Adilcevaz

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,568
NeverLand
galpay_adilcevaz_w2.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Bitlis İli'ne bağlı bir ilçe olan Adilcevaz, Van Gölü'nün kuzey kıyısında, Süphan dağı'nın yamaçlarındaki kayalık bir alanda kurulmuştur. Van Gölü kıyısında turistik yönden de önemli kumsalları ve Süphan dağı'nın doğal güzelliği ile tanınmıştır. İl merkezine olan uzaklığı 80 km.dir. Yüzölçümü 812 km2. olup, toplam nüfusu 44.612'dir.

İlçenin ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalıdır. Süphan Dağı ile Van Gölü arasındaki düzlüklerde tarım yapılmaktadır. Buğday, çavdar, ceviz ve meyva yetiştirilir. Süphan Dağı yamaçlarındaki ağaçlardan ceviz kerestesi elde edilir. Hayvancılık da yapılmakta olup, koyun, keçi yetiştirilir. Ayrıca arıcılık da yapılmaktadır. Adilcevaz göçebe aşiretlerinin göç yolları üzerinde yer aldığından, hayvan ve hayvansal ürünlerin ticareti de oldukça yaygındır. Kamuya ait süt ve peynir fabrikası dışında sanayi kuruluşu yoktur. Son yıllarda turizm ilçenin ekonomisini hareketlendirmiştir.

Adilcevaz.jpg

Adilcevaz'ın tarihi oldukça eskiye inmektedir. Bölgede öncelikle Urartular yerleşmiş, daha sonra Asurlular, Persler (MÖ.700), Makedonyalılar (330) buraya egemen olmuşlardır. MS.700 yıllarında Arap akınları buraya yoğunlaşmış, sonraki yıllarda bölge Araplar ile Bizanslılar arasında sürekli savaşlara sahne olmuş ve her iki toplum arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Malazgirt Savaşından (1071) sonra da yörede Türklerin egemenliği başlamıştır.Yavuz Sultan Selim'in çaldıran Savaşı'ndan (1514) sonra da Osmanlı topraklarına katılmıştır.

TurulBeyZalMahmudPaa.jpg


Adilcevaz Paşa Camisi

Şemseddin Sami, Kamüsü'l-Âlam'ında Adilcevaz'dan şöyle söz etmektedir: " Van vilayetinin kuzeybatısında ve Van Gölü'nün kuzeyinde bir kaza olup, merkezi gölün kıyısındaki 2500 nüfuslu Arçike kasabasıdır".

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Bitlis İli'ne bağlı bir bucak merkezi iken, 1953'te ilçe olmuştur.

Adilcevaz'da yapılan arkeolojik kazılar, tarih öncesi devrilerine ait, özellikle urartu ve Asur dönemlerine ait kalıntı ve buluntuları ortaya çıkarmıştır. Kazılar günümüzde de sürmektedir.

İlçede günümüze gelebilen eserlerin başında,Adilcevaz Sahil Kalesi, Adilcevaz Paşa Camisi, Eski Cami (Ulu Cami), Urartu Mezarlığı, Kohoz (Zal Paşa) Hanı
Akçayuva Kümbeti gelmektedir.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,645
84,568
NeverLand
Adilcevaz Sahil Kalesi

AdiLcevaz-KaLesi.jpg


Adilcevaz Sahil Kalesi, Van Gölü kıyısındaki sarp kayalıklar üzerinde kurulmuştur. İç ve dış kale olara iki ayrı bölümden yapılmış olan kalenin yapımında muntazam blok taşlar kullanılmıştır. Sur duvarları 38 kule ile desteklenmiştir.

Kale içerisinde Kanuni Sultan Süleyman Camisi, cephanelik, buğday ambarları, sarnıçlar,mehterhane ve 70 civarında ev bulunmaktaydı. Günümüze bu kalenin yalnızca kalıntıları gelebilmiştir.

Zal Paşa (Tuğrul Bey) Camii

tugrul_bey_c1.jpg


Adilcevaz-Ahlat yol üzerinde,göl kenarında, Adilcevaz Kalesi’nin altında bulunan Adilcevaz Paşa Camisi XVI.yüzyılda Zal Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Osmanlı Erken Dönem Ulu Cami plan tipindeki caminin kuzey cephesinde ,iki sütun ve beden duvarlarının uzantılarının oluşturduğu kemerlerle birbirine bağlı üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Son cemaat yerinin ortasında sivri kemerli bir niş içerisinde yay kemerli caminin giriş kapısı bulunmaktadır. Kapının üzerinde kitabe yeri ayrılmış ise de kitabe buraya konulmamıştır. Son cemaatin iki yanında birer pencere bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı ibadet mekanının ortasında dört sütun bulunmaktadır. Bu sütunlar birbirlerine ve duvarlara kemerlerle bağlı olup üzerleri taş pandantifli küçük dokuz kubbe ile örtülmüştür. İbadet mekanının doğu ve batı cephelerinde iki sıra halinde alttakiler sivri kemerli, üsttekiler alttakilerden bir fazla olarak yine sivri kemerli pencereler bulunmaktadır. Mihrap yönünde ise iki sıra halinde sivri kemerli üç pencere bulunmaktadır.

Mihrap beş kenarlı küçük bir çıkıntı halinde dışarıya taşırılmıştır. Mihrap çıkıntısını üzeri piramidal bir külahla örtülmüştür.

Caminin kuzey batı köşesine, son cemaat yerine bitişik olarak kare kaideli minare eklenmiştir. Bu minare Ahlat Kalesi içerisindeki İskender Paşa ve Kadı Ahmet Camilerinin minarelerine benzemektedir. Kaidenin üst kısımlarında meandr motifleri, kuşaklar vardır. Buradan yuvarlak gövdeye geçilmektedir.Gövde bir taş sırası altında beyaz taştan örgü motifli bir kuşakla daha gösterişli bir konuma getirilmiştir.

Ulu Cami

00c7.jpg


Adilcevaz ilçesinin batısında, Van Gölü kıyısındaki yamaçta yer alan Ulu Caminin XIV-XV.da yapıldığı sanılmaktadır.

Cami dikdörtgen planlı olup doğu-batı yönünde uzanmaktadır. Arazi konumundan ötürü doğu ve batısı toprağa gömülmüştür. Güney cephesi asıl cepheyi meydana getirmektedir. Düzgün blok taşlardan yapılan caminin ibadet mekanına doğudan taş söveli bir kapıdan girilmektedir. Buradaki bölüm aynı zamanda son cemaat görevini de üstlenmiş, abdest alma muslukları da buraya sıralanmıştır. Üzeri beşik tonozla örtülü ibadet mekanı dikdörtgen planlıdır.

Girişe göre tam eksen üzerinde bulunmayan mihrap dışa doğru hafif bir çıkıntı yapmakta olup doğusunda bir,batısında da üç pencere buraya açılmıştır.Ayrıca güney duvarı boyuncu sivri kemer alınlıkla pencereler sıralanmıştır. Bunların alınlıklarında çarkıfelek rozet motifleri birbirini izler biçimde sıralanmıştır. İlk sıra pencereler küçük,üst sıradakiler dikdörtgen şekildedir.

Urartu Mezarlığı

Adilcevaz’ın Durakbur Mahallesinde l971 yılında yapılan kazılar bir Urartu mezarlığını ortaya çıkarmıştır. Günümüze oldukça harap bir biçimde gelen mezarlık, genellikle kayalara oyulmuştur. Burada içerisindeki buluntuları son derece zengin oda mezarlarına da rastlanmıştır. Düzgün olmamakla beraber, kayalara oyulan dikdörtgen mezarlara birkaç basamakla inilmektedir. Bu mezar odalarının bir bölümü düz, bir bölümü de tonoz örtülüdür. Bu mezarlarda çok sayıda keramik parçaları, bronz kemerler bulunmuştur.

Urartular ölülerini hem yakmışlar, hem de gömmüşlerdir. Bu bakımdan buradaki Urartu mezarlığı Urartuların her iki geleneği de sürdürdüğünü göstermiştir.

Kohoz Hanı (Zal Paşa Hanı)

Adilcevaz’dan Erciş’e giden yolun 7.km.sinde, Yolçatı denilen Kohoz Köyü’nün bulunduğu yerdedir. Zal Paşa tarafından yaptırılmıştır. Büyük olasılıkla da XVI.yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilmektedir. Zal Paşa, Kanuni Sultan Süleyman ve Sultan II.Selim zamanında görev yapmıştır.

Kohoz Hanı oldukça harap bir durumdadır. Hanın girişi yıkılmış, yalnızca arka ve yan cephelerdeki duvar kalıntıları günümüze gelebilmiştir. Kalıntılara dayanılarak hanın 18.56 X 26.28 m. ölçüsünde dikdörtgen bir planı olduğu anlaşılmaktadır. Kesme taştan olan hanın üst kısmı toprak damla örtülmüştür.

İç mekanı iki sıra halinde, kuzey-güney doğrultusunda payelerle üç nefe ayrılmıştır. Büyük olasılıkla da her sırada üçer paye bulunuyordu. Kalıntılardan bu payelerin sivri kemerler ile birbirlerine ve duvarlara bağlandıkları sanılmaktadır. Payelerin oluşturduğu bölümler diğer yöredeki hanlar gibi tonozlarla örtülü olmalıdır.
 
Üst