Ayancık

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,146
NeverLand
snopayancikdo4copydx9.jpg


Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Sinop İline bağlı bir ilçe olan Ayancık, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Sinop ili Boyabat ilçesi ve Kastamonu İli Taşköprü ilçesi, batısında Sinop ili Türkeli ilçesi ve doğusunda da Sinop ili Erfelek ilçesi ile çevrilidir. İlçe merkezi 202 metre yükseklikteki Maltepe ve Ayantepe ile deniz arasında Ayancık Çayı Vadisinde kurulmuştur. İlçe adını Ayan tepesinden almıştır.

Ayancık’ı doğu-batı doğrultusunda uzanan Küre (İsfendiyar) Dağlarının doğu uzantıları, kuzeyindeki dar kıyı şeridi ve güneydeki yüksek engebeli kesimler ikiye bölmektedir. Karadeniz ile iç kesimler arasında Küre Dağları bir duvar gibi yükselmektedir. Bu dağların yamaçları orman örtüsü ile kaplıdır. Bu orman örtüsü Çangal ve Zindan ormanları olarak isimlendirilmektedir. Kuzey Anadolu sıra dağları üzerindeki Zindan Dağı (1.750 m.) ile Çangal Dağı (1.605 m.) ilçenin en yüksek noktalarıdır.

AYANCIK.jpg


İlçe topraklarını Küre Dağlarından kaynaklanan irili ufaklı derelerin oluşturduğu Ayancık Çayı sulamaktadır. Ayancık Çayı, geniş bir alanın sularını toplayıp tek kol halinde İlçe merkezinden denize dökülür. İlçede yapay bir göl olan Akgöl dışında doğal veya yapay göl yoktur. İlçenin yüzölçümü 876 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre; toplam nüfusu 26.047’dir.

sinop-ayancik-akgol.jpg


İlçenin doğal bitki örtüsünü ormanlar oluşturmaktadır. Bitki örtüsü çok zengin ve yoğun olup, yükselti kuşaklarına göre farklılaşmaktadır. Kıyı kesiminde yayvan yapraklı orman dokusu, makilik ve fundalıklar ile kültür bitkileri yaygındır. Kıyıdan itibaren yükseldikçe iğne yapraklı ağaç ve bitki türleri yoğunluk kazanmaktadır. Ormanlarda çam, köknar, meşe, gürgen, kayın, dişbudak, karaağaç, ıhlamur, çınar, kestane, kavak çeşitli maki ve çalı türleri yer almaktadır.

İlçede tipik Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir. Kışları serin ve yağışlı, yazları kurak ve nemlidir. Yıllık ortalama sıcaklık 14.0 C.dir. En yüksek ortalama Temmuz ayında olup, 22.2 C.dir. Yıllık ortalama yağış 1003,1 mm.dir.

GynekYakas.jpg


İlçe ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık ve küçük sanayie dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında, mısır, keten, meyve, sebze, ceviz ve fındık kestane gelmektedir. İlçede Hayvancılık ve Arıcılık alanında da son yıllarda bir canlılık gözlenmektedir. Balıkçılık ilçe ekonomisinde önemli olup, mevsimine göre Kalkan, Lüfer, Palamut, Mezgit, İstavrit, Barbunya, Kefal ve Hamsi gibi balıklar avlanmaktadır. Küçük el sanatlarını oluşturan keten üretimi ve dokuması ile Ayancık Bürümcüğü adı verilen giysi, halı ve kilim dokuma da ekonomisinde önemlidir.

Sinop’un 1994 yılında Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli İller kapsamına alınmasından sonra ilçede ufak çapta, özellikle tekstil alanında özel sektör tarafından küçük ve orta ölçekli işletmeler açılmıştır. İlçede sanayi kuruluşu olarak, Kereste ve Yonga Levha Fabrikası Ayancık Orman Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş., Taciroğlu Orman ürünleri Ticaret ve A.Ş. , Ayancık Mobilya ve Ders Araçları Üretim ve Pazarlama A.Ş. ve Yenikonak Köyündeki keten stok durumuna göre faaliyet gösteren Keten İşleme Fabrikası bulunmaktadır.

İlçenin tarihi eski çağlara kadar uzanmaktadır. Antik Çağda Paflagonya bölgesi içerisinde yer alan Ayancık yöresinde Hititler, Miletos göçmenleri, Pontus Rum İmparatorluğu hüküm sürmüştür. XI.yüzyılın sonlarında Danişmendoğulları egemenliğine giren yöre, 1204’te Anadolu Selçuklularının, 1259’da Pervaneoğullarının, 1292’de Candaroğullarının yönetiminde kalmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon ele geçirdiği 1461 yılında, Sinop ile birlikte Ayancık da Osmanlı topraklarına katılmıştır.

İnaltı MağarasıOsmanlı döneminde Ayancık ve çevresi Kastamonu’ya bağlı dört kadılıktan biri tarafından yönetilmiştir. Tanzimat’ın ilanından sonra Ayancık ve çevresinde kaza yönetimi kurulmuş ve kaza merkezi olarak da Ayandon (Türkeli) ilçesine bağlı Ayazköyü yapılmıştır.

XIX.yüzyılın başlarında küçük bir yerleşim yeri olan Ayancık, 1860 yılında Ayantepesi eteklerinde İstefan adı ile kurulmuş ve aynı yıl kaza olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra da Sinop’a bağlı ilçe konumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen herhangi bir tarihi eser olmayıp; Çangal, Akgöl, Karlık Yaylası ve Düdeni, İnaltı Kanyonları, İnaltı Mağaraları ilçenin doğal güzellikleri bulunmaktadır.

ESKİ CEZAEVİ (KİLİSE)

Yalı Mahallesi sahil kesiminde bulunan bina eski bir kilise yapısı olup yıllarca cezaevi olarak kullanılmıştır. Bizans dönemine ait olan ve bugün boş olan bina düzenlendiğinde kültür merkezi olarak kullanılmaya müsaittir.

YALI CAMİİ

1981 yılında Ömer Seyfettin'in hikayesini anlattığı Ayancık Camiidir. Bilinmeyen bir nedenle yıkılmış ve yerine 1908 yılında şimdiki Yalı Camii yapılmıştır.

AYANCIK ASKERLİIK ŞUBESİ

1900 yılında, Istefan'daki kilise harabelerinin sütunları kullanılarak, ayni üslupla inşa edilen ve Askerlik Şubesi binası olarak kullanılan bina restore edilmiştir. Kesme tastan yapılan binanın ön cephesi sütunlu ve iki kat halindedir. Yapımında kilise harabesinden getirilen taslar kullanılmıştır.

ISTEFAN KAYA MEZARLARI

Ön tarih devirlerinden kalan ve henüz hiç bir bilimsel araştırmanın yapılmadığı Pontus Krallarına ait kaya mezarları İlçenin batısındaki Istefan, (Çaylıoğlu) köyü sınırları içinde bulunmaktadır.

ISTEFAN SULU KILISESI

Yine ayni yerleşim yerinde istefan burnunun bati yakasında, toprak altında olup içi toprak ve su dolu haldedir. Galerilerinden biri toprak üstündedir. Halk içinin su dolu olması ve çevresinin de su kaynağı yönünden çok zengin olması nedeni ile buraya sulu kilise adini vermiştir. Henüz hiçbir kazı çalışması yapılmadığı alanda eski bir höyük bulunmaktadır.

İNALTI MAĞARASI

İnaltı Köyü köyün hemen arka yamacında bulunan mağara ile ünlenmiştir. Deniz seviyesinden 1070 m. yüksekte olan mağaranın oldukça büyük olan ağzı köyden görülebilmektedir. Köyde biraz soluklandıktan sonra yaklaşık 500 metrelik bir tırmanıştan sonra mağaraya ulaşılmaktayken, 2002-03 yıllarında yapılan yol ile mağaranın 50 m. altına kadar araçla gidilebilmektedir. Buradan 50 metrelik merdivenle mağaranın ağzına ulaşılabilir. Mağara ağzında geniş bir sahanlık bulunmaktadır.
İnaltı mağarası gerek mağara içi damlataşları ve arkeolojik özelliği, gerekse de doğal çevrenin güzelliği nedeniyle, turizm amaçlı kullanıma son derece uygun şartlara sahiptir.

AyanciknaltMaaras.jpg


Ortalama uzunluğu 7500 metre olan mağaranın son noktası girişten 24 metre aşağıdadır. Doğu-batı yönünde büyük bir (S) çizerek uzanan mağaranın giriş ağzı ve gerisindeki salonun tavan yüksekliği 20 metreden fazla, genişliği ise 18 metredir. Giriş salonu boyu 125 m, tavan yüksekliği 6-22 m, genişliği 7-13 metreler arasında değişen düzgün bir galeriye açılır. Bu galeri mağaranın en geniş ve en kuru bölümüdür. Buradan sonra daralarak ilerleyen mağarada sarkıt, dikit, sütun, örtü ve duvar damlataşları, damlataş havuzları görülmeye baslar. Yatay gelişmiş kaynak konumlu fosil bir mağara İnaltı mağarasında damlataşların çoğu genişlemiş olan orta bölümde yer almaktadır. Buna karşılık mağara tabanına yakin alt kesimlerde ve su düzeyinin hemen üzerinde Karnabahar ve Patlamış Mısır şekilli damlataşlar da bulunmaktadır. Mağaranın içinde yer yer su birikintilerine rastlanmakta olup bazıları ilerlemeyi zorlaştıracak şekilde derindir. Mağara girişinde görülen duvar kalıntıları, tarihi dönemlerde iskan alanı olarak kullanıldığı sanılan mağaraya arkeolojik değer de katmaktadır.

inal.jpg


Inaltı mağarasının elektrifikasyonu, trafo, kapı, merdiveni, çeşme ve tuvaleti yapılmış; mağara içindeki gezi güzergahı ve kır kahvesi yapım çalışmaları devam etmektedir.
Mağara civarında Kanyon, Akgöl ve Karlık Yaylası ve Düdeni gibi doğal güzelliklerin de bulunması mağaranın önemini daha da arttırmaktadır. Hazırlanan projelerle günübirlik ziyaretçilerin ihtiyaçlarına yönelik tesislerin yapılması yanında çoğunluğu bos olan köy evlerinin de pansiyon olarak kullanıma açılması planlanmaktadır.

İNALTI KANYONLARI

Ayancık - Kastamonu yolunun 17. km sinden ayrılan stabilize yol ile ulaşılan kanyonlar ve mağara ilçenin en güzel rekreasyon alanlarındandır. Yol güzergahında İnaltı yerleşmesi ve Alabalık Tesisleri de bulunmaktadır. Tesislerden sonra ulaşılan kanyon yolunun bir tarafı sarp kayalık öbür tarafı çay yatağından oluşmaktadır. Birkaç yerde çayın içinden geçen yol çay suları yüksek olmadıkça taksiler tarafından da kolaylıkla aşılabilmektedir. Ancak kar sularının eridiği ilkbahar ayları ile sonbahar aylarında yalnızca arazi taşıtları ile geçilebilmektedir. Zaman zaman da ağaç köprülerden geçilerek ilerleyen yol safari turları için oldukça müsait doğal bir parkurdur.

Kanyonun en can alici bölümü ; sarp kayalıklardan akan suların oluşturduğu küçük şelaleler ve çamur ve yosunların oluşturduğu sarkıt ve travertenlerin bulunduğu 1 km lik mesafedir. Bu alanı gruplar ve ziyaretçiler özellikle yürüyerek geçmeyi tercih etmektedirler. Kanyonun bitiminde orman içinde devam eden yol Alabalık Üretme tesislerini de (kapalı) geride bıraktıktan sonra İnaltı Köyüne ulaşmaktadır. Ormanlardan tomruk nakletmek için kullanılan Eski buharlı trenin dekovil hattının da geçtiği kanyonu iki vadisinde bulunan orman idaresine ait terk edilmiş barakalar kanyon ve bölge turizmi canlandığında tesis olarak kullanılmaya oldukça müsaittir.

AKGÖL

Ayancık ilçesinin güneyinde Ayancık-Kastamonu yolunun 31.km sinde, yoldan da 5 km içeride bulunan Akgöl; 1200 metre yüksekliktedir. Etraftaki sık gök nar ormanları içinden akan iki çayın birleştirerek oluşturduğu göl ortalama 3 dönüm alan kaplamaktadır.

akgol.jpg


Gölün yanında orman isletmesine ait bir tesis bulunmaktadır. Günübirlik piknik için uygun olan göl civarındaki orman içlerinde piknik masaları ve ızgara yerleri bulunmaktadır. Çevre ormanlarda yaban domuzu, ayı, kurt, çakal ve tavsan gibi av hayvanları mevcuttur.

Akgöl'e ulaşmak için inilen 5km lik yol stabilize olup buradan da İnaltı bölgesine doğru yol devam etmektedir. Bu yol üzerinde bulunan İnaltı Mağarası ve Kanyonları safari turlar ve yürüyüşler için de müsaittir. Kış mevsiminin uzun geçtiği bölgede küçük kayak pistlerinin de yapılabileceği uygun orman içi boşluklar mevcuttur.

ÇANGAL

Ayancık-Kastamonu yolunun 25. km sinde yoldan 3 km içeride bulunan Çangal ; orman içindeki açıklık alana kurulmuş bir yerleşim yeridir. Burada Orman İsletmesine ait idare binaları , misafirhane ve lojmanlar bulunmaktadır. Binalar tek katli olup arazi üzerinde dağınık vaziyettedir.
Küçük bir tatil köyü havası yaratılmıştır. Tesisler Ayancık kereste Fabrikasını kuran Belçikalı ve Almanlar tarafından 1930 lu yıllarda inşa edilmişlerdir. Etrafındaki geniş Göknar ormanları ve yakın köylerle birlikte kış turizmi , av ve dağ turizmi için uygun olup tesis yapmaya oldukça müsaittir.

KARLIK YAYLASI

Akgöl ve İnaltı Mağarası ile hemen hemen aynı bölge üzerinde bulunan Karlık yaylası 1600 metre yüksekliğe sahip geniş bir yayladır. Zengin bir orman yapısından sonra ulaşılan yaylada orman idaresine ait bir telsiz istasyonu ve gözetleme kulesi bulunmaktadır. Bölgenin en yüksek tepelerinden biri olan yayladan açık ve bulutsuz havalarda Sinop İnce burun açıkları ve şehir ışıkları rahatça görülmektedir.
Geniş otlaklardan oluşan yaylanın en büyük özelliği Karlık Düdenidir. Bölgenin jeomorfolojik yapısından kaynaklanarak oluşan bu düden iki yamacın arasında çökmüş bir alan görünümü vermektedir. Buradaki kayalık kesime ulaşıldığında Buradan aşağıya doğru uzanan bir mağara daha olduğu görülmektedir. Bu mağaranın yapısı ve bölgenin yüksek olması nedeni ile burada biriken karlar yaz aylarında Ağustos sonuna kadar erimemekte olup, oluşan bu kar kütükleri eski yıllarda yaz aylarında çevre köylüler tarafından kullanılmakta imiş. Bölgeye de adini veren bu düden mağarası ve çevresi yayla turizmi ve meyilli otlakları nedeniyle çim kayağı için oldukça uygun ortamlara sahiptir.
 
Üst