kemalettin
Onursal Üye
- 13 Eyl 2011
- 590
- 3,220
Podcast Konusunda bir yazı hazırlamak istiyordum
Podcast ı nı da yıllar önce okuduğum/dinlediğim Türkçe olarak yayın yapanların en çok dinlenen ünlü podcast çının (
buradan başlayayım dedim.
podcastlardan sadece birkaçı şöyle:
Türkçe
1) Fularsız Entellik (Immanuel Tolstoyevski)
2) Haddini Aşan Yaşam Rehberi (Serdar Kuzuloğlu)
İngilizce
1) Hidden Brain
2) TED Radio Hour (En popüler TED seçkilerin olduğu bir yayın - Başka onlarca TED podcast ı da var ama ben "TED Radio Hour" a aboneyim)
3) Philosophy in Film
Bu uygulamalar İngilizce Türkçe ve pek çok dilde yabancı dil eğitimi verdiği için de tavsiye edebilirim
Ham podcast hem de dil öğrenimi konularının interaktif olmasının hem podcast dinleme varsa deneyimlerinizi hem de dil öğrenim konusunda görüş ve deneyimlerinizi paylaşmanızı rica edeceğim.
---------------------------------------------------------------------------------------
Sözlük yazarı "immanuel tolstoyevski" İngilizce öğrenmek isteyenler için gaz veren/yönlendiren bir yazı hazırlamış.
Kendi deneyimleri ile birlikte aktarmış efendim, buyursunlar.
Sonra biri mutlaka gaza gelir, zincirleme reaksiyonu başlatırdı:
Nihayet birbirlerini dinlermiş gibi yapmayı da bırakırlardı:
İşin komik tarafı, bu insanların yabancı dili yoktu. Dil bilmenin yararlı olduğunu duymuş ama bunu özümsememişlerdi. Bu yüzden de bu muhabbetlerde iş bulmaktan öte bir sebep konuşulmazdı, sanki iş güç o yaştaki çocuğun umrundaymış gibi... Bırak İngilizceyi, Türkçe bile konuşamayan müteahhitlerin ve politikacıların zirvede olduğu bir ülkede, çocukları sanki bu şekilde motive etmek mümkünmüş gibi.
İngilizce sizi zengin etmez, sizi mutlu da etmez. Hatta yüksek ihtimalle mutsuzluğunuzu arttırır. Sabah kalkıp New York Times'ta, hazırlığı aylar sürmüş derinlemesine bir analiz okuduktan sonra, akşam haberlerinde Yiğit Bulut dinliyorsan illa ki mutsuz olacaksın. Ama bir lisan bir insansa, İngilizce size tek başınıza futbol takımı kurdurtur.
***
Sol taraftakiler en yaygın anadiller. Sağ taraf ise web sitesi içeriklerinin dilleri. İngilizceyi dünya nüfusunun %5'i anadili olarak konuşuyor ama sitelerin %55'i bu dilde.
Paylaştığım grafik dahi İngilizce olmak zorunda, çünkü bu işle uğraşıp bunu grafiğe döken Türk sayısı az. Biraz daha ayrıntılı
İçerik miktarındaki bu dengesizlik elbette azalacak, tüm trendler onu gösteriyor, fakat içerik kalitesi çok daha önemli bir kıstas.
Mesela, yapay zeka hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsunuz, arattınız:
***
En bilinen kaynakta, epey bilinen bir konuda bile bu kadar fark varsa, daha özelleşmiş alanlardaki farkı siz tahmin edin. Afyonlu katolik gay taşfırın ustaları hakkında bile daha fazla İngilizce video olduğuna eminim.
Çeviriye muhtaç olmak ayıp değil, ona muhtaç kalmak ayıp. (Turşusunu kurarsam 20 seneye güzel bir aforizma olur bundan).
Bir bebek doğduğunda nöron başına 2500 bağlantıya sahip,
Peki sizde ortalama kaç nöron bağlantısı var?
Üstelik, ufak bir çocuk tüm gün dil öğreniyor. Sıkılınca "ben sinemaya gidiyorum" diyemez, eli mahkum dinleyecek milleti. Biz ise günümüzün 16 saatini bu işe harcayamayız).
***
Benim en favori metodum podcast dinlemek. İlla ki gramer kitapları lazım ama en azından bende oturup bunları ders gibi çalışacak disiplin yok. En fazla yarım saat dayanabiliyorum. Ama bir yandan başka işler yaparken öğrenme imkanım olursa, farkında olmadan günün birkaç saatini buna ayırmış oluyorum.
Aşağıda epey yararlı 5 podcast sitesi linkledim, tavsiye gelirse eklerim.
(Bu tavsiyeler okuma ve dinleme odaklı. Bence bunlar öncelikli çünkü çoğunluğun günlük hayatında İngilizce konuşmanın ve yazmanın kısa vadede bir avantajı yokken, anlayabilmek herkese anında yararlı)
Giriş seviyesinde, 50'den fazla bölüm var, ilk serinin ilk bölümünden başlayın. Her bölümün transkriptini indirebilmek şahane bir özellik.
Çok çeşitli materyal var. "Let's learn English" kısmında, haftalık bir programla Amerikan kültüründen kesitlerle dil öğretiyorlar. Bu derslere ek, değişik konulardaki haberleri seviyelere göre ayırarak sunuyorlar. Mesela dış politika konusunda "Level 1" yazı okursanız, karmaşık cümlelerle boğuşmadan, 500 kelime dağarcığıyla işi kotarabilirsiniz. Yahut bilim haberleri derliyorlar anlaşılır ve yavaş konuşarak. Kültür emperyalizmi gak guk ama gayet yararlı.
Membağı burada. Bir çok konuda, giriş seviyesinden Business English'e kadar, genelde kısa ve eğlenceli bölümler var. Podcastler bedava, transkriptleri ve ödevleri de isterseniz, ucuz bir üyelik lazım.
İleri seviyedekiler için şahane bir kaynak. Gayet rahat bir muhabbet eşliğinde, günlük hayatta sıkça kullanılan deyimlere odaklanıyorlar.
Her zaman dediğim gibi "Allah BBC'den razı olsun". Yukardaki gibi orta-ileri seviye bilenler için, günlük hayatta karşılaşılan durumlar ve deyimler üzerine, altışar dakikalık bölümler. Son 1 ayın bölümlerini indirebilirsiniz, kalanı iTunes'da.
Güncel listede Türkçe (%3.9) üçüncülüğe çıkmış. Bu bir ölçme sorunu (tip 2 hata). İngilizce asla %60 değil. Tahminim Çince ile aynı ve %30 civarı (tip 1 hata)...

flashcard uygulamaları çok yararlı.the economist ve ya benzerinden bir makale açıp okuyorum.bilmediğim kelimeleri flashcard uygulamasına kaydedip daha sonra çalışıyorum.kelimeler makale ile bağlam yarattığı için daha akılda kalıcı oluyor.duolingo’nun uygulaması olan tinycards’ı öneririm.bu uygulama üzerinden çalışırken kelimeyi yazmak zorundasınız.yani bir programla bağlam, sürekli tekrar ve yazma pratiği yapıyorsunuz.eğer internet bağlantınız varsa sesli de dinleyebiliyorsunuz.verimli ders çalışma teknikleri makalenizdeki 4 kriteri de sağlayabilirsiniz.
Teşekküler paylaşımınız çok güzel olmuş. Bende çok başarılı bulduğum bir kelime ezberi programını vereyim.
Vocapro , öncelikle kelime geliştirme üzerine tasarlanmış, birçok test çeşidi ve detaylı ders istatistiği sunuyor. Onlarca hazır ders mevcut, ayrıca kendi derslerinizide vocapro.com dan ekleyebiliyorsunuz. Tam versiyon ve tamamen ücretsiz. Sadece off-line versiyonu için ufak bir destek talep ediyor.
memrise'ın yanında kelime ezberlemek için quizlet da harika bir uygulama. daha çok seçeneğiniz var kendi quizlerinizi yaratabiliyorsunuz istediğiniz gibi kişiselleştirebiliyorsunuz.
Eskiden boyuna gramer sadece gramer calismak ne kadar hataliysa simdi de ayni bokun laciverdi “grameri bosver podcast, muzik, alryazili dizi ooeehh” naralari da yanlis.
Dogruyu sonra soylerim,simdilik atar yapmaya geldim, yapacaginiz isi sektireyim. Ben gidiyorum.
"en favori metodum podcast dinlemek. İlla ki gramer kitapları lazım ama.."
ayrıca o podcastler içinde gramer öğretenler var.
Bu guzel yaziyi bir Temel fikrasiyla *ok etmek istemem; ama aklima geldi bir kere:
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.
Turist Ingilizce, Almanca, Fransizca sorar fakat bizimkiler anlamaz.
-Ula Dursun bir yabanci dil ögrenemedik gitti, der Temel,
Dursun: -Ula neye yarayacak ki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamiyor.
Aslında ingilizce altyazılı izlemek faydalı oluyor epey. Bunu anlayacak eşiğe gelince zaten ingilizce öğrenmek bir külfet olmaktan çıkıp eğlenceye dönüşüyor, iyice hızlanıyor süreç
Hocam dil öğretmek için özel olarak hazırlanmış basitleştirilmiş diziler var. Bunlardan bir tanesi bizzat BBC'nin hazırladığı BBC English Extra
Allah BBC'den, Kozmos da sizden razı olsun hocam.
ben türkçe ve ingilizce altyazılı dizi izliyorum. şöyle ki ekranın altında ingilizce üstünde türkçe altyazı var. bazen sadece ingilizce alyazıya bakmaya çalışıyorum ama anlayamıyorum deyip türkçe altyazıya bakıyorum. izlediğim diziyi anlayamamaktan korkuyorum. birkaç dizi feda etsem başta diyorum yavaş yavaş öğrenirim diyorum ama kaç dizi feda etmem gerektiğini bilemediğimden vazgeçiyorum. bu dizi konusunda ne yapmalıyım sizce?
Selam ben de memrise,duolingo gibi uygulamalari oneririm
Podcast ı nı da yıllar önce okuduğum/dinlediğim Türkçe olarak yayın yapanların en çok dinlenen ünlü podcast çının (
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
nin Fularsız Entellik) İngilizce Öğrenmek Hakkındaki yazısına tekrar rastlamışkenburadan başlayayım dedim.
podcastlardan sadece birkaçı şöyle:
Türkçe
1) Fularsız Entellik (Immanuel Tolstoyevski)
2) Haddini Aşan Yaşam Rehberi (Serdar Kuzuloğlu)
İngilizce
1) Hidden Brain
2) TED Radio Hour (En popüler TED seçkilerin olduğu bir yayın - Başka onlarca TED podcast ı da var ama ben "TED Radio Hour" a aboneyim)
3) Philosophy in Film
Bu uygulamalar İngilizce Türkçe ve pek çok dilde yabancı dil eğitimi verdiği için de tavsiye edebilirim
Ham podcast hem de dil öğrenimi konularının interaktif olmasının hem podcast dinleme varsa deneyimlerinizi hem de dil öğrenim konusunda görüş ve deneyimlerinizi paylaşmanızı rica edeceğim.
---------------------------------------------------------------------------------------
Sözlük yazarı "immanuel tolstoyevski" İngilizce öğrenmek isteyenler için gaz veren/yönlendiren bir yazı hazırlamış.
Kendi deneyimleri ile birlikte aktarmış efendim, buyursunlar.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
İngilizce Öğrenmek Hakkında (Gaz + Pratik Bilgiler)
"Artık İngilizce de yetmiyor şekerim..."
Okuldayken, çevremdeki büyüklerin komik bir alışkanlığı vardı. Benim duyacağım şekilde, İngilizce'nin öneminden bahsederlerdi birbirlerine:-Sizin oğlan öğrendi mi İngilizce? Artık şart biliyorsun.
-Bilmez olur muyum, herkesin çocuğu harıl harıl öğreniyor.
Sonra biri mutlaka gaza gelir, zincirleme reaksiyonu başlatırdı:
-Artık İngilizce de yetmiyor şekerim, şakır şakır İngilizce konuşanlar bile işsiz.
-Evet, en az 3 dil lazım.
-<çene yukarı, gözler kısık> Tabi canııııııım, en az 3. </çene yukarı, gözler kısık>
Nihayet birbirlerini dinlermiş gibi yapmayı da bırakırlardı:
(Bu diyalogda kaç kişi olduğunu bulana hediyem var)-Valla biz Onur'u her sene başka bir dil kursuna gönderiyoruz, çocuk aptala döndü ama şart.
-Aptallık iyidir, aptallık iyidir. Biz buradaki kurslara güvenemedik, Kanada'dan au pair getirttik, bizim Onur'un odasına kitledik ikisini, konuşmazlarsa yemek vermiyoruz.
-Sizin oğlanın adı da mı Orhun?
-Yoo, bizim çocuğumuz bile yok aslında. Ama olsaydı, doğmadan İngilizce öğretirdik.
