Colinmccay
Yönetici
- 27 Haz 2009
- 6,995
- 11,989
Belen ilçesi Doğu Akdeniz’de Amanos dağlarının hem İskenderun Körfezi’ne bakan yüzeylerinde, hem de Amik ovasında toprakları olan bir konumdadır. İlçe merkezi Amanoslar üzerindeki çok önemli bir geçit olan ve yüksekliği 660 metre olan Belen geçidi üzerinde kurulmuştur. İlçenin en yüksek rakımı Çobandede tepesidir. İlçemizin doğusu Kırıkhan, batı ve kuzeyi İskenderun, güneyi Antakya ve güneybatısı Samandağ ilçeleri ile çevrilidir. Bir merkez belediye ve 10 köyden oluşmuştur.
Körfeze doğru inildiğinde narenciye ve az da olsa sıcak iklimlerde yetişen pamuk ürünleri, Amanos dağları üzerinde ise elma, kiraz, vişne, trabzon hurması gibi soğuk iklimi seven bitkiler yetiştirilmektedir. Kışları soğuk ve yağışlıdır. Yazları ise serin olması nedeniyle sayfiye yeri olarak kullanılmaktadır.
İlçe merkezi komşu ilçe olan İskenderun’a 15 km mesafede olması nedeni ile sanayi kuruluşu yönünden gelişememiştir. Araziler küçük, çok parçalı aile işletmeciliği şeklindedir. Bunun yanında köylerde pazarlamaya yönelik meyvecilik ziraatı giderek yaygınlaşmaktadır.
Tarihçesi
Belen'de ilk yerleşimin ne zaman başladığı bilinmemekle beraber, Emeviler zamanında tarihte ismini ilk kez duyurmuştur. Ayrıca Osmanlı Vilayet Salnamelerinde Belen'den, Beylan olarak söz edilmiştir. Bu sözcüğün "Beyi" anlamında bir kökten türediği ve iki dağ arasındaki bir yer olduğu söylenmektedir. Belen, Orta Asya Türkleri'nin kullandığı bir sözcük olup, Anadolu'nun diğer bölgelerinde de aynı isme rastlanmaktadır. Ayrıca Balkanlarda bu isme rastlandığı gibi seyahatnamelerde de yer almıştır.
Antik dönemde “Suriye Kapısı”, “Amanos Kapısı”; Ortaçağda “Pagrae”; Arap kaynaklarında “Bakras” ve zaman zaman “Bab-ı İskenderun”, “Mozaik Bagras” gibi adlarla anılan geçidin, Belen yerleşiminin kurulmasıyla birlikte birkaç kilometre Gedik ile Derebahçe arasında kalan 2 km. uzunluğunda devam eden boğazın denize bakan ucuna “Belen”; Amik ovasına doğru olan doğu tarafına ise “Bagras” adı verilmiştir. Karaağaç bölgesinde Tellihöyük veya Karaağaç adını taşıyan höyükte Mc. Ewan’ın bulunduğu bazı çanak – çömlek parçaları, burada antik çağ öncesinde yerleşim olduğunu göstermektedir.
XVI.yüzyılda Kanuni Sultan yol güvenliğini sağlamak için buraya bir derbent teşkilâtını kurmuş 1552 yılında da cami, hamam ve han yaptırmıştır. Ayrıca Belen'in İskenderun çıkışında yoldan 7-8 m. aşağıda XVIII. yüzyılda bulunan kümbet Abdurrahman Paşa'nın mezarı üzerine yapılmıştır. Çevresinde Paşa'nın ailesine ait mezarlar bulunmaktadır. Belen'de ayrıca 1914 yılında şehit olan 41.Fırka kahramanları için 1981 yılında bir anıt yapılmıştır, çevresi park şeklinde düzenlenen bu anıt ana yola göre bir hayli yüksektedir.
Antakya-İskenderun arasındaki Kızıldağ eteklerinde bulunan Bakras Köyü yakınlarındaki kale sarp bir tepenin üzerindedir. Roma döneminde yapılan bu kale Anadolu Suriye yolunu kontrol etmek amacıyla yapılmış olup, Osmanlı döneminde de onarılarak kullanılmıştır. Kalenin bir bölümü bugün ayaktadır. Belen ile ana yol arasında kaleye giderken sol tarafta görülen kalıntılar ve onun karşısındaki köprü, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 2552'de yaptırılan Karamurt Hanı'dır. yapımından 150 yıl sonra yenilenen bu hanın yanına cami, sıbyan mektebi ve imaret eklenmiştir. Günümüze dış duvarlarından pek azı gelebilmiştir. Köprü iyi bir durumdadır.
İlçede günümüze gelebilen eserler arasında;
Kanuni Sultan Süleyman Cami
Bakras Kalesi bulunmaktadır.
Bakras Kalesi
İskenderun-Antakya Yolunun 27. Km. sinde Bakras köyü çevresinde, Amanos dağları eteginde kurulmuş bir karakol şatosudur. Kalenin yapılışı, Helenistik döneme aittir. Kalenin önemi ise, Arabistan yolunu kontrol altında tutmasından ileri gelmektedir. Çeşitli zamanlarda onarım görmüş olan bul kale, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında, Osmanlı topraklarına katılmıştır. Üzerinde bir kilise vardır.
Alıntıdır. bakunin tarafından düzenlenmiştir.