AKBABA-sayı-30 (11 Temmuz 1973 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,879
5,153


Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü ( 25.04.2024 ) : AKBABA OKU(YORUM) :
[ Akbaba Dergisi (1973) Sayi 030 (11 Temmuz 1973) -20s (Akbaba Huzur-Sulhi Dolek) ]


"Dünyada rahatlık çeşit çeşittir :

Minder rahatlığı, cüzdan rahatlığı, mide rahatlığı gibi...
En güzel ve insancası vicdan rahatlığıdır. Buna ancak kendine, yurduna ve bütün insanlığa karşı her türlü görevini yerine getirmiş olduğunu bilen nadir kişiler kavuşur. Hiçbir zaman tam olarak kavuşamazlar tabii; kavuştukları zaman da rahatlıkları pek uzun sürmez.
Çünkü öyleleri durmadan kendi kendilerini sorguya çeken, duygu ve düşüncelerini didkleyen, vicdanlarının her köşesini dikenli sorularla araştıran
insanlardır:"

Bu satırları Akbaba "Rahatlık" adlı başmakelesinden aldım.

Dedo11 Yorumu : Bu satırları "GÜZEL - ÖZLÜ SÖZLER" seçkime kaydettim. Bu satırlarda kendimi buldum. İnanın çalan , çırpan, her türlü alçaklığı yapan başını bizden daha rahat yastığa koyar. Biz sağadan sola, solda sağa döne döne uykusuz geçirirken gecelerimizi onlar horul horul uyur... Yani sanıldığının aksine onlar bizden daha huzurlu ve rahattır. Bizler iste hep huzursuzuz. Onlarınki MUTLAK HUZUR , Bizimki ise "GÜZEL HUZURSUZLUK" ... Bizim kendi bilinçli seçimimiz böyledir. Amaç kendi huzurumuz değil ki...



"Frenklerin bir sözü vardır :
-- Tanrının paraya ne kadar değer verdiğini anlamak istersen ne biçim insanları zengin ettiğine bak, derler."

Bu satırları Refik Erduran'ın "Zengin Köpekler" başlıklı yazısından aldım. Peki köpekler bunun neresinde ? Onu da okuyan görecek...



8. Sayfasında Erhan Tığlı'nın "Transfer Bombaları" nda ilginç sporcu tiplerini kendince anlatıyor...


"Tazı, şimşek gibi atlıyor tavşanın peşi sıra. Tavşan kaçıyor, o kovalıyor.

"Kovalamasana," diyor tavşan.
"Kaçmasana," diyor tazı.
Tavşan kaçıyor, tazı kovalıyor. Araları kapanmaya başlıyor. Tam tavşan sıfırı tüketecekken, birbirleriynin postuna giriyorlar.
"Neden kaçıyorsun?" diyor tavşan.
"Can pazarı,"diyor tazı. "Ya sen, sen neden kovalıyorsun?"
"Gırtlak derdi," diye açıklıyor tavşan, "Eğer arada bir, bir tavşan tutmazsam sahibim de beni yanında tutmaz.."
"Ama bana yazık değil mi? Hem bak, sana sahibinden daha yakınım ben. İkimiz de dört bacaklıyız."
"Haklısın," diyor tavşan. "Kaçma benden bundan sonra."
"Olur. Ama sen de söz ver beni tutmayacağına."
Tavşanla tazı kolkola giriyorlar.
"Bağa gidiyoruz, dağa gidiyoruz..."

diye şarkı söyleyerek kırlarda sekiyorlar."

Bu satırlar Sulhi Dölek'in "Biraz Bakar mısınız?" başlıklı yazıdan.
Dedo11 Yorumu : Yazıda karışıklık varmış gibi değil mi? Yazıda karışıklık yok. Yer değiştirme var. Bir kez daha dikkatle okunursa daha lezzetini alırsınız. İnanın okumak da yemek gibidir tadına varmak için alalacele yemek yenmeyeceği gibi okumak ta öyle aceleye getirilmemeli...





PERŞEMBE:

ORASINI ANLADIK
Ekonomi uzmanları açıklıyor : "1974'te bugünkü fiyatları mumla arayacağız."

Diğerlerini anladık bayım... Mumu neyle arayacağız?



AT BİLİR

Haraya giden yeni zengin, en azgın atlardan birini göstererek :
-- Şu ata binmek istiyorum, dedi.
At bakıcısı cevap verdi :
-- O halede elli frank ödeyeceksiniz.
-- Paranın önemi yok. Elli franka bir saat mi binmiş olacağım?

-- Başkasının işine karışmam bayım. Fiyatı tayin etmek bana aittir. Ama sizi sırtında ne kadar tutacağı, ata ait!

Dedo11 Yorumu : Yanarım da neye yanarım bilir misiniz? Bir at kadar olamadık. Ona yanarım...



BAL GİBİ BİLİYOR :

Öğretmeni sordu :
-- Büyüyünce ne olacaksın?
-- Ya ressam, ya yer silicisi, ya da doktor olacağım.
-- Fakat bunlar birbiriyle ilgisi olmayan meslekler.
-- Evet, öyle...
-- Demek ne istediğini sen de bilmiyorsun?

-- Nasıl bilmem?... Kadınları çıplak görmek istiyorum!

Dedo11 Yorumu : Pragmatik (yararcılık) bakanların gözünden bakmayı beceremeyiz. Böyle olduğu için de onların davranışlarını analiz ( çözümleme ) edemeyiz. Tepinip dururuz. Bu neden çalıyor ? Şu insanlar nasıl insan ki seçim sevinçlerini maytaplar yakarak , çığılıklar atarak deprem enkazlarının üstünde sevinebiliyorlar ? Bunlar insan değil mi? Filistinde çocuklar ölürken neden şunu , bunu satıyorlar? vb. vb. Pragmatizm kendine uygun ahlak yaratır. Yaptığına her zaman "UYDURUK İLAHİ KUTSAL BİR NEDEN VE BUNA UYGUN AHLAK OLUŞTURUR VE AKIL TUTULMASINA UĞRATILMIŞ VEYA AKLI TUTULAN İNSANLAR YETİŞTİREN DÜZENİN DE DESTEĞİYLE HEP KAZANIR , HER ZAMAN KAZANIR." Biz bu nedenle "Ahlak" gibi ne idiğü belirsiz eğilip bükülen normlara değil "ETİK" denilen normlara kendimizi tabi tutarız.



BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "nadir" diyor , biz "ender" diyoruz...
Onlar "miras" diyor , biz "kalıt" diyoruz...
Onlar "vasiyet" diyor , biz "yazılı veya sözlü kalıt" diyoruz...
Onlar "hara" diyor , biz "at üreme çiftliği" diyoruz...
Onlar "pragmatizm" diyor , biz "yararcılık" diyoruz...
Onlar "analiz" diyor , biz "çözümleme" diyoruz...
Onlar "ahlak" diyor , biz "sağtöre" diyoruz...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst