1984'de ülke olarak Pet şişeli su ile tanışmıştık. Yıllardır cam şişeden su içen bir millet olarak hepimize değişik gelmişti bu şişeler. İnce bir tabakadan oluşuyordu ve plastik özlü olduğundan kırılmıyordu haliyle.. Şaşal Pınar'ın bir ürünü olsa da; adeta şişelenmiş su ile özleşmişti; tıpkı sana yağı denince insanın aklına margarin, Selpak denince kağıt mendil, UHU denince kırtasiye tipi yapıştırıcı, Kot denince Blue Jean, Pimapen denince PVC doğrama, Kalebodur denince seramik gelmesi gibi... Daha sonraları onlarca pet şişe markası çıktı piyasaya ama hiç biri bir şaşal olamadı çünkü "O" ilkti ve bu yüzden çok özeldi..
Çocukluğumdan Şaşal ile aklımda kalan önemli bir anı da; ufak boy şaşalları bisikletimizin arka tekerleği ile çamurluğu arasına sıkıştırarak giderken motorsiklet sesi çıkartmamızdı. Ne kadar hızlı gidersek, tekerlekten o kadar kuvvetli motor sesine benzeyen ses çıkardı...
Moderatör tarafında düzenlendi: