Kit Ranger Ceylan Yayınları Sayı 16-Şiddet Maskesi/Taklit Edilemeyen Profesör Wenzel

[caretta]

Kit Ranger Ceylan Yayınları Sayı 16-Şiddet Maskesi/Taklit Edilemeyen Profesör Wenzel

15.sayıda başlayan "Ku-Klux-Klan"adlı maceramız bu sayıda sona eriyor. Kasım 1974'de orijinal 132.sayı olarak yayınlanan bu Kit Ranger, yurdumuzda 2 Nisan 1980'de yayınlanmış. Bu sayıda "Taklit Edilemeyen Profesör Wenzel" diye, bir westernde kolay rastlamayacağımız bir macera başlıyor. Green Valley'de ayaklanan Delikburun kabilesi beyazları vahşice katletmektedir. Bu olayı araştırmak üzere kaleye gelen parapsikoloji uzmanı Profesör Wenzel, Kit ve Frankie ile birlikte bu bölgeye hareket ederler. Bu macera bana bu ay çıkan Klasik Zagor 80.sayıdaki "Korkunç Değişim"adlı macerayı anımsattı. Kit Taylor'un bu son derece ilginç macerasını beğeneceğinizi umarız. İyi okumalar!

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[recocore]

Harika tarama, düzenleme ve paylaşımın ile verdiğin çok değerli bilgi ve yorum için çok çok teşekkürler caretta...

 

[İskenderunlu]

Kit Ranger sayı 15 paylaşımınızı okumuştum, maceranın devamını heyecanla bekliyordum..Maceranın devamı geldi hem de sayı 17 ile birlikte, teşekkürler ederim sayın Caretta..

 

[caretta]

Savok dostum artık kendi adını hiç zikretmeden konuları açıyor.Görenler de tarama,
düzenleme,paylaşım hepsini ben yapıyorum sanıyor.Ben sadece taramayı Savok'a
gönderiyorum.Kendini geri planda tutması, sakın beni gaza getirip daha çok tarama
yapmam için olmasın?

 

[Bay_X]

Sayın caretta ve savok'a teşekür eder, saygılarımı sunarım.

 

[machine_code]

Kitap ve detaylı açıklamalar ve düzenleme için sevgili Caretta ve Savok' a çok teşekkür ediyoruz...


;******************************************************** II. P A R T ********************************************************


Darwinizm & Dracula ve Haeckel & Lombroso ilişkileri L i n k' te incelenmişti...

L i n k

Felsefe ve Psikanaliz ilişkisi de L i n k' te incelenmişti...

L i n k

Darwinizm ve Freud ilişkisi...

XIX. yüzyılın sonlarına doğru ortaya atıldıktan sonra, embriyoloji, karşılaştırmalı morfoloji ve paleontoloji de dahil olmak üzere birkaç disiplinin çalışmalarına çok net bir şekilde hakim olan Ernst Haeckel' in Rekapitülasyon teorisi; Hayat ağacının, doğrudan yüksek biçimlerin embriyolojik gelişiminden okunabileceğini ileri sürer...

Ernst Haeckel, Anthropogenie' nin 1874 baskısında 8, 1891 baskısında 14, 1910 baskısında 20, toplamda da 22 canlı türünün embriyolarını incelemişti ve canlı embriyolarının gelişim süreçleri sırasında sözde atalarının geçirmiş oldukları evrimsel süreci tekrarladıklarını iddia ediyordu...Örneğin insan embriyosunun, gelişimi sırasında önce balık, sonra sürüngen özellikleri gösterdiğini, en son olarak da insana dönüştüğünü öne sürüyordu...

Darwinizm açısından bu tez, o denli önemlidir ki, aradan yaklaşık 140 yıl geçmesine ve tamamen çürütülmesine rağmen, Darwinizm propagandasından başka bir amaç gütmeyen birtakım çevreler tarafından ısrarla gündemde tutulmaya çalışılmaktadır...Örneğin,...

Bay Dawkins, Climbing Mount Improbable adlı kitabında, ne diyordu_?...

Yine de, hala karada yaşayan atalarının birçok özelliklerini taşıyorlar, ama aynı zamanda tüm memeliler gibi, sudaki yaşamın diğer kalıntılarına sahipler. Karada yaşayan ataları solungaçlarının kullanımını kaybetmiş oldukları için, balinalar havayı solurlar. Ancak balinalar ve denizayıları da dahil tüm memeliler embriyo halindeyken solungacın izlerini taşırlar; sudaki geçmişin hatasız izleri.

Sürekli olarak yüzeye çıkmak tuhaf gibi görünüyor. Belki öyledir, ama unutmayınız ki, balinaların ve denizayılarının ataları yola dağın nefes alıp verme doruğuna yakın bir yerden başladılar. Tüm içsel detayları, havayı soluma varsayımlarıyla donatılmıştı. Belki bu donanımları yenileyip embriyolarındaki atasal solungaçları yeniden kullanılır hale getirebilirlerdi.


