Ardahan

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,620
80,235
NeverLand
Ardahan.jpg

ar.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan, doğusunda Gürcistan ve Ermenistan, güneyinde Kars ve Erzurum, batısında ise Artvin ili çevrilidir.

Ardahan genel olarak dağlık bir yayla görünümündedir. Kent merkezi kendi adını taşıyan ve ortasında Kür (Kura) nehrinin geçtiği bir ovada (Ardahan Ovası) kurulmuştur. İl toprakları sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler bulunmaktadır. İlin kuzey kesiminde Yalnızçam Dağları (2.715m.), güneybatı kesiminde ise Allahuekber Dağlarının (2.919m.) uzantıları bulunmaktadır. Kuzeydoğuda Keldağı (3.033m.), doğuda Akbaba Dağı (3.026m.) ve ilin en yüksek noktasını oluşturan Kısır Dağının doruğu (3.197m.) ilin güney kesiminde bulunmaktadır. Bunların dışında, Ardahan Göle arasında Kayak Merkezinin üzerinde bulunduğu Uğurlu Dağı (2.806m.), Posof-Ilgar Dağı (2.918m.), Hanak Serinkuyu ve Çavdarlı Yaylalarının üzerinde bulunduğu Cin Dağı (2.957m.), Posof-Arsiyan Dağı (3.160m.), Alagöz-Yaylacık Köyleri arasında Ziyaret Tepesi (2.494m.), Büyük Sütlüce ve Hoçuvan arasında Kartal Tepesi (2.521m.), Ardahan-A.Lıkan-Baştoklu Yaylalarının üzerinde bulunduğu Persokıran Tepesi (2.641m.) ilin diğer yükseltileridir.

kuranehri.jpg


Kura Nehri

Güneybatı-kuzeydoğu doğrultusundaki Ardahan Platosu (Ardahan Ovası) Kura nehri ve kollarının taşıdığı alüvyonlardan meydana gelmiştir. Ardahan Ovası Kura Nehri ile sulanmaktadır. Çıldır’dan gelip Kura nehri ile birleşen Karaçay’ın Yıldırımtepe civarında oluşturduğu Karaçay Vadisi ve Kurtkale yakınlarında vadi ve kanyon oluşumları görülmektedir. Ardahan ilinde çok önemli vadiler olmamakla beraber, merkez ilçe sınırları içerisinde Kartalpınar-Balıkçılar-Altaş arasında ve Çıldır ilçesine bağlı Doğankaya-Kotanlı-Kaşlıkaya-Kuzukaya köyleri arasında, kura nehrinin geçtiği yerlerde oluşan Kura Vadisi bulunmaktadır. Bu vadiler çoğunlukla doğal orman ve çalılıklar ile örtülüdür. Deniz seviyesinden 1.800 m. yükseklikte olan ilin yüzölçümü 4.842 km2 olup, toplam nüfusu 133.756’dır.

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, sanayi ve sınır kapısı ticaretine dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler, buğday, arpa, çavdar ve patates yetiştirilir. Hayvancılıkta sığır ağırlıklı olup, yaylalarda kurulan ve Zavot adı verilen mandıralarda yoğurt, tereyağı, peynir üretilmektedir. İlde Arıcılık Enstitüsü, Yapay Tohumlama Merkezi ve Zirai Araştırmalar İstasyonu vardır. Kura Nehrinde sınırlı olarak balıkçılık yapılmaktadır.

ardahan3.jpg


Ardahan Kalesi

Ardahan Kalesinde yapılan kazılar sonucunda yörede İlk Tunç Çağında (MÖ.3500-2000) bir yerleşim olduğu ortaya çıkmıştır. M.Ö.2000 yıllarında Huriler ve Mitanni`ler Çoruh havzasına egemen olmuşlar ve bu durum Ardahan yöresine kadar uzanmıştır. Ardahan (Ardanuç) ve çevresinin ilk defa Urartular döneminde ismi geçtiği tabletlerden anlaşılmaktadır. Tuşpa (Van) Kalesi’ndeki büyük taşlara yazılan Urartu çivi yazılı tabletlerinden; Urartu Kralı II. Şarduri M.Ö. 753`te Çoruh boyundaki Kulkhi krallığını yenerek egemenliği altına aldığı öğrenilmektedir. II. Sardur’un oğlu Kral I. Rusa (753-713) zamanında, Kafkaslar ve Karadeniz’in kuzeyinden İskitler bu bölgeye gelmişlerdir. MÖ.560’ta Kimmer ve İskit saldırılarına uğrayan Urartuların egemenliğine Medler son vermiştir. MÖ.VI.yüzyıldan sonra Yunan tarihçileri bölgede “Armenioi” “Ermeni” toplumunun ve prenslerin varlığından söz etmektedirler. Medlere bağlı olan bu prensler Pers yönetimi altında Satraplık (Eyalet Valisi) görevini yerine getirmişlerdir.

kalecikkalesi.jpg


Kalecik Kalesi

MÖ.VI.yüzyılda Persler bu bölgeye hakim olmuşlardır. Pers Kralı Darius Kafkasya’ya yaptığı sefere giderken bu yöreden geçmiştir. MÖ VI.yüzyılda Makedonyalılar kısa bir süre buraya egemen olmuş, ardından Ermeni kralları Perslere bağlı olarak bu yöreyi yönetmişlerdir. MÖ.I.yüzyılda Pontus Krallığını ortadan kaldıran Romalılar, Kars ve Ardahan çevresinde 200 yıla yakın bir süre egemen olmuşlardır. Roma’nın Araxes eyaleti olan bu yöre, zaman zaman Partlarla el değiştirmiştir. Daha sonra onları Sasaniler izlemiş, Romanın ikiye ayrılmasından sonra da yöre Bizans’ın payına düşmüştür. Bizans imparatoru II.Iustinianus 575 yılında Begratlı soyundan Guaram’ı Ardanuç ve çevresine vali olarak tayin etmiştir. Ardanuç Kalesi de bu dönemde yapılmıştır. Emevi halifesi II.Mervan döneminde Araplar bu bölgeye kadar akınlarını sürdürmüşlerdir. Bu akınlar nedeni ile kalenin yapımı yarıda kalmış ve daha sonra, Begratlı kralı Aşut Bey (768-826) Bizanslılardan aldığı yardım ile çevredeki kalelerle birlikte Ardanuç kalesini de onarmıştır. Bunun ardından kalenin eteklerine de Aziz Paulos ve Aziz Petrus adına Aşut Kilisesini yaptırmıştır.

ardahan8.jpg


Şapel

Bizanslılar bu yöre için Sasanilerle sürekli çekişmişlerdir. Ermeni kralları ise bazen Bizans’ın bazen de Sasanilerin yanında yer almıştır. VII.yüzyılda Anadolu’ya başlayan Arap akınları buraya kadar uzanmıştır. VIII.yüzyılda Ermeni kralları Abbasi halifelerini tanımak zorunda kalmışlardır. Bu dönemden itibaren Müslümanlar bu bölgeye yerleşmeye başlamıştır. Abbasilere bağlı olarak devlet kuran Türk kökenli Şeddadiler ve Sacoğulları buraya kadar zaman zaman uzanmışlardır. Bu yöre için de Ermeni kralları ile çekişmişlerdir.

XI.yüzyılın ortalarında Selçuklu akınları başlamıştır. Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Türkmen boyları bölgeye yerleşmiştir. Bu arada Kars, Ardahan ve Ani Gürcülerin eline geçmiş, 1239’da Moğol hücumları sırasında bölgedeki kentler yakılıp yıkılmıştır. Moğol egemenliği yörede 1356’ya kadar sürmüş, bunu Altınordu Devleti ve Karakoyunlu yönetimi izlemiştir. 1387’de Timur istilasına uğrayan yöre, ardından yeniden Karakoyunlu hakimiyetine girmiştir. Akkoyunlular ve Safeviler, Kars’la birlikte buraya da hakim olmuşlarsa da, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 11534’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.

ardahan7.jpg


Ramazan Tabyası

Osmanlı döneminde Erzurum vilayetine bağlı Kars sancağı yönetimindeki Ardahan, XIX.yüzyıl boyunca sürekli Rus saldırılarına uğramıştır. Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra 1878 Berlin Antlaşması ile Ardahan Rus’lara verilmiş, 1918 Brest-Litovsk Antlaşması ile geri alınmıştır. I.Dünya Savaşı sırasında Gürcüler tarafından işgal edilmiş (1919), 23 Şubat 1921’de de kesin olarak Türkiye Cumhuriyetine katılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında il merkezi olan Ardahan, 1926 yılında Kars iline bağlı bir ilçe konumuna dönüştürülmüş, 1992 yılında da yeniden il olmuştur.

Ardahan’daki tarihi eserler; XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, l medrese, l Rüşdiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar için ise 13 ilkokul ve 15 kilise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı. Ancak Çıldır ve çevresinde adı gecen 15 kiliseden 11’inin ayakta olmasına rağmen, 240 camiden hiç birinin yerini tespit etmek mümkün değildir. Bunların ortadan kalkmasının nedeni de 1828, 1855 ve 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşları ile, 1915 - 1920 yılları arasında bölgede meydana gelen Ermeni saldırılarıdır.

dedesencamii.jpg


Dedeşen Camisi

Posof ilçesinin 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya Köyü yakınında Kule kalıntısı, Çıldır Gölü, Akçakale Adasındaki arkeolojik kalıntılar, İl merkezindeki Mevlüt Efendi Camisi (1701), Arap (Yanık) Camisi, Müderris İbrahim Efendi Camisi (1711), Derviş Bey Camisi (1868), Ölçek Köyü Camisi (1895), Dedeşen Köyü Camisi (1786), Posof Merkez Camisi (1883), Gülbelen (Urta) Kilise-Camisi (XI.yüzyıl), Kayabeyi (Yerli Çayıs) Kilise Camisi (X.-XI.yüzyıl), Dedeşen Köyü’nde Şeyh Ahmet ve Şeyh Muhammet Türbesi, Kömür Baba Türbesi, Dedeşen Köyü Çeşmesi, Çıldır-Taşköprü Köyündeki Urartu Kralı II. Sarduri’ye ait Taşköprü, Posof Çayı Köprüsü (XIX.yüzyıl sonlarında Ruslar tarafından yaptırılmıştır), Gülyüzü (Pekreşen) Köyü Köprüsü (XIX.yüzyıl), Ardahan Kalesi, Kazan Kalesi, Altaş (Ur) Kalesi, Kinzi Kalesi, Kalecik Kalesi, Şeytan Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kale, Cak kalesi, Şavaşır Kalesi, Mere Kalesi, Kol Kale, Kırnav Kalesi, Ölçek Köyü Kalesi, Dedeşen Köyü Kale Kalıntısı, Karakale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi bulunmaktadır.

