Akbaba Dergisi 1972 Sayı 39 ( 13 Eylül 1972 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[halit]

Emeklerinize sağlık.

 

[caretta]

Türkiye,1972 Münih Olimpiyatlarında güreşte sadece
1 gümüş madalya kazanmış.

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

Akbaba okuma günlüğü :

"... İnsanın üstün özelliği ve gerçek gücü gövdesinin marifetleri değildir.
Spitz ne kadar hızlı yüzerse yüzsün , bir uskumruyu geçemez. Dünyanın en hızlı koşucusu Borzov, bir kediye yetişemez. Taylor adını istediği kadar ayıboğana

çıkarsın , en hafif siklet ayıya bile on saniyede tuşla yenilir.
Nedir insanı bilinen evrenin efendisi yapan öyleyse?
Kafası , ruhu... Yani bilinci , zekası , bilgisi , mizahı , şefkati ... Tek kelimeyle : İnsanlığı."
Bu satırlar Akbaba'nın baş yazısından...

Dedo11 Yorumu : Ortaokulda öğrenmiştim. Bir insan ceylan kadar hızlı koşamaz ama ondan daha hızlı giden otomobil yapar... Bir insan kuş gibi uçamaz ama kuştan hızlı giden uçak yapar. Bir insan örümcek gibi kendi biyolojik ürünü ile ağ yapamaz ama örme aletleri ve makineleri ile ondan daha mükemmel örgü ürünleri yapabilir. Bir insan yırtıcı hayvan gibi pençelere , düşmanlarını parçalayacak çene ve dişlere sahip değil ama düşmanlarını yok edecek korkunç akılalmaz silahları var... Sonuç biyolojik yapısındaki bu yetersizlikler olmasaydı bütün bu araçları yapabilir miydi , yapar mıydı ?


"İkinci Dünya Savaşı başladığında , o ilçede , yalan olmasın , topu toplamı ya üç ya dört radyo vardı. Çayhanesine ilk radyo koyan , Kambur Sabri'ydi. Radyonun gelmesiyle adı bile birden radyolu çayhane olmuştu."
Bu satırlar Aziz Nesin'in "Kambur Sabrinin Radyosu" adlı anlatısı.
Dedo11 Yorumu : Dikkat yazının imza yerinde "Aziz Nesin - Aziz Nesin" yazıyor. Yanlış yazmadım. Aziz Nesin arada (-) işareti olarak iki kez yazılmış. Bunun nedenini ben tahmin ediyorum. Aziz Nesin'in bizzat kendisinden dinlemiştim ( Sonra birçok yerde ve kanalla da anlatmıştı. ) Kısaca anlatmaya çalışayım :
"Soyadı kanunu çıktığında kısa boylular "Kavak , Selvi , Uzun" gibi soyadlar , ödleğin ödleği olanlar "Cesur , yiğit...vb." gibi soyadlar , cılız mı cılız olanlar "Gürbüz , pehlivan vb." gibi soyadlar alamaya başladılar. Bunları görünce de tüm bunlara tepki olarak ben "Sen nesin?" anlamında "Nesin" gibi gayet
alçakgönüllü , gösterişsiz bir soyad almaya karar verdim ve aldım." İşte "Aziz Nesin - Aziz Nesin" yani "Aziz Nesin Sen Nesin?" anlamında...
Gelelim radyo konusuna... Çok küçükken radyonun ne kadar ender ve kıymetli bir araç olduğunu öğrenmiştim. Kocaman pillerle çalışan sadece haberleri dinlemek için sadece babam açar ve kapardı. Bu ilk başlardaydı sonra bizler de açıp dinlemeye başlamıştık. Müzik dinilyorduk. "Arkası Yarın" , "Radyo
Tiyatrosu" dinlediğimiz ve en çok sevdiğimiz programlardı. Çok sonraları TV de böyle maceralar yaşattı topluma. Önce birkaç işyerinde ( Kahvelerde vb. ) , sonra hali vakti yerinde tek tük evlerde olmaya başladı. Hatta o varlıklı olup TV olan evlere sırf TV seyretmeye gidilirdi. Birçoğunuzun bildiği gibi bunlara "Telemisafir" denilirdi....


10. Sayfada : Bugün Nereye Gidelim...
Sinemalar :
FELEK SİNEMESAI : ÜVEY EVLATLAR ( İşçi - Memur )
Dedo11 Yorumu : Yoruma gerek var mı ?


AYDA SEKKAN : Sevgilisi Fransa'dan , telaffuzu Evropa'dan , peruğu Amerika'dan gelmiştir. Tuvaletleri Paris'ten , ayakkabıları Roma'dandır. Sesi ise rafadandır. Yetişiin , yakında Fransa'ya uçuyor , kaçırmayın fırsatı...

Yukarıdaki satırlar aynı zamanda karikatürist diye tanıdığım Erhan Tığlı'dan...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...

 

[eankara]

Radyo günleri Sn. @dedo11 'in vurguladığı gibi , o yılları yaşayanlar açısından kolay kolay unutulmayacak anıları barındırıyor. Koca pilli radyo zamanlarının haricinde, transistörlü , lambalı radyo günlerini de yaşayanların hatırlayacağı gibi , radyodan ses gelmesi için açtıktan sonra bir süre beklendiği , anılarda kalan , radyo misafirliğinin önemli olduğu günler için bir başkaydı diyenler olacaktır , kuşkusuz. Her tarafı artık nostalji unsuruyla dolu olan , geçmişten sımsıcak anları bugünlere aktaran , dergi paylaşımı için Sn. @murtaza5 'e teşekkür ediyorum .( Tabii , yazılanlar kadar , kapak dahil çizilenler de biz çizgiseverler için üzerinde durulması gereken , önemli konu . Ama , yazı uzunluğunu artırmamak amacıyla , bir başka zaman ele almayı amaçladım . )