balkan
Onursal Üye
- 27 Şub 2016
- 2,839
- 28,036
tps://hizliresim.com/bl2suy6]
Robin, Thierry - 2014 - Mort au Tsar T01 Le gouverneur
Eylül 1904'te bir yorum hatası nedeniyle bir gösteri kanlı bir şekilde bastırıldı. Katliamın sorumlusu Moskova Valisi Büyük Dük Sergei Aleksandroviç ölüm tehditlerine maruz kalıyor. Ölümcül sonucu beklerken valiye yakın olanlar örgütleniyor.
Senarist Fabien Nury bize büyük olayların eşiğinde, akıllıca hazırlanmış başka bir hikaye daha sunuyor.
17 Eylül 1904'te yoksulluğa karşı isyan eden, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 47 kişiyi yanlışlıkla öldürdü. Anarşistlerin onu bir numaralı hedef haline getirmesi nedeniyle günlerinin sayılı olduğunu söylemek yeterli. İlk cilt bu Rus aristokratının bakış açısına odaklanacak.
Çara Ölüm başlığı sonuçta yalnızca gelecekteki olayların, Rus devriminin esnek olmayan yönünü gösteriyor. Nury, Çar'ın amcası olan Moskova Valisi'ne yapılan saldırıyı anlatıyor. Aç oldukları için bir araya toplanmış 47 sivilin katledilmesine rağmen, ilk ciltte kafası karışık, özünde iyi ama aynı zamanda korkak olan ve hem kendisini hem de gelecekle bağlantılı beklentiler altında ezilen bulan bir adamın işkencelerini keşfedeceğiz.
Korku içinde, kızının arkasına saklanacak kadar ileri giden ve aslında cesaret olmayan adamın ilginç öyküsü.
İkinci cilt ise görevi başarıyla tamamlayan teröristin “Çar'a ölüm” diye bağırması olacak. Bu portrenin çizilmesi güzel bir fikir çünkü karakterin ailesini ve yakınlarını keşfederek psikolojisini yaşıyoruz. Öleceğini bilen birinin pişmanlığını ve azap dolu ruhunu hissediyoruz. Kısacası affedilmez bir jeste ya da beceriksizliğe rağmen onu neredeyse sempatik bulurduk. Bu albüm 1917 devrimini ele almıyor ama öncüllerini zaten hissediyoruz.
İkinci cilt, olaylar dizisini suikastçının, en azından savaş hücresinden sorumlu kişinin bakış açısından ele alıyor. Eğer bu kavramlara çoğu zaman tembel oldukları için pek düşkün değilsem, burada tamamen farklı bir hikâyeyle karşı karşıyayız.
Nury bu nedenle bize ikinci bir kurgu sunuyor. Ve bu da bizi karaktere bağlayan ilk film kadar ilginç ve sürprizlerle dolu. Burada kahramanlar daha az güçlüdür ancak kaderlerinin dile getirilmesi ve etkileşimleri ustaca yönetilir.
Thierry Robin bize hikayeye, ortamına ve karakterlerine mükemmel bir şekilde uyan muhteşem resimler sunuyor.[/B]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Robin, Thierry - 2014 - Mort au Tsar T01 Le gouverneur
Eylül 1904'te bir yorum hatası nedeniyle bir gösteri kanlı bir şekilde bastırıldı. Katliamın sorumlusu Moskova Valisi Büyük Dük Sergei Aleksandroviç ölüm tehditlerine maruz kalıyor. Ölümcül sonucu beklerken valiye yakın olanlar örgütleniyor.
Senarist Fabien Nury bize büyük olayların eşiğinde, akıllıca hazırlanmış başka bir hikaye daha sunuyor.
17 Eylül 1904'te yoksulluğa karşı isyan eden, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 47 kişiyi yanlışlıkla öldürdü. Anarşistlerin onu bir numaralı hedef haline getirmesi nedeniyle günlerinin sayılı olduğunu söylemek yeterli. İlk cilt bu Rus aristokratının bakış açısına odaklanacak.
Çara Ölüm başlığı sonuçta yalnızca gelecekteki olayların, Rus devriminin esnek olmayan yönünü gösteriyor. Nury, Çar'ın amcası olan Moskova Valisi'ne yapılan saldırıyı anlatıyor. Aç oldukları için bir araya toplanmış 47 sivilin katledilmesine rağmen, ilk ciltte kafası karışık, özünde iyi ama aynı zamanda korkak olan ve hem kendisini hem de gelecekle bağlantılı beklentiler altında ezilen bulan bir adamın işkencelerini keşfedeceğiz.
Korku içinde, kızının arkasına saklanacak kadar ileri giden ve aslında cesaret olmayan adamın ilginç öyküsü.
İkinci cilt ise görevi başarıyla tamamlayan teröristin “Çar'a ölüm” diye bağırması olacak. Bu portrenin çizilmesi güzel bir fikir çünkü karakterin ailesini ve yakınlarını keşfederek psikolojisini yaşıyoruz. Öleceğini bilen birinin pişmanlığını ve azap dolu ruhunu hissediyoruz. Kısacası affedilmez bir jeste ya da beceriksizliğe rağmen onu neredeyse sempatik bulurduk. Bu albüm 1917 devrimini ele almıyor ama öncüllerini zaten hissediyoruz.
İkinci cilt, olaylar dizisini suikastçının, en azından savaş hücresinden sorumlu kişinin bakış açısından ele alıyor. Eğer bu kavramlara çoğu zaman tembel oldukları için pek düşkün değilsem, burada tamamen farklı bir hikâyeyle karşı karşıyayız.
Nury bu nedenle bize ikinci bir kurgu sunuyor. Ve bu da bizi karaktere bağlayan ilk film kadar ilginç ve sürprizlerle dolu. Burada kahramanlar daha az güçlüdür ancak kaderlerinin dile getirilmesi ve etkileşimleri ustaca yönetilir.
Thierry Robin bize hikayeye, ortamına ve karakterlerine mükemmel bir şekilde uyan muhteşem resimler sunuyor.[/B]