komurbaba.jpg


Kömür Baba Türbesi

Ayrıca Osmanlı-Rus Savaşları sırasında Ardahan’da savunma amaçlı tabyalar yapılmıştır. Bunların başında Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz, Mihrap Tabyaları gelmektedir. Bu tabyalar, Batum, Ahıska, Ahılkelek, Kars, Oltu ve Erzurum yollarını kontrol altına almak amacı ile yapılmıştır. Bu tabyalar Ardahan Kalesi’nin güney, doğu ve kuzeyinde şehre, kaleye ve Kura düzlüğüne hakim konumdaydı. Bunların içerisinde en önemlisi Ramazan Tabyasıdır. Övündü (Vaşlop) Manastır Kilisesi, İl merkezininkuzeydoğusunda ve merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale’nin güneyindeki Şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı Şapel, Sarme köprüsü yakınındaki Şapel, Çakıldere köyü yakınındaki Şapel, Uğurlutaş’ta (Dört Kilise) üç ayrı Şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli, Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki Şapel, Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli, Çak Kalesi yakınında iki ayrı Şapel, Çambeli Şapeli, Al Köyü Şapelleri yıkık durumdadır.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,620
80,235
NeverLand
Kültür

Asya’dan Anadolu’ya bir geçiş noktası olan Ardahan bu stratejik konumu itibariyle tarih boyunca bu bölgede bulunan devletler arasında mücadelelere sebep olmuş ve sürekli el değiştirmek durumunda kalmıştır. Urartular, Arda Türkleri, Saka- İskit Türleri, Selçuklular ve Osmanlılar yörede yaşamış önemli uygarlıklardır.

Ülkemizde her yörenin olduğu gibi Ardahan’ında kendine has özellikleri olan bu özellikleri ile kendini farklı kılan bir kültür mirası bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Rus, Ermeni ve Gürcilerin işgaline uğrayan ve yıllarca esaret altında yaşamak zorunda kalan yöre halkı kendi kültüründen taviz vermemiş, bu mirası günümüze kadar taşımıştır.

Yöre Mutfağı (Gastronomi)

Ardahan’ın kaşar peyniri ve balı ülke çapında isim yapmıştır. Elma dolması, evelik aşı, pişi, bozbaş, kuymak, ekmek aşı ve helvası en ünlü yemek türleridir.

Yöresel Yemekler : Un çorbası, Kesme Aşı, Höre Aşı, Keleçoş, Cinar çorbası, Kelemkeşir çorbası, Puşruk Aşı, Ayran Çorbası, Süt Çorbası, Evelik Çorbası, Pışırık Aşı,
İşkembe Çorbası

Yemekler: Kaygana, Peynir Eritme, Mısır Papası, Haşil, Gaşo, Könbe, Sinor, Bozbaş, Lalanga, Evelik Sarması, Buglama, Kelle paça, Kuymak, Hasuda, Kurut

Tatlılar: Lokma, Un helvası, Sütlaç, Şekerleme

Hamur İşi : Etli Hengel, Kayıtma, Gevrek, Lokum, Bişi, Feselli, Kete, Mafiş, Kül pağaça, Karnı çırık, Pileki ekmek, Gaçabur, Erişte, Kesme makarna, Gagala, Gözlük,
Katmer

Kebaplar: Tandır kebap, Kaçguç, Sac altı kebap, Tandırda Kaz, Köz kebap, Sac kebap, Dolma kebap, Dal kebap, Dil kebap, Mumbar kebap

Yöresel Giyim Kuşam

ERKEK GİYİM

Akalık
Mugay papak
Körüklü Çizme
Kilot pantolon
Deri Papak
Sallama Kemer
Arkalık - Mahmud
Bezment
Badış Çorap
Çalçuha
Karabağ Çarık

BAYAN GİYİM

Arkalık
Dinge
Poturlu Entari
Yelek
Gümüş Kemer
Abbası Kemer
Kundra Ayakkabı

Kış Turizmi

Nüfusunun % 70’i kırsal alanda yaşayan, ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan İlimizde alternatif ekonomik olanaklar yaratarak halkın daha çağdaş yaşam koşullarına kavuşmasını hedefleyen Valiliğimiz, kış sporları için son derece elverişli bir iklime sahip olan Ardahan’a kış sporlarının yapılabileceği bir tesis kazandırmak amacıyla 1998 yılında bünyesinde “Ardahan İli Kış Sporları ve Yayla Turizm Merkezi İcra Komisyonu”nu oluşturarak çalışmalarına başlamıştır.İlimizin hayalini süsleyen bu tesis için İl merkezine 12 Km uzaklıktaki Yalnızçam Köyü- Uğurludağ mevkiindeki bir ormanlık alan seçilmiştir. Valiliğimiz tarafından Turizm Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde sürdürülen temaslar sonucunda gerekli çalışmalar yapılmıştır Teknik elemanlarca yapılan etüd ve tespitler sonucunda adı geçen bölgenin kış sporlarına ve özellikle “Alp Disiplini” kayak yarışlarına uygun bir merkez haline getirilebileceği, kayak alanının dağın kuzeybatı istikametinde olması nedeniyle Türkiye’deki bütün benzeri tesislerden üstün olduğu belirlenmiştir. Yine bu elemanların yapmış olduğu çalışmalar sonucunda 800 metre kod farkının bulunduğu ve bunun uluslararası standartların üzerinde olduğu ayrıca tespit edilmiştir. Alp disiplini (slalom) branşında kayak sporunun yapılacağı doğal arazilerin dağ tepelerinden vadi tabanlarına doğru sürekli homojen eğilimli olması buranın diğer bir avantajıdır.
Kayak Merkezi alanında kar yağışı ekim ayı ortalarında başlamakta, mayıs ortalarına kadar sürmekte olup, yaklaşık 6 ay boyunca kar örtüsü yerde kalmaktadır. Mayıs ayında yapılan ölçümlerde kar kalınlığının tesislerde 50 ile 100 cm arasında, dağda ise maksimum 100 ile 170 cm civarında olduğu tespit edilmiştir.
Projesinde Golf Sahası da bulunan Yalnızçam Uğurludağ Kayak ve Turizm Merkezinde ilk etapta mekanik tesisler ile Çeşner mevkiinde günübirlik sosyal tesislerin kurulmuş, Mekanik ve sosyal tesislerin kurulması aşamasında kesilen ağaç sayısı doğal yapıyı bozmayacak şekilde planlanmıştır.
Orman Bakanlığı bu yerin kesin tahsisinin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne yapılması için 1/1.000 ve 1/5.000’lik haritaların çıkartılması istemiş, Valilikçe bu talepler karşılanarak belgeler Orman Bakanlığına teslim edilmiştir. İl Özel İdaresi tarafından, Maliye hazinesinden 38 hektar, 1.150 m2 arazi 16.500.000.000 TL’ye satın alınarak; Harita, Çevre Düzeni, Mevzii İmar Planı, Nazım İmar Planı, Çed Raporu ve Ağaç Röleve Planı ile Çap listesi tamamlanmıştır. Valiliğimiz tarafından çığ etüdü yaptırılmış, çığ tehlikesinin bulunmadığı raporla tespit edilmiştir. Tesislerin içme suyu projesi tamamlanmış olup bu mevkie 3 km uzunluğunda yol açtırılarak stabilize duruma getirilmiştir.
Gerek İlimiz gerekse Ülke turizmi açısından çok önemli olan bu tesis Ardahan İlinin çehresini değiştirmekle kalmayacak, 6 km pist uzunluğu ve 800 m kod farkıyla yerli ve yabancı turistlerin uğrak merkezi olacak, ayrıca Uluslararası müsabakalara ev sahipliği yapabilecektir. Ayrıca Ülkemizde yayla turizminin önemli merkezlerinden biri olan Karadeniz Bölgesi ile İlimizin bağlantısını sağlayacak ikinci yol olan Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç Karayolunun tamamlanmasıyla bu tesis Karadeniz Bölgesine gelecek olan yayla turizmcileri için ikinci bir alternatif oluşturacaktır.

Yayla Turizmi

İl merkezindeki Bilbilan Yaylası, Göle ilçesindeki Okçuoğlu ve Yalnızçam yaylaları ilde turizm potansiyeline sahip olan yaylalardır.

Dağ ve Doğa Yürüyüşleri

İlin sahip olduğu coğrafik yapı, dağ ve doğa yürüyüşleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Yalnızçam yaylaları, Göle, Hanak ve Posof ormanları ildeki en önemli alanlardır.

Mağara Turizmi

Övündü Mağaraları

Çıldır’a bağlı Kurtkale nahiyesinin 1 km. doğusundaki Övündü köyünün yaklaşık 250-300 m. güneyindeki kalker kaya kütlesine oyulmak suretiyle oluşmuş iki grup mağara yerleşimidir.

Ortakent (Büyük Nakala) Mağaraları

Hanak ilçesinin 10 km. kadar doğusunda yer alan Ortakent (Büyük Nakala) nahiyesinin yaklaşık 7-8 km. güneyinde, Kura Nehri Vadisi’nde, nehrin akış yönüne göre sol yanındaki kayalıkta, çok sayıda mağara yerleşimi ve büyük bir kaya kilise bulunmaktadır. Tarihi kaynaklarda bu mağara yerleşimi grubunun da kendisinden sonra gelen Tahtalı, Vaşlop, Ampur ve Colit Mağaraları gibi Yontma Taş Çağı izleri taşıdığı belirtilmiştir.

Yaban Hayatı

İl faunasını oluşturan türler arasında başlıca ayı, domuz, tilki, porsuk, yaban keçisi, sansar, atmaca, kartal, çakal ve dağ horozu yer almaktadır. Çıldır ve Aktaş göllerinde sazan, murza, tatlı su kefali, dırmışka balıkları görülürken akarsularda en fazla görülen tür alabalıktır. İl bünyesinde Posof Yaban Hayatı Koruma Sahası da bulunmaktadır.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,620
80,235
NeverLand
Artan (Ardahan)

Eski adı Artan olan ve Ardahan Kalesinde yapılan kazılar sonucunda Ardahan yöresinde İlk Tunç Çağında (MÖ.3500-2000) bir yerleşim olduğu ortaya çıkmıştır.

M.Ö.2000 yıllarında Huriler ve Mitanni`ler Çoruh havzasına egemen olmuşlar ve bu durum Ardahan yöresine kadar uzanmıştır. Ardahan ve çevresinin ilk defa Urartular döneminde ismi geçtiği tabletlerden anlaşılmaktadır.

Tuşpa (Van) Kalesi’ndeki büyük taşlara yazılan Urartu çivi yazılı tabletlerinden; Urartu Kralı II. Şarduri M.Ö. 753`te Çoruh boyundaki Kulkhi krallığını yenerek egemenliği altına aldığı öğrenilmektedir. II. Sardur’un oğlu Kral I. Rusa (753-713) zamanında, Kafkaslar ve Karadeniz’in kuzeyinden İskitler bu bölgeye gelmişlerdir. MÖ.560’ta Kimmer ve İskit saldırılarına uğrayan Urartuların egemenliğine Medler son vermiştir.

MÖ.VI.yüzyıldan sonra Yunan tarihçileri bölgede “Armenioi” “Ermeni” toplumunun ve prenslerin varlığından söz etmektedirler. Medlere bağlı olan bu prensler Pers yönetimi altında Satraplık (Eyalet Valisi) görevini yerine getirmişlerdir.