-En iyisini yapmamışsınız. Biz de şirkete 3 dil bilmeden iş başvurusu yapanı mülakata bile çağırmıyoruz.
-Biz çağırıp dövüyoruz. O bizi döverse, ertesi gün işe başlıyor ama az maaş veriyoruz.
-Biz kimseye maaş vermiyoruz. Şirketimiz de yok o yüzden. Ama stajyerlerimiz var nedense, hepsi de 4 dil biliyorlar.
-Bizde yöneticiler de 4 dil biliyorlar ama çift gidip tek saymışlar.
-Anlamadım? Dinlemiyordum ki. Zaten Türkçe dinlemek yerine İngilizce konuşmak lazım
-Kahveye bize gelsenize, biraz da bizim çocuğun yanında İngilizce övelim.
İşin komik tarafı, bu insanların yabancı dili yoktu. Dil bilmenin yararlı olduğunu duymuş ama bunu özümsememişlerdi. Bu yüzden de bu muhabbetlerde iş bulmaktan öte bir sebep konuşulmazdı, sanki iş güç o yaştaki çocuğun umrundaymış gibi... Bırak İngilizceyi, Türkçe bile konuşamayan müteahhitlerin ve politikacıların zirvede olduğu bir ülkede, çocukları sanki bu şekilde motive etmek mümkünmüş gibi.
İngilizce sizi zengin etmez, sizi mutlu da etmez. Hatta yüksek ihtimalle mutsuzluğunuzu arttırır. Sabah kalkıp New York Times'ta, hazırlığı aylar sürmüş derinlemesine bir analiz okuduktan sonra, akşam haberlerinde Yiğit Bulut dinliyorsan illa ki mutsuz olacaksın. Ama bir lisan bir insansa, İngilizce size tek başınıza futbol takımı kurdurtur.
***

Sol taraftakiler en yaygın anadiller. Sağ taraf ise web sitesi içeriklerinin dilleri. İngilizceyi dünya nüfusunun %5'i anadili olarak konuşuyor ama sitelerin %55'i bu dilde.
Paylaştığım grafik dahi İngilizce olmak zorunda, çünkü bu işle uğraşıp bunu grafiğe döken Türk sayısı az. Biraz daha ayrıntılı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
: En popüler 10 milyon sayfanın %53'ü İngilizce, %1.5'i Türkçe.İçerik miktarındaki bu dengesizlik elbette azalacak, tüm trendler onu gösteriyor, fakat içerik kalitesi çok daha önemli bir kıstas.
Mesela, yapay zeka hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsunuz, arattınız:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
vikipedi makalesi,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
wikipedia. Bunları okuyan iki kişinin merakının aynı derecede körüklenmesi, aynı miktarda keyif almaları mümkün mü? Bu yazıyla yetinmeyip, kendini geliştirmek isteyen bir Türk'e önerilen kaynak sayısı 1 (bir), İngilizcesinde ise 245 alıntı ve 100'e yakın kitap-makale listelenmiş. Bütün yaz harıl harıl okusan bitiremezsin.***
En bilinen kaynakta, epey bilinen bir konuda bile bu kadar fark varsa, daha özelleşmiş alanlardaki farkı siz tahmin edin. Afyonlu katolik gay taşfırın ustaları hakkında bile daha fazla İngilizce video olduğuna eminim.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
gibi yerlerde Türkçe çeviri yapan cengaverlere, bir nesli güzel dizi bağımlısı yapan
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
gibilerine selam ediyorum. Ama bunlar bir köprü vazifesi görmeli, yoksa tembellik için bir bahane olmamalı.Çeviriye muhtaç olmak ayıp değil, ona muhtaç kalmak ayıp. (Turşusunu kurarsam 20 seneye güzel bir aforizma olur bundan).
Pratik Tavsiyeler
Rosetta Stone benzeri metodları sevmiyorum. Oyun gibi olduklarından yardımcı olarak kullanılabilirler, mesela metrobüste angry birds oynamak yerine bu tip uygulamalar iyi. Fakat ana öğrenim metodu olmalarında bence temel bir yanılgı var: Dili, ufak bir çocuk gibi "doğal" yollardan öğrenmek kulağa hoş gelse de (Rosetta Stone kendisini böyle pazarlıyor) ufak bir çocuk beynine sahip değiliz.Bir bebek doğduğunda nöron başına 2500 bağlantıya sahip,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Bu sadece 6 katlık bir artış değil. Zira 100 milyar nöronun her birinin bağlantı sayısı bu. Toplam karmaşıklık çok daha fazla artmış oluyor.Peki sizde ortalama kaç nöron bağlantısı var?
