Aynı kahramanı üç dört ayrı ressamın çizdiği, iki-üç kişilik senaryo takımlarının birlikte çalıştığı istikrarlı olarak yayınını sürdürebilecek bir Türk çizgi romanı istiyorum...
Bir çizgi roman hangi yaş grubuna hitap ettiğini iyi bilmeli. Gençler, daha uzun süredir genç olanlar için ayrı ayrı konseptler veya varyantlar üretilebilir.
Bizim yaşlar söz konusu olduğunda, yağmur yağarken pencereden bakarken, aklına son savaşta yitirilen onca canlar gelip hüzünlenen, bir savaş mekanizmasının çarkı olmak için ömür verdiğinden ötürü utanan bir çizgi roman kahramanım olsun isterim.
İki kişinin hakkından gelebilen ama üç veya daha fazla kişiye karşı savaşması gerektiğinde en azından strateji kullanan, bilemedin kaçmayı akıl eden bir çizgi roman kahramanım olsun istiyorum.
Ömrünü kılıç-kalkan veya otomobil tabanca gibi şeylere verdiği için karşı cinsin reddedebildiği bir kahramanımız olsun istiyorum. Karşı cinsin reddetmesi mümkün olmayan hayali kahramanlardan gına geldi de...
Yaşlılığı için ganimet paylarından biriktirdiği akçeyi, görevini başarmak için harcayan, kendisiyle bu yüzden alay edenlere küçümseyerek gülümseyebilen bir çizgi roman kahramanımız olsun isterim...
Her zaman olayları sürükleyen değil, kimi zaman da olayların içinde sürüklenen bir kahramanımız olsun isterim. Komedi unsuru olarak oğlunu evermeye çalışan--çift çubuk edinmeye zorlayan bir anne figürü iyi olabilir.
Anasından kahraman doğmasın, önemli bir kayıp, ruhunda açıklanabilir bir açlığı doyurmak için önemli işler başarmaya mecbur hissetsin kendini...
Fantastik unsurlar olarak, Al Karası, Al karısı, Erlik'in oğulları, kudurmuş küçük hayvanlar, rüyaya giren dede korkut ve olmayacak kehanetlerini kullanmak mümkün olabilir. Dede Korkut anlatılarının masal olmadığını anlayan bir kahraman fena olmazdı. Mutlaka ve mutlaka tarihi bir arkaplanı olsun. Tarihsel kesinlikle sınırlanmak istenmiyorsa, kuralların askıya alınabileceği mantıklı bir izafet çerçevesi kurulmalı... Kimse büyüyü elini sallayarak yapmamalı. Kimi zaman bilimsel yöntemler kullanılabilmeli.
Türk kültürü içinde yetişmiş birinin, fars, arap, bizans gibi yerleşik krallıkların absürtlüklerini vurgulamasını beklemek gerek...
Başka neler olabilir?
Bir çizgi roman hangi yaş grubuna hitap ettiğini iyi bilmeli. Gençler, daha uzun süredir genç olanlar için ayrı ayrı konseptler veya varyantlar üretilebilir.
Bizim yaşlar söz konusu olduğunda, yağmur yağarken pencereden bakarken, aklına son savaşta yitirilen onca canlar gelip hüzünlenen, bir savaş mekanizmasının çarkı olmak için ömür verdiğinden ötürü utanan bir çizgi roman kahramanım olsun isterim.
İki kişinin hakkından gelebilen ama üç veya daha fazla kişiye karşı savaşması gerektiğinde en azından strateji kullanan, bilemedin kaçmayı akıl eden bir çizgi roman kahramanım olsun istiyorum.
Ömrünü kılıç-kalkan veya otomobil tabanca gibi şeylere verdiği için karşı cinsin reddedebildiği bir kahramanımız olsun istiyorum. Karşı cinsin reddetmesi mümkün olmayan hayali kahramanlardan gına geldi de...
Yaşlılığı için ganimet paylarından biriktirdiği akçeyi, görevini başarmak için harcayan, kendisiyle bu yüzden alay edenlere küçümseyerek gülümseyebilen bir çizgi roman kahramanımız olsun isterim...
Her zaman olayları sürükleyen değil, kimi zaman da olayların içinde sürüklenen bir kahramanımız olsun isterim. Komedi unsuru olarak oğlunu evermeye çalışan--çift çubuk edinmeye zorlayan bir anne figürü iyi olabilir.
Anasından kahraman doğmasın, önemli bir kayıp, ruhunda açıklanabilir bir açlığı doyurmak için önemli işler başarmaya mecbur hissetsin kendini...
Fantastik unsurlar olarak, Al Karası, Al karısı, Erlik'in oğulları, kudurmuş küçük hayvanlar, rüyaya giren dede korkut ve olmayacak kehanetlerini kullanmak mümkün olabilir. Dede Korkut anlatılarının masal olmadığını anlayan bir kahraman fena olmazdı. Mutlaka ve mutlaka tarihi bir arkaplanı olsun. Tarihsel kesinlikle sınırlanmak istenmiyorsa, kuralların askıya alınabileceği mantıklı bir izafet çerçevesi kurulmalı... Kimse büyüyü elini sallayarak yapmamalı. Kimi zaman bilimsel yöntemler kullanılabilmeli.
Türk kültürü içinde yetişmiş birinin, fars, arap, bizans gibi yerleşik krallıkların absürtlüklerini vurgulamasını beklemek gerek...
Başka neler olabilir?