AKBABA-sayı-37 ( 30 Agustos 1972 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,876
5,138

Sayın murtaza5 ;



Fazla Öldürürken...
Aslında bu iki sözcüğün yan yana gelmesi mantığa aykırıdır.
"Fazla öldürmek" ("overkill" ) ; günümüzde savaş stratejisi ile ilgili bilim adamlarının , uzmanların ve diplamatların sık sık kullandıkları bir teknik terim. "Canlı ya da cansız hedeflerin imha yahut tahrip edilmesi için gerekli araçlardan fazlasının kullanılması" anlamına geliyor.
Bir şehri yerle bir etmek için 10 bin ton bomba gerekirken siz 100 bin ton bomba atarsanız orayı on kere "fazla öldürmüş" oluyorsunuz.


Dedo11 Yorumu :
Ben bu satırları yılın 2. gününün bu erken saatinde neden aktarıyorum ? Amerika desem , Avrupa Devletleri desem , İsrail desem , Filistin desem , Gazze desem ..... Anlamışsınızdır. Peki Amerika İsrailin bu vahşetine neden göz yumuyor demiyorum , Amerika İsrailin bu insanlık suçunu işlemeye tüm gücü ile destekliyor desem .... Bir hatırlatma ......Amerikanın Vietnam'a attığı bomba 2. Dünya Savaşında kullanılan bombaların toplamının 10 katı.



"-- Leydi , güzel değil.. çirkin olduğumu biliyorum , dedim.

-- Sende vahşetin güzelliği var... Yani ... Çirkinin güzelliği ... Anlatabiliyor muyum?
......

-- Sus Hasan , senin susuşunun güzelliğini dinlemek istiyorum... dedi."

Bu satırlar Aziz Nesin ustanın "Çılgın Bir Aşk" adlı anlatısından...

Dedo11 Yorumu : Bir güldürü anlatısındaki betimlemelerin güzelliğine bakar mısınız ? ( Bunları renklendirerek ve büyüterek gösteriyorum )


"-- Kendini halkının yüzünü güldürmeye adamış olan ben 500 bininci Mahmut...

İki kişi iki koluma girdi. İki elimle sımsıkı yapmıştım mikrofona :
-- Huzur ve istikrarı da sağlayacağımı vaadeder...
İki kişi de bacaklarıma yapıştı , bırakır mıyım mikrofonu , [ mikrofon ] bende gidiyoruz!
-- ...
Her mahallede bir "Halkı gıdıklama ekibi" kuracak...
Giderken giderken kordon bitmesin mi ? Zınk diye kalakaldık!

-- ... Halkın kahkasını ta başkentten duyacağım!"

Bu satırlar Vedat Saygel'in "5000.000 inci Mahmut" anlatısından...



"Bir arabada dört arkadaştık. Şehirden altı saat uzakta bağlı , bahçeli güzel bir köy olan
Gesi'ye gidiyorduk."

Akbaba'nın 50 yıl öncesi yazılardan örnekler sunduğu sayfada Faruk Nafiz Camlıbel bu satırlarla başlıyor yazısına. Devamı var...
"...... Köşeyi saptık , gördüğümüz manzara bizi orada adeta mıhladı. Müdür , iri yarı iki adamı karşısına almış , sırayla bir birine , bir ötekine tokat indiryordu. ........"


Dedo11 Yorumu : "
GESİ BAĞLARI" şarkılara türkülere konu olan bağlar... Bu adlı şarkıyı anımsayalım...
Burada ne oluyor , neden tokat atılıyor ? İyisi mi siz bu yazıyı okuyunuz. İlginç bir yazı...


Bitmedi bu yazının yanındaki yazıda da iki melek gelip "Selamün aleyküm Faruk aleyhisselam..." diyor Faruk Nafiz Çamlıbel "Ben aleyhisselam değilim bu işte bir yanlışlık var ( ben peygamber değilim anlamında )" dese de dinlemiyorlar alıp onu Cennetin kapısına götürüyorlar..... Bu yazı da Faruk Nafiz çamlıbel'in Kayseri Lisesinde öğretmenlik günlerine ait...

Ben Faruk Naifz Çamlıbel'i "
Han Duvarları" ünlü şiiri ile tanımıştık... Elbette gerisi de var... Ama şimdilik bu kadar...



PRATİK DOKTOR


Merhaba!
Nasılsınız?
Adınız ?
Soyadınız ?
Boyunuz ?
Kilonuz ?
Lütfen
Soyununuz!..

AHMET SELÇUK İLKAN

Dedo11 Yorumu : Bu acemi işi dizeler sahibi ileride ünlü şair ve TV lere çıkacak Ahmet Selçuk İlkan mı , acaba ?


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...




 
Üst