Tuz Dağı / The Salt Mountain - 1965 (Bir Rus Masalı Uyarlaması) (Çeviri ve Balonlama)

gitarisyen

Çeviri & Balonlama
7 Ara 2016
459
3,789
Hiçbir Şey Ülkesi
BAŞLAMADAN ÖNCE KISA BİR NOT:
Eğer bu sayfayı görüntülerken Google Chrome, Microsoft Edge ya da Opera web tarayıcılarından birini kullanıyorsanız sanıyorum, "http" ve "https" protokollerinin siteye yansımasıyla ilgili olarak; aşağıda paylaştığım sunum yazısında yer alan resimler ve videonun görüntülenmesinde sorunlar yaşamanız muhtemel. Şöyle ki; (denediğim kadarıyla) Google Chrome, Microsoft Edge ve Opera tarayıcılarında resimler otomatik olarak boyutlanmayabiliyor ve YouTube videosu da (başlığı haricinde) sunum içinde ekran görüntüsü / videosu şeklinde görüntülenmeyebiliyor. Naçizane görüşüme göre, bunun sebebi Google Chrome, Microsoft Edge ve Opera web tarayıcılarının "http" protokolünü "https" protokolüyle okuması ve "http" protokolüyle görüntülenen videoların ve sitenin bazı kısımlarındaki bir kısım özelliklerin "https" protokolüyle uyum sağlayamadığından kararsız bir tutum izleyerek stabil bir görüntü oluşturamaması. Bildiğim kadarıyla (sevgili yöneticimiz Tsubasa'nın da BURADAKİ LİNKTE söylediği gibi) sitemizin linkleri "http" ile başlıyor ve adres "https" ile girildiğinde hatalara yol açılabiliyor. Ve anladığım kadarıyla bu durumda da Google Chrome, Microsoft Edge ve Opera web tarayıcıları "http" ile başlayan linkleri (belki de güvenli kabul etmeyip) "https" linkiyle başlatma eğiliminde olduğundan bu sıkıntılar doğabiliyor.

Ancak Mozilla Firefox web tarayıcısında (bu tarayıcı "http" protokolüyle de uyum sağladığından ve bu protokolü aynen koruduğundan) resimler otomatik olarak boyutlanabiliyor ve videolar da görüntülenebiliyor. (En azından benim bu sunum yazısını hazırlarken -her tarayıcıdaki tüm geçmişi silerek ve çerezleri tamamen temizleyerek- dört web tarayıcısını da ayrı ayrı denedikten sonra gözlemlediğim sonuç ve durum bu.)

Bu yüzden, eğer aşağıdaki sunum yazısını okurken resimleri çok büyük olarak görüyor, boyutlandıramıyor ve / veya videonun ekran görüntüsünü (daha doğrusu embed / gömülmüş / yerleştirilmiş şeklini) göremiyorsanız Mozilla Firefox web tarayıcısını kullanarak siteyi ve aşağıdaki sunum yazısını görüntülemeniz büyük ihtimalle resim ve videolar konusundaki sorunu ortadan kaldıracaktır.

_____________________________

Daha önce çeviri ve balonlamasını yaptığım 1964 tarihli "Budala Hans" isimli çizgi romanın sunumunu yaparken BURADAKİ LİNKTE, masalları ne kadar sevdiğimden, masallardan uyarlanmış çizgi filmlerden ve çizgi romanlardan ne kadar çok zevk aldığımdan bahsetmiş ve "GILBERTON A.Ş." tarafından "Classics Illustrated Junior / Resimli Çocuk Klasikleri" serisinin 538 no'lu sayısı olarak yayımlanan "Silly Hans / Budala Hans" adlı "Grimm" masalının çizgi romanının çeviri ve balonlamasını yapmanın bana verdiği büyük keyifle çeviri ve balonlama sürecini uzun uzun anlatmıştım.

İşte bugün de yine "GILBERTON A.Ş." tarafından "Classics Illustrated Junior / Resimli Çocuk Klasikleri" serisinin 564 no'lu sayısı olarak yayımlanan "Tuz Dağı / The Salt Mountain" adlı bir Rus masalının çizgi roman uyarlamasından ve bu çizgi romanın tarafımca yapılmış çeviri ve balonlamasından bahsetmek, çizgi roman hakkımdaki görüşlerimi, yaşadığım süreci ve konu hakkındaki bilgilerimi paylaşmak istiyorum.

İsterseniz sözü fazla uzatmadan sizleri Türkçe çeviri ve balonlamasını yaptığım "Tuz Dağı / The Salt Mountain" adlı çizgi romanın sunumuyla baş başa bırakayım:


_____________________________



TUZ DAĞI

(The Salt Mountain)



(1965)



(Çizgi Roman / Tek Sayı / Tam Macera)

_____________________________



2vx3vg8.jpg




_____________________________




Türkçe Çeviri ve Balonlama:



bk9E8m.gif


_____________________________




ÇİZGİ ROMAN HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ:



ÇİZGİ ROMANIN KONUSU:

Bir Rus halk masalından uyarlanmış olan "Tuz Dağı / The Salt Mountain" isimli bu çizgi romanda; Ivan isminde bir gencin yaşadıklarını izliyoruz: Ivan annesi, babası ve iki ağabeyiyle yaşayan biraz saf bir Rus gencidir. Ivan'ın tüccar olan babası iki ağabeyine birer gemi vererek onları ticaret yapmaları için seyahate yollar. Kendisi de ticaret yapmak amacıyla seyahate çıkmayı arzu eden Ivan, babasından bir gemi istemesine rağmen babası onu reddeder. Ancak annesinin devreye girmesi ve babasını ikna etmesi sayesinde babasının verdiği eski bir gemiyle denize açılan Ivan fırtınaya yakalanarak bir adaya ulaşır. Adada tamamen tuzdan oluşan bir dağ bulan Ivan, bunu satmayı düşünerek gemisini tuzla doldurur ve yola çıkar. Ancak Ivan, bu tuzu satmayı başaracak ve hayallerini gerçekleştirebilecek midir?

ÇİZGİ ROMANIN ÖZELLİKLERİ:



Özgün Adı:
The Salt Mountain

Türkçe Adı: Tuz Dağı

Ülkesi: A.B.D.

Yayın Tarihi: 1965

Orijinal Dili: İngilizce

Türü: Masal, Macera, Fantastik

Yayıncı: GILBERTON A.Ş.

Yazan: Rus Masalı

Çizen: George Peltz

Macera Durumu: Tam macera

Uygunluğu: Genç / yetişkinler için uygun

Renk Durumu: Renkli

Sayfa Sayısı: 36 sayfa

Türkçe Çeviri: gitarisyen

Balonlama: gitarisyen



ÇİZGİ ROMAN HAKKINDAKİ

GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİM:

"Tuz Dağı / The Salt Mountain" adlı bu çizgi roman bir Rus masalından uyarlanmış. Aslında bu masalı (ve elbette masaldan uyarlanmış bu çizgi romanı) daha önce hiç bilmiyordum. Bilgisayar arşivimdeki (daha sonra okurum veya çeviri ve balonlamasını yaparım diye biriktirdiğim) yabancı dilde yazılmış çizgi romanlar arasında dolaşırken "GILBERTON A.Ş." tarafından "Classics Illustrated Juniors / Resimli Çocuk Klasikleri" serisi içinde 1965 yılında, 564 seri no'su ile yayımlanmış bu çizgi romana rastlayınca ilgimi çekti ve hemen okudum. Yer yer (bana göre) bazı mantık hataları ya da normal hayatın akışı içerisinde bana tuhaf gelen yerler olsa da; genel hatlarıyla çizgi romanın desenleri, konusu, renkleri ve işlenişi hoşuma gitti. Zaten "Classics Illustrated Juniors / Resimli Çocuk Klasikleri" serisini ve bu seride çocuklar için yayımlanan çizgi romanları da bildiğim ve sevdiğim için, George Peltz'in çizgileriyle hayat bulmuş bu çizgi romanı da okumaktan oldukça zevk aldım.

Daha önce çeviri ve balonlamasını yaptığım "Budala Hans / Silly Hans" adlı çizgi romanın sunumunu yaparken de bahsetmiştim ancak; "Tuz Dağı / The Salt Mountain" adlı bu eserin, "Budala Hans / Silly Hans" adlı çizgi romanla aynı seri içinde yayımlanmış olması sebebiyle "Classics Illustrated Junior" serisinden tekrar bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyorum:

