Bücür Şilliler Yayınevi 2. Seri Sayı 21 (03.12.1968)

tafamus

Süper Üye
11 Şub 2010
1,867
13,466
Bücür hakkında bilgiler aradım fakat bu çr hakkında bilgi bulamadım umarım seveni çıkar herkese iyi okumalar

bcriile21.jpg


 
Moderatör tarafında düzenlendi:
12 Şub 2010
15,006
543,776
Bakunin usta yakında bu konuda bilgiyi bulur ve Ansiklopediye ekler sanırım. Baster de Ansiklopedide yok.
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
970
Acıbadem - İstanbul
Bildiğim kadarıyla, 1965 de Yuki'nin dolgusu olarak yayınlanan bazı hikâyeler, daha sonra tam kitap halinde Bücür adı altında tekrar yayınlanmış. "Komikler" (kapakta görünen), "Başka Dünyalarda" benim gördüklerim. "Başka Dünyalarda" ve Yuki'nin o ciltlerinde gördüğüm şu ki, tamamen aynı kötü kopya olduğu. Orijinali olan "Brick Bradford" larla karşılaştırdım, komik farklar var. Üzerinden elle çizilmiş gibi resmen, Kafalarına göre sabunlamışlar falan. İnsan bunları gördükçe hem gülüyor, hem sinirleniyor.
Hep düşündüğüm şeydir, O dönemler bu işleri kotaranlardan birileri çıkıp da şunları bir anlatsa bize. bu saygısızlıkları, çeviri zırvalıklarını filan.

Profesör, Baster dediğin Uderzo'nun "Belloy"u zannederim. Fazla meşhur olmamakla birlikte çok hoş çizgilerdi. Bakunin üstat "Albert UDERZO" başlığı altında anlatmış kısaca onu.

Bu arada Tafamus'a Baster'ler için de teşekkürler...
 
Son düzenleme:

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,310
49,916
NeverLand
Başlığı ilk gördüğümde Asterix sanmıştım ama içinde çok daha güzel hazineler varmış.
Birinci macera olan komikler esasen orijinal ,smi les pieds nickelés olan ve başlangıcı 1908 yılına dayanan bir şaheser. Orijinalinden aydingere kopyalandığı için çizgilerdeki olağanüstülük maalesef gözden kaçıyor.

pn3.jpg
mage4.jpg

Fakat yıllardır dediğimiz gibi buna da şükür.

İkinci macera hakkında herhangi bir fikrim yok. Ama dönemin Amerikan dedektiflik serüvenlerden biri olduğu anlaşılıyor.

Üçüncü macera ise bende tam bir Hanna-Barbera çizgisi olduğu hissi uyandırdı.
Meşhur Taş Devri'ndeki Fred sanırım küçük Frankhestein. Jr. Frenkhestein ismiyle bir çizgi dizi yayımlanmış ama buradakilere uymuyor tam olarak.

stoktan dostumuzun serzenişine kesinlikle katılıyorum. Türk çizgi romanı maalesef üretmeden kopyalamak dönemini bir çok ülkeden daha uzun yaşamış. Mahallede eli kalem tutanlara çizgi roman kopyalatılan bir süreç geçirmişiz. Öyle ki, kötü aydinger kopyayı yapanlar işlerinin üzerine imzalarını atmaktan bile çok rahatsız olmamışlar.
Brick Bradford ile ilgili Levent Cantek'in Türkiye'de çizgi roman kitabında okuduğum bir bölümü aktarmak isterim:

" ....Brick Bradford, Birik Birad adıyla yayınlandı. Nasıl mı?
Romanımızın kahramanı genç bir sporcudur. O her yıl gücile kuvvetile oyunile üstün geldiği için
adı arkadaşları arasında bir tane olarak kaldı. Ve bunun için kendisine Birad denildi. O bir işe, bir müsabakaya gireceği zaman:
-Bir, iki...der ve hemen işe başlardı. Onun bir adı da Biriki olmuştu. Söylene söylene bu ad da Birik oldu ve gencin adı Birik Birad olarak kaldı. (Afacan, sayı: 91, 1936)​

Yani konuşacak o kadar çok konu var ki, bize kalan sadece gülümseyerek izlemek ve belki de biraz çaba göstererek işin içyüzünü menbağından öğrenmek sanırım.
Bunun için de ne kadar kaynağımız var, tartışılır elbette.

Sevgiyle kalın.
 
12 Şub 2010
15,006
543,776
Açıklamaları için Stoktan ve Bakunin ustaya teşekkürler.

Günümüzün bakış açısı ile değerlendirdiğimizde, fikir ve sanat eserlerinin korunması, emeğe saygı gibi kavramların gündemde olmadığı, kamuounda yaygın olarak bilinmediği dönemlerde eser hırsızlığından öte, eserlerin tahrif edilmek suretiyle hırsızlandığı, milletin enayi yerine konulduğu bir devir yaşanmış; kimse de bunu dile getirmemiş.

Farklı bakış açısı ile değerlendirme yapacak olursak, o eski zamanlarda fikir ve sana eserini eleştirecek kapasitede insan sayımızın az iken bugün eğitimli insan sayımızın çoğalmış olmasıyla mutluluk duyabiliriz. O devirde sadece çizgiromanlar değil, polisiye ve aşk romanları, sinema filmleri ve daha pek çok değişik alanda fikir ve sanat eseri kopyalama, intihal gibi yöntemlerle hırsızlanıyordu. Çok şükür bugün buna pek ihtiyaç duymayacak kadar eğitimli insanımız var ve bizzat kendi insanımız orijinal eser üretme çabasında.

Her şeye rağmen bugün eleştirsek de o dönemde, etiğe aykırı olarak da olsa çizgiroman üretmiş olan kişilere bugün pek kızmıyorum.

Çin ve Japonya ve pek çok ülke, Amerikan ve Avrupa ürünlerini kopyalayarak başladıkları pek çok alanda bugün Amerika ve Avrupa dan daha kaliteli ürünler üretebiliyorlar. Demek ki bu işler tüm dünyada böyle olabiliyormuş.

Artık günümüzde Türkiye'de yayınlanan yabancı çizgiromanlarda yazarı, çizeri, çinicisi dahil tüm emeği geçenleri görebilme noktasına gelmiş durumdayız. Yine gözlediğim kadarıyla bizde, eskiden Yalnız Kovboy misali yazarı ve çizeri aynı olan birkaç çizgiromancımız vardı. Şimdi ise hemen sayamayacağımız miktarda pek çok çizgiromancımız ekip halinde üretim yapıyor. Ben, ilerisi için çok daha fazla şeyler beklemek konusunda iyimserim.
 
Üst