Alfred Kubin (1877-1959)
Goya, Redon, Ensor ve Brueghel'den etkilendiğini ifade eden sanatçının resimlerinde nadiren canlı renklere rastlayabiliriz; renk paletinin gri tonlarına yoğunlaşmayı tercih etmiştir. Özellikle geç dönem işlerinde sulu ve yağlı boya kullanımından vazgeçip, daha yetenekli olduğunu düşündüğü kalem ve mürekkep çalışmasına ağırlık vermiştir. Bu resimlerindeki çizgiler hızlı, hatlar çok kez bulanıktır. Bazı çalışmalarında Lovecraft'ın Erich Zann'ın Müziği gibi gotik öyküleri andıran biçimlerde, ayakta kalması geometrik bir mucize imiş gibi görünen, çarpık ve döküntü yapıların arasındaki karanlık, klastrofobik sokaklar ya da tekinsiz bir canlılık hissiyle dikilen evler göze çarpar.
Goya, Redon, Ensor ve Brueghel'den etkilendiğini ifade eden sanatçının resimlerinde nadiren canlı renklere rastlayabiliriz; renk paletinin gri tonlarına yoğunlaşmayı tercih etmiştir. Özellikle geç dönem işlerinde sulu ve yağlı boya kullanımından vazgeçip, daha yetenekli olduğunu düşündüğü kalem ve mürekkep çalışmasına ağırlık vermiştir. Bu resimlerindeki çizgiler hızlı, hatlar çok kez bulanıktır. Bazı çalışmalarında Lovecraft'ın Erich Zann'ın Müziği gibi gotik öyküleri andıran biçimlerde, ayakta kalması geometrik bir mucize imiş gibi görünen, çarpık ve döküntü yapıların arasındaki karanlık, klastrofobik sokaklar ya da tekinsiz bir canlılık hissiyle dikilen evler göze çarpar.






Son düzenleme: