1955-HAFTA-sayı-42 (21 Ekim 1955 )

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,892
5,376


Sayın murtaza5 ;

HAFTA okuma günlüğü : HAFTA OKU(YORUM) :


4. pdf sayfasında :
SİNEMA KRALİÇESİ
Geçen hafta yapılan müsabakada Türkan Duru, sinema kraliçesi seçilmişse de, kendisi film çevirmiyeceğini söylemektedir. ( Altında fotoğrafı da var. )

Dedo11 Yorumu : İlginç ve çok soru sorduran bir haber olduğu için buraya aldım...



4. pdf sayfasında :
D.P. Büyük Kongresi
D.P. dördüncü Büyük Kongresi 16 Ekim Cumartase günü sabah saat 10 da Ankara'da Büyük Sinema salonlarında çalışmalarına başlamıştır."
Dedo11 Yorumu : Yok bu satırlar üzerine yorum yapmayacağım. Amacım bu satırların bende uyandırdığı birçok anı. Diyeceksin ki sen 1955 te 1 yaşındaydın ne anısı , sen o tarihte Ankara'da bile değildin. Doğru... Benim anılarım Ankara Kızılaydaki "Büyük Sineması"na ve "Büyük Pasajına" ait. O kadar çok anım var ki... Orada ; İlk kez Yılmaz Güney'in Ağıt filminin galasında ( Hava Kuvvetleri Generallerinin arasında oturan Yılmaz Güney'le ) karşılaşmış onu öpmüş ve ilginç bir dolmakalem hediye etmiştim. Daha ne anılar ne anılar...




4. pdf sayfasında :
"19 LAR MESELESİ
İsbat hakkı teklifine izma(imza olmalı) koyan 19 D.P. milletvekili , hafta içinde haysiyet divanına verilmiş, bunlardan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Ekrem Hayri Üstündağ, Ziyad Ebüzziya başta olmak üzere 9 milletvekili D.P.den çıkarılmıştır. Geriye kalan 10 milletvekili de ertesi günü (15 Ekim Cumartesi) D.P.den istifa ettiklerini bildirmişlerdir."
Dedo11 Yorumu : Hani bilir bilmez sanki 27 Mayıs 1960 öncesi ülkede Demokrasi varmış ta sanki Askerler darbe ile ortadan kaldırmış gibi kabul ediyor ya ya kocaman bir yalan , ya da kocaman bir yanlış bilgilenme...
Gelelim konumuza :
İspat hakkı nedir ? : Kısaca , "Hukukta hakaret davalarında, hakarete konu olan olguyu kanıtlayarak faile ceza almaktan kurtulma imkanı sunan hak olarak tanımlanabilir. Türkiye'de daha çok ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilerek, basın mensuplarının yaptıkları haberler nedeniyle haklarında açılan davalarda haberdeki iddianın ispatı için basın mensubuna bu imkanın tanınması olarak bilinir."
İşte D.P. 9 Mart 1954'te bir yasa geçiriyor. Ceza var ama sıkı durun "İspat hakkı" size tanımıyor. Yani kendinizi ( veya avukatınızın sizi ) savunma olanağı yok. Suçlama var SAVUNMA YOK. ( O dönem basın hürriyet zaten ayaklar altına alınıyor. İsmet İnönü'nün ünlü gazeteci damadı Metin Toker bile saçma sapan ve tutarsız suçlama ile gözaltına alınıyor. vb. ) Savunma yok deyip geçmeyelim. Savunma hakkı ( istap hakkı ki ; hukukta suçlayan ispat etmek zorunda aslında , neyse konuyu uzatmayalım... ) yoksa demokrasi yok , hürrriyet ( özgürlük ) yok demektir , yargılamada keyfilik egemen demektir.
Bu durumu hazmedemiyen ( 1955 te ) Demokrat Partili bazı milletvekilleri Türk Ceza Kanunu'na ispat hakkı eklenmesini istemiş ( ne de olsa vicdan ve hukuk sahibi 19 kişi varmış ) ve bu yönte kanun teklifi hazırlayıp sunmuş. Vayyy sen misin demokrasi isteyen , sen misin hukuk isteyen .... Bu kişiler "İspatçılar" veya "19'lar" olarak damgalanmış yukarıdaki haberde de vurgulandığı gibi 9 milletvekili partiden ihraç edilmiş ( aslında kovulmuş ) diğer 10 milletvekili ise kendisi istifa etmiş ( Bu 19 lar sonradan "Hürriyet Partisi"ni kurmuştur. )


Bu sefer de 4. sayfada kaldık. Şimdilik bu kadar...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...



 
Üst