MÖ.VI.yüzyılda Persler bu bölgeye hakim olmuşlardır. Pers Kralı Darius Kafkasya’ya yaptığı sefere giderken bu yöreden geçmiştir. MÖ VI.yüzyılda Makedonyalılar kısa bir süre buraya egemen olmuş, ardından Ermeni kralları Perslere bağlı olarak bu yöreyi yönetmişlerdir. MÖ.I.yüzyılda Pontus Krallığını ortadan kaldıran Romalılar, Kars ve Ardahan çevresinde 200 yıla yakın bir süre egemen olmuşlardır.

Roma’nın Araxes eyaleti olan bu yöre, zaman zaman Partlarla el değiştirmiştir. Daha sonra onları Sasaniler izlemiş, Romanın ikiye ayrılmasından sonra da yöre Bizans’ın egemenliği altına girmiştir.

Ardahan Kalesi

00017004.jpg


Eski ve Yeni Ardahan’ı birbirinden Ayıran Kura (Kür) Irmağı’nın solunda ovaya hakim bir tepede bulunan Ardahan Kalesi’nin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamaktadır. Büyük olasılıkla Selçuklular zamanında XII.yüzyılda yapılan bu kale, Kanuni Sultan Süleyman zamanında 1556’da yenilenmiştir.

Kalenin yapımında dikdörtgen plan uygulanmış, ana giriş batıya verilmiş ve buraya da Osmanlı eyvanlarında olduğu gibi yüksek bir kemer yerleştirilmiştir. Giriş kapısı üzerinde 1556 tarihini içeren bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabe Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan onarımı göstermektedir.

Kaba yontma taştan yapılan sur duvarları kare tabanlı ve çokgen planlı kulelerle desteklenmiştir. Kalenin duvar örgüsü ve uygulanan tekniği Rumelihisarı’nı andırmaktadır. Kalenin içerisinde mescit, hamam kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin batıdaki kapısının yanı sıra Kura Irmağı yakınında Su Kapısı, Huruç Kapısı ve Uğrun Kapısı gibi diğer kapıları da bulunmaktadır.

Savaşır (Cancak) Kalesi

savasirkalesi.jpg


Posof ilçesine bağlı Savaşır (Cancak) köyünün güneydoğusunda, üç yanı vadi ile çevrili sivri bir tepe üzerinde konumlandırılmıştır.

Kazan Kale

kazan_kale.jpg


Ardahan’ın 12-13 km. kuzeydoğusunda Kura Nehri’nin vadideki sağ yanında yer alan bu kalenin ne zaman yapıldığı kesin değildir. Kale çevresinde eski bir yerleşimin izleri görülmektedir.

Günümüze yalnızca kalenin doğu yönündeki kulesinin kalıntıları gelebilmiştir. Bu kulenin MS.XVIII.-IX.yüzyıllarda Orta Asya’nın Kazan bölgesinden gelen Türkmen boylarınca yapıldığı sanılmaktadır. Yaklaşık 15 m. yüksekliğindeki bu kale ve kule aynı yerdeki bir yerleşimin üzerine yapılmıştır.

Kinzi Kalesi

Kinzi.jpg


Ardahan’ın 30 km. batısında Bağdaşan Köyü’nün kuzeyinde yer alan bu kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kalenin bulunduğu yer stratejik yönden geçidi kontrol edecek konumdadır. Bu bakımdan kalenin çok eski yıllarda, büyük olasılıkla Urartular zamanından kaldığı sanılmaktadır.

Çevreye hakim olan kalenin konumu Urartuların Doğu Anadolu’daki kale yerleşimlerine çok yakından benzemektedir. Kale iç ve dış olmak üzere iki ayrı bölümden meydana gelmiş olup, çevreden 130 m. yüksekliktedir.

Kale çevresinde bulunan kalıntılardan Selçuklu ve Osmanlılar tarafından da kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Sevimli Kalesi

ardahan_sevimli_kalesi.jpg


Hanak ilçe merkezinin yaklaşık 18-20 km. güneydoğusundaki Sevimli (Vel) köyünün takriben 500 m. güneyinde, Kura Nehri vadisinde, yarımada biçimli sarp bir tepe üzerinde yer almaktadır.

Kurtkale

kurtkale6do.jpg


Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 36 km. kuzeydoğusundaki Kurtkale nahiyesinin 1 km. güneyinde ve Gürcistan sınırında bulunmaktadır. Yakınındaki nahiyeye de adını veren Kurtkale’nin tarihi ve adını nereden aldığı konusunda kesin bilgi yoktur.

Hanak ilçesinin 5 km. güneyindeki Çayağzı köyünün yaklaşık 400 m. batısında Ardahan– Hanak karayolu üzerinde Hanak Çayı kenarında yer alır. Bu kalenin de kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak bugünkü kalıntıların, Ardahan Kalesi’ne ait kalıntılarla aynı duvar tekniğine sahip olması dikkat çekicidir.

Kırnav Kale

Krnav.jpg


Hanak ilçesinin 5 km. güneyindeki Çayağzı köyünün yaklaşık 400 m. batısında Ardahan– Hanak karayolu üzerinde Hanak Çayı kenarında yer alır. Bu kalenin de kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak bugünkü kalıntıların, Ardahan Kalesi’ne ait kalıntılarla aynı duvar tekniğine sahip olması dikkat çekicidir.

Atlaş (Ur) Kalesi

Alta.jpg


Ardahan’a yaklaşık 18 km. uzaklıkta Atlaş (UR) Köyü’nün doğusunda oldukça sivri bir tepe üzerinde yapılmıştır. Kalenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Tarihi kaynaklarda yalnızca ismi ve yeri belirtilen kalenin bulunduğu yerde eski yerleşim izleri vardır.

Bu kalenin Osmanlı öncesi kalıntılar üzerine Osmanlılar tarafından yapıldığı iddia edilmişse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır.

