Fil Adam - Elephant Man - 1980 (imdb 250)

tancel

Aktif Üye
21 May 2020
150
1,150
0080678.jpg


Anthony Hopkins, John Hurt, Anne Bancroft, John Gielgud
Brrip
914 Mb
2h 4min
1904x800
Tam uyumlu türkçe altyazılı
mkv
imdb 8.2
Biyografi, Dram
Doktor Frederick Treves, 1880'lerin kasvetli Londrası'ndaki bi gezici sirkte fil adam lakaplı, çirkin ve son derece anormal bir görüntüsü olan John Merrick'e rastlar. Zalim bir adam olan sirk müdürü Bytes, annesi Merrick'e hamileyken bir filin saldırısına uğradığını anlatmaktadır. Dr.Treves, Merrick'in hastaneye yatırılmasını sağlar. Dr. Treves bir süre sonra pek zeki olmayan Merrick'in korkunç görüntüsünün altında son derece duyarlı ve insancıl birinin olduğunu anlar. Hastanede ilk başta ondan korkan hemşireler de Merrick'e alışacaktır. Talihsiz adamın görünüşüne neden olanın ' multiple neurofibromatosis' isimli nörolojik bir hastalık olduğu anlaşılır. Hastane yaşamı da kolay geçmemektedir. Gece bekçisi bilet keserek fil adamı sergilemeye ve üzerinden para kazanmaya baslar. Bu arada Bytes tekrar ortaya çıkar, onu kaçırır ve kıta avrupasına getirerek onu eski kötü günlere döndürür. Merrick'in tek umudu kaçarak İngiltere'ye dönmektir.
---------------------------
Hayat sürprizlerle dolu, düşünün bu yaratığın zavallı annesinin kaderini. Dere yıkıldı ve vahşi bir fil tarafından yere yıkıldı. Sonuç açıkça ortada, bayanlar baylar işte karşınızda korkunç fil adam…
Geçmiş zamanın İngiltere’sinde tek derdi para kazanmak olan bir zavallı yanında her yere taşıdığı ucubesini böyle tanıtır seyircilerine. Kazanacağı parayı düşünerek… Sonrasında atılan çığlıklar, korku ve tiksintiden buruşan yüzler belirir. İnsanlar hem bu şekilsiz yaratığı merak eder hem de onun gibi olmadığı için şükrederler her gördüklerinde ve tabii bedelini ödeyerek. Derken bir gün genç ve heyecanlı doktorumuz fil adamı keşfeder. Sahibine iyi bir ücret karşılığında onu bir süre alıkoyacağını ve tıbbi bir konferansta sunacağını söyler. O da bedelini öder bu gösteri için. Aklında tek bir şey vardır. Yeni keşfinin verdiği heyecan… Onu meslektaşlarına şöyle tanıtır. O bir İngiliz. Tam 27 yaşında. Adı John Merrick.
Sonrasında her şey bittiğinde meslektaşlarının tebriklerini kabul eder ve onu zavallı hayatına geri gönderir. Lakin sahibi onu her zaman ki sinir krizlerinden birinde döverek yaraladığında genç doktorumuz onu çalıştığı hastaneye getirmek zorunda kalır. Hastane yetkilileri tedirgindir. Onun bir bakım evine ihtiyacı vardır. Tedavi edilemez olan durumu hastanede kalmasını engellemektedir. Kurallar kesindir. Fakat genç doktorumuz Frederick Treves bir yolunu bulup herkesi ikna etmeyi başarır. Korkunç görünümlü fil adamımızın zekâ seviyesinin düşük olduğunu ve konuşmayı bile beceremediğini düşünmektedir bu arada. Fakat John bunun tam tersine okumayı ve yazmayı bilmektedir. İşin garip tarafı zekâsı normalin üstündedir ve incecik ipeksi bir ruha sahiptir. Ağır ağır konuşur önce. Sonra okuduğu kitabı ezbere söylemeye başlar. Yanında meleksi bir yüzü olduğunu düşündüğü annesinin fotoğrafını taşımaktadır ve kendisinin onun için utanç kaynağı olduğuna inanmaktadır. İlk olarak hastanenin yöneticisiyle tanışır. Korku tüm benliğini sardığı için konuşamaz başlangıçta. Merhaba der usulca. Benim adım John Merrick. Tanıştığımıza memnun oldum. Sonra davet edildiği bir çayda güzel bir kadın ona sıcacık gülümsediğinde ağlar. Nezaket onun adına yenidir. Sevginin ne demek olduğunu bilmemektedir yıpratılmış ve hükmedemediği bedeni. Özlediği tek şey vardır çoğu zaman, normal insanlar gibi yatağının sıcaklığında kıvrılarak uyumak. Lakin bundan bile mahrumdur bedeni sebebiyle.
O mutluluğu yeniden tattığı anlarda kötülük ve para hırsı tekrar ortaya çıkar. Onun küçücük naif dünyasına sızmak adına. Kaçar. Bağırır, ben hayvan değilim. Ben bir insanım. İnsanım…
Nasıl doğacağımızı seçemeyiz. Yüzümüzü, gözlerimizin şeklini ya da rengini… Boyumuzu kendimiz belirleyemeyiz. Yaratanın bize verdikleri ile doğar ve öyle yaşarız. Ruhumuzun kabuğunu seçemeyiz vel hâsıl. O da seçememişti. Korkunç diye nitelendirilen bir kabukla ve incecik ipeksi bir ruhla doğmuştu. Görünüşünden dolayı kimselerin bilemediği… Bu soruyu hep sorarlar. Güzel bir ruhu mu yoksa güzel bir yüzümü sevebilirsiniz diye. Cevabı duyar gibiyim. Güzel bir ruh deriz çoğumuz. Lakin kader döndüğünde hepimiz güzel bir yüze veririz kalbimizin anahtarını. Göz denilen yanıltıcı pencereye kanarız çoğumuz. Ve fil adam hep fil adam olarak kalır. İçten bir sevgiden ve gülümsemeden uzak…
Bu film bir ibret hikâyesi… İzleyene huzur vermeyen ve aslında beynen inkâr ettiklerimizi gözümüze vuran bir trajedi anı. Gerçek bir hayat hikâyesi…
1980 yapımı 124 dakikalık bu yapım dahi yönetmen David Lynch imzasını taşıyor. Senaryosu Christopher De Vore ve Eric Bergren’e ait. Siyah beyaz ekran eşliğinde huzursuzca artık dinsin bu ızdırap diyerek sizi koltuklarınızdan ayırıyor çoğu zaman. Başroller de Anthony Hopkins ve John Hurt’u görüyorsunuz. Yapım karanlık havasından ödün vermezken size soruyor. Hangisi olmayı tercih ederdiniz? Nasıl göründüğünüzü seçebilir miydiniz?
Hiç, ama hiç bir şey ölmeyecek. Nehir akar, rüzgâr eser, bulut süzülür, kalp çarpar. Hiçbir şey ölmeyecek. Bu bir hikâye… Her zaman iyi olmaya çalışan bir adamın, fil adamın hikâyesi. Güzel bir ruhun masalı…
Alıntı: Melahat YILMAZ



 

balkan

Onursal Üye
27 Şub 2016
2,998
29,499
Sayın Melahat YILMAZ, bana göre söylenecek ne varsa söylemiş. Üstüne tek kelime edemem. Kendisine teşekkür ederim.

Diğer teşekkür ise, hem bu filmi tekrar izleyerek yıllar önce izlediğimde yaşadığım duyguları tekrar yaşama fırsatı veren, hem de filmle ilgili çok güzel tanıtım yazısını bizle paylaşan değerli Üstat @tancel 'e.

Çok teşekkürler
 

lotoloto

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Kas 2009
4,135
20,721
Bu güzel duygu yüklü filmi babamla ve kardeşimle birlikte İzmir sinemasında izlemiştim. Sevgili Tansel, teşekkür ederim. Geçenlerde arkadaşıma tavsiye etmiştim.
 

tancel

Aktif Üye
21 May 2020
150
1,150
Sayın Melahat YILMAZ, bana göre söylenecek ne varsa söylemiş. Üstüne tek kelime edemem. Kendisine teşekkür ederim.

Diğer teşekkür ise, hem bu filmi tekrar izleyerek yıllar önce izlediğimde yaşadığım duyguları tekrar yaşama fırsatı veren, hem de filmle ilgili çok güzel tanıtım yazısını bizle paylaşan değerli Üstat @tancel 'e.

Çok teşekkürler
Sayın Balkan güzel sözcükleriniz için teşekkür ederim. Çizgi diyarı dostları bence filmler de dahil olmak üzere her şeyin en güzeline layık. Arşivimdeki imdb 250 listesinden fırsat buldukça güzel filmler sunma düşüncesindeyim. Filmler orijinal sesiyle, tam uyumlu türkçe altyazılı. Eğer istek film olursa öncelikle onları ekleyebilirim. Selamlar.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,062
76,073
hiçbiryerde :)
Ben de yıllar önce izlemiştim bu filmi.
Tekrar izleyeceğim.
Eğer mümkünse David Lynch ve
diğer ustaların külliyatından filmleri
tekrar izlemek isterim tabii ki.
Elinize sağlık sevgili "tancel".
 
Üst