agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,225
- 11,298
Sayın Scanfan'ın "İçinden ÇR geçen filmler" listesindeki filmleri (bulabildiğim kadarıyla) paylaşmaya çalışacağım.
Bulabildiğim 8. Film: Fahrenheit 451 (1966)
Yönetmen: François Truffaut
Senaryo: François Truffaut, Jean-Louis Richard, Ray Bradbury
Tür: Dram, Bilim-Kurgu
IMDb: 7,2/10
turkcealtyazi.org:
Ray Bradbury’nin kitapsız bir geleceğe dair bilim kurgu başyapıtı niteliğindeki romanı,
usta yönetmen François Truffaut’nun yorumlaması sayesinde ürpertici gerçekçiliğiyle bir klasik haline geldi.
Filmde iki role sahip olan Julie Christie hem Oskar Werner’in kuralcı ve zevk peşinde koşan eşi Linda’yı,
hem de kitap koleksiyoncusu metresi Clarisse’i oynuyor.
Montag (Oskar Werner) devlet tarafından kitapları yakmak üzere görevlendirilmiş bir itfaiyecidir.
Kitap okumaya cesaret eden devrimci öğretmen Clarisse’le tanışınca kendisini kaçak avının içinde bulur.
Montag, sadece iki kadın arasında değil, kişisel güvenliği ve fikir mülkiyeti arasında da seçim yapmak zorundadır.
Yönetmen Truffaut’nun İngilizce çekilen bu ilk filmi, insanların ne kadar kötü olabileceğini anlatan ürkütücü bir hikaye.
***
Öncelikle filmin ismi çok iyi düşünülmüş bence. Kağıdın yanma sıcaklığı Fahrenheit 451 dir.
Bizim kullandığımız Celcius termometresine göre yaklaşık olarak 232 C derecedir.
Filmin farklı ülkelerdeki isimlerine baktığımızda hemen hemen isminin orijinalini değiştirmemişlerdir.
Bence bu şekilde olması da en iyisi. Çünkü bu olayın evrenselliğini bozmamaktadır.
Ama Türkçeye "Değişen Dünyanın İnsanları" diye çevrilmiş, bence kötü bir isim çevirisi ve evrenselliğini bozmaktadır.
Filme gelirsek, içerisinde az da olsa mantık hataları barındırıyor.
Ama bu filmin genelinde çok göze çarpan bir şey değil bence.
Konu olarak; her zaman varolmuş ve muhtemelen varolacak olan totaliter düzenlerin insanın aydınlanmasını engellemek veya geciktirmek için yapabileceklerini anlatıyor.
Bunlardan da en önemlisi kitap yasaklama ve yakma ile insanların birbirini ispiyonlamasını konu ediniyor.
Kendi dalındaki en güzel filmlerden bir tanesi Fahrenheit 451'dir bence.
İyi seyirler, puanım 9/10.
***
Kitabı tercih ederim ama filmin hakkını da yemek istemem. Çekim yılı, yönetmeni, atmosferi düşünürsek olabildiğince iyi bir film.
***
En iyi distopik filmlerden biri. Bilhassa hayatlarında kitaplara önemli bir yer verenlerin beğeneceğini düşünüyorum.
***
Distopya da olsa bugünkü durumumuz filmden pek farklı değil, televizyonla uyutulan beyinler ve best-seller dışında kitap okumayan, aciz gençlik. :-(
***
Fahrenheit 451
Kitaplar. İnsanların en eski “hayal dünyasının kapısını aralama" aracı. Yine bir insan icadı.
Hayal dediğime bakmayın, koşullara göre yaşadığımız bu sanal dünyadan daha sahici olabiliyor.
Üstelik bu dünya Fahrenheit 451`deki gibi insanların sadece sanal meşgalelerden zevk aldığı, hakikati bir köşeye fırlattığı bir dünya ise.
Bizleri daha da ürperten günümüzdeki sanallığın, Linda Montag gibi popüler olma isteğinin filmin çekildiği ve geçtiği yıllarla karşılaştırılamayacak kadar fazla olması.
Clarisse, sordu: "Neden kitaplar yasak?"
Guy Montag: "Çünkü insanları rahatsız ediyorlar."
Bu bir takıma doğru bir gerekçe. Yani kitapların çoğu insanları mutsuz etmekte. Şöyle ki kitaplar öğreticidir.
Öğrenen insan ise hakikati bilmenin acısını çeker. Gerçekleri görmenin. Düşündürür de. Bu da durgunluğa neden olur, sizi mutlu etmez.
Gerçeklerden haberdar olmayan insanlara bir bakın ne kadar da mutlular. Bebekler, deliler, sürekli tv ve pc başında boş vakit geçiren boş insanlar…
Cahilliğin mutluluğunu tatmaktalar.
Filmde sürekli tv izlemenin unutkanlığa neden olduğu açıkça gösteriliyor.
İnsanlar tv ile gündelik yaşamdaki popülerliklerini belirler oluyorlar. Oyunlar oynuyorlar, “aile" denen loncalara katılıyorlar.
Bu size bir yerlerden tanıdık geldi mi? Günümüzden örneğin?
"Romanlar, asla var olmamış insanlar hakkındalar. Bunları okuyan hayal kurar, daha iyi bir yaşam ister ve üzülür.
Bu felsefe, romanlardan bile daha kötü. Biyografiler, ölüler hakkında hikayeler. Otobiyografiler, kendilerini tatmin etmek için."
"Kitap insanlar" var. Her biri bir kitap ezberlemişler. Kelimesi kelimesine. Böylece karanlık günlerden çıkıldığında kitaplar yeniden basılabilecek.
Filmin sonunda yine medyanın yalancılığı ve nasıl da devlet tekelinde bulunduğu gözler önüne seriliyor.
Ah şu televizyondan dökülen kelimeler. İnsanları uyutan bir ninni gibi.
***
ve, buraya çok fazla gelecek harika yorumlar:
Distopik bilimkurguya "1984" ile en iyi örnek olan Fahrenheit 451 filmini buradan:
Tam uyumlu altyazısını ise buradan:
edinebilirsiniz.
Video dosyası 720p olup 815 MB hacmindedir.
Bir hevesle, Sayın Scanfan'ın "İçinden ÇR geçen filmler" listesindeki filmleri (bulabildiğim kadarıyla) paylaşmaya çalıştım.
8 tanesini bulabildim.
Kimilerini buldum, altyazısı yoktu. Altyazıyı İngilizce, Fransızca dahi bulsam, filmleri indirmeye başlardım.
Keyifli seyirler dilerim.
Bulabildiğim 8. Film: Fahrenheit 451 (1966)
Yönetmen: François Truffaut
Senaryo: François Truffaut, Jean-Louis Richard, Ray Bradbury
Tür: Dram, Bilim-Kurgu
IMDb: 7,2/10
turkcealtyazi.org:
Ray Bradbury’nin kitapsız bir geleceğe dair bilim kurgu başyapıtı niteliğindeki romanı,
usta yönetmen François Truffaut’nun yorumlaması sayesinde ürpertici gerçekçiliğiyle bir klasik haline geldi.
Filmde iki role sahip olan Julie Christie hem Oskar Werner’in kuralcı ve zevk peşinde koşan eşi Linda’yı,
hem de kitap koleksiyoncusu metresi Clarisse’i oynuyor.
Montag (Oskar Werner) devlet tarafından kitapları yakmak üzere görevlendirilmiş bir itfaiyecidir.
Kitap okumaya cesaret eden devrimci öğretmen Clarisse’le tanışınca kendisini kaçak avının içinde bulur.
Montag, sadece iki kadın arasında değil, kişisel güvenliği ve fikir mülkiyeti arasında da seçim yapmak zorundadır.
Yönetmen Truffaut’nun İngilizce çekilen bu ilk filmi, insanların ne kadar kötü olabileceğini anlatan ürkütücü bir hikaye.
***
Öncelikle filmin ismi çok iyi düşünülmüş bence. Kağıdın yanma sıcaklığı Fahrenheit 451 dir.
Bizim kullandığımız Celcius termometresine göre yaklaşık olarak 232 C derecedir.
Filmin farklı ülkelerdeki isimlerine baktığımızda hemen hemen isminin orijinalini değiştirmemişlerdir.
Bence bu şekilde olması da en iyisi. Çünkü bu olayın evrenselliğini bozmamaktadır.
Ama Türkçeye "Değişen Dünyanın İnsanları" diye çevrilmiş, bence kötü bir isim çevirisi ve evrenselliğini bozmaktadır.
Filme gelirsek, içerisinde az da olsa mantık hataları barındırıyor.
Ama bu filmin genelinde çok göze çarpan bir şey değil bence.
Konu olarak; her zaman varolmuş ve muhtemelen varolacak olan totaliter düzenlerin insanın aydınlanmasını engellemek veya geciktirmek için yapabileceklerini anlatıyor.
Bunlardan da en önemlisi kitap yasaklama ve yakma ile insanların birbirini ispiyonlamasını konu ediniyor.
Kendi dalındaki en güzel filmlerden bir tanesi Fahrenheit 451'dir bence.
İyi seyirler, puanım 9/10.
***
Kitabı tercih ederim ama filmin hakkını da yemek istemem. Çekim yılı, yönetmeni, atmosferi düşünürsek olabildiğince iyi bir film.
***
En iyi distopik filmlerden biri. Bilhassa hayatlarında kitaplara önemli bir yer verenlerin beğeneceğini düşünüyorum.
***
Distopya da olsa bugünkü durumumuz filmden pek farklı değil, televizyonla uyutulan beyinler ve best-seller dışında kitap okumayan, aciz gençlik. :-(
***
Fahrenheit 451
Kitaplar. İnsanların en eski “hayal dünyasının kapısını aralama" aracı. Yine bir insan icadı.
Hayal dediğime bakmayın, koşullara göre yaşadığımız bu sanal dünyadan daha sahici olabiliyor.
Üstelik bu dünya Fahrenheit 451`deki gibi insanların sadece sanal meşgalelerden zevk aldığı, hakikati bir köşeye fırlattığı bir dünya ise.
Bizleri daha da ürperten günümüzdeki sanallığın, Linda Montag gibi popüler olma isteğinin filmin çekildiği ve geçtiği yıllarla karşılaştırılamayacak kadar fazla olması.
Clarisse, sordu: "Neden kitaplar yasak?"
Guy Montag: "Çünkü insanları rahatsız ediyorlar."
Bu bir takıma doğru bir gerekçe. Yani kitapların çoğu insanları mutsuz etmekte. Şöyle ki kitaplar öğreticidir.
Öğrenen insan ise hakikati bilmenin acısını çeker. Gerçekleri görmenin. Düşündürür de. Bu da durgunluğa neden olur, sizi mutlu etmez.
Gerçeklerden haberdar olmayan insanlara bir bakın ne kadar da mutlular. Bebekler, deliler, sürekli tv ve pc başında boş vakit geçiren boş insanlar…
Cahilliğin mutluluğunu tatmaktalar.
Filmde sürekli tv izlemenin unutkanlığa neden olduğu açıkça gösteriliyor.
İnsanlar tv ile gündelik yaşamdaki popülerliklerini belirler oluyorlar. Oyunlar oynuyorlar, “aile" denen loncalara katılıyorlar.
Bu size bir yerlerden tanıdık geldi mi? Günümüzden örneğin?
"Romanlar, asla var olmamış insanlar hakkındalar. Bunları okuyan hayal kurar, daha iyi bir yaşam ister ve üzülür.
Bu felsefe, romanlardan bile daha kötü. Biyografiler, ölüler hakkında hikayeler. Otobiyografiler, kendilerini tatmin etmek için."
"Kitap insanlar" var. Her biri bir kitap ezberlemişler. Kelimesi kelimesine. Böylece karanlık günlerden çıkıldığında kitaplar yeniden basılabilecek.
Filmin sonunda yine medyanın yalancılığı ve nasıl da devlet tekelinde bulunduğu gözler önüne seriliyor.
Ah şu televizyondan dökülen kelimeler. İnsanları uyutan bir ninni gibi.
***
ve, buraya çok fazla gelecek harika yorumlar:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Distopik bilimkurguya "1984" ile en iyi örnek olan Fahrenheit 451 filmini buradan:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Tam uyumlu altyazısını ise buradan:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
edinebilirsiniz.
Video dosyası 720p olup 815 MB hacmindedir.
Bir hevesle, Sayın Scanfan'ın "İçinden ÇR geçen filmler" listesindeki filmleri (bulabildiğim kadarıyla) paylaşmaya çalıştım.
8 tanesini bulabildim.
Kimilerini buldum, altyazısı yoktu. Altyazıyı İngilizce, Fransızca dahi bulsam, filmleri indirmeye başlardım.
Keyifli seyirler dilerim.
Ekli dosyalar
Son düzenleme: