Akbaba Dergisi 1972 Sayı 02 (27 Aralık 1972 )

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
365
1,981
Zeki Beyner'in arka kapaktaki tam sayfa çizimini görünce sevindim. Karikatürlerini beğenirim. Zor bir yaşam süren Beyner bildiğiniz gibi çoğu zaman fakirlik konularını işledi.

Yakın zamanda karikatürlerinin orijinalleri müzayedede satıldı.

3d7885e0955e4361affe14d1d72b1201.jpg


89e6a8f9a6754ad0a1241df7b3b14ebf.jpg


2e69d7d4d3864735a366838dc0538011.jpg


8aba186520944d6fb58fb996dbd547d6.jpg


243.jpg



Zeki Beyner’in masa takvimine çizdiği 180 sayfadan oluşan çalışmaları:


IMG-3844.jpg


Beyner'in tek karikatür albümü Keşkül-ü Fukara'nın yazılarının Semih Balcıoğlu'na ait olduğunu da ilginç bir not olarak ekleyeyim.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,892
5,365

Sayın murtaza5 ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


Kapaktaki karikatür ( Cafer Zorlu'nun ) doğrusu beni iyice karamsarlığa sürükledi. Bir ülkede temel sorunlar hiç mi çözülmez... Bu ne kısır döngü... Bu ne biçim dünya....


"Kadın-Erkek eşitliği toplumların uygarlık derecelerinin çok önemli bir ölçüsüdür. Aslında bu ölçünün "güçsüzü güçlüden koruyabilme derecesi" odluğunu
söylemek gerekir. Bir insan topluluğunda; yetişkinler çocukları ve yaşlıları, iriler ufakları, sağlamlar sakatları ezmekten alakonuluyorlar mı? Yasalar ve töreler bu zayıf kişileri adaletsizliklerden koruyor mu? Böyle sorulara ne kadar kolayca evet cevabı verilebiliyorsa, söz konusu toplum o derece uygarlaşmış demektir."

Bu satırlar "Akbaba" imzalı "At, Avrat, Nakliyat" adlı başmakalesinden...
Dedo11 Yorumu : Burada dikkatten kaçan çok önemli bir ölçü yok!!!!!! Demokrasinin ölçüsü olacak bir detay bu gözden kaçan ( yazıyı yazanın da gözünden kaçmış olabilir ) ... Yazının canalıcı tümcesi şudur : "Aslında bu ölçünün "
güçsüzü güçlüden koruyabilme derecesi" olduğunu söylemek gerekir."
İşte işin püf noktası burada : Çağmızdaki toplumlarda en güçlü olan ne , en güçsüz olan kim-kimler? Yaa biraz düşününce buldunuz değil mi? Çağımızdaki en
büyük GÜÇLÜ OLAN DEVLETTİR, İKTİDARDIR, İKTİDAR GÜCÜNÜ ELİNDE TUTANLARDIR. Peki en güçsüz olanlar kimdir ? EN GÜÇSÜZ OLANLAR VATANDAŞTIR, SIRADAN VATANDAŞTIR. İşte değerli dostlar ÇAĞDAŞ DEMOKRASİNİN EN ÖNEMLİ ÖLÇÜLERİNDEN BİRİ DE VATANDAŞIN DEVLET , İKTİDAR GÜÇLERİ KARŞISINDAKİ SIRADAN VATANDAŞLARIN KORUNUP KORUNMADIĞIDIR....



"Aaah, ah!...Onun ne alçak, ne namussuz olduğunu bilemezsin. Hiçbir sözüne güvenilmez. On paralık haysiyeti yoktur."
Bu satırlar üstad Aziz Nesin'in "O Ne Namussuzdur O!" adlı anlatısından.

