YILLAR BOYU TARİH-sayı-2-Şubat 1985

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,896
5,240
Sayın murtaza5 ;

YILLARBOYU okuma günlüğü : YILLARBOYU OKU(YORUM) :

[ YILLARBOYU TARiH (1985.03)(Sayi-003) -97s (Kucuk seyler-Uzay-Marko Pasa ) ]


Enis Batur'un hazırladığı "İnsanoğlu Uzayda" eki derginin içinde... Bana göre müthiş bir bölüm olmuş... Tam 32 sayfalık özel bölüm. Elbette ki 1985 yılına dek olan bilimsel gelişmelerle sınırlıdır...

Güneş etrafında gezegenlerin dönme süreleri : Merkür gezegeni 88 gün , Venüs 243 günde , Plüton 248 yılda tamamlıyor bir turunu.

Dedo11 Yorumu : Anımsanacağı gibi 2006 yılında Plüton gezegenlikten çıkarıldı ve "Cüce Gezegen" sınıfına sokuldu. O tarihten beri Plüton bize küsmüş bir daha da dünyaya göz kırpmamaya başlamıştır.. Oysa ne gariptir ki 1781 yılına kadar ise Günes Sistemi'nin Satrün Gezegenine kadar uzandığı sanılıyordu. Bu yıldan sonraki yıllarda Gezegen ailemize Uranus , Neptün ve Plüton dahi olunca Gezegen aile üye sayısı 9 olmuş... Bundan metafizik marifet çıkarmak isteyen allemeler 9 sayısının hikmetlerini say say bitirememişlerdi. Küçük bir anımsatma : Bu allemeler güya Tanrılarından edindikleri bilgilere göre de dünyanın bütün kainatın merkezinde olduğunu kainattaki her şeyin dünya için yaratıldığını ve bütün kainat dünyamızın etrafında adeta DÜNYAYI kutsal sayar gibi çevresinde dönüp durur. Hatta bu allemeler ( Her dindendir bu allemeler Yahudisi de vardır , Hıristiyanı da , Müslümanı da ) bir şeyin etrafında dönmenin etrafında dönülenin kutsallığı nedeniyle olduğunu anlatıp durdular. Hatta dünyanın düz tepsi gibi olduğunu , hatta göğün tutmak için ( payanda ) dağların yaratıldığını vb. vb. bilim dışı bir sürü metafizik kafanın yarattığı cehalet örneği uydurmaları iler sürdüler. İnanmayanlar ve bunların yalanlarına karşı çıkanları ise doğduklarına pişman ettiler. Hatta Bruno'da olduğu gibi yaktılar bile bazen... Çünkü CEHALET ve METAFİZİK düşünceler ancak ve ancak doğruluklarını baskı ve zülumla kabul ettirebilirlerdi.
Biz Bilimsel gerçekleri savunanlar ise Bruno'ya , Keplere'e , Galilei , Kopernik , Newton ve diğerlerinin emeklerinin ve anılarının önünde saygı ile eğiliyoruz....

SON SÖZ : Güneşin gezegenlerinin çapları , ağırlıkları , yörüngelerindeki sıraları , yürüngelerin uzunluğu , kendi etrafındaki dönme süreleri , güneş etrafındaki dönme süreleri , yüzeyindeki çekim kuvveti , yüzeyindeki basınç , atmosfer olup olmaması , varsa atmosferlerinin içeriklerinin değişik lması neden birbirine benzemez biliyor musunuz? Elinize bakınız. Kaç parmak var. Beş parmak. Peki bu beş parmak birbirine benziyor mu? O halde nasıl ki beş parmağın beşi birbirine benzemiyor ise ( İŞTE BU NEDENLE ) gezegenler de birbirine benzemez... NASIL METAFİZİK ÇIKARSAMA YAPILIRMIŞ SİZE GÖSTERDİM İŞTE !!!!!!!




ATATÜRK'ÜN SIHHATİ :
* Tamamen iyileşen ulu önder birbuçuk ay kadar istirahat edecek.
Ankara 30 -- Riyaseticumhur Genel Sekreterliği'nden resmi tebliğ :
"Türkiye Reisicumhuru Atatürk geçen Kanunsani ve şubat aylarındaki Yalova, Bursa ve İstanbul seyahatlerinde kuvvetli bir grip geçirmişlerdi. Ankara'ya avdetlerinde girip nüksettiğinden konsültasyon için Fransa'dan Prof. Fiesenje tetkik ve muayene neticesinde Atatürk'ün sıhhatinde ehemiyete şayan bir vaziyet olmadığı tesbit etmiş ve kendilerine birbuçuk ay istirahat tavsiyesini kafi görerek avdet etmiştir."
"CUMHURİYET (Gazetesi) 31 Mart 1938"


"EİNSTEİN ÖLMEDEN ÖNCE NE DEDİ?
Büyük fizik bilgini Einstein'in ölmeden önceki son sözlerinin ne olduğu bilinmiyor. Nedeni basit : Kendisine bakan hemşire tek kelime Almanca anlamadığı ve Einsetin'da hep Almanca konuştuğu için son sözlerinin ne olduğunu bilen yok!.. Oysa 1930 yılında Amerikalı gökbilimci Clyde Tombaugh tarafından keşfedilip gezegen sayılmasına ne çok sevinmişti. Ancak bu keyfi 76 yıl sürmüştür.."



BU SAYIDA OLTAMA TAKILAN KELİMELER ( SÖZCÜKLER ) :

Onlar "reisicumhur" diyor , biz "cumhurbaşkanı" diyoruz...
Onlar "istirahat" diyor , biz "dinlenme" diyoruz...
Onlar "Kanunsani" diyor , biz "Ocak" diyoruz...
Onlar "seyahat" diyor , biz "gezi" diyoruz...
Onlar "avdet" diyor , biz "(eski yere) dönüş , geri gelme" diyoruz...
Onlar "konsültasyon" diyor , biz "birkaç uzman hekimin tanı koyması" diyoruz...
Onlar "sihhati" diyor , biz "sağlığı" diyoruz...
Onlar "ehemiyet" diyor , biz "önem" diyoruz...
Onlar "şayan" diyor , biz "değer" diyoruz...
Onlar "ehemiyete şayan" diyor , biz "önemsenecek" diyoruz...
Onlar "vaziyet" diyor , biz "durum" diyoruz...
Onlar "kafi" diyor , biz "yeterli" diyoruz...
Onlar "kainat" diyor , biz "evren" diyoruz...


Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim...



Çok değerli arkadaşım murtaza5 ;
Lütfen bana kızmayacaksan bir düzeltme iletmek isterim...
Dergi sayısı (2) değil (3) olacak...
Bunu neden belirtiyorum ; çünkü bu kadar güzel sunumda sayı da önemlidir.
Hele Uzay ekini dergiden ayrı değil de birlikte vermen ne kadar değerli anlatamam...

Hoşgörüne sunulur...



 
Son düzenleme:
Üst