Nihat Sami Banarlı'nın Ümit Yaşar Oğuzcan'a Yanıtı

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,088
Kastamonu
'Resimli Türk Edebiyat Tarihi' ve 'Türkçe'nin Sırları' adlı eserlerin yazarı, ünlü edebiyat tarihçisi Nihat Sami Banarlı, Yedigün dergisinde okuyucuların gönderdiği denemeleri okuyup eleştiriler yazarak, gençlerden oluşan bu 'hevesliler'e yol göstermekteymiş. Bunu, Murtaza Abi'nin paylaştığı 9 Ocak 1946 tarihli sayının "Yedigün'ün Cevapları" köşesini görünce anladım. Banarlı bu köşede, Eskişehir'den yazan Ümit Y.Oğuzcan adlı okurun mektubunu yanıtlarken "Yeni şiirlerinizi zevkle okuyor ve fırsat buldukça, aynı duygu ile yayınlıyoruz." diyor.

Ümit Yaşar Oğuzcan'ın biyografisinde, 1946 yılında Eskişehir Ticaret Lisesi'nde öğrenci olduğu yazıyor. Yani, bu Ümit Y.Oğuzcan, büyük olasılıkla ünlü ozan Ümit Yaşar Oğuzcan olsa gerektir.

Bu arada; yazı işi ile uğraşanlara, derginin şu aşağıya eklediğim 'Yedigün'ün Cevapları' köşesini mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. İnsan, eleştirilen yazıları görmediği halde üstadın uyarılarının "ne kadar doğru" olduğuna kanaat getiriyor.

Ümit Y.Oğuzcan'a yazılan yanıtı kırmızı çerçeve içine aldım. Ayrıca, mavi çerçeve içine aldığım, yazarının ismini kapattığım yanıt da ilgimi çekti. Yanıt, Banarlı üstadın işini nasıl bir ciddiyetle yaptığını gösteriyor.

 

Peter Banner

Kıdemli Üye
6 Haz 2016
143
567
Paylaşımınız için forum adına teşekkürler sevgili hadon :)

Mavi çerçeve içine aldığınız kısımdaki mısra bana günümüzün pop şarkı sözlerini hatırlattı. "Hele bu her yönden biçimsiz mısranızı altı mısralık yazınızın sonunda bir matahmış gibi bir defa daha tekrarlayışınız sizde şiir yazmaktan çok daha başka ihtiraslar bulunduğunu gösteriyor." cümlesi bu bakımdan önemli. Nihad Sami böyle diyerek ilgili mısranın kalitesizliğine ve sanattan uzaklığına (tabir-i caizse bayağılığına) değinmiş. Günümüzdeki birtakım şarkıların nakaratları -hatta baştan aşağı tüm sözleri- için de benzer bir tespit yapılabilir sanıyorum. Müzik türlerini genellemeye tâbi tutmak birtakım sanatçılara haksızlık olur elbette; ancak günümüzde özellikle ticarî amaçla üretilen hareketli pop şarkılarına ve bunların kliplerine baktığımızda olumlu konuşmak pek mümkün değil kanaatindeyim. Genelde sürekli benzer ve içi boş konuların işlendiği; Nihad Sami'nin burada değindiği türden "ihtiras"ların konu edildiği ve bunların kliplere yansıtıldığı bir müzik endüstrisi var maalesef. İşin garibi, bu tür meseleler değişik yerlerde değişik zamanlarda dile getirilse de hiçbir şeyin değişmiyor olması. Sosyal medyada Mevlana'nın "Şehvetin adını aşk koydular" sözü belki sayısız kez paylaşılmıştır, mankenlerin ve birtakım şarkıcıların "sanatçı" kategorisine sokulmaması gerektiği defalarca dile getirilmiştir; ama etrafa ve televizyon yapımlarına baktığımızda hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Sonuç olarak en çok dinlenen şarkılar pop türündekiler olduğu için endüstrideki yönelim değişmiyor. Endüstrideki yönelim de insanların beğenisini şekillendiriyor. Bir çeşit kısır döngü diyebiliriz. Ve bu çeşit kısır döngüler içerisine hapsolmak istemeyenler de belki çok kuralcı, çok sıkıcı olarak algılanmak pahasına kendi bildiklerini okumaya devam edecekler. Ve belki bu tavırları da onları bir çeşit kısır döngüye sokacak; kendini çoğunluktan üstün görme ve sürekli bir şeylerden şikâyet etme şeklinde tezahür eden bir kısır döngüye.

Elbette her müzik türü içerisinde iyi ve kötü işleri barındırır. Pop olsun, rock olsun, rap olsun her türlü müziğin kaliteli ve güzel olanlarını dinlemek insanın hoşça vakit geçirmesini sağlar. Herkes ağırlığı aynı olana vermeli diye bir kaide yok; ancak kaliteli olanla kalitesiz olanın ayırt edilebildiği ve kaliteli olanın daha fazla rağbet gördüğü bir dünyanın özlemini duymamak da olası değil.

Yorumunuzda belirttiğiniz gibi işini ciddiyetle yapan insanlara muhtacız vesselam. Tekrardan teşekkürler :)
 
Üst