Akbaba Dergisi 1961 Sayı 466 ( 14 Şubat 1961 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,892
5,364


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


"Biz, milli bünyemizdeki hastalıkları, üfürükle tedaviden vazgeçmedikçe, ne bu dertten kurtulabiliriz, ne buna benzerlerinden..."
Bu satırlar Yusuf Ziya Ortaç'ın "İsrail'de Sabah Oldu!" başlıklı makalesinden.

Dedo11 Yorumu : Yusuf Ziya ilginç bir saptama yapıyor.
Toplumsal sorunlarımızı da üfrükle tedavi yöntemleri kullanılmaya çalışılarak çözmeye çalıştığımızı anlatıp eleştiriyor. İlginç bir benzetme ve saptama.
Çevreme hep derim metafizik düzeydeki bir akıldışılık sadece orada kalsa bile korkunç yanılgılara neden olur ; ama salt orada kalmaz tüm fizik dünyamızı da esir alır. Böylece biz insan değil insansı , toplumumuz da bataklıkta çırpınıp duran milletten ümmete dönüşür.




4.Sayfada : Yusuf Ziya Ortaç "dinlendi başım..." başlıklı yazısında Bir Faruk Nafiz Çamlıbel'i anlatması var ki. Tam 12 den vuruyor... İnanılmaz bir vuruculuğu var, yazının . Faruk Nafiz Çamlıbel'i hiç bu açıdan tanımamıştım. İçim burkuldu... Üzüldüm...




".... Ben dünyadayken insan mıydım, değil miydim?...

-- Düşüne düşüne bu soruya cevap bulabildiniz mi? dedim.
-- Hayır, dedi, boyuna düşünüyorum düşünüyorum, içinden çıkamıyorum. İnsan olsaydım, insan gibi, İnsanca yaşardım ve başkaları sesimi duyarlardı. Ama insan olmasaydım, bir takım insanlar kendileri için benden oy istemezlerdi, görev İstemezlerdi, vergi istemezlerdi, ödev istemezlerdi. Düşünüp duruyorum, bir türlü çözümliyemiyorum.
.........

Belki de komedi diye bilet alıp, verdiğin paranın hatrı için seyrettiğin dramlara gülüyorsundur."

Bu satırlar Aziz Nesin'in "Ölmüş eşekten mektup" başlıklı yazısından...
Dedo11 Yorumu : Soru : İki ayaklı olmak , insan benzeri olmak ama fiziksel olarak insana benzemek "İNSAN" olmaya "Çağdaş İnsan" olmaya , "Kültürlü İnsan" olmaya , "Şerefli İnsan Olmaya" , "Bilinçli İnsan" olmaya, vb. vb. olmaya yeterli mi ?......


"Kimi Atmalı?

Aydınlı köylüler durmadan yağan yağmurların dinmesi için bir kuyuya iki eşek atmışlar. Boğulmak üzere olan eşekler itfaiey tarafından kurtarılmışlar.
Eşekler dile gelseler de :
-- Biz atacağınıza kendinizi atın, deseler yeri değil mi?
Yağmur yağmaz, yağmur duasına çıkarız. Çok yağar, dinmesi için kuyuya eşek atarız. Faruk Nafiz'in bir beytini bir kez daha okutmak iyi olacak :
"Eğer yağmur Allahın gözyaşları olaydı

Bir halzada dünyayı sele vermek kolaydı."

Dedo11 Yorumu : Bu satırlar Şair Hüseyin Korkmazgil ( Hasan Hüseyin Korkmazgil ) 'in "Taşlamalar" altında topladığı yazılar kısmından...
Uzun uzun inancın , metafiziğin eleştirisine girecek değilim. Sadece şunu söylemesem olmaz :
İnsan eğer çevresindeki olayların , olguların , oluşların vb. gerçek nedenlerini bilecek kapasitede değilse ( yani çağcıl insan olmamışsa ) onlara karşı önlem
olarak da mantıklı , bilimsel , doğru , gerçek , geçerli davranışlarda bulunamaz. Kolay bir örnek vereyim eğer depremin gerçek nedeninin yeryüzü kabuğunun hareketinden oluştuğunu bilmiyor ise onun tanrı tarafından ceza-sınav olduğunu zannediyorsa depreme dayanıklı konut ve diğer önlemleri nasıl alsın? Bu mümkün mü?.....
Düşünün müslüman geçinenler deprem için hep "Deprem Allahın bir sınavı" deyip duruyor ya ; ama şunu sormuyor "Deprem vb. Allahın sınavının hiçbirinden neden hep biz zarar görüp başarılı olamıyoruz. Müslüman olmayan Arjantin, Japonya vb. hep Allahın sınavından başarı ile geçiyor da biz sınıfta kalıyoruz?"


9. Sayfada : Bir karikatür memur evine ancak bir portakal alabilmiş. Karikatürün alt yazısı :
"Zam hediyesi!
memur -- Haydi hanım, soy da çocuklara ikişer dilim ver!..."
Dedo11 Yorumu : Bakırköydeki "Marmara Forum" AVM ye gittim. Karfur (Türkçesi) girdim. Bazı yerleri dolaştım. Sonunda meyve ve sebze bölümüne geldim.
Baktım bir anne ile kızı üzümlerin önünde duruyor. Onlar beni farketmedi. Anne kızına siper oldu. Kopardığı üzümleri kızının ağzına habire tıkıyor ve "ye kızım
ye..." diye söyleniyor. Arada bir de kendi ağzına atıyor. ..... Baktım bir görevli o tarafa geliyor. Karşıladım onu "Bana .... malzemesinin yerini gösterir misin?" diye oradan aldım götürdüm... Anne ve kızı rahat davransın diye... Yakalanmasın diye....
Düşünün bir kıvırcığın fiyatı 44 TL daha fazla söze ne gerek var...

Doğru söyleyiniz siz de kilosu 500-600 TL olan baklavalara kuyumcu vitrinine bakar gibi bakmıyor musunuz? Ben bakıyorum...


10. Sayfada : Yalçın Çetin'in karikatürleri var. Bana ilginç gelen daha önce benzerine rastladığım otomobil çizimine burada da rastladım. Dikkatli bakınca çizimde benzerlik var ama onda eli dışarı sarkan sürücünün eli sakatlanıyordu. Burada ise bahşiş isteyen ele dönüşüyor. Ben aynı çizimden değişik konular üretenlere ayrı bir hayranlık duyarım. Çünkü onlarda yaratı gücü biraz daha gelişmiştir.



"-- ...... Hani Şarlo'nun bir filmi vardı, Altına Hücum muydu neydi adı, işte o geliyor aklıma. Hani orada, açlıktan gözü dönen Şarlo, arkadaşını piliç görmeğe başlar..."
Bu satırları Hüseyin Korkmazgil'in "6-7 Eylül Bakkaliyesi" adlı anlatısından.

Dedo11 Yorumu : Şimdi soru şu : Sizler de insanlara bakınca biliyorum onları piliç olarak görmüyorsunuz elbette... Ama ben bazı insanlara bakınca ; "Eşek" (gerçekten eşekler alınmasın) , bazen "Alçakların alçağını" , "bazen yobazların yobazını" , bazen "hırsızların en hırsızını" , bazen "vatan hainlerinin en hainini" ....... vb. vb. görüyorum... Sizler de görmüyor musunuz?.....





Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst