Aubrey Vincent Beardsley (1872 – 1898)
Kendini "Tek amacım var, o da grotesk. Grotesk değilsem, hiçbir şey değilim demektir." sözleriyle tanımlıyordu. Wilde'da göre "gümüş bir baltaya benzer bir yüzü, otlar gibi yeşil saçları" vardı. Breadsley kıyafeti konusunda çok titizdi. Güvercin grisi takımlar, şapkalar, kravatlar ile sarı eldivenler giyerdi. Yayıncısının ofisine kuyruklu ceket ve parlak deriden dans ayakkabıları ile giderdi.
Ressam, Oscar Wilde ve diğer İngiliz estetlerin dahil olduğu homoseksüel gruba dahil edilirdi, ancak gerçek cinsel hayatının detayları bilinmemektedir. Genelde aseksüel olduğu düşünülür; kronik hastalığı ve işine olan aşırı bağlılığı da bu fikri destekler. Yine de ablası Mabel ile ensest bir ilişki yaşadığına, hatta kadının bu ilişkiden hamile kalıp düşük yaptığına ilişkin söylentiler de bulunmaktadır.Beardsley 1895'te Roma Katolik kilisesine katılmaya karar verdi. Eserlerinin neredeyse tamamında erotik unsurlar mevcuttu ancak bunların en baskın olduğu grup, Lysistrata için çizdikleriydi. Katolikliğe dönüşünden sonra yayıncısından "Lysistrata ve diğer tüm kötü resimlerin" yok edilmesini talep etti. Yayıncısı Leonard Smithers ise bu talebi reddetmekle kalmadı, ressamın eserlerinin kopyalarını, hatta o tazda çizilmiş sahte eserleri pazarlamaya devam etti.
Grotesk : varlıkların absürd (sıra dışı ) özelliklerle yeniden tasviri ile dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilme sanatıdır. varlıklar bir yönleri ile dünyevi varlıkları çağrıştırsa da, diğer özellikleri bir insana veya hayvana ait olamayacak türdendir. grotesk sanatının bir baska uygulaması , dünyaya ait olan canlıların her bir özelliğinin harmanlanması şeklindedir.Grotesk, gotik mimari da önemli bir öge olup , gargoyle ve chimera adı verilen mimari eserler , grotesk'in gotik mirmarideki önemli örnekleridir. edebiyatta grotesk tasvirleri ise en çok gotik - korku edebiyatında yapılmaktadır.
Kendini "Tek amacım var, o da grotesk. Grotesk değilsem, hiçbir şey değilim demektir." sözleriyle tanımlıyordu. Wilde'da göre "gümüş bir baltaya benzer bir yüzü, otlar gibi yeşil saçları" vardı. Breadsley kıyafeti konusunda çok titizdi. Güvercin grisi takımlar, şapkalar, kravatlar ile sarı eldivenler giyerdi. Yayıncısının ofisine kuyruklu ceket ve parlak deriden dans ayakkabıları ile giderdi.
Ressam, Oscar Wilde ve diğer İngiliz estetlerin dahil olduğu homoseksüel gruba dahil edilirdi, ancak gerçek cinsel hayatının detayları bilinmemektedir. Genelde aseksüel olduğu düşünülür; kronik hastalığı ve işine olan aşırı bağlılığı da bu fikri destekler. Yine de ablası Mabel ile ensest bir ilişki yaşadığına, hatta kadının bu ilişkiden hamile kalıp düşük yaptığına ilişkin söylentiler de bulunmaktadır.Beardsley 1895'te Roma Katolik kilisesine katılmaya karar verdi. Eserlerinin neredeyse tamamında erotik unsurlar mevcuttu ancak bunların en baskın olduğu grup, Lysistrata için çizdikleriydi. Katolikliğe dönüşünden sonra yayıncısından "Lysistrata ve diğer tüm kötü resimlerin" yok edilmesini talep etti. Yayıncısı Leonard Smithers ise bu talebi reddetmekle kalmadı, ressamın eserlerinin kopyalarını, hatta o tazda çizilmiş sahte eserleri pazarlamaya devam etti.
Grotesk : varlıkların absürd (sıra dışı ) özelliklerle yeniden tasviri ile dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilme sanatıdır. varlıklar bir yönleri ile dünyevi varlıkları çağrıştırsa da, diğer özellikleri bir insana veya hayvana ait olamayacak türdendir. grotesk sanatının bir baska uygulaması , dünyaya ait olan canlıların her bir özelliğinin harmanlanması şeklindedir.Grotesk, gotik mimari da önemli bir öge olup , gargoyle ve chimera adı verilen mimari eserler , grotesk'in gotik mirmarideki önemli örnekleridir. edebiyatta grotesk tasvirleri ise en çok gotik - korku edebiyatında yapılmaktadır.