Bu çok güzel ve anlamlı organizasyonu düzenleyen tüm büyüklerime şükranlarımı sunarım. Bu sayede forumda nickiyle tanıdığım çok sayıda üyemizle yüzyüze, gerçek isimleriyle bir araya gelme şansı buldum. Hepsi o kadar sıcakkanlıydı ki, burada bulunarak ne kadar doğru bir karar verdiğimi bir kez daha anladım. İyi ki varsınız.. Sevgi ve saygı ile..
Çizgi Diyarı Büyük Buluşma Daveti 21 EYLÜL 2013
- Konuyu Başlatan savok
- Başlangıç tarihi
-
- Etiketler
- benim ikramım kurupasta
İlk kez forumun bir toplantısına katıldım ve gerçekten de Savok'un önceki toplantılar için yazdıklarının ne kadar doğru ve güzel olduğunu anladım. Kısıtlı bir zamanım olduğundan maalesef buluşmanın tamamına katılamadım ama katıldığım kadarıyla bile inanılmaz güzel ve keyifliydi. Yeni yüzlere rumuzlarının sorulması, tanışma faslında önce rumuz sonra isimlerin söylenmesi, rumuzlar tanıdık gelince de hemen samimiyetle sohbete başlanması bir başkaydı. Eminim bizi dışarıdan görenler anlamakta biraz zorluk çekmişlerdir. Bu güzel organizasyonu düzenleyen Savok'a ve gelen bütün değerli arkadaşlara çok teşekkür ederim. Dilerim bir sonraki toplantıda katılmak isteyipte gelemeyen arkadaşlarında katılımıyla bu güzel toplantının tekrarını gerçekleştirebiliriz.
Dostlar geciktirdim, özür diliyorum.
Gün bizim için harika başladı. Direnc11'in bir gece önceden yolda karnımızı doyurmamızı niye yasakladığını, gittiğimiz harika kahvaltı mekanında anladık; bizim için büyük bir sepet nefis ekmek kızartması hazırlatmıştı. Ancak kendisi sadece kızarmış ekmekle kahvaltı yapamadığını söylediği için ona, ayrı bir sepetle kızarmamış ekmek ve kahvaltı tabağı getirdiler.
Direnc11 kahvaltısını bitirdikten sonra, Kadıköy sahilinde güzel bir çay bahçesi bulduk. Onlar oturup, kahvaltıda içtiğimiz 27'şer tane çayı 30'a tamamlarken, ben sahile resim çekmeye çıktım. Arkadaş bu İstanbul vilayetinde ne besili kuşlar var böyle; birine sordum "onlara martı denir," dedi. Yanıma bir sapan almadığıma pişman oldum. Şerif Engin de ortalarda değildi; mecburen martı kuşlarını kendi haline bıraktım.
Bir sonraki durağımız "Büyülü Tükkan" oldu. Murtaza5, oğlu Temel ve ben sihirbaz seyredeceğiz, büyücü kızları kesecek, kulağımızdan yumurta falan çıkaracak sanmıştık ama öyle bir etkinlik olmadı. Yalnız, bir mekanda o kadar çizgi roman varken, ayrıca bir büyücüye gerek yok; zaten kapısından giren büyüleniyor. Görmeyen derdine yansın...
Sihirbaz çıkmadı ama Büyülü Tükkan'da Profesör'ün sponsorluğunda etkinliğin kralı yapıldı; Devrim Kunter, bizler için yeni kitabı "Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları'nı" imzaladı. Bay_x de, yanlış imza falan olmasın diye kontrolörlük yaptı.
Bir gün, "Gerçek çizgi romansever kimdir?" diye bir fotoğraf yarışması düzenlenirse, yukarıdaki resmin ödül şansı olur mu, olmaz mı, siz karar verin. Sentinel dostumuz, Diyar'daki dostlarıyla kuru pasta kapışma mücadelesi verirken, sempatik oğlu işte bu şekilde çizgi roman okumaya çalışıyordu. Yaaa!...
Bu resmin altına "Bizim İhtiyar Delikanlılar" yazsam; ötekilerin sesi çıkmaz ama Haluk Abi "Hadi ordan! İhtiyar sensin!" diye itiraz edebilir. Onu kızdırmamak için yazmıyorum. Yahu arkadaş; (Allah nazardan saklasın) içine nükleer bir pil mi koydular nedir, sevgili hocamız gerçek bir atom karınca... Bir gün bakıyorsun Ankara'da, ertesi gün işitiyorsun ki İstanbul'a geçmiş. Telefon ediyorsun "Eskişehir'e giderken, Kütahya'daki küçük işimi de halllettikten sonra Edirne'ye geçtim; oradan da buraya geldim." diyor. Ben iki gün üst üste yolculuk yapınca sütlü patates püresine döndüm, o benden sonra birkaç şehir daha dolaşıp Ankara'ya geçmiş.
Haa! Resme bakıp da Hocam'ın, düşmesin diye pantolonunu tuttuğunu sanmayın; onun askıları var, pantolonu asla düşmez. Hocam, sadece öyle poz vermiş...
Büyülü Tükkan'dan, hemen üst kattaki Teras Kafe'ye geçtik. Şu resme iyi bakın; iddia ediyorum dünyada bu resme bakanlardan başka, bu kadar çok harika insanı birarada gören biri daha yoktur.
25 yıllık tecrübe, bana böyle özel enstantaneleri kaçırmamak gerektiğini öğretti. Baltimora'nın ibretle izlediği yukarıdaki sahnede konu neydi bilmiyorum. Bana; Yeryüzü Zamangezgini'ne, dua ederken elleri nasıl açmak gerektiğini anlatıyor gibi geldi.
Profesör'ü yerinde tutabilene aşkolsun; Melih41'e "Hadi gidip Murat ne yapıyor bakalım" dedi. Onlara baktığımı görünce "İstersen sen de gel," diye ekledi. Gittik baktık, tükkan boş. Ben, "Bu kadar antika eşyanın arasındaki Murat, olsa olsa 4.Murat'tır," diye düşürken tükkancı geldi; adı Murat Aral'mış. Cihanın en baba sahaflarından biri olduğunu duyunca Araplar Sokağı'nda bir iki kare resimlerini çektim.
Böyle bir gün, simitçide bitecek değildi ya!... Öne Diyar'ın pehlivanları Gürcan Sarı, Ertuğrul ve Raven'i geçirip, Kadıköy sokaklarındaki mahşeri kalabalığı yara yara restorana geldik. Çizgi Diyarı ekibine işte şöyle bir masa donattılar; yumulduk...
Yedik, içtik, çaldık, söyledik... "Baş Yönetici" unvanından sonra "Diyar'ın Diş Hekimi" titrine de sahip olan Tsubasa, milletin cozutmasından korkup endişelendi ama çok şükür korktuğu olmadı. Ancak kader ağlarını örüyordu... Bu harika gün ne yazık ki böyle şarkılar, türküler söyleyerek değil, büyük bir panikle sona erecekti...
Uzung birdenbire, parmağıyla karşıda bir yeri işaret ederek "Hayaleeettt!" diye bağırdı...
Uzung'un işaret ettiği yere kafasını çeviren herkes, gerçekten hayaleti gördü... Hattâ ben, Murtaza5 ile Savok'un arkasında gördüğünüz gibi hayaletin resmini bile çektim... Onu gören, tabağını, bardağını bıraktığı gibi mekandan topukladı. Paniğin boyutunu anlatabilmek için "Savok o gördüğünüz lokmayı taa Şükrü Saracoğlu Stadı'nın yanında yutabildi," dersem, ne olduğunu daha iyi anlarsınız...
Sevgili dostlar; şaka bir yana şimdiden, torunlarıma anlatmayı hayal etmeye başladığım harika bir gün geçirdik. Orada bulunan, yüzümüze gülümseyen, tüm dostlara sonsuz teşekkür ediyoruz.
Ancak, dostumuz Direnc11 ve Büyük Şefimiz Profesör'e, bizi resmen şımarttıkları, kendimizi Unesco temsilcisi gibi hissetmemizi sağladıkları için teessüf ediyoruz. Antalya'ya dönünce eşekten düşmüşe döndük. Eşim, istediğim bir bardak çay için bana mutfağın yerini tarif edince, o güzel günün geride kaldığını, hayata eskisi gibi maraba olarak devam etmem gerektiğini anladım...
Gün bizim için harika başladı. Direnc11'in bir gece önceden yolda karnımızı doyurmamızı niye yasakladığını, gittiğimiz harika kahvaltı mekanında anladık; bizim için büyük bir sepet nefis ekmek kızartması hazırlatmıştı. Ancak kendisi sadece kızarmış ekmekle kahvaltı yapamadığını söylediği için ona, ayrı bir sepetle kızarmamış ekmek ve kahvaltı tabağı getirdiler.
Direnc11 kahvaltısını bitirdikten sonra, Kadıköy sahilinde güzel bir çay bahçesi bulduk. Onlar oturup, kahvaltıda içtiğimiz 27'şer tane çayı 30'a tamamlarken, ben sahile resim çekmeye çıktım. Arkadaş bu İstanbul vilayetinde ne besili kuşlar var böyle; birine sordum "onlara martı denir," dedi. Yanıma bir sapan almadığıma pişman oldum. Şerif Engin de ortalarda değildi; mecburen martı kuşlarını kendi haline bıraktım.
Bir sonraki durağımız "Büyülü Tükkan" oldu. Murtaza5, oğlu Temel ve ben sihirbaz seyredeceğiz, büyücü kızları kesecek, kulağımızdan yumurta falan çıkaracak sanmıştık ama öyle bir etkinlik olmadı. Yalnız, bir mekanda o kadar çizgi roman varken, ayrıca bir büyücüye gerek yok; zaten kapısından giren büyüleniyor. Görmeyen derdine yansın...
Sihirbaz çıkmadı ama Büyülü Tükkan'da Profesör'ün sponsorluğunda etkinliğin kralı yapıldı; Devrim Kunter, bizler için yeni kitabı "Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları'nı" imzaladı. Bay_x de, yanlış imza falan olmasın diye kontrolörlük yaptı.
Bir gün, "Gerçek çizgi romansever kimdir?" diye bir fotoğraf yarışması düzenlenirse, yukarıdaki resmin ödül şansı olur mu, olmaz mı, siz karar verin. Sentinel dostumuz, Diyar'daki dostlarıyla kuru pasta kapışma mücadelesi verirken, sempatik oğlu işte bu şekilde çizgi roman okumaya çalışıyordu. Yaaa!...
Bu resmin altına "Bizim İhtiyar Delikanlılar" yazsam; ötekilerin sesi çıkmaz ama Haluk Abi "Hadi ordan! İhtiyar sensin!" diye itiraz edebilir. Onu kızdırmamak için yazmıyorum. Yahu arkadaş; (Allah nazardan saklasın) içine nükleer bir pil mi koydular nedir, sevgili hocamız gerçek bir atom karınca... Bir gün bakıyorsun Ankara'da, ertesi gün işitiyorsun ki İstanbul'a geçmiş. Telefon ediyorsun "Eskişehir'e giderken, Kütahya'daki küçük işimi de halllettikten sonra Edirne'ye geçtim; oradan da buraya geldim." diyor. Ben iki gün üst üste yolculuk yapınca sütlü patates püresine döndüm, o benden sonra birkaç şehir daha dolaşıp Ankara'ya geçmiş.
Haa! Resme bakıp da Hocam'ın, düşmesin diye pantolonunu tuttuğunu sanmayın; onun askıları var, pantolonu asla düşmez. Hocam, sadece öyle poz vermiş...
Büyülü Tükkan'dan, hemen üst kattaki Teras Kafe'ye geçtik. Şu resme iyi bakın; iddia ediyorum dünyada bu resme bakanlardan başka, bu kadar çok harika insanı birarada gören biri daha yoktur.
25 yıllık tecrübe, bana böyle özel enstantaneleri kaçırmamak gerektiğini öğretti. Baltimora'nın ibretle izlediği yukarıdaki sahnede konu neydi bilmiyorum. Bana; Yeryüzü Zamangezgini'ne, dua ederken elleri nasıl açmak gerektiğini anlatıyor gibi geldi.
Profesör'ü yerinde tutabilene aşkolsun; Melih41'e "Hadi gidip Murat ne yapıyor bakalım" dedi. Onlara baktığımı görünce "İstersen sen de gel," diye ekledi. Gittik baktık, tükkan boş. Ben, "Bu kadar antika eşyanın arasındaki Murat, olsa olsa 4.Murat'tır," diye düşürken tükkancı geldi; adı Murat Aral'mış. Cihanın en baba sahaflarından biri olduğunu duyunca Araplar Sokağı'nda bir iki kare resimlerini çektim.
Böyle bir gün, simitçide bitecek değildi ya!... Öne Diyar'ın pehlivanları Gürcan Sarı, Ertuğrul ve Raven'i geçirip, Kadıköy sokaklarındaki mahşeri kalabalığı yara yara restorana geldik. Çizgi Diyarı ekibine işte şöyle bir masa donattılar; yumulduk...
Yedik, içtik, çaldık, söyledik... "Baş Yönetici" unvanından sonra "Diyar'ın Diş Hekimi" titrine de sahip olan Tsubasa, milletin cozutmasından korkup endişelendi ama çok şükür korktuğu olmadı. Ancak kader ağlarını örüyordu... Bu harika gün ne yazık ki böyle şarkılar, türküler söyleyerek değil, büyük bir panikle sona erecekti...
Uzung birdenbire, parmağıyla karşıda bir yeri işaret ederek "Hayaleeettt!" diye bağırdı...
Uzung'un işaret ettiği yere kafasını çeviren herkes, gerçekten hayaleti gördü... Hattâ ben, Murtaza5 ile Savok'un arkasında gördüğünüz gibi hayaletin resmini bile çektim... Onu gören, tabağını, bardağını bıraktığı gibi mekandan topukladı. Paniğin boyutunu anlatabilmek için "Savok o gördüğünüz lokmayı taa Şükrü Saracoğlu Stadı'nın yanında yutabildi," dersem, ne olduğunu daha iyi anlarsınız...
Sevgili dostlar; şaka bir yana şimdiden, torunlarıma anlatmayı hayal etmeye başladığım harika bir gün geçirdik. Orada bulunan, yüzümüze gülümseyen, tüm dostlara sonsuz teşekkür ediyoruz.
Ancak, dostumuz Direnc11 ve Büyük Şefimiz Profesör'e, bizi resmen şımarttıkları, kendimizi Unesco temsilcisi gibi hissetmemizi sağladıkları için teessüf ediyoruz. Antalya'ya dönünce eşekten düşmüşe döndük. Eşim, istediğim bir bardak çay için bana mutfağın yerini tarif edince, o güzel günün geride kaldığını, hayata eskisi gibi maraba olarak devam etmem gerektiğini anladım...
Moderatör tarafında düzenlendi:
"Ben de oradaydım..."
Sevgili hadon'a nefis bir kurgu içeren anlatımı için çok teşekkür ediyorum. Bu çok önemli bir yetenek ve sevgili hadon'da da bu yetenek çok fazlasıyla mevcut. Zaman bulduğunda çektiği resimlerle yaratacağı bu türden anlatıları merakla bekeyeceğimi belirteyim.
Buluşma benim için de son derece güzel, önemli ve keyifliydi. Öncelikle ileride "Ben de oradaydım" diyerek anlatacağım bir buluşma oldu. Bunun yanı sıra bir sürü ilkle ve beni epeyce etkileyen şeylerle karşılaştım.
- Sanal ortamda bir şekilde münasebet içinde olduğumuz pek çok dostla (hadon, youngwerther, aerden, nisan yağmuru, sentinel, greenman, osmanözütler) ilk kez yüz yüze gelme fırsatı buldum.
- Youngwerther gibi çok genç iki dostumuzla daha (LeodroS ve berserker) tanışmak forumun geleceğine dair daha umutlu olmamı sağladı.
- Muhtemelen en geniş katılımlı toplantımız oldu. Değişik etaplarına katılan dostlarımızın sayısının 30'un üzerinde olduğunu zannediyorum.
- Sevgili Devrim Kunter'e ilk kitabını imzalattık. Umarım devamı kısa sürede gelir ve hak ettiği başarıyı elde eder.
- En son küçüklüğümde yediğim bisküvi arası lokumu Antalya'dan gelen dostlarımızın hediyesiyle yeniden yeme ve bir de bu vesileyle çocukluğuma geri dönme şansı buldum.
- Haluk Abi'nin katılan her dostumuza dağıttığı çizgi roman hediyelerinden ben de payıma düşeni aldım.
- Yine Antalya'dan gelen gönül dostum sevgili Murtaza üstadım ve oğlu sevgili Temel tüm Çizgi Diyarı için hazırladıkları 2TB büyüklüğünde ve içinde 1000 civarında film bulunan hard diski bana teslim ettiler. Hem maddi boyutu, hem harcanan emeğin ve zamanın büyüklüğü ama en çok manevi önemi nedeniyle son derece duygulandım.
- Sağlık şartları çok izin vermediği halde aerden üstadımızın toplantımıza katılma yönündeki kararlılığına şapka çıkardım. Yaşadığı sıkıntı yüzünden ayrılmak zorunda kaldı ama buna rağmen bir süre sonra dayanamayıp tekrar aramıza dönmesi nedeniyle bir kez daha duygulandım.
Bu liste daha uzayıp gider. Ben toplantıya katılan, katılamadığı halde gönlü bizimle olan tüm dostlara ve ilk etabı gerçekleştirdiğimiz Büyülü Dükkan'ın misafirperverliğine de teşekkür ediyorum.
Yazımın ilk cümlesi son cümlesi de olsun:
"Ben de oradaydım..."
Sevgili hadon'a nefis bir kurgu içeren anlatımı için çok teşekkür ediyorum. Bu çok önemli bir yetenek ve sevgili hadon'da da bu yetenek çok fazlasıyla mevcut. Zaman bulduğunda çektiği resimlerle yaratacağı bu türden anlatıları merakla bekeyeceğimi belirteyim.
Buluşma benim için de son derece güzel, önemli ve keyifliydi. Öncelikle ileride "Ben de oradaydım" diyerek anlatacağım bir buluşma oldu. Bunun yanı sıra bir sürü ilkle ve beni epeyce etkileyen şeylerle karşılaştım.
- Sanal ortamda bir şekilde münasebet içinde olduğumuz pek çok dostla (hadon, youngwerther, aerden, nisan yağmuru, sentinel, greenman, osmanözütler) ilk kez yüz yüze gelme fırsatı buldum.
- Youngwerther gibi çok genç iki dostumuzla daha (LeodroS ve berserker) tanışmak forumun geleceğine dair daha umutlu olmamı sağladı.
- Muhtemelen en geniş katılımlı toplantımız oldu. Değişik etaplarına katılan dostlarımızın sayısının 30'un üzerinde olduğunu zannediyorum.
- Sevgili Devrim Kunter'e ilk kitabını imzalattık. Umarım devamı kısa sürede gelir ve hak ettiği başarıyı elde eder.
- En son küçüklüğümde yediğim bisküvi arası lokumu Antalya'dan gelen dostlarımızın hediyesiyle yeniden yeme ve bir de bu vesileyle çocukluğuma geri dönme şansı buldum.
- Haluk Abi'nin katılan her dostumuza dağıttığı çizgi roman hediyelerinden ben de payıma düşeni aldım.
- Yine Antalya'dan gelen gönül dostum sevgili Murtaza üstadım ve oğlu sevgili Temel tüm Çizgi Diyarı için hazırladıkları 2TB büyüklüğünde ve içinde 1000 civarında film bulunan hard diski bana teslim ettiler. Hem maddi boyutu, hem harcanan emeğin ve zamanın büyüklüğü ama en çok manevi önemi nedeniyle son derece duygulandım.
- Sağlık şartları çok izin vermediği halde aerden üstadımızın toplantımıza katılma yönündeki kararlılığına şapka çıkardım. Yaşadığı sıkıntı yüzünden ayrılmak zorunda kaldı ama buna rağmen bir süre sonra dayanamayıp tekrar aramıza dönmesi nedeniyle bir kez daha duygulandım.
Bu liste daha uzayıp gider. Ben toplantıya katılan, katılamadığı halde gönlü bizimle olan tüm dostlara ve ilk etabı gerçekleştirdiğimiz Büyülü Dükkan'ın misafirperverliğine de teşekkür ediyorum.
Yazımın ilk cümlesi son cümlesi de olsun:
"Ben de oradaydım..."
kalantorxxl
Yeni Üye
- 16 Ara 2012
- 33
- 69
Güleryüzlü, hoşsohbet, neşeli arkadaşlarla birlikte geçen harika bir gündü katılan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
- Konuyu Başlatan
- #86
İsterdim orda olmayı. Resimlere bakıpta insanın içinden birşeyler kıpırdamaması mümkün değil. Saat 16.30 civarında büyülü dükkan'ı telefonla aradım, (İlyas bey o anda orada değilmiş). Bir arkadaşımızdan diyar üyelerinin uğrayıp oradan ayrıldıklarını öğrendim. Gönül "kesinlikle" orada olmayı isterdi. İzmir- İstanbul uzak arkadaşlar. Maalesef.
HACILI
Onursal Üye
- 14 Kas 2012
- 2,188
- 8,094
Facebook dan alışmışım ya " beğen " butonu arıyorum...
Meğer " like " denilen ecnebi kelime de aynı anlama geliyormuş.
tıkladım " like " ye....ama tek tıklama benim duygularıma tercüman olamaz ki....
hadon kardeşimin fotoroman güzelliğindeki akıcı anlatımı ile sunduğu fotoğraflar için çok çok çok like butonu olmalıydı... (sayfa yöneticimiz umarım bu dileğimi dikkate alır. )
HADON kardeşim zahmetim oldu. yardımların için çok teşekkür ederim.
Değerli dostlar,
Çok samimi olarak yazıyorum. 21 Eylül cumartesi günü , Güzel insanlarla, güzel ortamlarda , güzel saatler geçirdim.
Aramızın pek iyi olmadığı, ayrılmamıza sayılı günler kalan ve gün içerisinde verdiği ızdırabla kıvrandırmaya çalışarak beni sizlerden uzaklaştırmak için elinden geleni yapan, çürüğe ayrılan sağ böbreğimin tüm kalleşliklerine rağmen, sizlerle beraber olmaktan çok mutlu oldum.
Hepinizi en samimi duygularla kucaklıyorum.
Sizleri iyi ki tanımışım ....
Kalın sağlıcakla...Selam sevgi ve saygılarımla.
Ahmet ERDEN ( aerden)
Meğer " like " denilen ecnebi kelime de aynı anlama geliyormuş.
tıkladım " like " ye....ama tek tıklama benim duygularıma tercüman olamaz ki....
hadon kardeşimin fotoroman güzelliğindeki akıcı anlatımı ile sunduğu fotoğraflar için çok çok çok like butonu olmalıydı... (sayfa yöneticimiz umarım bu dileğimi dikkate alır. )
HADON kardeşim zahmetim oldu. yardımların için çok teşekkür ederim.
Değerli dostlar,
Çok samimi olarak yazıyorum. 21 Eylül cumartesi günü , Güzel insanlarla, güzel ortamlarda , güzel saatler geçirdim.
Aramızın pek iyi olmadığı, ayrılmamıza sayılı günler kalan ve gün içerisinde verdiği ızdırabla kıvrandırmaya çalışarak beni sizlerden uzaklaştırmak için elinden geleni yapan, çürüğe ayrılan sağ böbreğimin tüm kalleşliklerine rağmen, sizlerle beraber olmaktan çok mutlu oldum.
Hepinizi en samimi duygularla kucaklıyorum.
Sizleri iyi ki tanımışım ....
Kalın sağlıcakla...Selam sevgi ve saygılarımla.
Ahmet ERDEN ( aerden)
ertuğrul
Admin
- 5 Nis 2009
- 24,846
- 137,179
Güzeldi,neşeliydi.
Netice olarak bende oradaydım,tüm dostlarımla beraber.
Netice olarak bende oradaydım,tüm dostlarımla beraber.
gandor08
Yönetici
- 6 Ocak 2013
- 18,367
- 141,653
Ben ORADA olamamanın ezikliğini yaşayanlardanım.
Ne güzel resimler ve güler yüzlü insanlar. Hepinize herkese organisazyonu düzenleyen emeği geçen gelen gelmeyen herkese teşekkürler.
Her daim gönüllerimiz bir olacak.
Ne güzel resimler ve güler yüzlü insanlar. Hepinize herkese organisazyonu düzenleyen emeği geçen gelen gelmeyen herkese teşekkürler.
Her daim gönüllerimiz bir olacak.
comedian
Onursal Üye
- 13 Tem 2012
- 1,275
- 4,695
ben de oradaydım şimdi buradayım