Adıyaman

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,250
NeverLand
adiyaman_genel_goruntu_73.jpg


Adıyaman, Türkiye'nin Güneydoğu'sunda il ve il merkezi olan bir kenttir. Toroslar'ın güneydoğu uzantıları üstünde yer alan il toprakları kuzeyde malatya, doğuda Diyarbakır ve Şanlıurfa, güneyde Şanlıurfa ve Gaziantep, batıda ise Kahramanmaraş illeri ile sınırlıdır.

Adıyaman ili merkezi Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Kuzeyde bulunan Çelikhan ile Gerger ilçesinin bir kısmı Doğu Anadolu Bölgesine, Batıda bulunan Gölbaşı ile Besni ilçesinin bir kısmı ise Akdeniz Bölgesine dahil edilmiştir.

adiyaman_genel_goruntu_74.jpg


Adıyaman Genel Görünüm


Merkez ilçe dahil 9 ilçesi ile 406 köyü vardır. İlçeleri Merkez, Besni, Çelikhan, Gerger, Gölbaşı, Kahta, Samsat, Sincik ve Tut ilçeleridir.

Adıyaman ili 370 25’ ile 380 11’ kuzey enlemi, 370 ve 390 doğu boylamı arasında yer alır. Adıyaman ilinin yüzölçümü 7033 km2 , göller ile 7.871 km2 olup, il merkezinin rakımı 669 m dir.

TolgaTek_adiyaman_1.jpg


Eski coğrafyacı ve tarihçilere göre; Güneyde Arap Yarımadasından, Kuzeyde Toros sıradağlarına doğru uzanan Arap çöllerinin sona erdiği yerde, Toros sıra dağlarının eteklerinde verimli topraklar yer almaktadır. Arap çöllerini kuzeyden bir ay gibi saran bu topraklara binlerce yıldan beri Verimli Ay (Hilal) adı verilmiştir. Ortadoğu Ülkelerinin merkezinde yer alan Verimli Ay (Hilal) topraklarında Asya, Avrupa ve Afrika kıt alarından gelen ana kara yolları birbirlerini kesmektedir. Tarih boyunca Verimli Ay (Hilal) bölgesi ana ticaret yollarının kavşak noktalarında, büyük ticaret ve sanayi şehirleri doğmuş, büyümüş, yıkılmış ve yerlerine yenileri kurulmuştur. Verimli Ay (Hilal) bölgesinin bir parçası sayılan Orta Fırat Bölümü'nün illerinden olan Adıyaman, bu bölgenin en üst sınırını oluşturmaktadır. Adıyaman ili uygun coğrafi özellikleri dolayısıyla tarihin her döneminde yerleşim bölgesi olmuştur.

00292682.jpg


Cendere Köprüsü

Adıyaman, Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biridir. Geçilmesi güç ve savunulması kolay olduğu için Malatya Dağları, tarih boyunca yerleşim yeri olarak seçilmiştir. Burad yapılan arkeolojik kazılarda İÖ.3000'e ait kalıntılar bulunmuştur. Pirin Köyü'nde bazılarında duvar resimleri de bulunan 200'den fazla mağara bulunmuştur. Adıyaman Palanlı Mağarasında yapılan incelemelerde kent tarihinin M.ö. 40.000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.

adiyaman_genel_goruntu_22.jpg


Samsat-Şehremuz Tepe'deki tarihi bulgulardan M.ö. 7000 yılına kadar Paleolitik, M.O. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö.3000 yıllarına kadar Kalkolitik ve M.O.3000 -1.200 yıllan arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitannilar arasında el değiştirmiş ve Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1200) karanlık bir dönem başlamıştır.

adiyaman_golbasi.jpg


M.Ö. 1200'den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yılları arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat'ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabeler, Anadolu'daki tarihi gelişimin Adıyaman'da da aynen devam ettiğini, göstermektedir. Bu dönemde Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmüştür.

adiyaman_7.jpg


Nemrut Dağı Kommagene Krallığı heykelleri

M.Ö. 900-700 yılları arasında yöre Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemenlik kuramamış, VI. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler egemen olmuşlar ve Satrap'lar (Valiler) eliyle yönetilmiştir. MÖ. 334 yılında Büyük iskender'in Anadolu'ya girmesiyle Pers'ler hakimiyetini kaybetmiş, MÖ.I.yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Seleukoslar hüküm sürmüştür. Seleukosların gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.O. 69).

Başkenti Samosota (Samsat] olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72'ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğu'nun eline geçmiştir. Adıyaman Roma imparatorluğu'nun Suriye Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğu'nun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ikiye ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğu topraklarına katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye Arap akınları başlamakla birlikte Arap hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi'lerle kurulabilmiştir. 758 yılında ise, II. Abbasi komutanlarından Mansur Ibni Cavene'nin hakimiyetine girmiş, 926 yılına kadar Abbasi egemenliği altında kalan bölge, 958 yılında Bizanslıların eline geçmiştir.

adiyaman_6.jpg


1114-1181 yıllan arası yöreye Türk akınları olmuş, 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirmiştir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırılan yaşanmış. 1298'de de bölge, Memlûkların eline geçmiştir. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından işgal edilerek yakılıp yıkılmıştır.

EskiSaray.jpg


Eski Saray Cami

Büyük bir istikrarsızlığın olduğu Orta çağ boyunca Adıyaman Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve Yavuz Sultan Selim'in Iran seferi sırasında, 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Adıyaman başlangıçta merkezi Samsat'ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliği'ne bağlanmış, Tanzimat’tan sonra bir kaza olarak Malatya'ya bağlanmıştır.

Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya'ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı Kanunla Malatya'dan ayrılarak il haline gelmiştir.

Perre.jpg


Adıyaman’da günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Haydaran Kaya Mezarları,Turuş Kaya Mezarları, Dolmenler, Besni Kalesi, Gerger Kalesi, Kahta Kalesi, Keysun Kalesi, Samsat Kalesi, Karakuş Dikili Taşları, Eski Kahta Kaya Kabartmaları, Nemrut Dağı, St.Paul Kilisesi (1905), Cendere Köprüsü, Kızılin (Göksu) Köprüsü, Altınlı Köprü, Merkez Ulu Cami (1768), Besni Ulu Camisi, Musalla Camisi, Besni çarşı Camisi (1492), Kab Camisi (1768), Siratut Camisi, Hacı Abdülgani Camisi (Çarşı Cami) (1557), Hacı Süleyman Mescidi (1720), Eski Saray Camisi (İbrahim Bey Camisi) (1638), Besni Toktamış Camisi (XVII.yüzyıl), Külhanönü Camisi , Besni Çarşı Camisi (1492), Abuzer Gaffari Türbesi, Mahmut El Ensari Türbesi, Şeyh Abdurrahman Erzincani Türbesi, Zeynel Abidin Türbesi, Çıplak Baba Türbesi, Hacı Ali Bey Türbesi, Hacı Yusuf Türbesi bulunmaktadır. Ayrıca Göksu, Gümüşkaya (Palaş), Palanlı ve Kitap mağaraları ile Besni, Çelikhan ve Kotur içmeleri vardır.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,250
NeverLand
Tarihçe

- Adıyaman İsmi :

Adıyaman isminin menşeyi hakkında çeşitli rivayetler vardır.

Birinci rivayete göre; Perre şehrinde cereyan ettiği belirtilen bir olaya bağlanmaktadır. FARRİN yada PERRE olarak bilinen şehirde PUT’ a tapan bir babanın yedi oğlu, babalarında evde olmadığı bir gün bütün putları imha ederek ALLAH’ın (Hz. İsa’nın söylediği gibi) bir olduğunu kabul ve ilan ederler. Putperest baba durumu öğrenince yedi oğlunu da öldürür. Babaları tarafından öldürülen yedi kardeşin hatırasına Farrin (Perra=Pirin)’ de bir manastır yaptırılır. Bu olaydan ötürü de şehre Yedi Yaman adı verilir. Yedi Yaman zamanla Adıyaman şekline dönüşür.

İkinci rivayete göre; Adıyaman şehrinin ortasında yaptırılan Mansur’un kalesi olarak bilinen kale’ ye halk, Hısn-ı Mansur ismini vermiştir. Hısn-ı Mansur isminin menşeyi hakkında iki ayrı rivayet mevcuttur. Kaynaklarda VII. yüzyılda buraya gelen Emevi komutanlarından Kays kabilesine mensup Mansur. Ca'vene'ye izafetle bu ismin verildiği rivayet edilmekte ise de başka bir rivayete göre bu ismin Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur'un adından gelmektedir. Zamanla halk arasında telâffuz şeklinin de değişmesiyle “HÜSNÜ MANSUR” olarak bu şehrin ismi değiştirilmiş olmaktadır.

Üçüncü rivayete göre; Adıyaman şehrini doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi, şehrin çevresinin de meyve ağaçlarıyla kaplanmış olmasından dolayı güzel vadi anlamında olan “VADİ-İ LEMAN” (Güzel vadi) kelimesinin söylenişi zamanla değişmiş ve halk arasında “ADIYAMAN” şekline dönüşmüştür. Ancak, Hısn-ı Mansur yani Hüsnü Mansur ismi 1926’ ya kadar resmi ad olarak kalmıştır. 1926 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararları ile şehrin ismi tekrar ADIYAMAN olarak değiştirilmiştir.

- Adıyaman’ın Tarihçesi

Adıyaman, tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. Adıyaman Palanlı Mağarasında yapılan incelemelerde kent tarihinin M.ö. 40.000 yıllarına kadar uzandığı anlaşılmıştır.

Yine Samsat-Şehremuz Tepe'deki tarihi bulgulardan M.ö. 7.OOO yılına kadar Paleolitik, M.O. 5.000 yıllarına kadar Neolitik, M.Ö. 3.OOO yıllarına kadar Kalkolitik ve M.O. 3.0OO-1.200 yıllan arasında da Tunç Çağı dönemlerinin yaşandığı anlaşılmıştır. Bu dönemde bölge Hititlerle Mitannilar arasında el değiştirmiş ve Hitit Devletinin yıkılmasıyla (M.Ö. 1.200) karanlık bir dönem başlamıştır. M.Ö. 1.2OO'den Frig Devletinin kuruluşu olan M.Ö. 750 yıllan arası dönemle ilgili olarak yazılı kaynağa rastlanmamıştır. Ancak; bu dönemde yöre, Asur etkisine girmeye başladığından, Samsat'ta bulunan Asur etkili mühürler ve Kahta Eskitaş Köyünde bulunan Hitit Hiyeroglifi ile yazılmış kitabeler, Anadolu'daki tarihi silsilenin ilimizde de aynen devam ettiğini, göstermektedir. Bu dönemde Adıyaman ve çevresinde Hitit Devletinin yıkılmasıyla ortaya çıkan Geç Hitit şehir devletlerinden biri olan Kummuh Devleti hüküm sürmüştür.

M.Ü. 9OO-70O yılları arasında yöre Asur etkisinde kalmakla birlikte, Asurlular tam olarak egemen olamazlar. 6. yüzyılın başlarından itibaren yöreye Persler hakim olur ve yöre Satrap'lar (Valiler) eliyle yönetilir. M.O. 334 yılında Makedonya Kralı Büyük iskender'in Anadolu'ya girmesiyle Pers'ler hakimiyetini kaybetmiş ve M.ü. 1. yüzyıla kadar yörede Makedonyalı Selev-kos Sülalesi hüküm sürmüştür. Bu sülalenin gücünün zayıfladığı sıralarda, Kral Mithradetes l Kallinikos Kommagene Krallığının bağımsızlığını ilan etmiştir (M.O. 69).

Başkenti Samosota (Samsat] olan Kommagene Krallığı, egemenliğini MS. 72'ye kadar sürdürmüş, bu tarihte yöre Roma imparatorluğunun eline geçmiş ve Adıyaman Roma imparatorluğunun Syria (Suriye) Eyaletine, 6. Lejyon olarak bağlanmıştır. Roma imparatorluğunun 395 yılında Batı ve Doğu Roma olarak ayrılmasıyla, Adıyaman Doğu Roma imparatorluğuna katılmıştır. 643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamakla birlikte İslam hakimiyeti ancak 670 yılında Emevi'lerle kurulabilmiştir. 758 yılında ise, II, Abbasi komutanlarından Mansur Ibni Cavene'nin hakimiyetine girer. 926 yılına kadar Abbasi hakimiyetinde kalan H'de bu tarihte Hamdanüerin egemenliği başlar. 958 yılında yöre yeniden Bizanslıların eline geçer.

1114-1181 yıllan arası yöreye Türk akınları olur. 1204-1298 yılları arasında Samsat ve yöresini Anadolu Selçukluları ele geçirir. 1230 ve 1250 yıllarında Moğol saldırılan yaşanır. 1298'de yöre ve bölge Memlüklerin eline geçer. 1393 yılında Adıyaman bu kez de Timurlenk tarafından yağmalanır.

Büyük bir istikrarsızlığın olduğu Orta çağ boyunca Adıyaman Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve nihayet Yavuz Sultan Selim'in Iran seferi sırasında 1516 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı topraklarına katılan Adıyaman, başlangıçta merkezi Samsat'ta bulunan bir Sancakla Maraş Beylerbeyliğine bağlıyken, Tanzimat’tan sonra bir kaza olarak Malatya'ya bağlanmıştır.

Cumhuriyetin kuruluşundan 1954 yılına kadar eski idari yapısı korunarak Malatya'ya bağlı kaza konumunda olan Adıyaman 1 Aralık 1954 tarihinde 6418 sayılı Kanunla Malatya'dan ayrılarak müstakil il haline gelmiştir.

- Adıyaman Kronolojisi

M.Ö. 40000- M.Ö. 7000 Paleolitik
M.Ö. 7000 - M.Ö. 5000 Neolitik
M.Ö. 5000 - M.Ö. 3000 Kalkolitik
M.Ö. 3000 - M.Ö. 1200 Hititler
M.Ö. 1200 - M.Ö. 750 Asurlular
M.Ö. 750 - M.Ö. 600 Frigler
M.Ö. 600-M.Ö. 334 Persler
M.Ö. 334-M.Ö. 69 Makedonlar
M.Ö. 69-M.S. 72 Kommagene Krallığı
72-395 Roma imparatorluğu
395-670 Doğu Roma (Bizans)
670-758 Emeviler
758 - 926 Abbasiler
926- 958 Hamdaniler
958 –1114 Bizanslılar
1114 –1204 Eyyubiler
1204 –1298 Anadolu Selçuklular
1298 –1516 Memluklular
1516 –1923 Osmanlı imparatorluğu

Adıyaman'ın Tarihsel Gelişimi

Adıyaman ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılar ve yüzey araştırmaları bu şehrin tarihinin paleolitik döneme kadar uzandığını göstermiştir.
İnsanlık aleminin Toplayıcılık ve Avcılık Dönemi adını verdiğimiz kültür evresinin de izlerini taşıyan, büyük medeniyetlere beşiklik eden Adıyaman, 100 yıldan bu yana dünya arkeologlarını meşgul eden bir araştırma alanı haline gelmiştir.

Yöredeki arkeolojik kazılarda bulunan Paleolitik (40.000) ve Neolitik dönemlere ait çakmak taşından yapılmış el baltaları, delici ve kazıcılar, obsidiyenden yapılmış ok uçları, pişmiş toprak parçaları; Kalkolitik döneme ait pişmiş topraklardan yapılmış kaplar ve objeler, Erken Tunç çağına ait madeni eserler; Demir çağına ve Helenistik döneme ait taş ve pişmiş topraktan eserler, Roma dönemine ait kandiller, çeşitli kaplar, heykeller ve taş eserler, Bizans dönemine ait küp ve diğer seramik çeşitleri; Abbasiler dönemine ait altın ziynet eşyaları, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sırlı seramikler, vazolar, cam eserler; mühürler, yüzük ve bilezikler, insan ve hayvan figürleri gibi daha birçok arkeolojik eserler, Adıyaman ve çevresinin tarihi zenginliklerini ortaya koymaktadır.

Adıyaman ve çevresinin tarihi zenginliklerinin eskiden beri bilinmesi bölgenin son yüz yılarda birçok yerli ve yabancı bilim adamı, seyyah tarafından araştırılmasına neden olmuştur.

- Eski Çağda Adıyaman

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan havzadaki Adıyaman, Gazi Antep, Şanlı Urfa, Siirt, Şirnak, Batman ve Mardin illerini içine alan topraklardaki sulama ve enerji üretimine yönelik bir proje gerçekleştirilmiştir. Bu proje kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi’dir. Bu proje çerçevesinde, su altında kalmış antik yerleşim bölgelerinde arkeolojik araştırmalar yapılmıştır.

Coğrafi konum itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, güneyde Mezopotamya, doğuda İran, kuzeyde doğu Anadolu ve Kafkasya, batıda Orta Anadolu bozkırları arasında yer alan bir orta bölgedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi yaylaları, sözü edilen bölgeler arasında binlerce yıl önce parlayıp sönen eski medeniyetlerin bir kavşak yeri olduğu için insanlık tarihi boyunca eşi az görülen medeniyetlere sahne olmuştur (ERZEN,Afif: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Tarih Anatolia and Urartions-Ankara 1984 s.7).
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Tarih öncesi çağlarda yaşayan insanların ihtiyaçlarını karşılayacak elverişli bütün özelliklere sahipti. Su kaynakları, doğal kaya sığınakları, çayır ve ormanlık alanları ile zengin av hayvanları insanları en eski çağlardan beri bu bölgeye çekmiş olmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bu elverişli özellikler, avcılık ve toplayıcılıkla geçimlerini sürdüren insanlara çok olumlu yaşama ortamı sunmuştur. Bu ortam bölgede bir çok medeniyetin filizlenmesi sonucunu doğurmuştur.Adıyaman Bölgesindeki Eskiçağ Yerleşmeleri Paleolitik Yerleşmeler
Paleolitik kültürü meydana getiren insanlar mağaralarda yaşıyorlardı. Bu insanlar için avcılık kültürel gelişimin ilk devrelerinde en önemli aşamalardan biriydi. Bölgede bulunan bol miktardaki av hayvanı insanların düşüncesine ve sosyal yaşantısına yön veren etkenlerden biri olmuştur. Adıyaman-Malatya karayolu üzerinde bulunan PALANLI KAYAALTI SIĞINAĞI işte böyle bir paleolitik dönem yerleşmesidir.Adıyaman Samsat Şehramuz Tepesi ve Çevresi Yerleşmeleri’nde yine paleolitik dönem kalıntıları bulunmaktadır. Bölgede ayrıca Kung Kıracı Tepesi, Ziyaret Tepesi ve Kemşak Tepesi gibi yerleşim yerleri de vardır.

adiyaman-resimleri-2.jpg


Adıyaman yöresinde Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Dönemini yansıtan yerleşme yerlerinin başında, bugün Atatürk Barajı gölü sahası içinde kalan Samsat (Samosata Höyüğü) gelmektedir. Ayrıca Kommegene Krallığı’nın başkentliğini yapmıştır. Keza Tille Höyük yörenin diğer önemli bir höyüğüdür.

Adıyaman bölgesi Helenistik ve Roma Dönemi eserleriyle ün yapmış bir bölgemizdir. Bu kalıntıların en önemlisi Eski Kahta Köyünün yanındaki 2150 m yüksekliğinde Nemrut Dağı’nın üzerindedir. Toros Dağları ile Fırat Nehri arasındaki yöre, Helenistik ve Roma çağlarında Kommagene olarak adlandırılır.

Kommagene M.Ö. I. yüz yıl başında Selevkoslar soyuna son veren iç savaşlar sırasında I. Mithradates Kallinikos tarafından bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur. Antikçağ’ daki adı Nymphaios olan bugünkü Kahta Çayı üzerindeki Eski Kahta Köyünün yanında yer alan Arsameia kentinde, antik kentin kuruluşunu anlatan yazıtlara rastlanmıştır. Bu kentin 3 km güneybatısında Kahta Çayı’nın bir kolu olan Cendere Çayı’ndaki güzel köprü, sütunlar üzerindeki Latince bir yazıta göre Roma döneminde dört Kommagene kenti tarafından yaptırılmıştır.

nemrut.jpg


Antitorosların bir uzantısı olan Nemrut Dağı’nın 2150 m yükseklikteki zirvesinde bugün herkes tarafından bilinen ve Geç Helenistik Devirden kalma tapınaksal mezar anıtı, yeryüzünün en değerli kültür varlıklarından biri olarak kabul edilmiştir. Bu anıt ve çevresi 1987 yılında UNESCO nezrindeki “İnsanlığın Kültür Mirası” listesine alınmış 1988 yılında da Türk Hükümeti tarafından Milli Park ilan edilmiştir.
Roma dönemi eserleri arasında kaya mezarları da bulunmaktadır. Adıyaman Kahta İlçesi Eskitoz (Ancos) Köyünün doğusundaki Fırat vadisinde yamaç boyunca kalker kayalara oyulmuş pek çok mezar bulunmuştur. Ancak bunlar Atatürk Barajı suları altında kalmıştır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde özellikle Adıyaman ve Gaziantep yöresinde kurulmuş olan ilk devlet Kommagene (M.Ö.69-M.S.72) Krallığıdır. Bölgede Selevkos hakimiyetini İran’daki Parth’ların (M.Ö.240-85) hakimiyeti takip eder. Parthlar sınırlarını Fırat boylarına kadar genişleterek Diyarbakır’ı ellerine geçirdiler. Ancak M.S.226 yıllarına kadar ellerinde tutabildiler (OKTAY Akşit,“Roma İmparatorluk Tarihi” İstanbul 1985).

- Orta Çağda Adıyaman

Adıyaman ve çevresi M.S.395 yılından itibaren Doğu Roma İmparatorluğu’ nun (Bizans Devleti’nin) egemenliği altındayken İslam akımlarına maruz kalmıştır.
Hz. Ömer’in halifeliği döneminde (634-644) Adıyaman ve çevresi Müslüman Arapların eline geçmiştir. Aba Ubeyde, Halid Bin Velid, Sait Bin Ebi Vakkas ve İyaz Bin Ganm gibi tanınmış islam komutanlarının katıldığı savaşlar sonucunda 638 yılında bu bölge İslam topraklarına katılmıştır.

Adıyaman ve çevresi bir süre Müslümanlarla Bizanslar arasında sınır bölgesi ve çekişme konusu olur. 670 yılında Emevi komutanlarından Mansur Bin Cavena Adıyaman’ı ele geçirir. Bu komutanın Adıyaman şehrinin ilk yerleşim alanı içinde kalan bugünkü Adıyaman Kalesini yaptırdığı rivayet olunur.

M.S. 758 yılında Abbasi halifesi Ebu Cafer Mansur tarafından Emevi egemenliğine son verilir. Böylece Adıyaman ve çevresine Abbasiler hakim olurlar.
M.S. 1066 yılında Selçuklu komutanlarından Gümüştekin, Adıyaman şehrini (Hısn-ı Mansur-u) ve çevresini ele geçirir; ancak iç karşılıktan dolayı geri çekilir. 1071 Malazgirt Muharebesi’ni izleyen 1082 yılında Hıns-ı Mansur (Adıyaman şehri), tekrar ele geçirilir ve Abbasi hakimiyeti sona erer. Selçukluların egemenliği altında kalan Adıyaman ve çevresi Haçlı Savaşları’nın etkisi altında kalarak geçici olarak el değiştirir. Adıyaman ve çevresi1114-1204 tarihleri arasında Eyyubilerin kontrolü altına da girmiştir. Anadolu Selçukluların 1298 yılında Moğolların istilasına uğrar; iç karışıklık yaşanır. Bu durum 1339 tarihine kadar devam eder. 1339 tarihinde Adıyaman ve çevresi, Dulkadıroğulları Beyliği’nin kurulmasından bir süre sonra Dulkadıroğulları’ nın egemenliğine girer. 1398’ de Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt yöreyi ele geçirirse de Doğu Anadolu’ya egemen olan Timur tehlikesi nedeniyle geri çekilir. Sonuçta Adıyaman ve çevresi tekrar Dulkadıroğulları’nın eline geçer.

- Yeni Çağda Adıyaman

1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun hükümdarı Yavuz Sultan Selim, İran seferi dönüşünde Dulkadiroğulları Beyliği’nin egemenliğine son vererek, Adıyaman ve çevresini topraklarına katar. Böylece Adıyaman’da Osmanlı İmparatorluğu dönemi başlamış olur.
Adıyaman ve çevresi Osmanlı yönetimine girdikten sonra, sınır boyu olmaktan çıkar. Bunun sonucu olarak savaş, baskın ve istila korkusundan kurtulur, huzura ve sükuna kavuşur. Osmanlı yönetiminin Türk aşiretlerini belli yörelerde oturmaya mecbur eden iskan (yerleşme) politikasından dolayı, Anadolu’nun diğer yerlerinde olduğu gibi bu yörede de zaman zaman isyanlar meydana gelir; ancak bu isyanlar bastırılır.

- Adıyaman'ın İdari Tarihi

Dulkadiroğullarından Osmanlı İmparatorluğu’na geçen Adıyaman şehri, önce Kahraman Maraş (Zülkadriye) Eyaleti sınırları içinde yer alır. İlk yıllarda (1519-1530) Samsat sancağına bağlanır. 1531’ den sonra da Elbistan sancağına bağlanır. 1841 yılında Adıyaman şehrinin ilçe merkezi olduğunu görüyoruz. Şehrin, vali adına görev yapan bir memur yani kaymakam tarafından yönetilmeye başladığını görüyoruz. Ancak tarihi belgelerde “Kaymakam”sözcüğüne rastlanmamıştır. 1849 yılında sancak haline getirilerek Diyarbakır’a bağlanmıştır. Bu tarihten itibaren Besni, Kahta ve Siverek ilçelerinin de Adıyaman sancağına bağlandığını görüyoruz. 1859 yılında bu defa Malatya sancak olunca, Adıyaman tekrar ilçe haline dönüştürülür. Bu durum, Adıyaman’ın resmen il merkezi olduğu 01.12.1954 tarihine kadar devam eder.

Söz konusu yasayla Adıyaman il olmuştur. 22.06.1954 tarih ve 6414 sayılı yasa ile Kahta, Besni, Gerger ve Çelikhan ilçeleri ile birlikte 16 bucak da Adıyaman'a bağlanmıştır. Daha sonra 7035 sayılı kanunla 01.04.1958 tarihinde Gölbaşı, 01.04.1960 tarihinde Samsat, 09.05,1990 tarihinde 09.05.1990 tarihinde 1664 sayılı yasayla Tut ve 1991 yılında ise Sincik ilçe merkezine dönüştürülmüştür. Bugün Adıyaman’a bağlı 8 ilçe merkezi bulunmaktadır.

İlçeler

* Besni
* Çelikhan
* Gerger
* Gölbaşı
* Kâhta
* Samsat
* Sincik
* Tut
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,250
NeverLand
Adıyaman Mutfağı

yr11.jpg


Adıyaman, mutfağı yemek çeşitleri bakımından çevre illerle benzerlik göstermekle beraber; gerek yemeklerin adı ve gerekse de yapılış şekli ve tadı bakımından kendine has zengin bir yapıya sahiptir. Yemeklerin temelini et, buğday ürünleri, bakliyat ve sebze oluşturur. Tat verici olarak bütün yemeklerde soğan, sarımsak, salça, pul biber, maydanoz, kuru nane ve diğer baharatlar kullanılmaktadır. Güneyanadolu Bölgesi mutfak kültürü özellikleri taşıyan Adıyaman mutfağında yemeklerin yanında değişik salatalar da yenir. Adıyaman yemeklerinin kendine özgü damak tadı vardır. Lezzete önem verilir.

Adıyaman Yemeklerinin Başlıcaları :

Çorbalar

• Meyir Çorbası
• Alaca Çorbası
• Malhıta Çorbası
• Tarhana Çorbası
• Mercimek Çorbası
• Yoğurtlu Çorba
• Un Çorbası
• Dövme Çorbası
• Pıtpıtı Çorbası

Sebze Yemekleri

• Adıyaman Tavası
• Parmak Kebap
• Dolma-Sarma
• Yeşil Fasulye Sulusu
• Dövmeç

Pilavlar

• Karıştırmalı pilav
• Kavurmalı Pilav
• Mercimekli pilav (Bütünmercimekle yapılacak)
• Şahreli (şehriyeli) pilav
• Tavuklu pilav
• Meyhane pilavı
• Domatesli pilav
• Ciğerli pilav

Köfteler

• Kavurmalı sıcak köfte
• Kel köfte
• Yarpızlı (Yarpuzlu) köfte
• Ekşili köfte

Pideler

yr2.jpg


• Kavurmalı hıtap
• Ot hitabı
( körnıen, nanecük, haldar v.s)
• Peynirli ekmek
• Tava kılloru
• Semsek
• Besmet (Peksimet)
• Bazlama
• Taplama
• Katmer

Mancalar (Salatalar)

• Yarpız (Yarpuz) mancası
• Pirpirim salatası
• Patates salatası

Cacıklar

• Pirpirim cacığı
• Kabak cacığı
• Marul cacığı
• Yarpız (Yarpuz ) cacığı

Tatlılar

yr3.jpg


• Tene helvası
• Top helvası
• Nişe bulamacı
• Şilik
• Heside
• Aşure
• Kesme
• Peynirli irmik helvası
• Kaşık tatlısı
• Burma Tatlısı

Giyim - Kuşam

Adıyaman’da giyim kuşam şehir merkezinde ve ilçe merkezlerinde geleneksel biçimini yitirmekle beraber, kırsal kesimde geleneği koruyan kıyafetlere rastlamak mümkündür. Kadın ve erkek giyiminde Adıyaman yöresi özelliklerini en iyi yansıtan, asırlar boyu süre gelmiş,günümüzde ise yok olmaya yüz tutmuş yöresel kıyafetlerimiz bugün sadece kırsal yöredeki halkımızca tüm özelliklerini muhafaza eder şekilde kullanılmaktadır.

Şehir merkezinde ise kadın ve erkek kıyafetlerinin geleneksellikten uzaklaşarak modernleştiği görülmektedir. Adıyaman ilinde gerek erkek gerekse kadın kıyafetlerinde, özellikle son yıllarda, genelde şehir merkezinde geleneksel giyimin tamamıyla terk edildiği,ancak kırsal kesimde kültürümüzün özünü yansıtacak önem ve değere sahip kıyafetleri, büyük bir zevkle giyildiği görülmektedir.

Kadın Kıyafeti

Kadın kıyafetinde baş süslemesi oldukça ayrıntılıdır. Terlik adı verilen özel bir başlığın etrafına puşu diye bilinen bir bez sarılır. Daha sonra bunun üzerine gümüş işlemeli ve kenarlarından gümüş paralar sarkan bir taç geçirilir. Bu gümüş paraların yerine kadının ailesinin mali durumuna bağlı olarak altın liralar da takılabilir. Sonra bu baş süslemesinin üzerine dört metre eninde bir keten örtülür ve bu ketenin iki ucu çene altından geçirildikten sonra başın arkasında bağlanır. Genç kızlar baş süslemesini aynı biçimde bağlarlar ama keten örtmezler. Eskiden kadın takıları arasında ailenin maddi durumuna bağlı olarak tercih edilen altın ya da gümüş kemerleri, “Çelen” adı verilen ve başın iki yanından sarılıp arkada bağlanan altın başlığı ve 15 ila 20 adet misket şeklinde altın toplardan oluşan “hab” adıyla bilinen gerdanlıkları ve başka yörelerde “gıramuse veya gıramusa” da genilen “kıramus” adlı iri altın liralardan oluşturulan bir başka boyun takısını görmek mümkündür. Günümüzde ise fanteziye yönelik altın çeşitleri kullanılmaktadır.

Erkek Kıyafeti

Kadın kıyafetindeki değişiklik sürecini kıyafetlerinde de görmek mümkündür. Son yılardaki hızlı değişim giysi kültürümüzde kalıcı etkiler bırakmıştır.
Kırsal kesimlerde yöresel kıyafetlerin örneklerine rastlamak mümkündür. Dağ köylerinde kıl kumaştan yapılmış şalvar, Aba denilen ceket ve yakasız gömlekten ibarettir. Aba yakalı ve yakasız şekilleri olan bir çeşit gömlektir. Ayakta çorap ve yemeni bulunmaktadır.

Şalvar ve yakalı veya yakasız gömlekle bütünleşen kıyafetin üzerine “fillik kuşak” denilen ipek,püsküllü, beyaz renkte bir kuşak sarılmaktadır. Kıyafet, “fillik kuşak” adıyla bilinen beyaz, ipek püsküllü bir kuşak sarılarak tamamlanır. Ayağa ise el örgüsü çorap ve üzerine yemeni giyilir.Erkek kıyafetlerinde kıl kumaştan yapılan şalvarlar ve abalar günümüzde varlığını yitirmeye başlamıştır.

Halk Oyunları

Adıyaman Halk Oyunları kadın ve erkeğin yan yana yer aldığı bir karografiye sahiptir. Bu da Adıyaman Halk kültüründe kadının rolünü göstermesi açısından oldukça mühimdir.

hl1.jpg


Oyun Çeşitleri

Sal Oyunu: Fırat nehrinde salla geçen düğün alayını konu alır.
Düz oyun : Fırat kenarında yanında çeşitliliği adamın kızına aşık olan, fakat kızı alamayan ve sevdasından hastalanan bir gencin serüvenlerini konu alır.
Oyuna Davet: Düğünlerde gençlerin birbirlerini oyuna davet etmelerini konu alır.
Hasat Oyunu : Ailece ekin biçen ve hasattan sonra yakınlarını ziyaret ve şölen düzenleyen çiftçi ailesini konu alır.
Kımıl oyunu: Kımıl (Süne) haşerenin ekinlere zarar vermesi sonucu meydana gelen kıtlığı ve halkın kımılla mücadelesini canlandırır.
Göçer oyunu: Hayvancılıkla uğraşan bazı köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve burada başlarında geçenleri canlandırır.
Helli can : Helli adı bir bey kızı ile rüyasında gördüğü ve daha sonra var olduğunu öğrendiği Can adlı gencin evlenerek mutlu olmalarını konu alır.
Ağırlama: Düğünlerde yaşlı, ağırbaşlı ve hatırı sayılır kimselerin ağır ve gösterişli bir tempo ile oynadıkları oyun.
Hallaç Oyunu: Pamuk atmaya gittiği evin kızına aşık olan bir hallacın serüvenini anlatır.
Türkan: Sevdiği gencin dışında birine verilen Türkan adlı bir kızın yolda müsaade alarak iki rekat namaz kılıp ölmesi olayını canlandırır.
Dingi : Güzel ve güçlü bir kızın ding ding şeklinde ses çıkararak bulgur dövmesi sırasında aşık olan gencin hikayesi canlandırılır.
Barış: Birbirilerine düşman aile yada aşiretlerin barışmalarını canlandırır.
Kaynama Oyunu: Düğünde kaynananın gelinin önünde eline Çömçe (Kepçe) ve ayna alarak oynamasını canlandırır

El Sanatları

Geçmişte, halkın kendi ihtiyaçlarını karşılaması nedeni ile yaygın olan el sanatları, günümüzde gelişen teknoloji karşısında varlığını koruyamayarak eski yaygınlığını yitirmiştir, bazıları terk edilmiş bazıları da gittikçe azalır duruma gelmiştir.

kl.jpg


Halı, kilim, savan dokumacılığı, dikiş – nakış, oya işi, sepetçilik, semercilik, yemenecilik gibi el sanatları rastlanan el sanatlarıdır.

Daha çok köylerde ve kırsal kesimde kişisel ihtiyaçları karşılamak amacıyla dokunan halı ve kilimler kök boyalarla boyanmış olan iplikle dokunur.

Yöreye ait Pişinik Halıları, Halı Yastıkları, kendine özgü renk ve motifleriyle oldukça ünlüdür.

Turizm Aktiviteleri

Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında yer alan, tarih sahnesindeki yeri ilk insanlara dek uzanan, pek çok değişik kültüre merkezlik etmiş olan gerçek bir kültür ve turizm kentidir. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Adıyaman toprakları üzerinde, insanlık tarihinin bütün dönemlerinde yaşanmışlığa dair bulgular elde edilmiştir.

Tarih boyunca ev sahipliği ettiği sayısız medeniyetten gelen değerleriyle Adıyaman İli, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli turizm merkezlerinden biri olarak, dünyanın her yerinden gelen konuklarını ağırlamaktadır.

Adıyaman Müzesi

mz2-1.jpg
mz1-1.jpg


Müzede yaklaşık 22.000 eser sergilenmektedir. Paleolitik çağdan Osmanlı dönemine kadar devamlılık gösteren arkeolojik eser salonunda ; Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Demir Çağı, Helenistik, Roma, Bizans, İslami, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çeşitli eserler sergilenmektedir. Etnoğrafik eser salonunda ise yörede derlenen halı, kilim ve cicim gibi el dokumaları, kadın ve erkek giysileri, gümüş takılar ile bakır eşyalar teşhir edilmektedir.

Müze; pazartesi günleri dışında her gün saat 08 – 12 ile 13.30 - 17.30 arasında ziyaretçilere açıktır.

Tarihi ve Turistik Yerler

Nemrut Dağı Ören Yeri

nem.jpg


Nemrut Dağı ören yeri, İl Merkezine direkt 87 km. Arsameia Antik yolu üzerinden 77 km. Kahta ilçesine 43 km uzaklıktadır. Dünya harikası olan bu tümülüs, Doğu Toros sıradağları üzerinde 2206 metre yükseklikte, Fırat Nehri geçitlerine ve ovaya hakim bir tepe üzerindedir.

adiyaman_7.jpg


Kommagene Kralı I. Antiochos için yapılan anıt mezar üzerinde kırma ve çakıl taşları yığılarak bir tümülüs oluşturulmuş ve tümülüsün etrafındaki teraslar üzerine ateş sunağı ve Greko-Pers üslubunda dev heykel ve kabartma steller yapılmıştır.

Doğu Terası

zeus_dogu.jpg


Yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki tahtlar üzerinde sıralar halinde oturmuş dev tanrı heykelleri mevcuttur. Heykellerin yüzleri güneşe doğru bakmaktadır. Bu terasta sırasıyla Kommagene Krallığının gökyüzü hakimiyetini temsil eden koruyucu kartal, krallığın yeryüzü hakimiyetini temsil eden koruyucu aslan, Kommagene Kralı I. Antiochos, Kommagene (Tyche), Zeus, Apollon ve Herakles heykelleri yer alır.

doguTeras.jpg


Tahtların arkasında 237 satırdan oluşan Kral Antiochos’un dini ve sosyal içerikli vasiyeti (Nomos) bulunmaktadır.Terasın kuzey ve güneyinde Kommagene Kraliyet ailesi bireylerinin kabartma stelleri bulunmaktadır. Yine bu terasta heykellerin önünde ateş sunağı (Altar) ve onun yanında oturur biçimde bir aslan heykeli bulunmaktadır. Nemrut’ta güneşin doğuşu bu terastan izlenmektedir.

Batı Terası

h4.jpg
h4.jpg


Doğu Teras’da olduğu gibi tahtlarında oturan dev tanrı heykelleri ile birlikte Kommagene Kralı I. Antiochos’un heykeli ve tanrılarla tokalaşma kabartmaları yer alır. Ayrıca burada astroloji ile ilgili bir aslan horoskop kabartması da bulunmaktadır.

bati.jpg


Aslan kabartması üzerinde yer alan ay ve yıldızlardan Milattan önce 7 Temmuz 62 tarihi okunmaktadır. Bu tarih Kral I. Antiochos’un tahta çıkış tarihidir. Nemrut’ta güneşin batımı bu terastan izlenmektedir.

Kuzey Terası

Kuzey Terası, batı ve doğu teraslarını birbirine bağlayan 180 m. uzunluğunda bir tören yoludur. Terasta tamamlanmamış stel ve kaideler bulunmaktadır.

Arsameia Örenyeri (Nymphaıos Arsameiası)

Kommagene Krallığının yazlık yönetim merkezi olan ARSAMEİA , İlimiz Kahta ilçesine bağlı Kocahisar köyü ile Damlacık köyü arasında, Kahta Çayı’nın (Nymphaios) doğusunda yer alır. Güneydeki tören yolu üzerinde bulunan çok sayıda kabartma heykel ve steller yanında Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe Kitabesi bulunmaktadır. Kitabenin bulunduğu yerde 150 basamakla aşağı inen kutsal amaçla kullanılan dehliz ve üst kısımda ise saray kalıntıları bulunmaktadır.

Nemrut Dağına Nasıl Gidilir ?

Nemrut dağına çıkış için en uygun sezon Nisan- Ekim aylarıdır. Nemrut dağında günesin doğuşu ve batışı dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar görkemlidir. Güneşin doğuşu ve batışı, izleyenler üzerinde derin etkiler bırakmaktadır.

Nemruta ulaşım Karadut köyüne kadar asfalt, daha sonraki kısım ise kilitli parke taşı kaplıdır. Yapılan geziler genellikle tur şeklindedir. Turlar özel araçlarla yapılabileceği gibi Adıyaman ve Kahta’dan kiralanacak vasıtalarla da yapılabilir.

Kaleler

Adıyaman (Hısn-I Mansur) Kalesi

Adıyaman’ın ortasındaki yığma tepe üzerindeki bu kaleyi VII.yüzyıl ortalarında Bizans saldırılarına karşı koymak amacıyla Emevi komutanı Mansur İbn-i Cavana yaptırmıştır. Kaleye komutan Hısn-ı Mansur ismi verilmiştir. Bu kale sonradan Adıyaman kentinin oluşmasına neden olmuştur.

VIII.yüzyılın sonlarına doğru da Harun-ür Reşit tarafından onarılmıştır. Günümüze oldukça harap ve yıkık bir durumda gelebilmiştir.

Adıyaman Kalesi ile ilgili bir efsaneye göre; kalenin orta yerinde bir mil çevresinde dönen bir köşk varmış. Bu köşkte Arap kumandanının kızı kaleyi kuşatan Türk kumandanını görmüş ve ona aşık olmuştur. Kumandana haber göndererek kendisi ile evlenmeyi kabul ettiği takdirde kalenin anahtarını vereceğini söylemiştir.

Bir gece Türk kumandanının yanına kaçmış ve ona elbiselerinin içerisindeki bir şeyin kendisini rahatsız ettiğini söylemiştir. Elbiselerini çıkardığında bir kuru yaprağın vücudunu zedelediği görülmüştür. Kumandan “Baban seni kuru bir yapraktan dahi sakınır yetiştirdiği halde kendisine ihanet ettin. Kim bilir bize ne türlü ihanetler yaparsın”, diyerek kızı öldürtür. Bundan sonra da kaleyi ve şehri ele geçirir.

Yeni Kale

Kahta’nın 20 km. kuzeyinde Eski Kahta Köyü (Kocahisar) yakınındadır. Kahta Çayına hakim kayalık bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Hititlerden kalma bir kale olup, MÖ.IX.yüzyılda yapılmıştır. Eski Hitit metinlerinde bu kalenin ismi geçmektedir. Yavuz Sultan Selim zamanında 1516’da ele geçirilmiş, Sultan I.Mahmut tarafından da onarılmıştır.

kahta.jpg


Bugünkü kale meydanında bu kaleden arta kalan bir cami kalıntısı, hamam, iki su sarnıcı, kral sarayı ve diğer bina kalıntıları bulunmaktadır. Kaleden Kahta Çayına inen 400 m.uzunluğunda kayalar oyularak yapılmış merdivenli bir yol vardır. BU yolun yapılış amacı kalenin kuşatıldığı sırada su gereksiniminin bu yolla sağlanmasıdır.

yenikale_7.jpg


Theresa Cille ve Profesör Dörner’in burada yaptıkları kazılarda büyük boyda kabartmalar ele geçirilmiştir. Ayrıca Anadolu’daki yazılı kayaların en büyüğü de kalenin güney yamacındadır. Buradaki Grekçe yazıtta Kommegene Devletinin başkenti Arsemia, Kral Antiochos’un aile seceresi, siyasi amaçları ve dinsel inançları yazılıdır. Ayrıca I. Antiochos’un babası Kommagene Kralı I.Mithridates’in burada gömülü olduğu ve onuruna her ay törenler düzenlendiği bu yazıttan öğrenilmektedir.

Besni Kalesi

İlçenin yaklaşık 2 km. güneyinde olan kale, üç tarafı sarp kayalıklarla çevrili sivri bir tepenin üzerinde kurulmuştur.Kaleye yalnızca güneyden dik bir yamaçtan çıkılabilmektedir. Kalenin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, Hititlerden kaldığı sanılmaktadır. 13.Yüzyılda Memluklerin hakimiyeti zamanında (1923) Besni Kalesi sağlamlaştırılır. Timur’un Anadolu’yu işgali sırasında, 1400’lerde Timur’luların eline geçmiş, Yavuz Sultan Selim 1516’da bu kaleyi ele geçirmiş ve onarmıştır. Günümüze harap durumda ulaşabilmiştir.

besnikale.jpg


Besni Kalesi Çifte Mancınık

Kalenin ortasında bir kuyu bulunmaktadır.Batı kesiminde bir anıtı andıran karşı karşıya yapılmış iki büyük yapır vardır.Halk arasında Çifte Mancınık adı verilen bu iki mancınık arasında esirlerin asılarak düşmana gösterildiği ve gözdağı verildiği rivayet edilmektedir.

Gerger Kalesi ( Fırat Arsameiası)

Gerger ilçesinin güneyindeki Oymaklı (Nefsi Gerger) Köyü yakınındadır. Aynı zamanda Berber Kalesi olarak da tanınan, sarp bir kayalık üzerindeki Orta Çağ’dan kalma bu kale, günümüze son derece iyi bir durumda gelmiştir.

gerger_kalesi_2.jpg


Hitit döneminde yapıldığı sanılan kalenin, MÖ.II.yüzyılda Kommegenelerin soyundan Arsemes tarafından kurulduğu iddia edilmektedir. Kale aşağı ve yukarı kale olmak üzere iki bölümden, blok taşlardan meydana gelmiştir. Kalenin batı surlarında Kral Samos’a ait bir kabartma bulunmaktadır. Arap akınları sırasında Arapların eline geçen kalenin içerisine cami, dükkanlar ve su sarnıçları yapılmıştır.

Keysun Kalesi

Besni İlçesinin güneyindeki Çakırhöyük (Keysun) bucağında, geniş bir ovanın ortasında bulunan kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Günümüze surlarından birkaç parça gelebilmiştir.

Tarih boyunca ova ortasında bulunduğundan ötürü bir çok kez yakılıp yıkılmış, sık sık da el değiştirmiştir. Kalenin çevresindeki Ovene ve Tavas isimli su kaynakları ünlüdür.

Samsat Kalesi

Samsat’ta bir höyük üzerindeki bu kale Hititler döneminden kalmıştır. Yapılan değişikliklerle Roma döneminde de kullanılmıştır.

S.Müller, E.Meeyer ve F.Sardient burada kazı yapmış, bu kazılar sonucunda; surlar, su kemerleri, su kanalları ile mozaik döşemeli saray kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.

Samsat kalesi Efsanesi:

Kommagene ülkesinin baş kenti Samsat'ta oturan bir kral var. Kralın güzel kızına her ülkeden talipler gelir, hepsi de geniş topraklar, sonsuz paralar sunar kızın babasına. Kızıyla evlenmelerine izin versin diye . Kral içme suyu problemi bulunan şehre suyu kim önce getirirse kızını ona vereceğini söyler.

Yarışmacılar birbirleriyle çekişerek geceli gündüzlü düşünerek çalışırlar. Bir gün şehir halkı, yakınlarına kadar uzanan ve her gün ilerleyen dev su kanalları görür. Arkasından şehre hayat veren sular akmaya başlar. Arsameia'nın genç prensi bugüne kadar kalan su kanallarıyla şehre suları akıtır. Genç prensesle evlenerek çalışmalarının karşılığını SAMOSATA'dan alır.

Romalılar devrinde SEPTİMUS SEVERUS zamanında yaptırılan ve 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Kalıta çayı üzerindeki (Cendere köprüsününde halk arasında bir öyküsü vardır.

Septimus Severus köprünün her ucunda iki adet olmak üzere dört sütun diktirir. Bu sütunlar kendisini, eşi JULİA DONNA, oğulları CARACALLA ve GETA'yı temsil eder. Ancak savaş sırasında Geta öldürülünce sütunlardan.birini yıktırır. Böylece köprünün bir tarafında iki, diğer tarafında bir sütun kalır. Bu nedenle köprüde halen üç sütun bulunmaktadır.

Derik Kalesi

Cendere Köprüsü’nden Sincik İlçesi Datgeli Köyü’nün yakınında 1.400 m. yüksekliğindeki bir tepe üzerinde kurulmuştur.

Kalenin MS.70’lerde Romalılar tarafından yapıldığı ve uzun süreli kullanıldığı bilinmektedir. Kalenin içerisinde büyük bir mabet bulunduğundan ötürü kutsal bir alan olarak kabul edilmiş ve çevresinde yaşayanlarca ziyaret edilmiştir. Kutsal bölge olarak kabul edilen bu kalenin yakınında Kommegene krallarının Temenos kalıntıları bulunmaktadır.

Köprüler

Cendere Köprüsü (Septimius Severus)

Cendere_Koprusu_2.jpg


İlimiz Kahta ile Sincik ilçeleri arasında yer alan Cendere Çayı (Cabinas) üzerine kurulmuştur. Biri ana ve diğeri tahliye olmak üzere iki kemerden oluşur.

Cendere_Koprusu_1.jpg


Bugün hala kullanılan köprü Roma İmparatoru Septimius Severus zamanında Samsat’ta karargah kuran XVI.Lejyon tarafından yaptırılmıştır.Köprü üzerinde yer alan sütunlardan biri İmparator Septimius Severus’a, biri karısı julia Domna’ya ve diğeri oğulları Caracalla’ya adanmıştır. Geta adına dikilen sütun kendisini öldüren kardeşi Caracalla tarafından kaldırılmıştır.Köprü anıtsal Roma mimarisinin muhteşem bir örneğidir.

Altınlı Köprü

İlimiz Gölbaşı ilçesi Yolbağ Köyü sınırları içinde yer alan Köprü birisi büyük dört kemerden oluşmuştur. Köprü sağda kaya zemine oturmakta, solda taşma kemerleriyle çay yatağını aşmaktadır. Kemerler beyaz kesme taşlarla, diğer kısımlar moloz taşlarla inşa edilmiştir. Köprü İslami döneme aittir.

Göksu Köprüsü

Gümüşkaya köyü ile Ağcin Köyü arasında Göksu Çayının daraldığı bir noktada kaya zemin üzerinde kurulan köprü Roma Dönemine aittir. Orta kemerin dışında genel olarak sağlam durumdadır.

Kızılin (Göksu) Köprüsü

Gümüşkaya Köyü’nün 3 km. kuzeybatısında Göksu Çayı üzerindeki Göksu Köprüsü Roma döneminde, MS.I.-II. yüzyılda yapılmıştır. Bu köprü Samsat’ı Besni’nin Çakırhöyük Bucağına bağlamaktadır.

Kzlin.jpg


XIX.yüzyılın sonlarında burada çıkan bir itilaf nedeni ile dinamitlenerek yıkılmıştır. Köprü üç kemerlidir. Orta kemerin iki ayağı arasındaki açıklık yaklaşık 20 - 30 m. kadardır. Köprü kitabesinde "Azimül, Cesimü'l, Mühimmat. elbina-ül kavmülat. Beynel Keysun-ül Samsat" yazılıdır.

Günümüzde köprünün orta kemeri dışında kalan bölümleri sağlam durumdadır.

Antik Kent, Kaya Mezarları ve Mağaralar

Perre Antik Kenti Ve Kaya Mezarları

Perre_antik_kenti_16.jpg


İlimiz merkez Örenli ( Pirin ) mahallesindedir. Kommagene Krallığının beş büyük antik kentinden birisidir. Başkent Samosata ile Melitene (Malatya ) arasında yer alan bir uğrak yeridir. Antik Roma kaynaklarında suyunun güzelliğinden bahsedilmekte olup, kervanlar, yolcular ve ordular tarafından dinlenme yeri olarak kullanıldığı anlatılmaktadır.

Perre_antik_kenti_14.jpg


Bahsedilen suyun aktığı Roma Çeşmesi halen kullanılmaktadır. Bizans döneminde de önemini korumuştur.Bu antik kent’in Niceaia İznik’te toplanan İncil Konsil’ine temsilci göndermesi aynı zamanda dini bir merkez olduğunu da göstermektedir. Antik kentte en dikkat çeken kalıntılar Örenli mahallesi girişinde yer alan Kaya Mezarlarıdır. Kayalıklar içine oyularak yapılmış oda mezarlar harika bir görünüm oluşturmaktadır.

Haydaran Kaya Mezarları

Adıyaman’ın 17 km kuzeyinde Taşgedik köyü sınırları içinde yer alır. Burada kaya mezarlar ve Güneş Tanrısı Helios ile Kral Antiochos’un tokalaşma kabartmaları vardır.

Turuş Kaya Mezarları

Adıyaman il merkezine 40 km. uzaklıkta ve Adıyaman-Şanlıurfa karayolunun 1 km. batısında yer alan Turuş Kaya Mezarları Roma Dönemine aittir. Mezarlar zeminden aşağıya doğru ana kaya oyularak yapıldığından mezarların girişine aşağıya doğru inen 10-13 basamaktan sonra ulaşılır. Bazı Kaya mezarlarının duvar ve kapı girişlerinde çeşitli figürler ve kabartmalar bulunmaktadır.

Dolmenler :Dikilitaşın kuzeyindeki kayalık alanlarda, Aşağı hozişi köyü yakınlarında Dolmen tipi mezarlar bulunmaktadır. Sala benzeyen iki büyük kayanın birbirine çatılması ile yapılan bu mezarların Taş Devri insanlarından kaldığı tahmin edilmektedir.

Arsemia (Nymphaios Arsemiası)

Arsemia_3.jpg
kommagene1.jpg


Adıyaman’a 63 km uzaklıkta olup, Kahta çayının doğusundadır. Kral 1. Antiochos kitabelerinde söz edildiğine göre, Arsameia M.Ö.II. Yüzyılın başlarında Kommagene’lerin atası Arsemia tarafından Kahta çayının doğusunda Eski Kahta kalesinin karşısında kurulmuş Krallığın yazlık başkenti ve idare merkezidir.

Arsemia_1.jpg


Mağara


Güneydeki tören yolunda Mitras’ın kabartma steli, ayin platformu üzerinde Antiochos-Herakles tokalaşma steli ve bunun önünde Anadolu’nun bilinen en büyük Grekçe yazıtı bulunmaktadır. Yazıtın bulunduğu yerden başlayan 158 m. derine inen bir tünel ile yazıtın batısında benzer bir kaya dehlizi de dikkati çekmektedir.

Arsemia_2.jpg


Tepe üzerindeki platformda Mithridathes Callinichos’un mezar tapınağı ve sarayı yer almaktadır. Yapılan saray kazılarında çok sayıda heykel parçası, bir kraliçe ve Antiochos başı bulunmuştur.

Zey Mağaraları

Adıyaman’a 7 km. mesafede, Zey Köyü yakınında, erken dönem hristiyanların yaşadığı yerleşim birimleri bulunmaktadır. Köyde ayrıca Şeyh Abdurrahman Erzincani’ye ait bir türbe ve cami yer almaktadır.

Gümüşkaya Mağaraları

Adıyaman ilinin 40 km. güneybatısında Göksu nehri kenarında aynı adla anılan köyün batısında kayalardan oyma tünel şeklinde birbirleri ile bağlantılı çok sayıda mağaralar yer almaktadır. Tarihte konut olarak kullanılan bu mağaraların İ.Ö. 150 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Balkonlara, bölmeli odalara ve kuyulara sahip bu mağaralara sadece bir insanın geçebileceği dar bir yolla ulaşılmaktadır.

Palanlı Mağarası

Adıyaman’ın 10 km. kuzeyinde Adıyaman – Çelikhan – Malatya karayolunun üzerinde Palanlı köyü sınırları içerisindedir. M.Ö. 40.000 yıllarında kullanılmış doğal bir mağaradır. Duvarında bulunan ve halen fark edilebilen geyik figürü yalın kontur çizgilerle oluşturulmuştur. Mağara arkeolojik alanı olarak tescillidir. Mağaranın yer aldığı derin vadi ise ender bulunur bir doğa parçası olup, sık bir vejetasyona sahiptir.

Derik Kutsal Alanı ( Hereoon )

Sincik İlçesi yolu üzerindeki Datgeli köyündedir. Bu alanın İ.S. 70’lerde Romalılar tarafından inşa edildiği ve 300’lü yıllarda kullanıldığı tahmin edilmektedir. Alanda, Kommagene döneminde inşa edilen Temenos kalıntıları bulunmaktadır.

Sofraz Tümülüs Mezarları

İl merkezine 45 km., Besni ilçesine 15 km. uzaklıkta, Üçgöz (Sofraz) köyündedir. 15 m. Yüksekliğinde olan mezarın üzeri kırma taş ve molozla örtülüdür.

Dikilitaş (Sesönk)

sesonk_1.jpg


Besni ilçesinin 33 km. güneydoğusunda, Kızıldağ üzerinde Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından inşa edilen anıt mezar, herbiri yaklaşık 10 metre yükseklikte üç çift sütunla çevrelenmiştir. Sütunları üzerinde kadın, erkek ve aslan kabartmaları bulunmaktadır.

Karadağ Tümülüsü

Adıyaman’a 5 km mesafede, Karadağ eteğindedir. 2 bölümden oluşan bir kaya mezar bulunur. Ayrıca buradan şehir ve baraj göl manzarası da izlenebilir.

Karakuş Tümülüsü Kadınlar Anıt Mezarı

karakus_tumulusu_1.jpg


Nemrut Dağı Milli parkı’nın güneybatısında bulunan Karakuş Tümülüsünü Kommegene Kralı II. Mithridates annesi İsas adına yaptırmıştır.

karakus_tumulusu_4.jpg


Bu anıt mezar 21 metre yüksekliğinde taşların yığılması ile oluşturulmuştur. Anıt mezar MÖ.I.yüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir. Tümülüsün kuzey, güney ve doğusunda 9 metre yüksekliğinde 4 sütun bulunmaktadır. Bu sütunların üzerine aslan, boğa ve kartal heykelleri yerleştirilmiştir.

Bu tümülüs aynı zamanda Nemrut Dağı, Milli Park Koruma Alanı’nın giriş noktasıdır.

Sofraz Tümülüsü (Üçgöz)

Besni ilçesine 15 km. uzaklıkta, Üçgöz Beldesindedir. Anıt mezarın üzeri kırma taş ve molozla örtülüdür.

Beştepeler

İlimize 25 km mesafede Ilıcaklı Köyü sınırları içinde yer alır. Yığma taşlardan yapılmış olup 6 adet mezar bulunmaktadır.

Malpınarı (Kaya Anıtı)

Adıyaman’a yaklaşık 35 km. uzaklıkta Malpınar mezrasında doğal kaya üzerine oyulmuş Hiyeroglif bir kitabe ve kayalara yapılmış yerleşim birimleri geç Hitit dönemine aittir.

Camiler ve Kilise

Adıyaman Merkezdeki Camiler Ve Kilise

Ulu Camii

Adıyaman’ın şehir merkezinde bulunmaktadır. Dulkadir oğulları beyliği zamanında yapılan camii daha sonraları birçok kez onarım görmüştür. Caminin bu günkü şekliyle 1863 tarihinde yaptırıldığını bildiren bir kitabe, minare kaidesinin doğuya bakan üst yüzeyinde bulunmaktadır. Aynı yerde altta kemer içinde bulunan bir başka kitabede caminin 1902 yılında tamir gördüğü anlaşılmaktadır.

Çarşı Camii

İl merkezinde bulunmaktadır. Vakfiyesinde belirtildiğine göre Hacı Abdulgani tarafından 1550 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı caminin payandalarla desteklenen duvarları kesme taştan yapılmıştır.

Eskisaray Camii

İlimiz merkez Eskisaray mahallesinde bulunan Eski Saray camii Hicri 1148’de İbrahim paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami bir çok defa onarım görmüştür. Son onarımda camii kuzeye doğru genişletilmiştir.

Kab Camii

Mahalleye kendi adını veren Kab camii kitabesine göre hicri 1182 (1768) yılında yapıldıktan sonra Hicri 1342 (1923) Hacı Mehmet Ali tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Yenipınar Camii

İlimiz Yenipınar mahallesinde bulunmaktadır. Düz bir alan üzerine kurulmuştur. Minare kaidesinde yer alan kitabeye göre Hicri 1133 (1720) senesinde Hacı Mahmut adında birisi tarafından yaptırılmıştır.

St. Petros ve St Paul Kilisesi

StPaul.jpg


Adıyaman Merkez Mara Mahallesindedir. 1905 tarihli kitabesinden Kilisenin oldukça eski bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. St.Pavlos ismiyle anılan bir Süryani kilisesi olup tescilli bir yapıdır. Bu gün için küçük bir Süryani cemaati tarafından kullanılmaktadır.

Besni İlçesindeki Camii Ve Külliyeler

Ulu Cami

Camii üzerindeki kitabeye göre 17.yy’da yaptırılmış olan Ulu camii, buradaki diğer camilerde olduğu gibi muntazam bir plana sahip değildir.

Külhanönü Camii

Caminin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Fakat eserde kullanılmış olan yapı malzemesi ve mimari organlar itibariyle, klasik Osmanlı yapılarını andırmaktadır.

Toktamış Camii

Bugünkü ilçenin güneyinde olup, tamamen terkedilmiş bir harabe durudadır Caminin kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Fakat 17.yy sonlarına doğru yapıldığı sanılmaktadır.

Çarşı Camii

Eski Besni’nin en merkezi yerinde yer alan Çarşı camii adı ile anılır. Bazı kimselere göre camii, Hacı Arslan isminde birisi tarafından yaptırılmıştır. Fakat eserin üzerindeki kitabede Kalaunoğlu Mehmet Nasır ismi geçmektedir. Bunun Mısır Kölemen sultanlarından Kalaun ile ne derece ilişkili olduğu bilinmemektedir. Mahalli geleneğe uygun olarak yapılmış olan camiinin muntazam bir planı bulunmaktadır.

Bekir Bey Külliyesi

Bugün yalnızca izleri kalan bu külliye tarihi kesin olarak bilinmeyen bir zamanda, Bekir Bey adında bir Memlük Besni’ye gelerek cami, medrese, ve hamamdan oluşan bir KÜLLİYE yaptırır. Bunları yaşatmak için bir de vakıf kurar. Bugün bu KÜLLİYE’den kalan, bir yıkık minare ve bir de hamam bulunmaktadır.

Türbeler

Abuzer Gaffari Türbesi

Adıyaman’ın 5 km doğusunda ziyaret köyündedir. Kapısındaki yazıt H. 1136 tarihlidir. Türbe Bağdat seferi dönüşünde IV. Murat ‘ın emriyle yaptırılmıştır.

Mahmut Ensari Türbesi

Adıyaman’ın 7 km doğusunda Ali dağı üzerindedir. Türbe duvarında H. 1126 tarihli bir onarım kitabesi bulunmaktadır.

Şeyh Abdurrahmani Erzincani Türbesi

Adıyaman’ın 7 km kuzeyinde İndere köyündedir. Türbenin içinde aslen Erzincanlı olup sonra Adıyaman’a yerleşen Şeyh Abdurrahman-i Erzincani ile eşi ve kızının sandukası bulunmaktadır.

Zeynel Abidin Türbesi

Adıyaman’ın 15 km doğusunda bulunan türbenin Hz. Ali’nin torunu Zeynel Abidin’e ait olduğu sanılmaktadır.

Hacı Yusuf Türbesi

Türbe, Kahta İlçesi Sarıdana köyünde olup, 1260 tarihinde vefat etmiştir.

Sahabe Safvan Bin Muattal

Samsat İlçesinin 8 Km kuzeyinde Taşkuyu Köyü yakınındadır. Kayıtlarda Yermük savaşına katıldığı, Samsat’a kadar geldiği ve şehit düştüğü; Safvan Bin Muattal’ ın sahabe olduğu da belirtilmektedir.

Oturakçı Pazarı

Oturakci_Pazari_1.jpg


Adıyaman şehir merkezindeki bu tarihi çarşıda yöreye özgü halı, kilim, cicim, çanta ve heybe gibi el sanatları ürünleri turistik eşya olarak satılmaktadır.

İçmeler

Çelikhan İçmesi : Çelikhan İlçesi’nin 23 km. kuzeydoğusundadır. Bu kaynağın mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, hastalıklarıyla böbrek taşı ve sağlıklı zayıflama için faydalıdır.

Besni İçmesi : Besni İlçesinin 6 km. kuzeydoğusundadır. Bu içmenin suyu böbrek taşlarına, kronik kabızlık, bağırsak ve mide iltihapları tedavisinde olumlu neticeler alınmıştır.

Kotur İçmesi :
Adıyaman’a 25 km. uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Akçalı köyüne 5 km. mesafede şifalı bir soğuk su içmesidir. Bu su bazı mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir.

Mesire Yerleri

Adıyaman mesire yerleri bakımından oldukça zengin bir ildir. Kuzey Doğu Toros Dağlarının uzantısı ile kaplı olan ilde bir çok mesire yeri vardır.

Bu mesire yerlerine, il merkezinden günün her saatinde ulaşma olanağı vardır. İnsanlar günün her saatinde buralarda doğa ile baş başa olacak şekilde dinlenme imkanına sahiptir.

Değirmen Başı: Kahta İlçesinin Kocahisar köyüne 1 km.lik uzaklıkta ve stabilize yolla ulaşımı sağlanan yer, çayın vadisinde olup doğal açıdan oldukça güzeldir. Kayalıkların arasından süzülerek akan su, ağaçlar, yeşil alanlar ve tarihi yerleri ile görülmeğe değer bir mesire alanıdır.

Karadağ Ormanı: Adıyaman’ın 2 km. kuzeyinde yer alan orman ve çamlık alanı olup, Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından günübirlik mesire ve piknik alanı olarak düzenlenmiştir.

Ziyaret: Kahta yolu üzerinde Adıyaman’a 5 km. mesafede ziyaret çayı kıyısı ve çevresi ağaçlandırılmış olup, köprü başında günübirlik geziler için mesire alanı olarak ağaçlandırılmıştır.

Değirmen Çayı (Su gözü): Eski Besni'nin yaklaşık 10 km güneyinde Sofraz çayının doğduğu yer olup, akarsu, ağaçlar ve sarp kayalıklardan oluşan güzel bir yerdir. İnsanlar tarafından mesire amaçlı olarak kullanmaktadır.

Gölbaşı Gölü: Gölbaşı ilçesine adını veren Gölbaşı gölü şehir merkezinin hemen yanındadır. Yakınındaki Azaplı ve İnekli Gölleri ile doğal güzellikleriyle görülmeye değer bir yerdir.

Adıyaman Mimar Sinan Kültür Parkı
Pirin Ören Yeri
Ali Dağı (Mahmut El Ensar-i Türbesi)
Boğazözü Kalburcu Çayı
Gürlevik Membası
Kırkgöz Membası
Cendere Çayı
Karadut
Çelikhan Recep Çayı
Çelikhan Pınarbaşı (Bulam) Çayı
Çelikhan Nevzat Bey Çeşmesi
Besni Su Gözü
Değirmençayı (Eski Besni) Santrali
Tut Şepker Çayı
Değirmenlik Göksu Irmağı Boyu (Gölbaşı –Malatya Karayolu Güzergahı)
 
Üst