Değerli dostlarım;
oldukça yorucu ama bir o kadar da keyifli geçen Nijer sağlık desteği seferinden dün döndüm. THY Niamey'e direkt uçuyor, Bamako (Mali) aktarmalı dönüyor. Gidiş 6 dönüş 10 saat. Uçuşun üstüne Niamey - Tessaoua arasında 800 km lik otobüs yolculuğu yaptık, duraklamalarla beraber yol giderken 15, dönüşte 17 saat sürdü. Tessaoua'da kaldığımız 12 günün 10 unda sabah 8:30 - akşam 20 çalıştık. Pazar günü 13 de, cuma günü de 13:30 da bitirdik ameliyatları. Bu süre zarfında yaşları 10 ay ile 85 arasında değişen toplam 248 hasta ameliyat edildi. Aralarında 60 km mesafe olan iki farklı şehirde bulunan hastanede çalışıldı. Benim olduğum hastanede 2 genel cerrah, 2 ürolog, 1 kadın doğumcu, 1 Kulak burun boğaz uzmanı vardı. Diğerinde sadece göz (katarakt) ameliyatı yapıldı, bu ameliyatlar lokal anestezi ile yapıldığından oraya hiç gitmedim.
Bu gönüllülerin 19. Nijer seferi, genelde yılda 2 kere gidiyorlar. Halk Türkler tarafından tedavi edilmeye alışık. Bizim gelişimize yakın yerel radyodan anons yapılmış, gittiğimizde hastalar bekliyorlardı. 2 doktor arkadaş (biri bizde, diğeri öbür hastanede) sadece poliklinik yaptılar, 12 gün zarfında 3500 den fazla hasta görmüşler.
Yerel hekimler bıçak parası aldığını söylüyorlar. Biz hayra çalıştık. Katarakt ameliyatları göz içine lens yerleştirildiğinden nispeten masraflı ameliyatlar (yaklaşık göz başına 100 dolar maliyeti varmış), arkadaşlar 500 den fazla katarakt ameliyatı yaptılar, bir kısmına şahıslar bir kısmına vakıflar ve sivil kuruluşlar sponsor olmuş.
Yoğun tempo nedeniyle ancak yolculuk sırasında, hastane yolunda ve yarım günlerde fotograf çekebildim. Başarılı bir fotoğrafçı olmadığımdan resimler çok başarılı olmayabilir kusuruma bakmayın.
Nijer'de sefalet diz boyu. Bol miktarda keçi, çizgili tavuk, soğan, patates, kırmızı biber, şeker kamışı ve bilenlerin darıya benzettikleri "milet" dedikleri tahıldan başka gıda maddesi ya az ya da pahalı olduğundan ortalama gelirin 25.000 CEFA (1 dolar : 600 CEFA) olduğu ülkede insanların neredeyse hepsi zayıf ve yetersiz beslenmiş. % 95 i müslüman. Su yetersizliğinden pislik diz boyu. Halk tuvaletleri olmasına rağmen kullanan yok, duvar dibine çöken pisliyor. Kara sinek ve sivri sinek yaygın. Sıtma önemli bir sağlık sorunu. Dönüşte 48 kişilik ekipte 3 sıtma pozitif vardı ama kuluçka süresi 7 gün olduğundan bu miktar önümüzdeki hafta içinde bir miktar daha artar.
30 sene evvel çalıştığım Van'ın Özalp ilçesi bile, Tessaoua'nın yanında Paris gibi kalıyordu ki o zaman Özalp'da elektrik jeneratör ile sağlanıyordu. Bizim memlekette de gariban çoktur ama aç nisbeten daha azdır. İnsanların nasıl geçindiklerini de pek çözemedim. Sanayii kırsal kesimde hiç yok. Herkes birbirine bir şey satarak geçinmeye çalışıyor. Terzi, kunduracı, elektrikçi, un öğütücüsü gibi küçük esnaf sokakta açık havada tek bir sandalye üstünde çalışıyor.
Araba çok az, şehirler arası ulaşım külüstür otobüslerle ve eski jeeplerle sağlanıyor. Jeep'in içine 10-15 kişi biniyor, üstüne 10 kişi çıkıyor, yanlarına ve arkasın 5-10 kişi asılıyor, ön kaputun üstüne bile bir kaç kişi oturuyor ve 20 km hızla seyahat ediliyor. Ben net resimlerini çekemedim ama ilerleyen günlerde çeken arkadaşlardan alıp paylaşırım. Az miktarda bisiklet, motosiklet de var ama en yaygın kullanılan ulaşım aracı mobilet. Yolların kumla kapı olması sürüş hakimiyetini zorlaştırıyor.
İnsanlara balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek lazım, gidiş amaçlarımızın biri de yerel personeli eğitmekti ama ne yazık ki benim eğitebileceğim sadece benle yaşıt bir anestezi teknikeri vardı; Tankari. Lisan sorunu nedeniyle pek anlaşamasak da bir şeyler göstermeye çalıştım. Hastane de 2 si cerrahi eğitim almış (2 yıl eğitim alıp fıtık, appandisit, sezeryan, basit ortopedik ameliyatları yapıyorlar) 3 hekim olmasına rağmen 12 günde kendilerinin yaptıkları 3 ameliyat haricinde yanımıza hiç uğramadılar. 2. çalışma günümüzde ameliyathane giysili bir eleman ameliyathaneye gelip yaklaşık 15 dk bizi videoya çekti ve gitti, muhtemelen yerel sivil polisten ya da benzeri bir kuruluştandı. Adam yaptığı işi saklamaya gerek duymadığından bizde normal karşıladık.
Bokoharam zaman zaman Nijerya'dan gelip sınır köylerine uğruyormuş, bizim kaldığımız yer Nijerya sınırına 80 km idi, şimdiye kadar Bokoharam orada bir olay yapmamış ama dönüş yolculuğumuz sırasında geçtiğimiz sınıra nispeten yakın askeri kontrol noktalarının hepsi boştu, yaz aylarında bir kaç tanesini basıp, 30 civarı Nijer askerini öldürdüklerini söylediler. Yerel halk müslüman olmasına rağmen, asker ve polisin çoğunlukla hristiyanlardan seçildiğini bu yüzden Bokoharam'ın hedefinde olduklarını anlattılar, ne derece doğrudur bilmiyorum.
Dönüş sırasında Niamey'de Türkiye tarafından yaptırılan ve 2016 yılı içerisinde faaliyete geçmesi beklenen Kadın ve Çocuk sağlığı hastanesini de uzaktan görme şansımız oldu, kalıcı bir yerle ve sürekli hizmetle sağlık konusunda daha başarılı olunacağı açık.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Sevgi & saygı
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.