Akbaba Dergisi 1952 Sayı 011

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
365
1,981
Ulus gazetesinde yayınlanan karikatürleriyle Menderes'i kadın kılığında çizmeyi adet edinen Ratip Tahir Burak'ın iki karikatürü. Neden böyle çiziyorsun diye sorduklarında, Avcı avının yaralandığını görünce ne yapar? Döner yine vurur şeklinde bir cevap veren karikatürcü.*

* Bu cevabını bir kitapta okumuştum, ancak şimdi yerini bulamadım.

c156cbbe18f0478db8484df7235bb302.jpg

1.jpg


"Basındaki genel tablo karşısında bizim Ulus Gazetesi, DP’lilerin CHP lideri İnönü’ye hücumlarını karşılamak için vardı. Gerek Nihat Erim gerekse Hüseyin Cahit Yalçın yazılarında o hücumları karşılamakla kalmıyorlar; DP lideri Menderes’i hedef alan karşı bir hücumda bulunuyorlardı. Bunlara Zafer Gazetesinin başyazarı aynı zamanda milletvekili Mümtaz Faik Fenik cevap yetiştirmeye çalışırdı. Ayrıca Ulus yazarlarına ek olarak karikatürist Ratip Tahir Burak’ın ‘Karikatürcünün şakaları’ başlığı altında çizdiği karikatürler vardı. Burak, Menderes’i zaman zaman kadın kıyafetinde çiziyordu. Kadın kıyafetinde göstermeyi küfür sayma alışkanlığı o dönemde daha yaygındı. Burak ise, yaptığı işin normal olduğunu, dünya karikatürlerinden örnekler göstererek anlatırdı. Hatta Burak bazen dozu o ölçüde artırıyordu ki, Menderes’i sadece diğerleri erkek kıyafetindeki hükümet üyeleri arasında tek kadın kıyafetindeki politikacı olarak göstermekle kalmıyor, bazen hayvanlı karikatürler de çiziyor, tüm bakanları erkek kedi kılığına sokarken Menderes’i boynu kurdeleli bir dişi kedi olarak çiziyordu. Menderes çizilen karikatürlerde eğer kadın kıyafetindeyse bunun anlamı iktidarla muhalefetin arası bozuk; iktidarın İsmet Paşa’ya hücumları devam ediyor demekti. Menderes eğer yeniden erkek kıyafetinde gösteriliyorsa, bu ilişkilerde bahar havasının hakim olduğunu, İnönü’ye hücumların azaldığı manasına geliyordu" (Altan Öymen)

"Hele Ratip Tahir’in her hafta renkli tablolar halinde yaptığı yarımşar sayfalık yaptığı sözde panoramalarında Adnan Menderes’i devamlı koket bir kadın kılığında veya dam üstünde kızgın dişi kedi halinde göstermesi çirkin, hatta pek çoklarına göre çok çirkindi. Evet mizaha, karikatüre kızılmaz, kızılmamalıdır. Ama bir karikatür eğer güldürüp düşünmekten, iğneleyip uyarmaktan çok, tezyif ediyorsa ve bu maksatla yapıldığını da adeta haykırıyorsa ve mizah da tebessüm uyandırmak şöyle dursun, tırnaklıyor, tırmalıyor, kaşıyor ve kanatıyorsa elbette hoş karşılanmaz". (Bedii Faik)
 
Son düzenleme:

Levent 16

Aktif Üye
22 Kas 2011
365
1,981
Yukarıda bahsettiğim cevap şu:

Ressam Ratip Tahir’in İstanbul’a gelip de bana uğradığı bir gün, Falih Rıfkı Atay kendisine, karikatürlerinden küçültücülük, hatta hakaret anlamı çıkarılmasındaki en büyük amilin, durmadan aynı kadın imajını canlandırmakta inat etmesinden doğduğunu söylemişti.

-Sen şakayı kaka yapmaya başladın, dikkat et, diye de uyarmıştır.

Ratip Tahir, Falih Rıfkı Bey’i saygıyla dinleyip hiç sesini çıkarmamış ama o odasına gider gitmez:

-Üstat ne söylerse söylesin, yapacağım birader. Ben kendimi, turnayı tam gözünden vurmuşum gibi hissediyorum. Halk bayılıyor, adam ise kızıp köpürüyor. Bir avcı avının kıvrandığını görünce ne yapar?

Bedii Faik "Bilmem, der, ben avcı olmadım."

Müthiş bir hüküm çakar gibi, kendi sorusunu cevaplandırmasını unutamam:

- Ona bir daha ateş eder!

....

Ratip Tahir Burak gittikten sonra Bedii Faik Atay'ın yanına çıkar. Atay "Bana kalırsa daha da azacak ve bundan sonra daha da çirkin olacaktır" der.


Bedii Faik, Basın Matbuat derken Medya, 3 cü cilt.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,892
5,365

Sayın ritvan ;

AKBABA okuma günlüğü : AKBABA OKU(YORUM) :


Bu sayı adeta BAHAR özel sayısı olmuş...

"İçimde tatlı bir hüzün damar damar çözülüyor ve taprağı eşeliyen ihtiyar bahçıvana, uçurtmasını havalandıran yalınayak çocuğa, köşkünün bahçesinden, çıplak kolunun ucundaki eli ipek bir mendil gibi yolculara sallayan güzel kıza.. Hele, ağzında bir tutam taze otla vagonlara kişniyerek bakan, burun delikleri kabarmış, güneş yeleli, bahar sarhoştu ata hasetle bakıyorum!"
Bu satırlar Yusuf Ziya Ortaç'ın "Bahar" başlıklı yazısından. Bahar Yusuf Ziya'yı şair yapmış...


"Şu Hınzır Şemsiyeden kurtulmak için neler yapmadım; bir çok defa yalandan unuttum, bir çok kere sahiden unuttum, hiç bir defasında kaybolmadı, olmadı, olmadı!

..........
Aziz okuyucularım, size de tanışsaydık, şöyle demek isterdim: Kaybetmemek istediğiniz insanları ve şeyleri sevmeyin; ama, çok sevmeyin değil ; hiç sevmeyin."
Bu garip teoriyi Midhat Cemal Kuntay "Şeref Efendi'nin Şemsiyesi..." yazısından aktardım..


"Bahar çiçekleri" bölümündeki özlü sözlerden biri :

"Gülde dikenin bulunması, bizi meteessir ediyorsa, dikende gülün bulunması bizi sevindirmelidir."---->> Gothe


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...





 
Üst