artukbekir
Yeni Üye
- 9 May 2012
- 3
- 0
Televizyonumuzda Acayip Hikayeler gibi kaliteli işler görmek beni şaşırttı ve mutlu etti, bu diziye kaynaklık eden çizgi romanları foruma ekleyebilirseniz çok sevinirim. Teşekkürler...
Vooov diyorum.. güzel bir öyküymüş, zaten Altıoklar'a bir sempatim vardı ikiside esaslı adamlarmış.Ve gerçekten hayranı olduğum Galip Tekin hakkında bir yazı...
Mustafa Altıoklar’la Galip Tekin’in kan davası
Yıllar önce bir-iki haber olmuş ama ben ilk kez duydum bu gerçek olayı, o kadar çarpıcı geldi ki bana paylaşmasam olmaz...
Hikayeyi bilenler hemen diğer yazıya geçsin, bilmeyenlerin ise çok şaşıracağını garanti ederim.
Karikatürist Galip Tekin’in babası ile yönetmen Mustafa Altıoklar’ın amcası yıllar yıllar önce, 1973’te Konya’da bir sinema işletiyorlar.
Aralarında anlaşmazlık oluyor, Galip Tekin’in babası silahı çekip Altıoklar’ın amcasını vuruyor.
Sonra da kalan tek kurşunu kendi kafasına sıkarak intihar ediyor.
(Hatta rivayet odur ki, babası kendi gözleri önünde intihar ettiği için Galip Tekin’in çizgileri bu kadar uçuktur)...
Tüm bu acı olaylar yaşanırken Galip Tekin’le Mustafa Altıoklar daha çocuklar...
Gel zaman git zaman, aradan 22 yıl geçiyor.
Altıoklar, İstanbul Kanatlarımın Altında’yı çekecek...
Filmdeki meşhur kanatları kim çizer kim çizer diye aranırken, Galip Tekin’i tavsiye ediyorlar Mustafa’ya...
Kalkıyor, Galip Tekin’in Kemancı’daki ofisine gidiyor.
Karikatürist ve yönetmen birbirlerini tanımadan oturuyorlar masaya.
İki-üç toplantı sonrasında Galip Tekin, Altıoklar soyadından şüpheleniyor.
Küçük bir araştırmadan sonra anlıyor ki, karşısındaki adam 22 yıl önce babasının vurduğu adamın yeğeni...
Hemen arıyor Mustafa Altıoklar’ı, "Gel toplantı yapalım" diyor.
Mustafa da kanat çizimlerini bitirdiğini sanıp, kalkıp Kemancı’ya gidiyor.
Karşılıklı oturuyorlar masaya...
Tam o sırada Galip Tekin belindeki tabancasını çıkarıp...
(Bu sırada reklam kuşağı girer, 8 dakika... 3 dakika da tanıtım, toplam 11 dakika)
...tabancasını çıkarıp masaya koyar.
"Al vur beni" der...
Mustafa Altıoklar ne olduğunu anlamaz.
"Ben senin kanlınım, al vur beni" der Galip Tekin; "Benim babam, senin amcanı öldürdü"...
Öylece kalırlar masada.
Uzun bir sessizlik. Sonra...
Sanki yıllardır birbirlerini arayan iki eski dost gibi, sanki ilk kez görüşüyorlarmış gibi masadan kalkıp sarılırlar birbirlerine, uzun uzun kucaklaşırlar...
O günden sonra da sıkı dost olurlar.
Fin!
Duyduğum en güzel kan davası hikayesiydi bu! Ne dersiniz öyle değil mi?
alıntı:Cengiz SEMERCİOĞLU
Kaynak:Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.