Dedo11 Yorumu : Aslında yukarıdaki ilk cümleyi alıntılamak için çok düşündüm. Ulan Dedo11 dedim içimden bu tümceyi şimdi üzerine alan bir sürü insan var bu toplumda. Başına iş alma... Ama ne yapayım yazan Aziz Nesin olunca ve böyle bir anlatı olunca benim başka bir şey yapacak halim kalmadı...
Soru şu : ( Eğer okuduysanız ) Şimdi burada sürekli aldatan mı alçak , namussuz yoksa onun her türlü kirli işini çıkar için yapmaya hazır ve yapan ( vaad edilen çıkar sağlanmadığı halede ) ve yine yapan ve yine yapan insan mı alçak ve namussuz...
VARGI : Her ne olursa olsun ( çünkü insanoğlu her yaptığı pislik için kendince bir kutsallık, iyi yön , mecburiyet vb. gibi mazeret bulur ) İnsana, insanlığa çevresine, canlı ve cansız varlıklara, ülkesine, dünyasına zararlı bir iş yapıyorsa veya yapana destek veriyorsa onu atın klozetin içine ve basın
üstüne suyu gitsin lağıma...
HIRSIZA , ZALİME, VATAN HAİNİNE, İNSANA İHANET EDENE, DOĞAYA İHANET EDENE bu olanağı sunacak koşullara yardımcı olmuşsanız ( hangi koşularla olursa olsun , hangi yöntemlerle olursa olsun ) sizin de onlardan farkınız yoktur. Hiçbir mazeretin arkasına saklanmanız sizi aklamaz, kurtarmaz...




"....geçerli ve tutarlı düşünceleriyle, yönetim ve denetim konusundaki fikirleriyle, çağdaş koşullara uygun dünya görüşleriyle tanımak istedim piyasadaki
politikacılarımızı.
Gözlerim kitapçı vitrinlerinin camında; ......
Yok... Yok... Yok... En ünlü politikacılarımızdan , en alımlı particilerimze kadar, hiçbirinin tek eseri yok bu ülkenin yönetimiyle ilgili, bu ülkenin sorunlarına değinen. ..........
Amacından ve ilkelerinden sapmayan kaç politikacı sayabilirsiniz son çeyrek yüzyılın tarihinde?
...... Dün söylediğini ertesi günü inkar etmeyen, kendi ilkeleriyle kendisi ters düşmemiş kaç particiye rastlarsınız?

Ülküsüz, ilkesiz, esersiz politikacılarımız!..."
Bu satırlar Şemsi Belli'nin "Kamera- Kitapsız Politikacı" adlı yazısından...

Dedo11 Yorumu : Yukarıdaki satırlar ne yazık ki günümüzde de geçerli. Gelecekte de geçerli olacak. Çünkü bunları yapanları oylarımızla cezalandıracağımıza ,
ödüllendiriyoruz... Yani asıl suçlu biziz. Onlar değil ( en azından sadece onlar değil ). Biz değişmedikçe politika çirkeflikten kurtulmayacak elbette ki
sevgili yurudumuz da...



" -- ...... Ay'a gidip ne olacak Alıp getirecek misin yani? Alıp getirecek misin yani? Getirsen nerene koyacaksın? Benim aklım, bu işlere uzun derin ermez
ağabey..."
-- İlim, bilim... İnsanoğlunun tabiata kafa tutması...

-- Ne kafa tutması yahu? Ne tabiatı? Allah baba alimallah bir yağmur sarkıtır, feleğini şaşırırısın......."
Bu satırlar Yaman Korur'un Yazısının "Uzay Adamı İle Röporaj" başlıklı bölümünden.

Dedo11 Yorumu : Bu zihniyete sahip toplumlar bir adım ilerleyebilir mi?





BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "cümle" diyor , biz "tümce" diyoruz...
Onlar "mazeret" diyor , biz "özür, gerekçe" diyoruz...
Onlar "bahane" diyor , biz "özür, gerekçe" diyoruz...
Onlar "reform" diyor , biz "düzeltim" diyoruz...
Onlar "seramoni" diyor , biz "tören" diyoruz...
Onlar "vasıta" diyor , biz "araç, aracı" diyoruz...
Onlar "feza" diyor , biz "uzay" diyoruz...
Onlar "tabiat" diyor , biz "doğa" diyoruz...
Onlar "nesir" diyor , biz "düzyazı" diyoruz...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...







 
Üst