Artık Manga'yı seviyorum ! (Paris 2024 Olimpiyatları ve Yusuf Dikeç efsanesi)

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,556
5,250
Osmaniye
Paris 2024 Olimpiyatları tüm hızıyla sürüyor. Atıcılık kategorisinde Olimpiyat ikincisi olan atıcılık milli takımımızın erkek sporcusu astsubay Yusuf Dikeç atışlar sırasında eli cebinde pozuyla tüm dünyada gündem oldu. Rakipleri bir çok teçhizatla yarışırken ekipman kullanmayan, sade giyinen ve sakin, çok soğukkanlı eli cebinde atışlar yapan sporcumuz natural bir sporcu olduğunu ve bu şekilde daha doğal geldiğini söyledi.

O bir "Hitman"
Sakin hali ve keskin bakışları ile tüm dünya Türkiye'nin olimpiyatlara bir tetikçi gönderdiğini söylüyor.

Elon Musk, X (Twitter) de yapmış olduğu paylaşımda "Nice" ifadesini kullandı.

Japon sanatçı Rumio Sakagi, Türk atıcı Yusuf Dikeç’in mangasını çizdi (Euro News alıntı)


Japon sanatçı tarafından çizilen mangada, teçhizatsız, tek eli cebinde atış yaparak tüm dünyayı etkileyen Türk sporcu Yusuf Dikeç’in başarısı ve doğal ifadesi vurgulandı.

Teçhizatsız, tek eli cebinde yaptığı atışla tüm dünyanın gündemine oturan Türk sporcu Yusuf Dikeç'in mangası çizildi.
Japon sanatçı Rumio Sakagi'nin X hesabında Perşembe günü paylaşılan mangada, "Gümüş madalya kazanan Türk atlet Yusuf Dikeç" ibaresi yer aldı.
Resimde Japonca yazılmış "Her ne kadar heyecan dolu olsa da, yüzü inanılmaz doğal bir ifadeye sahip," "sıradan bir tişört giymesi harika," "elini cebine koyma şekli gerçekten etkileyici," ve "gövdesi mükemmel bir şekilde hizalanmış," gibi bazı açıklamalar da resimde bulunuyordu.

Sanırım Yusuf Dikeç adına bir manga çıkacak.








 
Son düzenleme:

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
544
9,994
Az gelişmiş ülkelerde başarı hikayeleri gerçekten göz yaşartıyor. Hindistan da, Pakistan da, Kenya da, Etiyopya da; adeta son nefesine kadar azimle mücadele etmeye kararlı, iradesi bir gram bile sarsılmayacak kadar dirençli bir kahraman, elde ettiği şahsi başarılar ile hem kendi çevresine hem de kendi ülkesine haklı bir gurur yaşatıyor. Güreş, Cirit, maraton, kısa mesafe koşu vb. alanlarda çok az da olsa bu şekilde başarı hikayelerine yine şahit olduk.

Yaşadığımız sürece onur duyacağımız, ülkemizin gurur kaynağı Yusuf Dikeç demeci;

"Olimpiyata gitmeme 3 gün kala silahımın tetiği kırılmıştı. Firmaya söyleseniz kargoyla göndermesi yaklaşık bir hafta sürecek.
Levent diye çok iyi bir arkadaşım var. Ona gittim, çok iyi bir tornacıdır. Çocuk sabaha kadar uyumadı ve bunu yaptı.
Gözle ilgili sıkıntım vardı. Çok göz doktoruna gittim. Miyop astigmat var. Doktora ilk gittiğimde atışı anlatıyordum. Bakıyordu normal bir göz derecesi veriyordu. 1,5-2 yıl önce bir hocayla tanıştım. Bana çok zaman ayırdı. Muayenehanesine silahımı ve hedefi götürdüm. Uzak gözlüğünü verdiğinde yakını göremiyoruz. Yakın gözlüğünü taktığımızda uzağı göremiyoruz. Haftalarca çalıştık ve ortaya bir ürün çıkardık. Hatta o dönem atıcılığı bırakma noktasına da gelmiştim. O gözlükle devam ettim ve bu madalya çıktı.
Yani bu işte ekip olmadan madalya çıkması, başarı gelmesi çok zor"

Buradan şunu anlıyoruz,
Olimpiyata gitmesine 3 gün kala silahı kırılıyor, yedek bir silah yok, tedarik edecek bir ekip yok.
Değerli Yusuf Dikeç tamamen şahsi gayretleri ile, şahsi azmi ile uğraşıp yoktan büyük bir başarı hikayesi yaratıyor.

Şimdi görüyoruz bizi kıskanan? ülkelerin sporcularının her gün sağlık durumu milimetrik ölçülüyor, psikolojileri bozulmasın diye sürekli moral motivasyon veren koca bir ekip arkasından koşuyor.

Bizim ekip te kimler var?
Tornacı Levent ile göz doktoru…
Liyakatsızlığın son noktasıdır aslında bu durum, neden sıralamada 50. olduğumuzun göstergesidir. Sporun bile nasıl çürütüldüğünün röntgenidir.

Şimdi Bakan, federasyon başkanı, ilgili müdürler bu başarı ile poz verirken,
ben tornacı Levent arkadaşı düşünüyorum:
Sevgili kardeşim iyi ki sen varsın, onca çürümüşlüğün, onca cehaletin, onca ülkesini bir gram bile düşünmek yerine koltuğundan başka bir şey düşünmeyen liyakatsız insanların arasında sen varsın, bu ülkenin geleceği için hala umut var dedirtiyorsun.
 
Son düzenleme:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,556
5,250
Osmaniye
Az gelişmiş ülkelerde başarı hikayeleri gerçekten göz yaşartıyor. Hindistan da, Pakistan da, Kenya da, Etiyopya da; adeta son nefesine kadar azimle mücadele etmeye kararlı, iradesi bir gram bile sarsılmayacak kadar dirençli bir kahraman, elde ettiği şahsi başarılar ile hem kendi çevresine hem de kendi ülkesine haklı bir gurur yaşatıyor. Güreş, Cirit, maraton, kısa mesafe koşu vb. alanlarda çok az da olsa bu şekilde başarı hikayelerine yine şahit olduk.

Yaşadığımız sürece onur duyacağımız, ülkemizin gurur kaynağı Yusuf Dikeç demeci;

"Olimpiyata gitmeme 3 gün kala silahımın tetiği kırılmıştı. Firmaya söyleseniz kargoyla göndermesi yaklaşık bir hafta sürecek.
Levent diye çok iyi bir arkadaşım var. Ona gittim, çok iyi bir tornacıdır. Çocuk sabaha kadar uyumadı ve bunu yaptı.
Gözle ilgili sıkıntım vardı. Çok göz doktoruna gittim. Miyop astigmat var. Doktora ilk gittiğimde atışı anlatıyordum. Bakıyordu normal bir göz derecesi veriyordu. 1,5-2 yıl önce bir hocayla tanıştım. Bana çok zaman ayırdı. Muayenehanesine silahımı ve hedefi götürdüm. Uzak gözlüğünü verdiğinde yakını göremiyoruz. Yakın gözlüğünü taktığımızda uzağı göremiyoruz. Haftalarca çalıştık ve ortaya bir ürün çıkardık. Hatta o dönem atıcılığı bırakma noktasına da gelmiştim. O gözlükle devam ettim ve bu madalya çıktı.
Yani bu işte ekip olmadan madalya çıkması, başarı gelmesi çok zor"

Buradan şunu anlıyoruz,
Olimpiyata gitmesine 3 gün kala silahı kırılıyor, yedek bir silah yok, tedarik edecek bir ekip yok.
Değerli Yusuf Dikeç tamamen şahsi gayretleri ile, şahsi azmi ile uğraşıp yoktan büyük bir başarı hikayesi yaratıyor.

Şimdi görüyoruz bizi kıskanan? ülkelerin sporcularının her gün sağlık durumu milimetrik ölçülüyor, psikolojileri bozulmasın diye sürekli moral motivasyon veren koca bir ekip arkasından koşuyor.

Bizim ekip te kimler var?
Tornacı Levent ile göz doktoru…
Liyakatsızlığın son noktasıdır aslında bu durum, neden sıralamada 50. olduğumuzun göstergesidir. Sporun bile nasıl çürütüldüğünün röntgenidir.

Şimdi Bakan, federasyon başkanı, ilgili müdürler bu başarı ile poz verirken,
ben tornacı Levent arkadaşı düşünüyorum:
Sevgili kardeşim iyi ki sen varsın, onca çürümüşlüğün, onca cehaletin, onca ülkesini bir gram bile düşünmek yerine koltuğundan başka bir şey düşünmeyen liyakatsız insanların arasında sen varsın, bu ülkenin geleceği için hala umut var dedirtiyorsun.


Hocam bu yazdıklarınıza yorum olarak değil bir kitap 24 ciltlik ansiklopedi yazılır. Söylenecek çok şey var söylenemeyen.
Biz Kurtuluş Savaşını da bu şekilde kazanmadık mı?

Bu ülkede önce zihniyet değişmeli, sonra duygular düşünceler sonra davranışlar değişmeli.
Ancak maalesef bu çok zor. Bu yılların değil yüzyılların alışkanlığı. Ya bir savaş olacak ya da ülkemize bir atom bombası atılıp sıfırdan yeni bir nesil gelecek.
Türkiye'nin kaderi bu...
 
Üst