"Classics Illustrated Juniors / Resimli Çocuk Klasikleri" serisi, 1941 yılından 1969 yılına kadar 28 yıl boyunca yayımlanan ve Albert Kanter tarafından oluşturulan 169 sayılık "Classics Illustrated / Resimli Klasikler" adlı çizgi roman / dergi dizisinin arasında yer alan bir seri. (1969 yılından sonra bu seriyi başka yayınevleri yeniden yayımlamış.) "Classics Illustrated / Resimli Klasikler" serisinde "Moby Dick", "Frankenstein", "Üç Silahşörler", "Oliver Twist" gibi dünya edebiyatının klasikleri arasında yer alan eserlerin çizgi roman uyarlamalarına yer verilirken; "Classics Illustrated Juniors / Resimli Çocuk Klasikleri" serisinde ise "Çirkin Ördek Yavrusu", "Kül Kedisi", "Uyuyan Güzel", "Pinokyo" gibi dünya masalları ve çocuk edebiyatının önde gelen eserlerinin çizgi roman uyarlamaları yer almış. 1953 yılında yayın hayatına başlayan bu dizi de 77 sayı sürerek 1971 yılında yayın hayatını sonlandırmış.

Bu çizgi romanın çizeri George Peltz'den de biraz bahsedecek olursam; George Peltz, 1950 ve 1960 yılları arasında aktif olarak bu sektörün içinde bulunmuş bir çizgi roman sanatçısı. Kendisi "Classics Illustrated" serisinin yanında, "Star Publications" ve "Dell" şirketlerinin yayımladığı hayalet ve korku çizgi romanlarında çizer olarak görev almış. 1922 yılında doğan sanatçı bir süre orduda görev yaptıktan sonra Yale Üniversitesi Sanat Okulu'na gitmiş, daha sonra illüstratör ve çizgi roman sanatçısı olarak ün kazanmış ve 2012 yılında hayata veda etmiş.

Bunların dışında ayrıca "Tuz Dağı / The Salt Mountain" adlı bu çizgi romanda "Ezop Masalları" başlığı altında "Baba ve İki Kızı" isimli 2 sayfalık kısa bir çizgi masalla, "Hayvanlar Âlemi" başlığı altında pelikanların tanıtıldığı 1 sayfalık kısa bir çizgi belgesel ve çocuklar için çizgi-bulmaca ve boyama sayfaları yer alıyor.

Yukarıda da değindiğim gibi; masalın bu çizgi roman uyarlamasının (en azından kendi adıma) bazı yerlerde mantık hataları (ya da bana tuhaf gelen olgular / olaylar) içerdiğini düşünüyorum:


DİKKAT: Aşağıdaki paragraf çizgi romanın konusuyla ilgili olarak "Spoiler / Sürprizbozan" içermekte olup; çizgi romanı okumadan önce sürprizinin kaçmasını istemeyenler aşağıda "Alıntı" kısmı içinde yer alan "Spoiler / Sürprizbozan Başlangıcı" ve "Spoiler / Sürprizbozan Sonu" başlıkları arasındaki paragrafı lütfen okumasınlar!​



SPOİLER / SÜRPRİZBOZAN BAŞLANGICI


Örneğin çizgi romanda (babasını sevdiği ve onun sözünden çıkmadığı belli olan) çarın kızının Ivan'a âşık olup, Ivan çarın ülkesinden ayrılacakken Ivan'ın gemisine gidip, onun karısı olmayı kabul etmesi ve babasına haber bile vermeden hemen yolculuğa çıkması bana en tuhaf gelen olaylardan biri.


SPOİLER / SÜRPRİZBOZAN SONU




Ancak bu bir masal olduğu için bunlara "mantık hatası" ya da "tuhaflık" demek ne derece doğru olur, bilemiyorum. Belki de zaten "masal" olan bu eserde devleri ya da bir ülkede tuzun hiç bilinmemesini garipsemeyip bu kısımları "mantık hatası" veya "tuhaflık" olarak görmek benim hatamdır. Ya da (daha önce de belirttiğim gibi) içimdeki her şeye inanan o çocuk yavaş yavaş ben büyüdükçe inancını yitirip her şeyi sorgular, her şeyde bir mantık arar olmuştur. :)

Galiba en iyisi "Bu bir masal!" deyip, okumak ve zevk almak sanırım... :)

ÇEVİRİ VE BALONLAMA HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ:



ÇEVİRİ VE BALONLAMADA

KULLANILAN FONT BİLGİLERİ:




Calibri:
Genel olarak

CCZoinks: Ön Kapak ve 3. Sayfa / Hikâye Başlıkları

LibertyD: Ön Kapak / Seri Başlığı - Etiketi

Centeria Script Demo: Ön Kapak / Seri Başlığı - Etiketi

Clairvaux: Ön Kapak / Çeviri ve Balonlama Etiketi



Arial: Ön İç Kapak / Bulmaca Başlığı

Roboto Medium: Ön İç Kapak / Bulmaca Açıklaması

Times New Roman TUR: Ön İç Kapak / Telif Metni ve Adres Bilgileri



Book Antiqua: Panel Anlatım Yazıları Baş Harfleri



Bookman Old Sytle: 29. (31.) Sayfa / "Ezop Masalları" Başlığı,

32. (34.) Sayfa / "Hayvanlar Âlemi" Başlığı,

Arka Kapak / "Resimli Çocuk Klasikleri" Başlık Parçası,

"Hikâyeler" Başlık Parçası,

"Her Biri 15 Kuruş" İfadesi



CCTimSaleLower: Arka Kapak / "AYI" İfadesi

Elephant: Arka Kapak / "Pinokyo" Başlığı



TEKNİK AYRINTILAR:



Çizgi romanın orijinal (yatay ve dikey) çözünürlüğü 150 dpi,

boyutlarıysa (genel olarak) 1200 x 1769-1846 piksel olup;

tarafımca Türkçe çeviri ve balonlaması yapılırken

boyutları (genel olarak) 1200 x 1769-1846 piksel ve

(yatay ve dikey) çözünürlüğü 300 dpi olacak şekilde düzenlenmiştir.



ÇEVİRİ VE BALONLAMA SÜRECİ:

Bu çizgi romanın Türkçe çeviri ve balonlamasını, daha önce çeviri ve balonlamasını yaparak sunumuyla birlikte sizlerle paylaştığım 1964 tarihli "Budala Hans / Silly Hans" adlı çizgi romanın çeviri ve balonlamasıyla aynı anda yapıp bitirmiştim. Ancak huzurlarınıza çıkarmak için birazcık bekledim. Bu çizgi romanın çeviri ve balonlamasında da aynen "Budala Hans / Silly Hans" çizgi romanında izlediğim yolu takip ettim: Çizgi romanın özgün dijital nüshası 1965 tarihli ve bu sebeple de eski bir eser olduğundan; sayfalardaki lekeleri, sararmaları, solmaları yok etmek istediğim için balon içlerini ve sayfa kenarlarını temizlemeye, yeniden renklendirmeye; bunu yaparken de orijinal nüshanın renklerine sadık kalmaya çalıştım. Daha sonra, çizgi romanın kapağının sol üst köşesinde bulunan ve "Classics Illustrated Junior" yazan seri başlığını / seri etiketini / kutusunu da Türkçeleştirmenin güzel olacağını düşünüp, bu kısmı "Resimli Çocuk Klasikleri" başlığıyla Türkçeye çevirerek yeniden dizayn ettim. Ancak eski tarihli o nostaljik görüntüyü korumak istediğimden çizgi romanın orijinal kapağındaki hafif eskimiş / yıpranmış görünüme fazla müdahale etmedim. Yine bunların dışında (orijinal dijital nüshada kullanılan fonta en yakın font olduğunu düşünerek) çizgi romanın genelinde "Calibri" yazı fontunu kullandım.

Çeviri konusuna gelince; bunun bir masal olduğunu düşünerek ve masallarda kullanılan anlatım tekniğini çeviriye yedirmek istediğimden, masalın Türkçe çevirisini yaparken ("-miş'li geçmiş zaman" / "rivayet geçmiş zaman" olarak da bilinen) "öğrenilen geçmiş zaman" kipini kullandım. Ayrıca bazı yerlerde (metinlerin aslına genel hatlarıyla sadık kalarak) "serbest çeviri" tekniğine de başvurdum.

Son olarak; ben bu çizgi romanı hem okurken, hem de Türkçe çeviri ve balonlamasını yaparken çok zevk aldım. Umarım Çizgi Diyarı'ndaki siz değerli dostlar da bu çizgi romanı okurken aynı keyfi alırsınız...


ÇİZGİ ROMANIN

ÇEVİRİ VE BALONLAMASI YAPILMIŞ

ÖRNEK 4 SAYFASI:



9oao0ci.jpg




g4x8ela.jpg




lr8wvjt.jpg




2kvtpdl.jpg




ÇİZGİ ROMANIN


ORİJİNAL DİJİTAL NÜSHASINDAN

ÖRNEK 4 SAYFA:



7h1vlgl.jpg




nb3ipoh.jpg




_____________________________




"CBR" FORMATINDA HAZIRLANMIŞ

ÇİZGİ ROMAN DOSYASINI

İNDİRMEK İÇİN LİNKLER:

















_____________________________




Keyifli bir okuma serüveni diliyorum...

_____________________________




BİRAZ DA MÜZİK:

Evet, her zaman yaptığım gibi uzun sunum yazımla sizi biraz sıkıp, biraz da yordum sanırım. Bu yüzden biraz dinlenmek ve -belki de çizgi romanı okumaya geçmeden önce- biraz mola vermek adına; daha önce kendi çapımda, karınca kararınca, elimden geldiğince, dilimin döndüğünce gitarımla çalıp söylediğim ve kendi kişisel hesabımdan YouTube kanalıma yüklediğim güzel bir şarkıyı sizlerle paylaşmak istedim. Bunu yaparken de nostaljiyi sevdiğim ve bu sunumumda da nostaljik sayılacak bir çizgi roman paylaştığım için bir bütünlük sağlaması amacıyla nostaljik bir şarkı seçtim. Sözleri Turgut Yarkent'e, müziği Sâdettin Öktenay'a ait olan ve Zeki Müren'den Emel Sayın'a, Handan Kara ve Belkıs Özener'den Göksel'e kadar birçok ünlü ve usta sanatçının yorumladığı "Sevil Neşelen / Sevil de Sevme" adlı bu güzel eseri ben de kendi yorumumla çalıp söylemeye çalıştım... Tabii ki müzik, beste ve güfte çok güzel de; benim yorumum da aynı güzellikte mi, bilemiyorum. Elbette takdir sizlerin... Ve son olarak; uzun bir sunum yazısından sonra sizleri müzikle biraz dinlendireyim derken bu şarkı yorumumla umarım sizleri daha da fazla yormamışımdır...

Sevgiyle, çizgi romanla, güzelliklerle ve müzikle kalmanız dileğiyle iyi dinlemeler...


 
Son düzenleme:

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,191
8,107
Yıllar önce görev yaptığım Karabük'de bir lokanta sahibi dostum anlatmıştı;
Sabah çorba içen bir müşteri hesap ödemek için kasaya gelmiş,
Lokantacı dostum sormuş;
- Ne yemiştiniz..?
- çorba içtim.
- Çorba 10 lira efendim.
- Çay da içmiştim...
- Çay bizden olsun.
- Ama içtiğim çay 5 bardaktı...
- O zaman çay paralarını alayım, çorba bizden olsun.
Şeklinde bir konuşma geçer.
Sunum ve bilgilendirme yazılarını okuyunca bu sohbet aklıma geldi.
Ben sadece sunum ve bilgilendirme yazısını alsammm...
Çok çok teşekkürler değerli üstad.
Ellerinize ve emeklerinize sağlık.
 

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,191
8,107
Üstadım,
Bu güzel müzik ziyafeti için de
yürekten kocaman bir alkış göndermezsem kesinlikle olmaz.
ALKIŞ...ALKIŞ... ALKIŞ....
YÜREĞİNİZE VE SESİNİZE SAĞLIK...
Bu güzel eser ben ve ben yaştaki dostlarım için
güzel bir nostalji ve sürpriz oldu. Çok sağolun.
 

godes

Aktif Üye
26 Kas 2013
298
1,601
Üstadım, ben sunumunuz ve paylaşımınızdan çok şarkıya odaklandım. Yorumunuz bir harika olmuş. Bu muhteşem eseri sizin sesiniz ve yorumunuzla dinlemek ayrı bir keyif oldu benim için. 'Tuz Dağı'nın çeviri ve balonlaması ile yapmış olduğunuz harika sunumunuza vede 'Sevil Neşelen' şarkısına kattığınız eşsiz yorumunuza kalpten teşekkür ediyorum.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,363
Sevgili "gitarisyen" üstadım,
"On parmağında on marifet" dedikleri bu olsa gerek. Güzel, titiz çevirileriniz ve ayrıntılı sunumlarınız yanı sıra harika gitar çalıyormuşsunuz, üstelik sesiniz de çok klas. Önceki yıllarda sinema filmlerine altyazı çevirileri yaptığınızı öğrenmiştim. Şayet müzik konusunda da bir profesyonel değilseniz bu kadar kalite bir amatör için çok fazla olmalı. yanlış mı düşünüyorum? Hayal edip de ulaşamadığım şeylerden biri de budur, yani bir müzik aletini çok iyi çalmak.
Yolunuz açık olsun. Başarılarınızın daim olmasını dilerim.
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,173
6,950
Değerli gitarisyen üstat,
Değerli scanfan üstadımız lafı ağzımdan almış, gerçekten de "on parmağında on marifet" deyiminin canlı örneğisiniz! "Budala Hans" çalışmanızdan sonra, Youtube kanalınızı ziyaret etmiş ve orada yorumlamış olduğunuz şarkıları dinlediğimde kulaklarıma inanamamıştım. Fakat bir türlü fırsat bulup bu konudaki düşüncelerimi dile getirememiştim. "Cover'ı aslından daha güzel" nitelemesini hak edecek derecede mükemmel çalıp söylemişsiniz. Çoğu hüzünlü şarkıları o kadar güzel yorumlamışsınız ki, dinler dinlemez aklıma Cemal Süreya üstadın "hüzünlü şarkılar gibi güzel, güzel anılar gibi hüzünlü..." dizeleri geldi. O hüzün duygusu sesinizin rengine çok yakışmış. Çok beğendim.
Gelelim "Tuz Dağı" masal paylaşımınıza... İnsanın yüreğini ısıtan sıcaklıktaki çeviriniz, mükemmel düzenlemeleriniz ve harikulade sunum yazınızla yine dört dörtlük bir çalışma olmuş, ellerinize sağlık. Hep söylerim, masal deyip geçmemek lazım. Masallar basit gibi görünse de, Leonardo da Vinci'ye atfedilen bir söz vardır: "basit aslında en karmaşık olandır" (simplicity is the ultimate sophistication). Bu güzel masalları, üstelik nostaljik çizgi roman formatında bizlerle paylaştığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Elleriniz dert görmesin...
 

gitarisyen

Çeviri & Balonlama
7 Ara 2016
459
3,789
Hiçbir Şey Ülkesi
Sayın Beymelikli18,
Sayın Tarkan88,
Sayın mustafa sazak,
Sayın odinoğlu,
Sayın MZAMAN,
Sayın aziz balıkçı,
Sayın HACILI,
Sayın godes,
Sayın misterno,
Sayın DryKleon,
Sayın scanfan,
Sayın Kinggpin73,
Sayın Calligrapher;

Bu konu başlığı altında yazmış olduğunuz mesajlarınızla bu mesajlarınızda yer verdiğiniz sıcak, yürek ısıtan, motive edici güzel sözleriniz ve yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim. Bu sözlerinizin bana büyük onur vermesi yanında ilerideki çalışmalarım için de itici güç olduğunu söylememe sanırım gerek yok. Sağ olun...

Müzik / gitar / şarkı yorumu hakkında da birkaç şey söylersem; sanırım hem bu konuya mesajlarında yer verip şarkı yorumumu beğendiğini ifade eden sevgili Beymelikli18, mustafa sazak, MZAMAN, HACILI, godes, scanfan, Calligrapher dostlara da tekrar ve ayrıca teşekkür etmiş hem de birkaç mesaja cevap vermiş olurum:

Müzikle uzun zamandır uğraşmama rağmen kesinlikle bir profesyonel değilim. Gerçi hayatım boyunca ara ara bazı kafelerde v.s. gruplarla birlikte ya da tek başıma çalıp söyledim ama bunun profesyonellik için yeterli olmadığının farkındayım.
Müziğe bağlamayla başlamıştım ama daha sonra fakülte yıllarında gitarla tanışıp, bu enstrümanın beni daha iyi ifade ettiğini gördüğümden gitarla müziğe devam ettim. Sonra da kendi çapımda, elimden geldiğince gitarla dertleşmeye ve şarkı söylemeye başladım. (Aslında daha önce şarkı da söyleyemiyordum; zira lisedeyken koroya girmiş, ancak korodaki müzik öğretmeninin "Senin sesin karga gibi, bir daha kesinlikle banyoda bile şarkı söyleme!" demesi üzerine uzun yıllar sesimden utanıp şarkı söyleyemez olmuştum. Fakat daha sonra yine fakülte yıllarımda -gitar çalmayı da kendisinden öğrendiğim- bir arkadaşım hiçbir insan sesinin kötü olmadığını ve eğitilebileceğini söyledikten sonra sesimden de utanmamaya ve şarkı söyleyip sesimi eğitmeye, kendi kendime bunun eğitimini almaya başladım.) Elbette beğenmeyen / sevmeyen / kötü veya özelliği / tınısı olmayan bir ses olduğunu söyleyen de olacaktır ve bu son derece doğaldır; ancak artık sesim en azından kendime kötü gelmiyor (ya da artık sesimden utanmıyorum) ve bu yüzden de gitarımla çalıp söylediğim bazı şarkı yorumlarımı çeşitli platformlarda paylaşıyorum. Sizler gibi güzel dostların güzel sözleri de (bu güzel sözlere layık olma seviyemi bilemediğimden) beni mahcup etmekle birlikte hem onurlandırıyor hem de duygulandırıp bundan sonra yapacaklarım için destek oluyor.

Kısaca bunları söyledikten sonra izninizle sevgili scanfan ve Calligrapher dostların mesajları için de birkaç şey söyleyip bu uzun teşekkür mesajımı bitireyim:

Sevgili scanfan;

Güzel sözleriniz için öncelikle ve tekrar teşekkür ediyorum. Mesajınızda "Hayal edip de ulaşamadığım şeylerden biri de budur, yani bir müzik aletini çok iyi çalmak." demişsiniz; ama bence siz yolun yarısına ulaşmışsınız bile. Naçizane fikrim; eğer hayal ediyorsanız mutlaka yapacaksınızdır. Ve başladığınız anda da sizin gibi bir insan mutlaka bitirecektir. Zira sizin gibi titiz, özenli, her çalışmasında ya da hobisinde ayrıntılara önem verip en güzelini yapmaya çalışan biri mutlaka bu hayalini de gerçekleştirecektir. O yüzden hangi müzik aletinin sizi anlattığını düşünüyorsanız bence o müzik aletini alıp başladığınız takdirde bir yıla kalmadan bu işin de üstesinden geleceğinize eminim. (Ders de alınabilir tabii ama, bildiğiniz üzere YouTube'da her müzik aleti için onlarca ders videosu bulunmakta ve bu videoların bazıları gerçekten bu konuda çok yol gösterici.) Karar verip başladığınız takdirde bir yıl sonra (belki de daha az bir süre sonra) Çizgi Diyarı'nda bizlerle müzik paylaşımınınızı da görmeyi çok arzu ettiğimi ve beklediğimi belirtmek isterim. :)

Bu arada; beni çok onurlandıran güzel ziyaretiniz ve müzik videomun altında yapmış olduğunuz yorumunuz için de çok teşekkür ederim.

Sevgili Calligrapher;

Mesajınızda "Çoğu hüzünlü şarkıları o kadar güzel yorumlamışsınız ki, dinler dinlemez aklıma Cemal Süreya üstadın 'hüzünlü şarkılar gibi güzel, güzel anılar gibi hüzünlü...' dizeleri geldi. O hüzün duygusu sesinizin rengine çok yakışmış." demişsiniz. Bu güzel sözleriniz için size de öncelikle ve tekrar teşekkür ediyorum. Hüzünlü şarkıları gerçekten çok seviyorum, onların beni daha iyi tanımladığını düşünüyor, bu yüzden de sanırım biraz daha içine giriyorum hüzünlü şarkıların. Aslında yavaş / duygusal / hüzünlü şarkıları gitarla çalması da çok zor olmadığından şarkıyı söylerken hissetmem daha kolay oluyormuş gibime geliyor. Belki de bu şekilde tıpkı sizin mesajınızda da (masallardan bahsederken) belirtmiş olduğunuz gibi "basit aslında en karmaşık olandır" sözünden yola çıkarak hüzünlü şarkılar, taşımış olduğu o karmaşıklığın (yaşanmışlığın / acıların / yaşanmamışlığın / gömülmüş sevdaların / yaşamların) içinde -en azından bana- basitmiş gibi görünüyordur. Zira aşk / ayrılış / veda / ölüm temalı çok basit gibi görünen bir şarkı bile bünyesinde onlarca yıllık hikâyeleri, yaşanmamışlıkları, terk edilmişlikleri ve üç dakikalık bir şarkıya sığabilecek bir süzülmüşlüğü barındırabiliyor.

Bu arada sizin mesajlarınızın da genel kültür anlamında oldukça bilgilendirici ve öğretici olduğunu ve kendi adıma bunlardan faydalanmaya -ve tabii yeri geldiğinde kullanmaya- çalıştığımı da belirtmek isterim. Tekrar teşekkürler...

Tüm dostlara tekrar teşekkürler. Sevgi, saygı ve selamlarımla...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,055
75,876
hiçbiryerde :)
Ben de tüm dostlar gibi sunumu zevkle okudum.
Masalın çok güzel olduğundan eminim, okuyacağım
ama ben de şarkıda daha çok takıldım. Ben de hem
gitar çalışınızı hem sesinizi çok beğendim. Tebrik ederim,
üstadım. Benim de aklımdan işte çok yönlü olmak;
hayatı daha zengin yaşamak için böyle olmak, bir çok
alanda kendini geliştirmek gerekir diye geçti...
Elinize gönlünüze sağlık, teşekkür ederim "gitarisyen"
üstadım.
 

borkum

Yeni Üye
5 Haz 2014
73
108
Sunum yazısını okuyup bitirdiğimde o kadar tatmin olmuş oluyorum ki, çizgiromanı okumasam da olur duygusuna kapılıyorum. o yüzden çizgiromanı sunum yazısını hazmettikten sonra, birkaç gün gecikmeli okuyorum. bu her seferinde böyle oluyor. sizin sunum yazılarınız, beynin merkezi ve kökü olan amigdala'yı sarıp korumak için oluşmuş olan üst beyin dokusunun zamanla asıl beyin fonksiyonlarını görmeye başlaması ve asıl beyin olması gibi birşey...
elleriniz dert görmesin. şahane bir sunum yazısı olmuş. çizgiroman için okuduktan sonra birşeyler derim artık...
 

zeytinrengi

Aktif Üye
11 Nis 2009
461
956
Masal dinlemeden,okumadan kitap sevilmez.İlk göz ağrımızdır.Sonra hikaye,şiir roman,gazete vb.okuma gelir.Dünyan genişler.Rus edebiyatından pek çok roman.hikaye,şiir okumama rağmen ancak 2-3 masal ve mit okumuştum.Bu masal iyi gelecek.Teşekkürler değerli 'gitarisyen' üstadım.Ellerine,emeklerine sağlık.
 

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,038
6,069
Rus Halk Masalları , dünya çapında anonim halk edebiyatı içinde çok önemli bir yere sahip kuşkusuz. Özellikle , illustrasyonlarla donanmış masallar , her çocuk gibi benim de küçüklüğümde ilgimi çekmiş ve halen çoğumuzda olduğu gibi ilgimi çekmeye devam etmiştir. Bu arada yeri gelmişken , Rus halk masalları konusunda koca Rusya'yı dolaşarak , çok önemli bir halk hikayeleri kolleksiyonu yapan Aleksandr Afanasyev'i anmakta yarar var. Kızıma net ortamından masal ararken , bizim halk hikayelerimiz dışında Rusların da bu konudaki edebiyat ürünlerine merak sardığımıdan '' Tuz '' masalına da Afanasyev kolleksiyonundan tesadüfen aşinayım. Bilindiği gibi masal denilince , hele hele okuma bilmeyen çocuğa sunma aşamasında illustrasyonlar oldukça önemli oluyor. Yıllar önce bu anlamda , gördüğüm masallara ilişkin araştırmalar yaparken , '' Rus masalları illustrasyonları '' dünyasında bir sanatçıya hayran kaldığımı hatırlıyorum ; İvan Bilibin !! Sonrasında daha da detayda araştırmalarım sonucu , sanatçının başta Rus halk masalları olmak üzere , Puşkin masalları gibi pekçok masalı , akıl almaz '' Art Nouveau '' tarzı resimleriyle donatması ( 1900'ler ) , ilgimi daha da artırmıştı. Değerli @gitarisyen tarafından zengin bilgi harmanıyla bizlere sunulan , illustrated Classics serisi ürünü '' Tuz Dağı '' masalı , hem eski anılarımı canlandırdı , hem de çok beğendiğim , tam da çocuklara yönelik olarak eserin ruhunu yansıtan'' naif '' resimleriyle güzel anlar yaşattı. Hiç düşünmeden arşivime aldım !! Çok teşekkürler @gitarisyen . Bu arada , ben de 10 parmağınızda 10 marifet tanımını , izninizle sizin için yapacağım. Zira , youtube'daki müzik parçanızı , ailecek zevkle izledik. Sağolun.
 
Üst