Miles Davis Diskografisi

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Diskografisi

Cazın en büyük isimlerinden Miles Davis,
1988 yılında düzenlenen 16. İstanbul Festivali kapsamında Açık Hava Tiyatrosunda üç gece peş peşe konser vermişti.



Eh856.jpg



Laf olsun diye ilk geceki konsere gidenlerin çoğu, nasıl bir deha ile karşı karşıya olduklarını anlayıp kalan iki konsere de gittiğini söylemişlerdi.



Miles Dewey Davis III, Amerikan Jazz (Caz) trompetçisi, orkestra şefi ve besteci. (26 Mayıs 1926 - 28 Eylül 1991)
1940’ların sonlarından başlayarak Caz’ın gelişimi üstünde sürekli bir etkisi olmuştur.
Bir çok siyah çağdaşının tersine orta sınıf olanaklarına kavuşmuş bir ailenin çocuğuydu.
13 yaşında trompet çalmaya başladı. New York kentindeki Juilliard müzik okulunda okudu (1945). Ve kısa sürede yeni modernizme yöneldi.


Davis, çalış stiliyle Clifford Brown ve Freddie Hubbard gibi, kendileri de başka müzisyenlere örnek olan trompetçileri etkiledi.
Ama onun asıl önemi, modern cazın üç ayrı evresinin başlangıcında, önde gelen yenilikçi müzisyenlerin oluşturduğu topluluklarla
yeni eğilimleri billurlaştıran plaklar yapmış bir orkestra şefi olmasında yatar.
Bu albümler, besteci-düzenlemeci Gil Evans, besteci-düzenlemeci-saksofoncu Gerry Mulligan ve saksofoncu Lee Konitz ile 1949’da yaptığı Birth of Cool,
besteci-düzenlemeci-piyanist Bill Evans ve tenor saksofoncu John Coltrane ile 1959’da gerçekleştirdiği Kind of Blue ve
başka müzisyenlerin yanı sıra, besteci-düzenlemeci-piyanist Joe Zawinul ve besteci-saksofoncu Wayne Shorter ile yaptığı 1969 tarihli Bitches Brew’dur.

Olağanüstü boyutlarda etkili olan bu plaklar, 1950’lerde Cool Jazz üslubunun, 1960’larda Modal yaklaşımların ve
1970’lerde Jazz-Rock anlayışının neredeyse kurallarını koyan çalışmalar olmuştur.
Piyanist Herbie Hancock, basçı Ron Carter, davulcu Tony Williams ile Shorter ve Davis’ten oluşan
1960’ların Davis Beşlisi de caz tarihinin en önce gelen topluluklarından biridir.
(Quintet, müzikte 5 kişilik topluluk)


Zaman zaman çok notalı, hızlı geçişlere de yer vermesine karşın, Davis’in üslubu genelde modern cazın en yalın özlü ve derinlikli trompet üsluplarından biri olmuştur.
Doğaçlamalarındaki titiz ve ölçülü yaklaşım, akıcılık ve lirik hava çok çarpıcıdır.
Cazın ticari boyutlarının sınırlılığına karşın, 30 yıl boyunca düzenli bir plak satışını da sağlamayı başarmıştır.
Başka müzisyenlerin sık sık yorumladığı besteleri arasında, Nardis, Four, Milestones, Solar ve So What sayılabilir.


1970’lerde eroin bağımlılığından kurtulmak için mücadele veren Davis, 1980 New Port Festivalinde yeniden müziğe dönmüştür.
Miles the Authobiography adlı otobiyografisi 1989’da yayımlanmıştır.


Ronald Reagan başkanlığı zamanında, bir vesileyle Beyaz Saray'daki bir davete katılır Miles Davis.
Onu orada gören bir senatörün eşi, ırkçı küçümseme duygusunu saklamaya bile gerek duymaz, 'Senin ne işin var burada?' deme gafletinde bulunur.
Miles, kadını şöyle bir süzer; yanıtı tokat gibidir: 'Ben cazı üç kere değiştirdim, asıl senin ne işin var burada?'


“Amerika’nın Sesi Radyosunda “Silahlı Kuvvetler Günü” için yaptığım bir programı yeni bitirmiş ve Judy adında çok güzel bir beyaz kızı taksiye bindirmek için dışarı çıkmıştım.
İnsanların yapış yapış olduğu sıcak ve nemli ağustos günlerinden biriydi. Kız taksiye bindiğinde, ben de terden sırılsıklam bir şekilde Birdland’in önünde duruyordum.


Tam o sırada, beyaz bir polis yanıma gelip orda durmamamı, uzaklaşmamı söyledi. O sıralar boks yapıyordum, formdaydım yani.
Önce,
“bu o*u çocuğunun aslında kafasından ne geçtiğini biliyorum, şunu bir güzel pataklasam mı?” diye düşündüm.
Ama onun yerine, “uzaklaşmak mı? niye ki? üst katta çalıyorum ben, bak ‘miles davis’ yazıyor ya, o benim ismim” dedim.
“nerde çalıştığın beni ilgilendirmez, burada durma. gitmezsen seni tutuklarım” dedi. dik dik suratına baktım, bir adım bile atmadım.
“seni tutukluyorum” dedi (…) ona doğru yürüdüm. Amacım, vurması için gerekli mesafeyi ona tanımamaktı. Adam tökezleyip elinde tuttuğu kelepçeleri yere düşürdü.
Eyvah diye düşündüm, şimdi onu ittiğimi falan sanacaklar (…) birden bir kalabalık toplandı etrafımıza ve ne olduğumu anlayamadan kafama bir şey yedim.
Beyaz bir sivil polis arkadan gelip başıma vurmuştu. kan içinde kalmıştım (…) sonra polisler beni bir arabaya attıkları gibi karakola götürdüler.

Kanlar içinde fotoğraflarımı çektiler. Orda oturuyorum, bir o*u çocuğundan daha öfkeliyim, buna rağmen gelip, “demek şu bahsettikleri kabadayı sensin ha?” diyorlardı.
Başıma bir kez daha vurmak için bahane yaratmaya çalışıyorlardı. Her şeyi sindirerek, tüm hareketlerini izleyerek oturmak zorunda kaldım.

Miles Davis, hep nefretle andığı, başına gelen bu utanç verici olayı otobiyografisinde böyle anlatmıştı.
Polis memurunun kendisini tutuklamasına izin vermeyen trompetçi, arkadaşının yardımına koşan bir sivil polis tarafından coplanmış ve kafasına beş dikiş atılmıştı.

Diğer polis memurunun yardımıyla sonunda tutuklanan Miles’ın çalışma lisansına da el konmuştu.
Ekim 1959’da iki günlük bir mahkemeden sonra Miles suçsuz bulunarak salıverilmişti.
Saygıdeğer hakim, müzisyenlerin gece kulüplerinde arka arkaya çaldıkları setler arasında temiz hava almak için dışarıya çıkmalarının normal bir davranış olduğuna karar vermişti!


“bu olay hayatımı ve hayata bakışımı çok değiştirdi, son zamanlarda bu ülkede değişen şeyler hakkında tam iyi şeyler düşünmeye başlamışken,
kendimi yine buruk ve karamsar hissetmeme neden oldu.”

(burada davis, yurttaşlık hakları hareketi sürecinde siyahların o dönemde kazanmaya başladığı bazı haklardan bahsediyor).

Aslında çocukluğundan bu yana Miles Davis’i böyle karamsar ve buruk hissettirecek bunun gibi çok olay olmuştu.
Öfkeyle büyümüş, öfkeyle yaşamış, öfkeyle ölmüştü Miles Davis. Tersi nasıl olabilirdi ki?
1926’da çok büyük bir öfkeyle yoğrulmuş bir toplumun ferdi olarak Illinois eyaletinin Doğu St. Louis bölgesinde dünyaya gelmişti.
Aslında içine doğduğu toplum, 1917 yılının temmuz ayında korkunç bir katliamla ateşlenmişti ama sonraları bu ateş, değil söndürülmek,
üzerine defalarca körükle gidildiğinden geçtiği yeri yakan bir yanar top haline gelmişti.

2 temmuz’da o güne kadar beyazların çalıştığı fabrikalara siyahların alınmaya başlamasıyla işlerini kaybedeceğine inanan beyazlar büyük bir isyan çıkardılar.
Sonuç korkunçtu: aralarında olaylarla alakası bile olmayanların da bulunduğu 6,000 siyah dövülerek, bıçaklanarak, asılarak bir daha dönmemek üzere evlerinden sürülmüş,
40’ı siyah, 8’i beyaz olmak üzere 50’ye yakın insan katledilmişti.
Amerikan tarihine “1917 Doğu St. Louis İsyanı” olarak geçen bu olay bölgeyi köklerinden sarsacak,
yıllar boyunca siyahlar ve beyazlar arasında cereyan eden en ağır ırkçılık kavgalarına sahne olacaktı.