Ölçek Köyü Kalesi

Ardahan’ın 15 km. doğusunda, Ölçek Köyü’nün güneybatısındaki sarp bir kaya üzerinde kurulmuştur. Bu kalenin de ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Yalnızca tarihi kaynaklarda ismi geçmektedir.

Kalenin güneydoğu, doğu ve kuzeydoğusunu Ölçek Köyü’nün batısından geçen Taşlıdere Suyu çevrelemektedir. Kale çevresinde eski bir yerleşim izleri bulunmakta olmasına rağmen, yeterince araştırma yapılmadığından bu yerleşimin hangi döneme ait olduğu da kesinlik kazanamamıştır.

Şeytan Kalesi

seytan.jpg


Çıldır ilçesinin Yıldırımtepe köyü civarında olan bu kalenin, Ortaçağ’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Çıldır’a 1 km. uzaklıktaki Yıldırımtepe köyünün yaklaşık 1,5 km. kuzeydoğusunda bulunan Karaçay Vadisi’nde oldukça sarp bir alana inşa edilmiştir.



Ardahan Tabyaları

XIX.yüzyılda Osmanlı-Rus Savaşları nedeni ile askeri savunma amaçlı tabyalar yapılmıştır. Bu tabyalar daha çok yöredeki önemli geçit yerlerinde, vadilerde, boğazlarda ve sınırlarda bulunmaktadır. Özellikle Ruslara karşı stratejik bir konumu olan Ardahan’da Ramazan, Emiroğlu, Singer, Kaz, Kaya, Ahali, Düz ve Mihrap tabyaları yapılmıştır. Bunların çoğu zamanla önemini yitirmiş ve yıkılmıştır. İçlerinden Ramazan Tabyası diğerlerine göre iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir.

ardahan7.jpg


Ardahan’ın 5 km. kuzeyinde bulunan Ramazan Tabyası 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan önce yapılmış ve savaş sırasında da önemli bir rol oynamıştır. Ramazan Tabyası 2.500 m. yüksekliğinde bir tepenin üzerinde yer almaktadır. U şeklinde bir planı olan bu tabya yöreyi üç yönden gözetleme olanağına sahiptir.

Moloz taştan yapılmış olan tabyanın içerisi yuvarlak tonozlarla örtülmüş ve sıvanmıştır. Çevresinde yer altı kışlaları ve toprak siperler bulunmaktadır.

Akçakale Ada Şehri Kalıntıları

ad1.jpg
ada.jpg


Çıldır Gölü’nün içerisinde yer alan Akçakale Adası, doğal güzelliklerinin yanı sıra, birinci derecede arkeolojik sit alanıdır. Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 27 km. güneydoğusunda yer alan Akçakale köyünün hemen batısında bulunan bir ada şehrine ait kalıntılardır.

Çıldır / Taşköprü Kitabeleri

ta.jpg


Çıldır ilçe merkezinin yaklaşık 30 km. güneyindeki Taşköprü köyünde köyün kuzeyini sınırlayan kayalıkta, büyük bir kaya üzerinde yer alan bir kitabedir. Bölgedeki en eski kitabe olduğunu sanılan bu kalıntının Urartu Krallarından II. Sarduri’ye ait olduğu ifade edilmektedir.

Hamşioğlu Rasim Bey Konağı

Bakanlığımız Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün 11.09.2000 gün ve 10089 sayılı yazıları ile Ardahan İlinde Bulunan Hamşioğullarına ait tarihi konağın incelenerek tescil ve mülkiyet durumu hakkındaki bilgilerin gönderilmesi istenilmiş olup, konuya ilişkin olarak yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilgi ve belgeler aşağıya çıkarılmıştır.

Ardahan İli Karagöl Mahallesi , pafta 4, adal,parsel 29’ da yer alan tek katlı bina Ardahan –Göle asfaltı üzerinde batlık mimari tarzında yapılmış olup, bina Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 04.11.1994 gün ve 651 sayılı Kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

rg5.jpg


Bakanlığımıza bir dilekçe ile başvuruda bulunarak Konağın Hamşi oğulları adına yaptırıldığını belirten Ahmet ACAR isimli şahsın dilekçesinde belirttiği hususlardan dikkate alınarak Konağın bugünkü durumu inceleme sonucu aşağıdaki özellikleri belirterek rapor edilmiştir.

Ardahan İl Merkezinde yer alan tek katlı ve dikdörtgen planlı bina bölgemizde yoğun olarak yapılan batlık mimarisi olarak tabir ettiğimiz bir tarzda yapılan Konak Kuzey- Güney istikametinde dış cephesi düzgün kesme bazalt taşından yalancı sütunlarla süslemeli olarak yapılmış, diğer cepheler yığma olarak inşa edilmiştir. Bina batlık mimari tarzının tipik örneklerinde olduğu gibi iç mekanında iç içe açılan odalar ve salonlardan oluşmaktadır. Bu tip binaların ısıtma sistemi peç olarak tabir edilen sistemdir. Binanın giriş cephesinde bulunan kapı üzerine sonradan eklenen bir Osmanlıca Kitabe bulunmaktadır. Bu Kitabe 1911 tarihlidir. Sonradan konulan bu kitabe Ardahan’da 3-5 7-9 Ocak 1919 tarihinde Ardahan Milli Şurasının 1.ve 2. Kongrelerinin burada yapılaması sebebiyle binanın bu tarihten önce Resmi karargah binası olarak kullanıldığını göstermektedir.

Bina Ardahan İlinde yapılanı Milli Şuralarda Kongre binası olarak kullanıldığından ayrıca Milli Tarihimizde Önemli bir yere sahiptir.Konak, Cumhuriyetin ilk yıllarında da Resmi Hükümet Binası olarak bir süre kullanılmıştır.

Ardahan İl Merkezinde Karagöl Mahallesinde yer alan tek katlı konak günümüzde Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı olup, bina uzun süre Ardahan Devlet Hastanesi olarak kullanılmıştır. Hastane binası olarak kullanıldığı yıllarda Konağın kuzey cephesine iki katlı ek bir beton arma Hastane binası eklenmiştir.1994 yılından sonra bu bina ile birlikte tarihi konak Ardahan İl Sağlık Müdürlüğüne devredilmiş olup, bu tarihten sonra Sağlık Müdürlüğü Binası olarak hizmete sokulmuştur.

Ardahan- Göle karayolunun üzerinde ada 4, parsel 1’de yer alan toplam 3477 mk. Yüzölçümlü bir alan üzerine kurulmuş bulunan tek katlı kargir bina Kuzey-Güney istikametinde inşa edilmiş olup, binanın doğu cephesi esas giriş cephesi olup, bu cephede kenarları yalancı sütunlarla süslenmiş pencereler ve bir giriş kapısına sahiptir.Bina günümüzde Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü Hizmet Binası olarak kullanılmaktadır.

Dursun Soylu Konak

Ardahan İl merkezinde , Halil Efendi Mahallesi’nde bulunmaktadır bu yapı XlX . yüzyılın sonunda inşa edilmiş sivil mimari örneklerinden biridir.İki katlı olarak inşa edilen evin üzeri, eğimli piramidal bir çatıyla örtülüdür .Alt kat kapalı olup, bu kısımdakiler WC bölümleri bulunmaktadır. Yapının ana girişi kuzeydendir. Ayrıca üst kata dıştan ahşap bir merdivenle ulaşabilmekte mümkündür.

Bu yapıda da duvarlar, bölgedeki diğer sivil mimari örnekleri gibi kalın tutulmuş olup, az sayıda pencereyle dışa açılmaktadır. Üst katta altı pencere, alt katta ise güneyde üç küçük mazgal pencereye yer verilmiştir. Evin batı cephesi ahşap destekler üzerine oturan bir küçük balkon olarak değerlendirilmiştir. Evin doğuda yer alan kapısı ile alt kata girilmektedir. Bu binanın yapısında tamamen düzgün blok taşlar kullanılmıştır. Kapı, pencere ve duvar özellikleri yörede bulunan Sarıkamış, Kars, Gümrü, Kafkas ve Gürcü bölgelerindeki sivil mimarlık örnekleriyle paralellik göstermektedir.

Bu sivil mimarlık örneğinde duvarlar oldukça kalın tutulmuş olup, sağır denecek biçimde az sayıda pencereyle dışa açılmaktadır. Kapı ve pencereler dar ve yüksektir. Pencere ve kapı söveleri düzgün blokların dışa taşkın ve bir içe bir dışa ritmik bir biçimde kaydırmalı düzende yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur.

Ölçek Köyü Kilisesi

Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde yer alan kilisenin yapım tarihi bilinmemektedir. Günümüze yalnızca kalıntıları gelebilmiştir. Kalıntılarda X.-XI.yüzyılda yapılmış olduğu sanılırsa da bu da kesin değildir. Kilise yakınlarında bir sunak taşı bulunmaktadır.

Müderris İbrahim Efendi Camisi

Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi’nin 100 m. kuzeybatısında bulunan Müderris İbrahim Efendi Camisi, Müderris İbrahim Efendi tarafından 1710 yılında yaptırılmıştır.

Ardahan’ın en eski camilerinden olan bu yapı dikdörtgen planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. İç mekan batı duvarında ve güneybatı köşesindeki mazgal tabir edilen pencereler ile aydınlatılmıştır. Bu tür mazgal pencereler Doğu Anadolu’daki bir çok taş yapıda görüldüğü gibi dıştan içeriye doğru genişleyerek hem aydınlanmayı hem de ısı kaybının azalmasına yardımcı olmaktadır. Cami içerisindeki kitabelerden 1897 yılında onarım gördüğü ve içerisinin sıvandığı anlaşılmaktadır.

Caminin minber ve mihrabının mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Cami günümüzde orijinalliğinden uzaklaşmış olup, terk edilmiş durumdadır.

Mevlid Efendi Camisi

Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi’nin yaklaşık 150-200 m. doğusundadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabesinden 1701 tarihinde Mevlid Efendi tarafından yapıldığı öğrenilmektedir.

Taş duvarlı yapının gövde duvarlarının yarısından fazlası ve üst örtüsü yakın tarihlerde yenilenmiştir. Orijinalliğinden uzaklaşmış olan yapının kuzeybatı köşesinde kare bir kaide üzerine silindirik gövdeli, tek şerefeli minaresi yapılan onarım sırasında eklenmiştir.

Caminin avlusunda Arap (Yanık) Camisi’nden getirilen 1871 tarihli, Hacı Halil Ağa’nın yaptırmış olduğu bir çeşme taşı bulunmaktadır.

Arap (Yanık) Camisi

Ardahan Halil Efendi Mahallesi’nde, Ardahan Kalesi yakınlarındadır. Ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, ardından Ermeni işgali sırasında harap olmuş ve yapı bütün özelliğini kaybetmiştir. Tarihi kaynaklardan 1915 yılına kadar ayakta olduğu öğrenilen bu cami içerisinde namaz kılan Müslüman cemaatin Ermeniler tarafından yakılmasından ötürü halk arasında “Yanık Cami” olarak anılmaktadır.

Derviş Bey Camisi

Ardahan Kalesinin güneybatısında, Alabalık Deresi yakınında bulunan Derviş Bey Camisinin, kitabesinden 1868 yılında Derviş Bey tarafından yaptırıldığı öğrenilmektedir.

Kare planlı,düzgün kesme taştan, ahşap tavanlı caminin önüne geç devirlerde iki katlı bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanının kuzeyinde ikisi serbest, ikisi de duvara bitişik olmak üzere dört sütunun taşıdığı bir kadınlar mahfili bulunmaktadır. Caminin içerisi sekiz pencere ile aydınlatılmaktadır. Mihrabının mimari yönden bir özelliği yoktur. Ahşap minber ise XIX.yüzyıl batı etkili bezeme ile süslenmiştir.

Ölçek Köyü Camisi

Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde bulunan bu cami 1895 yılında yaptırılmıştır. Kitabesi günümüze gelmediğinden banisinin ismi bilinmemektedir.

Dikdörtgen planlı caminin önüne kapalı bir son cemaat yeri eklenmiştir. İbadet mekanı dört ahşap sütunun taşıdığı kırma bir çatı ile örtülmüştür. Kuzey yönündeki ahşap sütunların taşıdığı kadınlar mahfilinin korkulukları, sütun başlıkları ahşap işçiliği yönünden son derece önemlidir. İç mekan beş pencere ile aydınlatılmıştır. İbadet mekanı içten kubbe ile örtülüdür.

Caminin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerine iki minare eklenmiştir. Kuzeydoğu köşesindeki minare ahşaptan yapılmış orijinal minaredir. Diğer minare caminin son onarımı sırasında taştan yapılmıştır.Biri ahşap, diğeri taştan olan iki minare camiye uyumsuz bir görüntü vermektedir. Caminin önünde bir mezar ve doğusunda da bir haziresi bulunmaktadır.

Yalnızçam Yaylası

Ardahan’a 15 km. uzaklıkta Yalnızçam Köyü’nün kuzeybatısında yer alan Yalnızçam Yaylası zengin tabiatı ile ilin önemli bir turizm ve mesire yeridir. Ayrıca Yöredeki Yalnızçam Uğurludağ Kayak ve Turizm merkezi ile de kış turizmi açısından önemlidir.

Bülbülan ve Botanik Yaylası

Ardahan’a 15 km. uzaklıkta, Yalnızçam Dağlarının üzerinde bulunan Bülbülan Yaylası zengin bitki çeşitleri ile önemli bir mesire ve turizm yeridir. Bu yayla aynı zamanda Doğu Karadeniz’e açılan bir pencere konumundadır.

Çıldır Gölü

TolgaTek_new1.jpg


Çıldır Gölü, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan göl, 123 km2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metre ve tektonik oluşumlu bir göldür. Birçok dere ve pınarlarla beslenmekte olan gölün tek çıktısı kuzey batısında yer alan Ermenistan sınırında bulunan Arpaçay kolu olan Telek Çayı'dır. En büyük olanı Akçakale harabelerinin yanında yer alan adadır. Göl etrafında çok az bitki örtüsü gelişmiştir ancak gölü çevreleyen otlaklarda yoğun hayvancılık yapılmaktadır.

SEYHAN_YILMAZ_cildir_golu.jpg


Yılın dört mevsiminde yapılabilen balıkçılık yöre halkı için önemli bir ekonomik gelir kaynağı teşkil etmektedir. Gölde balıkçılık önemli bir insan aktivitesi olup, kışın buz tutan gölde kalın buz tabakası kırılarak balık avlanmaktadır. Gölde yakalanan en önemli balık türü (aynalı) Sazan (Cyprinus carpio). Ancak kurak geçen mevsimlerde, göl seviyesi hızla çekilmekte ve bu nedenle sazan gibi türlerin üremesi için gerekli sazlıklar daralmaktadır. Bununla beraber, birçok balıkçının yasaklara uymayarak kontrolsüz avlanmaları balık stoklarını olumsuz etkilemektedir.

Ahmet_Tolga_Tek_cildir5.jpg


Gölün sadece kuzey batısında seddeyle ayrılmış bataklık ve sulak çayırlar bulunur. Genelde göl çevresi mera vasıflı olup, sert bölge iklimi tarıma olanak vermez. DSI tarafından gölü beslemek amacı ile yapılan derivasyon tünellerinin hem diğer havzalardaki kirlilik yükünü göle taşıması, hem de hayvancılık açısından çok önemli çayırların kurumasına neden olması mümkündür. Ayrıca inşaatı henüz tamamlanmamış olan Kuzey derivasyonunun Çıldır'ın çok önemli çayırlığı olan Karaçay ovasının ot verimini ciddi boyutta etkilemesi söz konusudur.

Ahmet_Tolga_Tek_cildir_pelikan_22.jpg


Göl ve çevresindeki tarım alanlarında kullanılan tarımsal kimyasalların (özelliklede yüksek oranda azot içeren gübrenin) bilinçsizce ve yörenin ekolojik ve iklimsel koşulları göz ardı edilerek kullanılmasının göl üzerindeki kötü etkileri belirtilmektedir.

Ahmet_Tolga_Tek_cildir2.jpg


Kontrolsüz ve aşırı avlanma, Erozyon ve Yüksek besin girdisi Çıldır Gölü için tehdit oluşturmaktadır. Gölde aşırı bir kirlilik gözlenmemesine rağmen yine de artan bir evsel kirlilik göze çarpmaktadır. Adalardaki insan baskısının artması bu alanları kuluçka için kullanan türleri olumsuz etkilemektedir. Yapımı planlanan otel ise yeniden gözden geçirilmelidir. Son yıllarda artan turizmle birlikte insan baskısı artmış ve turistik tesisler inşaa edilmeye başlanmıştır.
 
Üst