2010 yılında yayınlanan bir biyoloyi kitabında ' Sylvia S. Mader, Biology (10 th ed.) ' hanımefendi Sylvia' nın, Haeckel' in embriyo gelişiminin safhalarını, Haeckel gibi renksiz ve yukarıdan aşağıya değil de, renkli ve soldan sağa olarak betimlediğini görüyoruz...

' Hanımefendi Sylvia' nın kitabında, homolog yapılara örnek verilen canlılar, bizim Darwinizm şampiyonlarının kitabında da ufak tefek değişikliklerle aynen mevcut...Sadece at ve kuş çıkartılmış, yarasa, sağ alt başa çekilmiş, kedi ise aslan olmuş... '

Doğrusu enteresan...Neydi o Haeckel' in öyle kaba-saba, renksiz renksiz, beyaz-siyah tuhaf çizimleri, değil mi_?...Bir hanımefendinin eli değince ne kadar da renklendi, güzelleşti, albenisi oldu, şaşırmamak elde değil gerçekten de... : )

Fakat bu çabalar boşunadır, çünkü propaganda amacı gütmeyen hiçbir bilim adamı tarafından bu savlar ciddiye alınmamaktadır...Örneğin Darwinizm' in önde gelen savunucularından Stephen Jay Gould, Ever Since Darwin adlı kitabında ne diyordu_?...

Yinelemeli oluş Haeckel' in gözde savıydı (ona "biyogenetik yasa" adını verdi ve "bireyoluş soyoluşu yineler" sözünü ortaya attı).

Ancak 1920' lerin sonuna gelindiğinde yinelemeli oluş kuramı tamamen çöktü. Hatta 7. denemede söz ettiğim gibi, antropologlar insan evrimini karşıt yönde yorumlamaya başladılar. ' Gould burada neoteni' yi kastediyor... '

Sigmund Freud ve Jung' da inanmış rekapitülasyonculardandı...Haeckel' in fikri, psikanalitik kuramın gelişmesinde hiç de küçük bir rol oynamamıştı...

_ Psikanalizde, nevrozun, ontojenideki bastırılmış ya da yanlış yöne sapmış gelişmelerden doğduğu ileri sürülür ve Freud, Totem ve Tabu' da insanlık tarihini, küçük erkek çocuklardaki Oedipus kompleksinin sunduğu merkezi önemde bir ipucuyla yeniden inşa etmeye çalışır...Freud bu baba katili olma itkisinin, yetişkin atalar arasındaki gerçek bir olayı yansıtması gerektiği kanısındaydı...Yani atamız olan bir kabilenin oğulları, bir zamanlar kadınlara ulaşabilmek için babalarını öldürmüş olsa gerekti...

_ Freud, Kültürdeki huzursuzluk adlı eserinde, uygarlığımızın belirleyici sürecinin, beynin gelişimiyle d e ğ i l, insanın dik duruşa geçişiyle başlamış olması gerektiğini savunur...

' Materyalizm' in gözüpek savunucusu Engels' e göre de bu böyledir; Maymundan insana geçişte emeğin rolü başlıklı denemesinde insan evriminin üç ana özelliğinin konuşma, büyük beyin ve dik duruş olduğunu savunur ve ona göre ilk adım da, ağaçlardan inerek yerde yaşamaya başlayan atalarımızda dik duruşun evrimleşmiş olması gerektiğidir...Çünkü dik duruş, alet kullanımı ' Engels' in deyimiyle emek ' için eli özgür hale getirmiş, zekanın artması ve konuşma ise, daha sonra gelmiştir...Engels, vardığı sonuçların, Materyalist felsefenin temel önermelerinin çıkarımları olarak sunsa da, aslen bu görüşlerinin Haeckel' e ' dik duruş önceliği ' ve dolayısıyla Darwinizm' e ' maymundan insana geçiş ' dayandığı kuşkusuzdur...Darwinizm, aslen, maymundan insana geçişten ziyade, her ikisinin de tek bir ortak atadan evrimleştiğini savunur, fakat bu ve benzeri ayrıntıların öneminin yok denecek kadar az olduğu söylenilebilir... '

Materyalizm, Darwinizm ve Psikanaliz' in birbirleriyle ilişkili oldukları, toplumun tarihsel, bireyin psikoseksüel ve insanın evrimsel gelişimini açıklayan bu formülasyonlarından da anlaşılmıyor mu ki_?...

İlkel komünal -> Köleci -> Feodal -> Kapitalist -> Sosyalist [toplum] ' Tarihsel materyalizm '

Australopithecus -> Homo habilis -> Homo erectus -> Homo sapiens -> Homo sapiens sapiens ' Evolutio hominis '

Oral -> Anal -> Phallic -> Latency -> Genital ' Psychoanalysis /Psychosexual development '



İ ç t e n l i k l e...

Sevgiyle...