Bu isyanı ne Amerika unuttu, ne de St. Louisliler, ne de Miles Davis:
“aynı yıl siyahlar birinci dünya savaşı’nda amerikan ordusu’nda, amerika’nın demokrasiyi savunabilmesi için dövüşüyorlardı.
beyazlar bir yandan bizi savaşa yollayıp onlar için ölmemizi isterken, diğer yandan bizi burada bir sinek gibi öldürdüler ...”


“dünyada hiç kimse onun kadar güzel müzik yapıp, güzellikten bu kadar uzak bir ruha sahip olamaz!” demişti Ebony dergisinin Miles Davis hakkında görüşüne başvurduğu bir müzisyen.
Miles’ın insanların başlarda alışmakta epeyce zorlandığı, oldukça ters, öfkeli bir tavrı olduğu bilinen bir gerçekti.
Sahneye çıkar, hiç birinin ismini anons etmeden arka arkaya parçalarını çalardı. Eğer ona eşlik eden müzisyenlerin adlarını önceden biliyorduysanız ne âlâ.

Yok, bunun için Miles’ın takdimini bekliyor idiyseniz, çok beklerdiniz. Müzisyenlerinin solosu başladığında ise, sahneyi terk ederdi, ta kendi sırası gelene kadar.
Kendi çalarken de bazen sırtını dakikalarca dinleyicilere dönerdi.
Özellikle Amerikalı müzisyenlerin caz konserlerini takip edenler için Miles’ın bu davranışları eminim çok da şaşırtıcı gelmeyecektir.
Çünkü zaman içinde bu tarz davranışlar, adeta cazcılardan beklenen bir kalıp haline dönüştü.
Ama bir an için kendinizi ırkçılığın kucağındaki 50’lerin Amerikasında farz ederseniz,
Miles’ın o zamanlar için oldukça sıra dışı sayılan bu ters davranışlarının caz dünyasında resmen bir şok yarattığını gözünüzde canlandırabilirsiniz.


(Jim Crow Yasaları: )

O dönemlerde siyah müzisyenlerden beklenen, sürekli sırıtarak onları izlemeye gelen beyazları eğlendirmek için ellerinden geleni yapmaktı.
Çünkü siyahlarla beyazların çakışan yaşantılarındaki hemen her duruma damgasını vuran Jim Crow Yasaları bunu gerektiriyordu.
Amerikan caz tarihinin gelmiş geçmiş en büyük trompetçilerinden Louis Armstrong’u gözünüzün önüne getirin…

Sahnede çekilmiş fotoğraflarını… Rol aldığı HW filmlerini...
Gözünüzde canlandırdığınız ilk kare, trompetçinin otuz iki dişini göstererek gülümsediği kare olacaktır, ikinci kare de, üçüncüsü de…
Armstrong’un Jim Crow Yasalarına harfiyen uyan bir “şovmen” olduğu konusunda kimsenin pek şüphesi yoktu.

Beyazlar da onları her zaman çok eğlendiren ama bunu yaparken de haddini gayet iyi bilen bu yetenekli siyah trompetçiyi çok sevdiler.
Pek çok siyah müzisyen de beyazlar tarafından kabul görmek için Armstrong’un izinden gitti.
Jim Crow Yasaları böyleydi işte; bir yerlerde yazmıyordu belki ama tüm siyahlar bu büyük kara bulutun gölgesinde yaşamak zorundaydılar,
üstelik başlarını çıkarmak istediklerinde de her an sağanak bir yağmura yakalanabilirlerdi.
İşte ilk kez Miles Davis gibi bir siyah müzisyen geliyor ve onu izleyen beyazlara, “umurumda değilsiniz” mesajını veren davranışlarda bulunuyordu.


Playboy dergisine verdiği bir röportajda ne zaman bir “jim crow” durumuyla karşılaşsa öfkeden delirdiğini söylüyordu:
“her siyah çocuk beyazlarla iyi geçinmenin yolunun sırıtmak ve palyaço gibi davranmaktan geçtiğini öğrenerek büyür” diyordu:
“sanırım benim problemim trompet çalmayı öğrenirken kıvırtmayı öğrenmemek oldu.
ortaokuldayken trompette sınıfımın tartışmasız en iyisiydim ama her zaman ödüller mavi gözlü beyaz çocuklara verildi.
bu beni öylesine öfkelendirdi ki trompette beyaz olan herkesi geçmeye ant içtim. bu önyargım olmasaydı büyük ihtimalle işimde bu kadar hırslı biri olamazdım.”


