadır. İbadet mekanı, iki sıra halinde üçer sütunla üç nefe ayrılmıştır. Caminin ikinci katında ne amaçla bilinmeyen bir takım odalar yer almaktadır.
Dış cephesinin yalnızca doğu yönünde pencereler açılmış, diğer yönlere de yontma taştan sağır duvarlar yerleştirilmiştir. Batı cephesi arazi meylinden ötürü toprak altında kalmıştır. Bu nedenle de caminin üzerini örten topraktan arazi seviyesi ile aynı hizaya gelmiştir. Doğu cephesinde giriş kapısı üzerine 12 kenarlı minaresi yerleştirilmiştir.