1955-HAFTA-sayı-35 ( 2 Eylül 1955 )

[murtaza5]

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Saygılarımla.​

 

[dedo11]

Sayın murtaza5 ;

HAFTA okuma günlüğü : HAFTA OKU(YORUM) :

İlk sayfada : "Nefsinize İtimadınız Var mı?" konulu test var !!!!



"Kıbrıs Meselesi , geçen hafta en hararetli bir safhaya girmiş bulunuyordu.
........
Başvekilimizn (Adnan Menderes) bu beyanatı Yunanistan'da bir panik havası yaratmış ve Yunan kabinesi iki saatlik fevkalade bir toplantı yaparak Menderes'in nutkunu gözden geçirmiştir."

Dedo11 Yorumu : En nefret ettiğim iki şey var :
1 - İçeriye başka dışarıya başka tavır içinde olduğunuzu yüzde yüz bildiğiniz iktidarların içeriye "Cart , Curt...!!!" demesi
2 - İçeridekilerin tümünün bunların "Cart , Curt" olduğunu yüzde yüz bildiği halde bunu desteklemesi...
Günümüzü bırakalım o dönem için soruyorum : İktidarını , varlığını ABD'ye , NATO'ya , Avrupaya borçlu olan iktidarlar bu tür konularda gerçekten gerekli bir tavır alabilirler mi ? Alamadıkların yıllar yılı gördük. Taaaa ki Bülent Ecevit dönemine kadar ( O da gerçekten karaoğlan olduğu dönemde. Çünkü sonraki dönemde onda da kırılmalar oluşmuştu. ).....



"-- Topkapı müzesinin şimdi hangi kısımları açık? Deniz müzesi de aynı yerde mi? Rumeli Hisarı tamir ediliyormuş , gördünüz mü? Ya surlar ne alemde? Beylerbeyi Sarayı acaba ziyaretçilere açık mı?"
İtiraf edeyim ki , bir turist olarak , on beş yıl önce ayrıldığı memleketimize gelen Almanca hocamın bu suallerinin hiçbirine tatminkar cevap veremedim. Çünkü memleketimin kıymetini onun kadar takdir etmiyor , hatta daha açıkçası yurdumu onun kadar tanımıyordum."

Bu satırlar yazar Oğuz Özdeş'in "Turizm Davası" başlıklı yazısından...


6. sayfada :
ŞEFTALI BAYRAMI
Karamürsel'de yapılan Şeftali Bayramı çok neşeli geçmiştir. Resmimiz , Şeftali Bayramı'nda çekilmiştir. ( Altında fotoğraf var )



"..... İçkisiz isem ve çalışacağım konuyu gece tasarlamışsam , hiç rahatsızlık hissetmeden masama oturup öğlene kadar çalışırım. Gece düşünüşüm ; bu sebeple uykularım rahat sayılmaz."
-- Yazı yazmanız , yazabilmeniz için bazı şartlara ihtiyaç var mıdır?...
-- Hayır. Gürültüde bile yazarım. "

Bu satırlar Necmi Onur'un Büyük yazar Refik Halid (Karay) ( O sırada 66 yaşındaymış ) söyleşisinden...


"-- Esaret mevcuttur. Arabistan'da , esaret , normal bir sosyal müessese olarak kabul edilmektedir.
-- Nitekim , Mekke'de Suh el Abed adındaki dar bir sokakta esirlerin birer hayvan gibi teşhir edilip satıldığı bir esir pazarı mevcuttur. Bazı şehirlerde , esir tacirleri her yaş ve cinsiyette esir stoklarına sahiptirler.
............
Erkek esirler ölünceye kadar birer hayvan gibi kullanılırlar.
Kadınlar ise , güzelseler , birer gözde olarak efendilerinin cinsi zevklerini tatmin edmeğe çalışırlar. Çirkinleşince yahut ihtiyarlayınca , çalışamaz bir hale gelinceye kadar ağır işlerde kullanılırlar. Ondan sonra da terk edilirler..."

Yukarıdaki sözlerin bir kısmı Birleşmiş Milletlerde gündeme gelmiş , söylenmiş sözler. Yazının başlığı "20. Asırda Esir Pazarları".
Dedo11 Yorumu : Medeniyetinize lanet olsun !!!! Size lanet olsun !!! insanlığınıza lanet olsun!!!
Diyeceksiniz ki şimdi bunlar yok. O zamana ait şeyler. Beyler kendimizi kandırmayalım o tarihte bir de Türkiye Cumhuriyetindeki Kadının durumuna bakın ve onları savunmaktan vazgeçin. Çırpınmayın... Şimdi de bu çağımıza göre çok geri bir durumdalar. Daha düne kadar kadınlar kendi otomobilinin bile şöforü olamıyordu...




12. Sayfada : "Sarhoş Örümceklerin Hikayesi / Örümcekler üzerinde uyuşturucu zehirlerin tesirleri nedir?" başlıklı yazı benim ilgimi çekti.
Dedo11 Yorumu : Örümcek normal halde iken ağını örüyor. Sonra farklı farklı uyuşturucu ilaçları verip her birinde ördüğü ağları karşılaştırıyorlar. Bunların fotoğrafı da var. İlginç geldi bana...




Fikret Arıt bu sayıda Beykoz'u anlatıyor...




Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...