Günümüzde caz severler Miles Davis’in başlattığı ve eskiden kabalık olarak anılan bu sahne davranışlarını artık şovun bir parçası olarak görüyorlar.
Seyirciyle ilgilenen, üstü başı düzgün olan, her parçadan evvel mikrofonu alıp ne çalacaklarını anlatan, kısaca sempatik tavırlar içinde seyircisiyle iletişim kuran
caz müzisyenlerine günümüzde biraz da üstten bakmaz mıyız? Ne de olsa caz “cool” bir müzik değil midir?
Onu isyanın, özgürlüğün, kurulu düzene başkaldırmanın en mükemmel ifade şekillerinden biri saymaz mıyız?

İşte artık caz müzisyenleriyle özdeşleştirdiğimiz bu aldırmaz, hatta ters davranış biçiminin önderliğini yapan,
kabul ettiren hatta cazın olmazsa olmaz olgusu haline getiren, Miles Davis’ten başkası değildir.



Miles Davis hikâyeleri aslında hiç bitmez.
Caz müziğine birden fazla kez vurduğu damga ve aldırdığı viraj, hayata karşı duruşu, albümleri, konserleri, giysileri, arabaları, kadınları…
Her biri aslında başka bir yazının konusu olabilecek kadar ilginçtir.
Bu yazıda vurgulanmak istenen, Davis’in müziğini ve müzisyen kimliğini bu kadar büyük yapan faktörün, yetenek ve vizyonunun yanı sıra hayatı boyunca duyduğu “öfke” olduğudur.
Genelde caz dünyasının önemli isimleri, hayatlarında sadece müzik olan, dünyevi meseleleri aşmış dehalar olarak kabul edilir,
mükemmelliğin yegâne kaynağının yetenek olduğu varsayılır ama bu arada, bu “sound”u dinlenir, erişilir, değerlendirilebilir, özdeşleştirilebilir kılan temel sosyal dinamikler göz ardı edilir.

Davis’in müziği, duruşu, imajı, ülkesinin sancılar içinde gelişen yurttaşlık hakları hareketi sürecine hatta Afrika milliyetçiliğinin 60’lı yıllarda geçirdiği değişikliklere arkasını yaslayarak gelişmiştir.
Tüm bu süreçler başta küçük siyah bir öfke yumağının yuvarlanarak büyümesi, yoluna çıkan ilgili ilgisiz herkes ve her şeyi toparlayıp sürüklemesiyle tamamlanmıştır.
Bu öfke, Amerikan kültür ve sanat dünyasındaki pek çok şairi, yazarı, düşünürü, sanatçıyı etkilediği kadar Miles’i de etkilemiş, ateşlemiştir.
Hayatı boyunca bu yönde savaş vermiştir.

Yalnız burada Davis siyah kardeşleri için cansiperane savaşan, kahraman bir soylu olarak algılanmamalıdır.
Kabul edelim, o “karanlıkların prensi”dir (prince of darkness) sadece ve bir beyaz olsaydı, belki de Amerika’da yıllarca süregelen bu siyah-beyaz çatışması umurunda bile olmayacaktı.
Hatta Miles’ın ırk ayrımcılığına bu kadar şiddetle karşı çıkması belki de aslında siyah kardeşlerinin acıklı durumuna üzülmekten çok,
kendisinin de onlarla beraber içine düştüğü sosyal çıkmazdan duyduğu sıkıntı ve öfkedir.


Bence en çok kendisine bunu yedirememektedir Davis.
Sen bu kadar usta bir müzisyen ol, caz müziğinde kaç kere çığır açan yenilikler yap, en yetenekli grupları kur, onlara liderlik et, dünya çapında nereye gidersen git muazzam bir itibar gör,
sonra Amerika’ya geri dön ve işe yaramaz birtakım işgüzar ırkçı beyazlar tarafından sırf siyah olduğun için aşağılan, küçük düşürül.


Miles Davis’in en şatafatlı arabalara, evlere sahip olması, en güzel kadınlarla çıkması, vücuduna büyük özen göstermesi (uyuşturucuyu bıraktıktan sonra, uzun bir süre boks bile yapmıştı)
yazının başındaki "Birdland" hadisesinde gördüğümüz gibi hapse girmeyi göze alacak kadar beyaz polislere kafa tutması,
kısacası yaptığı her şey kendini ispat etmek, öfkesini biraz olsun bastırabilmek içindi:

“mercedes’imi üstü açık beyaz bir ferrari ile takas etmiştim. 8,000 dolara patlamıştı bana, o zaman için çok paraydı. böyle inanılmaz bir arabayla dolaşıyorduk.
benim gibi kapkara bir o*u çocuğu; harikulade bir kadınla, spor bir ferrari’nin içinde. frances’in arabadan bir inişi vardı, sırf bacak.
uzun harikulade bacakları vardı, bir dansçı gibi kullanırdı bedenini. insanlar durup ağızları bir karış açık bakakalırlardı. toplum içinde son derece şık ve temiz giyiniyordum.
frances de öyle. life dergisi beni halkına örnek bir siyah olarak kapak yapmıştı hatta. hoşuma gitmişti ama neden bu iş için amerika baskısını değil de avrupa baskısını seçmişlerdi acaba?...”


Bazen beyazların ırkçı tavırlarına öyle şiddetle karşı durur, kendini öylesine kaptırırdı ki en büyük ırkçının kendisi olduğunu izlenimine varırdınız:
“o*u çocukları öyle aç gözlüler ki, her şeyi kirletiyorlar. bunu yapan beyazlardan söz ediyorum. dünyanın her yerinde yapıyorlar bunu.
ozon tabakasını deldiler, herkesi bomba atmakla tehdit ediyorlar, akılları fikirleri, başkalarının toprağını gasp etmekte, ordular inşa ediyorlar.
yaptıkları utanç verici, acıklı ve korkunç, yıllardır bunu herkese yapıyorlar ...”


Etrafındaki hemen her şeye duyduğu bunca öfkeye, bunca nefrete rağmen, Miles Davis elini taşın altına hemen hiç sokmadı, hep bireysel bir hayatın sefasını ve cefasını sürdü,
hayatı boyunca politikaya hiç ilgi duymadı hatta hayatında herhangi bir seçimde oy kullandığından bile kuşku duyulmuştur.
Bu konuda tek ifadesi,
“bu politika denen boku hiç sevmedim” şeklindedir.

Belli ki Miles Davis siyasete değil, sadece müziğine ve yıldız kimliğine odaklanmıştı.
Ama bu, çevresinde olup bitenlere ilgisizlik ve sosyal olaylardan kopukluk şeklinde algılanmamalıydı.
Miles’ın müziği, haksız yere hor görülmekten doğan bir öfkeyle beslenmiş bir olumsuzluk ve sinik bir tavrın sınırlarında gezinen bir müzikti!
/ekşiSözlük/


E81iG.jpg


1955'te Tom Palumbo'nun çektiği, nadir bir 'gülümseyen' Miles Davis fotoğrafı.


Şuradaki http://www.cizgidiyari.com/forum/re...156841-miles-davis-sketches-spain-1961-a.html sunumumda
bir ricada bulunan değerli melih_ diyardaşımız için, FLAC olarak Miles Davis Quintet çalışmalarını aradım.
Buldum da; fakat Miles Davis çok üretken bir sanatçıymış.


Jazz müzikten pek hoşlanmasam da, bu kendine has sanatçıyı araştırdıkça dipsiz bir kuyuya düştüğümü hissettim.
Miles Davis 153 albüm yapmış. Bu kadar çalışma yaklaşık 250 CD olarak piyasaya sürülmüş.
Yine de, inatla -başlamak, bitirmenin yarısıdır- diskografisini edinmek gibi zor bir işe giriştim.

Vikipedia'da bir diskografi listesi var, ancak çok eksik durumda.
Ben daha çok sanatçının kendi web sayfasından yararlandım ve piyasaya çıkarılmış tüm albümlerini 320 kb/s MP3 olarak edindim.
MP3 olarak, çünkü FLAC olarak sanatçının tüm albümleri yok. Mevcut olanların ise "seed" durumları çok zayıf.
Yine de, FLAC aramaya devam edeceğim. Önemli olan, sanatçının tam bir diskografisini Çizgi Diyarında arşivlemek.


Sanatçının albümlerini şu ana başlıklarda topladım:
1- Stüdyo albümleri (55 albüm)
2- Live (konser) albümleri (59 albüm)
3- Compilations (derlemeler) (21 albüm)
4- Soundtracks (film müzikleri) (4 albüm)
5,1- Compilations (Box Set) (10 albüm)
5,2- Limited edition (sınırlı sayıdaki sürümler, Box Set) (4 albüm)


Albümleri toparladıktan sonra, yarısı eksik olan albüm kapaklarını da bulmaya çalıştım ve tamamına yakınını bulup edindim.
Her albümü -kapağıyla beraber- CBR içine alınca 32 GB hacminde güzel bir arşiv ortaya çıktı.
Elbette, CBR arşivinde dinlemek pek uygun değil. Dosyaları çıkardığınızda hacmin yaklaşık olarak %10 büyüdüğünü göreceksiniz.
Hepsini çıkardığınızda 35 GB hacimden daha fazla yer tutuyor.


Yukarıdaki başlık sırasında ve kronolojik olarak, bu konu sayfasında sunum yapacağım.

Miles Davis Stüdyo Albümleri:

1948 The Complete Birth Of The Cool:

1951 Dig (with Sonny Rollins):

1952 Dr Jekyll (Cannonball meets Davis):

1953 Blue Haze:

1953 Four:


# devam edecek #

Saygılarımla.

*
 
Son düzenleme:

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Stüdyo Albümleri, devam ediyor:

1953 Miles Davis and Horns:

1954 Bag's Groove:

1954 Blue Haze:

1954 Walkin' - Miles Davis All Stars:

1955 Blue Moods:

1955 Cookin':

1955 Miles Davis and Milt Jackson Quintet Sextet:

1956 Musings of Miles:

1955 The New Miles Davis Quintet:

1956 Collectors' Items:

1956 Miles Davis and The Modern Jazz Giants:

1956 Relaxin' With The Miles Davis Quintet:

1956 Round About Midnight:

1956 Steamin' With The Miles Davis Quintet:

1956 Workin With The Miles Davis Quintet:



# Miles Davis Stüdyo Albümleri, devam edecek. #

Saygılarımla.

*
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Sayın Ustam; eline emeğine sağlık. Yazını ve paylaştıklarını şöyle güzel ve sakin bir zamanda, elimde çay, arkama yaslanmış bir şekilde okumak ve indirmek istiyorum.
Caz'ın büyük ismi Miles Davis paylaşımlarınızı da diğer paylaştıklarınız gibi ilgi ile takip ediyorum.
Teşekkürlerimle...
 

oktay_izm

Onursal Üye
8 Nis 2009
3,619
38,280
izmir
Caz müziğinin unutulmaz isimlerinden biri. Benim daha çok neşeli ve sevimli tavırlarıyla "Louis Armstrong" favorimdir. Aslında 40 ve 50'lerin tüm caz müziklerini seviyorum. Bir de müzikallerini.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,333
hiçbiryerde :)
Miles Davis'i zaten severdim. Şimdi daha farklı
duygularla dinleyeceğim. Sunum yazısını
okurken aynı öfkeye kapılmamak elde değil.
Bu konuda Lal yayınlarından çıkan toplamda
6 sayı olan renkli "Mister No Revolution" serisini
okumalarını tavsiye ederim herkese.

Bu büyük çalışmalar, büyük emekler için
çok teşekkür ederim "agartan" üstadım.
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Caz müziğinin unutulmaz isimlerinden biri. Benim daha çok neşeli ve sevimli tavırlarıyla "Louis Armstrong" favorimdir. Aslında 40 ve 50'lerin tüm caz müziklerini seviyorum. Bir de müzikallerini.

Louis Armstrong zirve zaten :)
Hele ki "What a Wonderful World" ve "La Vie En Rose" denilince akan sular durur.
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Stüdyo Albümleri devam ediyor:


1957 Miles Ahead:

1958 '58 Sessions (Featuring Stella By Starlight):

1958 1958 Miles:

1958 Porgy And Bess:

1959 Kind of Blue (50th Anniversary) (2CD):

1959 Another Tracks of Kind of Blue:

1959 Milestones:

1959 Something Else (with Cannonball Adderley):

1961 Someday My Prince Will Come:

1962 Sorcerer:

1963 Quiet Nights (Miles Davis-Gil Evans):

1963 Seven Steps To Heaven:

1965 E S P:

1966 Miles Smiles:

1967 Nefertiti:



# Miles Davis Stüdyo Albümleri, devam edecek. Son 20 kaldı #

Saygılarımla.


*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Stüdyo Albümleri:

1967 Sketches Of Spain:

*Dileyen şuradan vinyl rip FLAC olarak indirebilir: http://www.cizgidiyari.com/forum/re...156841-miles-davis-sketches-spain-1961-a.html *

1967 Water Babies:

1968 Miles In The Sky:

1969 Bitches Brew (40th Ann. Legacy Edt) (2CD):

1969 Filles De Kilimanjaro:

1969 In A Silent Way:

1970 Live-Evil (2CD):

1971 A Tribute To Jack Johnson:

1972 Get Up With It (2CD):

1972 On The Corner:

1974 Big Fun (2CD):

1981 The Man With The Horn:

1983 Star People:

1984 Decoy:

1985 You're Under Arrest:

1986 Tutu:

1989 Amandla:

1989 Aura:

1990 First Miles 1945-47 (1992 Savoy-Japan):

1991 Doo-bop:


# Miles Davis Stüdyo Albümleri bitti. Sıradaki sunum: Miles Davis Live (konser) Albümleri (59 albüm) #

Saygılarımla.



*
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Gerçek bir arşivlik paylaşım için çok teşekkür ederim mirim. Eline emeğine sağlık. Özellikle Flac dosyaları için.
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Live (konser) Albümleri:


1953 At Last! (Miles Davis with The Lighthousec All Stars):

1955 Live with John Coltrane:

1957 Amsterdam Concert (Lonehill):

1958 Jazz At The Plaza Vol 1:

1958 Live At Newport 1958:

1960 Coltrane And Beyond:

1960 En Concert avec Europe 1 Olympia (4CD):

1960 Free Trade Hall (Live Archive) (2CD):

1960 Green Dolphin Street:

1960 In Copenhagen (Miles Davis Quintet with John Coltrane):


*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Live (konser) Albümleri devam ediyor:

1960 In Stockholm 1960 Complete (4CD):

1960 Live in Den Haag (1960 Lone Hill Jazz):

1960 Live in Stockholm (Miles Davis & Sonny Stitt) (2CD):

1960 Live In Zurich:

1961 At Carnegie Hall (2CD):

1961 Concierto de Aranjuez (Carnegie Hall Davis & Gil Evans):

1961 In Person at the Blackhawk (Friday Night):

1961 In Person at the Blackhawk (Saturday Night):

1963 Live At Newport (with Thelonious Monk):

1963 Live at the 1963 Monterey Jazz Festival:
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Live (konser) Albümleri devam ediyor:


1963 Miles in St Louis:

1964 Four & More:

1964 In Europe:

1964 Live In Sindelfingen:

1964 Miles In Berlin:

1964 Miles In Tokyo:

1965 At Plugged Nickel Chicago (2CD):

1965 My Funny Valentine Miles Davis In Concert:

1967 Live in Antwerp (28 Oct):

1967 Live In Europe (Karlsruhe Germany 7 Nov):

1967 Live In Europe (Stockholm Sweden 31 Oct):

1967 Live In Paris II:

1969 Festival de Juan Pins:

1970 At Fillmore West Black Beauty (2CD):


# Miles Davis Live Albümleri, devam edecek. Son 25 kaldı #

Saygılarımla.


*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Live, Son 25 Albüm:


1970 Bitches Brew Live:

1970 Live At The Fillmore East (March 7)-1-(2CD):

1970 Live At The Fillmore East (March 7)-2-(2CD):

1970 Live At The Hill Auditorium:

1971 What I Say - Vol 1 (Miles Davis Septet 1970-71):

1971 What I Say - Vol 2 (Miles Davis Septet 1970-71):

1972 In Concert (Live At Philharmonic Hall) (2CD):

1973 Another Bitches Brew (2 CD 1971-1973):

1973 Live In Vienna:

1974 Dark Magus (Live At Carnegie Hall) (2CD):

1975 Agharta (2CD):

1975 New York July-1-1975:

1975 Pangaea:

1981 We Want Miles (2CD):

1983 Live In Poland (Miles Davis Septet) (2CD):

1987 Isle Of Wight:

1988 From His Last Concert In Avignon (2CD):

1988 Munich Concert (3CD):

1991 Live At Montreux (Miles Davis & Quincy Jones):

1994 Time After Time (2CD):

1996 Birdland Sessions:

1996 Live Around the World:

2001 Black Beauty At Fillmore West:

2006 European Tour '56 with The MJQ & Lester Young:

2008 Broadcast Sessions 1958-1959:


# Miles Davis Live (konser) Albümleri bitti.
Sıradaki sunum: Miles Davis "Compilations" (derlemeler) Albümleri (21 albüm) #


Saygılarımla.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis "Compilations" Albümleri (21 albüm)


1950 Birth Of The Cool (Great Sessions):

1951 Conception:

1952 Miles Davis Vol 1:

1953 Miles Davis Vol 2:

1955 Circle In The Round (2 CD):

1957 Bluing - Miles Davis Plays The Blues 1951-56:

1981 Directions (Unreleased Recordings 1960-1970) (2 CD):

1992 The Best of Miles Davis (The Capitol - Blue Note Years):

1996 This is Jazz (Miles Davis acoustic):

1997 Autumn Leaves:

1998 Friends:

1998 Panthalassa The Music of Miles Davis 1969-1974:



# Miles Davis Compilations devam edecek. #

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis "Compilations" Albümleri Devam Ediyor:

1998 The Complete Columbia Studio Recordings (1965-1968) (6 CD):

Sunum: 993 MB, 6 CD box set.

# Miles Davis Compilations devam edecek. #
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis "Compilations" Albümleri


2000 Ken Burns Jazz:

2001 Blue Moods:

2001 The Complete Blue Note Sessions (1952-54)(2 CD):

2001 Young Miles 1945-1950 (1) (Milestones):

2001 Young Miles 1945-1950 (2) (Enter the Cool):

2001 Young Miles 1945-1950 (3) (Boplicity):

2001 Young Miles 1945-1950 (4) (Conception):

2006 Cool & Collected (The Very Best Of Miles Davis):


Miles Davis "Compilations" Albümleri bitti.

Sıradaki sunum: Miles Davis "Soundtracks" (film müzikleri) (4 albüm)

Saygılarımla.


*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis "Soundtracks" Albümleri (4 Albüm):

1957 Lift To The Scaffold:
*Bu albümündeki eserleri bir yıl sonraki "Ascenseur Pour L'Echafaud" filmi için yeniden düzenledi.*

1958 Ascenseur Pour L'Echafaud (Jazz in Paris):
*Dileyenler şuradan filmi indirip izleyebilir: http://www.cizgidiyari.com/forum/yabanci-filmler/141533-ascenseur-pour-lichafaud-1958-film-noir.html*

1987 Music From Siesta:
*Dileyenler şuradan CD rip FLAC olarak indirebilir:http://www.cizgidiyari.com/forum/80...-miles-davis-marcus-miller-siesta-1987-a.html *

1991 Dingo (Miles Davis & Michel Legrand):


Sıradaki sunumum; en başta düzenlediğim gibi,

Miles Davis Compilations (Box Set) (10 albüm)


10 albüm 67 CD olarak düzenlenmiş. Bu albümlerden birincisi 8 CD'lik bir seri. "dosya.tc" sitesine iki parça olarak yükledim:

1965 The Complete Live at the Plugged Nickel (1,2,3,4.CD):

1965 The Complete Live at the Plugged Nickel (5,6,7,8.CD):



# Miles Davis Compilations, devam edecek. # ;)

Saygılar.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Compilations (Box Set) devam ediyor:


1968 The Complete In A Silent Way Sessions (3 CD):

1998 The Bitches Brew Sessions (1969-70) (4 CD):

2002 The Complete Miles Davis At Montreux 1973-1991 (20 CD Box Set,1):

2002 The Complete Miles Davis At Montreux 1973-1991 (20 CD Box Set,2):

2002 The Complete Miles Davis At Montreux 1973-1991 (20 CD Box Set,3):

2003 The Complete Blackhawk Sessions (4 CD):

2003 The Complete Jack Johnson Sessions (5 CD):

2004 Miles Davis & John Coltrane (6 CD):

2004 Seven Steps (7 CD):

2006 The Complete Legendary Prestige Quintet Sessions (4 CD):

2007 The Complete On The Corner Sessions (6 CD):



Miles Davis Compilations Box Set bitti. Geriye kalan 4 albüm Limited Edition Box Set.

Saygılar.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Miles Davis Limited Edition (Box sets) 4 albüm:


1961 Friday & Saturday Night At the Blackhawk:

1961 In Person At The Blackhawk Friday Night (2 CD):

1961 In Person At The Blackhawk Saturday Night (2 CD):

1970 The Cellar Door Sessions (6 CD):



Bir ay önce "başlamak, bitirmenin yarısıdır" diyerek sunumuna başladığım Miles Davis Diskografisi sona erdi.

Ben diskografiyi edinirken, sonrasında düzenlerken ve sonunda da sunarken büyük keyif aldım.


Bu olağanüstü sanatçının uzun soluklu diskografisi için ilham veren sayın melih_ diyardaşıma,
seriyi dikkatle takip ederek, bitirme azmi veren sayın yeryüzü, Baltimora, gorgon üstadlara teşekkür ederim.

Saygılar.


*
 
Üst