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Her gün milyonlarca net yeni bağlantı oluşturan bir beyinle, her gün oluşturduğundan fazlaeski bağlantıyı yokeden bir beyin, aynı yöntemden aynı verimi almayacaktır.Üstelik, ufak bir çocuk tüm gün dil öğreniyor. Sıkılınca "ben sinemaya gidiyorum" diyemez, eli mahkum dinleyecek milleti. Biz ise günümüzün 16 saatini bu işe harcayamayız).
***
Benim en favori metodum podcast dinlemek. İlla ki gramer kitapları lazım ama en azından bende oturup bunları ders gibi çalışacak disiplin yok. En fazla yarım saat dayanabiliyorum. Ama bir yandan başka işler yaparken öğrenme imkanım olursa, farkında olmadan günün birkaç saatini buna ayırmış oluyorum.
Aşağıda epey yararlı 5 podcast sitesi linkledim, tavsiye gelirse eklerim.
(Bu tavsiyeler okuma ve dinleme odaklı. Bence bunlar öncelikli çünkü çoğunluğun günlük hayatında İngilizce konuşmanın ve yazmanın kısa vadede bir avantajı yokken, anlayabilmek herkese anında yararlı)
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Giriş seviyesinde, 50'den fazla bölüm var, ilk serinin ilk bölümünden başlayın. Her bölümün transkriptini indirebilmek şahane bir özellik.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Çok çeşitli materyal var. "Let's learn English" kısmında, haftalık bir programla Amerikan kültüründen kesitlerle dil öğretiyorlar. Bu derslere ek, değişik konulardaki haberleri seviyelere göre ayırarak sunuyorlar. Mesela dış politika konusunda "Level 1" yazı okursanız, karmaşık cümlelerle boğuşmadan, 500 kelime dağarcığıyla işi kotarabilirsiniz. Yahut bilim haberleri derliyorlar anlaşılır ve yavaş konuşarak. Kültür emperyalizmi gak guk ama gayet yararlı.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Membağı burada. Bir çok konuda, giriş seviyesinden Business English'e kadar, genelde kısa ve eğlenceli bölümler var. Podcastler bedava, transkriptleri ve ödevleri de isterseniz, ucuz bir üyelik lazım.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
İleri seviyedekiler için şahane bir kaynak. Gayet rahat bir muhabbet eşliğinde, günlük hayatta sıkça kullanılan deyimlere odaklanıyorlar.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Her zaman dediğim gibi "Allah BBC'den razı olsun". Yukardaki gibi orta-ileri seviye bilenler için, günlük hayatta karşılaşılan durumlar ve deyimler üzerine, altışar dakikalık bölümler. Son 1 ayın bölümlerini indirebilirsiniz, kalanı iTunes'da.
Sizden gelen tavsiyeler...
-
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.: Biraz karışık web sayfası ama epey bir podcast bölümü var görünüyor. Top 10 podcasts kısmına bakılabilir
-
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.'nin Kanada merkezli, ileri başlangıç seviyesindekiler için bazı pratik kayıtları var. Transkriptleri de mevcut.
- Alternatif olarak: babbel, busuu. Veya fluentu, duolingo, verbling.
- Memrise'ın hızlı ezbere dayalı bir metodu var.
- Bir kritik eşiği aşınca, altyazılı diziler de pratik görevi görecekler, öğrenmeyi iyice hızlandıracaklar. Önce türkçe altyazı, sonra ingilizce, sonra elveda ay, elveda feza.
-
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.i yapan arkadaşın ismi Luke Thompson. Yaklaşık 700 bölüm var ve 2009'dan beri devam ediyor. Temiz bir İngiliz aksanı var. Ayrıca kendisi 18 yıllık İngilizce öğretmeniymiş. Her podcast için bir konu belirliyor ve onun üzerine konuşuyor. Bazen bu belirlediği konular hakkında ailesi ve arkadaşlarıyla röportaj yapıyor ve podcastin sonlarına doğru gramer ya da phrase verb örnekleri veriyor. Bölümler 15-30 dakika arası değişiyor ama sanırım daha güncel kayıtlı olanlarda 1 saate kadar çıkıyor. Her bölümün transkripti de mevcut. Adam yavaş konuşmuyor, tane tane konuşuyor. Diğer İngilizce eğitim podcastlerinin çoğu -belki de genelde bir kurum tarafından yapıldığı için- doğallıktan uzak ve bölümler genelde tatmin edici uzunlukta olmuyor. Bu arkadaşın üslubu da gayet samimi ve sanırım kendisi aynı zamanda stand-up gösterileri de yapıyor. Ayrıca podcasti 2017'de British Council'den ödül almış.
Comments
Güncel listede Türkçe (%3.9) üçüncülüğe çıkmış. Bu bir ölçme sorunu (tip 2 hata). İngilizce asla %60 değil. Tahminim Çince ile aynı ve %30 civarı (tip 1 hata)...
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Murat Hoca 'nın tavsiyelerinden sonra , burası iyi geldi flashcard uygulamaları çok yararlı.the economist ve ya benzerinden bir makale açıp okuyorum.bilmediğim kelimeleri flashcard uygulamasına kaydedip daha sonra çalışıyorum.kelimeler makale ile bağlam yarattığı için daha akılda kalıcı oluyor.duolingo’nun uygulaması olan tinycards’ı öneririm.bu uygulama üzerinden çalışırken kelimeyi yazmak zorundasınız.yani bir programla bağlam, sürekli tekrar ve yazma pratiği yapıyorsunuz.eğer internet bağlantınız varsa sesli de dinleyebiliyorsunuz.verimli ders çalışma teknikleri makalenizdeki 4 kriteri de sağlayabilirsiniz.
Teşekküler paylaşımınız çok güzel olmuş. Bende çok başarılı bulduğum bir kelime ezberi programını vereyim.
Vocapro , öncelikle kelime geliştirme üzerine tasarlanmış, birçok test çeşidi ve detaylı ders istatistiği sunuyor. Onlarca hazır ders mevcut, ayrıca kendi derslerinizide vocapro.com dan ekleyebiliyorsunuz. Tam versiyon ve tamamen ücretsiz. Sadece off-line versiyonu için ufak bir destek talep ediyor.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
memrise'ın yanında kelime ezberlemek için quizlet da harika bir uygulama. daha çok seçeneğiniz var kendi quizlerinizi yaratabiliyorsunuz istediğiniz gibi kişiselleştirebiliyorsunuz.
Eskiden boyuna gramer sadece gramer calismak ne kadar hataliysa simdi de ayni bokun laciverdi “grameri bosver podcast, muzik, alryazili dizi ooeehh” naralari da yanlis.
Dogruyu sonra soylerim,simdilik atar yapmaya geldim, yapacaginiz isi sektireyim. Ben gidiyorum.
"en favori metodum podcast dinlemek. İlla ki gramer kitapları lazım ama.."
ayrıca o podcastler içinde gramer öğretenler var.
Bu guzel yaziyi bir Temel fikrasiyla *ok etmek istemem; ama aklima geldi bir kere:
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar.
Turist Ingilizce, Almanca, Fransizca sorar fakat bizimkiler anlamaz.
-Ula Dursun bir yabanci dil ögrenemedik gitti, der Temel,
Dursun: -Ula neye yarayacak ki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamiyor.
Aslında ingilizce altyazılı izlemek faydalı oluyor epey. Bunu anlayacak eşiğe gelince zaten ingilizce öğrenmek bir külfet olmaktan çıkıp eğlenceye dönüşüyor, iyice hızlanıyor süreç
Hocam dil öğretmek için özel olarak hazırlanmış basitleştirilmiş diziler var. Bunlardan bir tanesi bizzat BBC'nin hazırladığı BBC English Extra
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Allah BBC'den, Kozmos da sizden razı olsun hocam.
ben türkçe ve ingilizce altyazılı dizi izliyorum. şöyle ki ekranın altında ingilizce üstünde türkçe altyazı var. bazen sadece ingilizce alyazıya bakmaya çalışıyorum ama anlayamıyorum deyip türkçe altyazıya bakıyorum. izlediğim diziyi anlayamamaktan korkuyorum. birkaç dizi feda etsem başta diyorum yavaş yavaş öğrenirim diyorum ama kaç dizi feda etmem gerektiğini bilemediğimden vazgeçiyorum. bu dizi konusunda ne yapmalıyım sizce?
Selam ben de memrise,duolingo gibi uygulamalari oneririm
Son düzenleme: