LeFranc - T02 - Ateş Kasırgası (Çeviri & Balonlama)

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,339

Lefranc - 02 - Ateş Kasırgası (Çeviri & Balonlama)
Lefrank Serisinin 2'nci Albümü
L'Ouragan de feu (Fransızca)
Hurricane Of Fire (İngilizce)


Çıkış Yılı: Albüm olarak 1961 (Fr) İlk yayın Tintin Dergisi 1959 (Belçika)
Senaryo ve Çizimler: Jacques Martin
Çeviri & Balonlama: scanfan
Yayıncı: Dargaud (Fr) Casterman (Bel)
65 sayfa, 112 MB, 1920 px, CBR
Fontlar: Tintin (kapak); CCWildWords (balonlar)


52233255276_0118417913_o.jpg

(MediaFire)



Lefranc serisinden daha önce 18 No'lu albüm ""Mavi Mumya""yı çevirip sunmuştum. O albüm 2007 tarihliydi ve Fransız çizgi romancı Jacques Martin'in sadece senaryosunu yazdığı bir albümdü. Çizimler başkasına aitti. Aslında Martin başlarda LeFranc serisinin albümlerini kendisi yazıp kendisi resimliyordu. Zaman içinde gözleriyle ilgili bir problem yaşamaya başladığı için üçüncü albümden sonra sadece senaryolarını yazmakla yetindi, en son onu da bırakmıştı. Burada sunduğum serinin 2'nci albümü olan 1961 tarihli "Ateş Kasırgası"nın hem senaryosu hem de çizimleri Jacques Martin'e aittir. Zaten bunu çizimlerden de farkedeceksiniz. 2021 yılında hala yeni LeFranc albümleri çıkıyormuş. Bu Frankofon serisi "Temiz çizgi" ekolüne dahil.

Bu macera ilk önce 1959-1960 yıllarında "Tintin çizgi roman dergisi"nin Belçika edisyonunda tefrika edildi. Seri Belçika edisyonundan bir ay sonra da Fransa edisyonunda yayımlanmaya başladı. Bir yıl süren tefrikanın ardından Dargaud tarafından albüm halinde yayımlandı. Gazeteci, muhabir Guy Lefranc'ın serüvenlerinin konu edildiği serinin bu albümünde olaylar 1950'li yıllarda geçiyor. "Mavi Mumya" macerasından hatırlayacağınız gibi bunda da kötü karakter yine Axel Borg. Anlaşılan bu kötü karakter bütün maceralarda yer alıyor ve macera sonunda akıbeti belirsiz bırakılıyor, ki diğer maceralarda da yeniden ortaya çıkabilsin! Lefranc'ın genç yeğeni Jeanjean ve Müfettiş Renard da diğer değişmeyen 'iyi' karakterler. Buradaki albüm 1975 yılında yapılmış yeni Belçika baskısı.

Bana kalırsa bu albümün bir diğer önemli karakteri de "otomobiller"!. Sanırım Jacques Martin otomobillere özel bir önem veriyor, onlara sürekli vurgu yapıyor, hatta bunları çok seviyor diyeyim. Galiba tüm Frankofonlarda da bu var. Zaten "Temiz Çizgi" tarzına da çok yakışan harika otomobil çizimleri var. Tabii çizildiği yılların ve öncesinin modelleri bunlar. Alfa Romeo, Facel Vega, Peugeot dışında beş değişik otomobil modeli daha arzı endam ediyor albümde. Otomobil meraklısı diyardaşlar bunlara bayılacaktır sanırım. Modelleri biraz eski bulacaklardır, ama albüm Fransa'da hala buharlı trenlerin sefer yaptığı bir dönemi anlattığı gibi zaten de o yıllarda çizilmiş.

Albümde Lefranc'ın kullandığı iki araba: Alfa Romeo Giulietta (1959) ve Peugeot 202 (40'lı yıllar)
52233255341_2721a5e1a4_o.jpg

Bir de Deniz manzaraları müthiş. Jacques Martin bana kalırsa çizgi romanın "Ayvazovski"si. Nasıl İvan Ayvazovski klasik resmin deniz ressamıysa, Martin de çizgi romanların deniz ressamı sayılmalı. Gerçi onun çağdaşları Frankofon ressamları hep böyle güzel deniz manzaraları çiziyorlardı (ZıpZıp'taki Üç Kafadarlar (3A) mesela)_aynı sanat okullarına filan mı gittiler acaba?

Bir de 'uşak olayı' dikkatimi çekti. Algıda seçicilik mi dersiniz, vehim mi bilemiyorum. Bazı Frankofonlarda olduğu gibi bunda da bir "İngiliz Uşak" var: Edward. Bu bir İngiliz adı. Kibarlığı, resmi tavırları, giyim kuşamı ve konuşması da İngiliz gibi. Kaptan Haddock'un da sadık bir uşağı vardı: Nestor. Sanki o da Fransız değilmiş gibi gelirdi bana. Acaba bu Fransızların İngiliz uşak takıntılarının nedeni nedir? Bilinçaltlarında biriken bir şey mi? Başka örnekler aklıma gelmediğine göre algıda seçicilik diyelim (ya da önyargı!). Fransızlara fazla haksızlık etmeyeyim, aslında "uşaklık" İngilizlere has çok özel ve ayrıcalıklı bir 'müessese', uşak deyince bizdeki gibi pejoratif anlamlar yüklenmiyor. Şimdilerde okulları bile varmış. İyi bir uşak zor yetişiyor ve kolay bulunmuyormuş.

Bu albümlerin ülkemizde yayımlandığını sanmıyorum, en azından ben rastlamadım. Zaten çok uzun diyaloglar ve balon kalabalığıyla dolu paneller o yıllarda bize pek uymazdı (bünye kabul etmez, redederdi!). Kıyas açısından, aşağı yukarı aynı yıllarda bizde yayımlanmış bir çizgi romandan sevgili "savok" üstadın alıntıladığı bir sayfa ve üstadın paneller üzerine yaptığı yorum aşağıda:
Bu paylaşılan örnekler çizgi roman tarihimiz için çok önemli, nereden nereye geldiğimiz anlatan yol hikayeleri...
Ancak aynı zamanda çizgi romanın Türkiyede neden gelişemediğinin de bir kanıtı...
Özellikle örnek olsun diye aşağıdaki sayfayı koydum, çevirmeni, balonlamacısı ya da yazan kişi ya 5-6 yaşındaki bir çocuk ya da bizim Ordunun, Gölköy ilçesinin Aydoğan köyünün ki bizim köy olur, çobanı...

file

İyi okumalar,
Saygılarımla.
 
Son düzenleme:

Melih41

Yönetici
4 Ağu 2012
3,698
48,010
Dijital boyanın icat olmadığı zamanların renkli işleri çok hoş
geliyor bana bu eserleri kitap ve dijital olarak arşivlemekte
ayrı bir keyif. Bu türden dahaları da olur inşallah diyerek değerli
paylaşımın için teşekkür ediyorum sevgili Scanfan..
 

lotoloto

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Kas 2009
4,132
20,710
Arşivleyip kendime kitap yapacağım için çok seviniyorum. Teşekkürler, Scanfan.
 

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,542
28,641
İzmir
Çok teşekkürler üstadım. Fevkalade bir seçim, çok kıymetli bir çizgi roman ve harika bir çalışma...

Uşaklık mesleği ile ilgili sözlerinize katılıyorum. İngiltere'de uşaklık çok ciddi bir iştir. Özel eğitim ister. Uşak olmak için ayrıca referanslarınızın olması gerekir. Bazen bir aile mesleği şeklinde nesilden nesile devam eder. İngilizler uşak olmaktan incinmezler, meslekleriyle gurur duyarlar. Çizgi romanlarda pek çok uşak vardır. Benim en sevdiğim belki de Dünya çapında en bileneni yine İngiliz kökenli olan Batman'in uşağı Alfred'dir. Buna karşılık bizde de "Fransız mürebbiyeler" meşhurdur. Her milletin ünlü olduğu bir iş kolu var sanırım.
 
Üst