Cide

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,057
NeverLand
cide.jpg


Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Cide, kuzeyinde Karadeniz, kuzeydoğusunda Doğanyurt, doğusunda Şenpazar, güneyinde Azdavay ve Pınarbaşı ilçeleri, batısında Bartın iline bağlı Kurucaşile ilçesi ile çevrilidir. Cide’nin ovalık alanları oldukça sınırlıdır. Toprakları çok sayıda çay ve derelerle bölünmüştür. İlçenin güney ve güneydoğusunda Küre Dağlarının uzantıları yer alır. Kuzeyde kıyıya yakın kesimlerde kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan Kestane Dağı bulunmaktadır. İlçenin doğusunu Kestane Dağı engebelendirmektedir. Bu dağların üzerleri zengin bir orman örtüsü ile kaplıdır. Zeytinlik Tepe (1.282 m.), Kaleburnu Tepesi (1.078 m.), Halla Tepesi (1.231 m.), Karakaya Tepesi (1.443 m.), Kemrelik Tepesi (1.220 m.) ilçenin belli başlı yükseltileridir.

İlçenin en önemli akarsuyu Devrekâni Çayı olup, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda akar. Bu çay ilçe topraklarını geçerek Karadeniz’e dökülür. İlçenin diğer akarsuları Aydos Çayı ve Fakaz Çayı’dır. Kastamonu’ya 148 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 939 km2 olup, 22.481’dir.

İlçede Karadeniz İklimi hakimdir. Yazları sıcak, kışları ise ılık geçmektedir. Her mevsim yağış almaktadır.

İlçenin ekonomisi, tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılığa dayalıdır. Tahıl üretiminin dışında genellikle bağcılık, meyvecilik, sebzecilik yapılmaktadır. Tarımsal üretimin dışında ilçe halkının gelir kaynaklarını küçük ölçekli orman ürünleri imalatından sağlanmaktadır. Küçük tekne yapımcılığı geçim kaynaklarının önünde gelmektedir. Ayrıca ilçedeki torna tezgâhlarında tahta kaşık üretimi yöredeki çok sert şimşir ağacından yapılmaktadır. Hayvancılıkta mera hayvanları ön planda olup, yeni sığır türleri elde etmek üzere Jersey Sünni Tohumlaması yapılmaktadır.

Cide’nin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu kesinlik kazanamamıştır. Ancak Homeros’un İlyada isimli eserinde Cide’nin ismi geçmektedir. Cide’de Kytoron ve Aigialos isimli iki antik kent bulunmaktadır. Cide’nin 12 km. batısında, Kurucaşile’nin 15 km. doğusunda bulunan Kytoron, kapalı bir liman kenti olup Ortaçağ Kalesi yıkıntısı dışında kentten herhangi bir kalıntı günümüze gelememiştir. Cide’nin 17 km. doğusundaki Aigialos kenti, Aydos Köyü, Aydos Çayının ağzındaki vadide, kıyıdan ve dolayısıyla çayın ağzından içeriye doğru yayılmıştır. Bugün, burada günümüze kadar gelebilen herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır.

Rfat.jpg


Tarihi kaynaklarda yörede, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Fryglerin bir kolu olan Pafloganialılar bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Paflagonyalılar, Devrekani Çayının, Gökırmak, Devrek, Soğanlı, Filyos ve Bartın Çayları etraflarında yerleşmişlerdir. Ancak Cide’de arkeolojik bir kazı yapılmadığından bu döneme ait herhangi bir esere rastlanmamıştır. Homeros, Paflogonya’nın Cide ve Kitoros(Gideros) taraflarında Henet veya Heneti adlı bir kavmin yaşadığını belirtmiştir. Cide’nin sahilinde, Ceviz Dibi adıyla anılan yerde bir saray kalıntısının olması bu iddiayı kuvvetlendirmektedir. Romalılar ve Bizanslılar Cide’de hüküm sürmüşlerdir. Nitekim, Cide’de Callade Cide, Y.Domma ve Caracolla adlarına kesilen paralar ve Cide’de bulunan Roma dönemi kale kalıntıları bunu kanıtlamaktadır. Güble ve Gilivri arasında Çoban Kalesi Romalılar döneminde yapılmış Osmanlılar döneminde de onarılmıştır. Timle Kalesi ve Gazallı Kalesi Bizans dönemine aittir. Okçu Kalesinin ise tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.

lgar.jpg
ilgarini4vo5.jpg


Yörede Bizanslılardan sonra, Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır. Osmanlı döneminde Kadılık ile yönetilmiş, 1868’de Kastamonu vilayeti merkez sancağına bağlı bir kaza konumuna getirilmiştir. Bu dönemde eski bir iskelesi olan Cide’de bir de tersane kurulmuştur. Bu liman İpek Yolu üzerinde olup, önemini tarih boyunca sürdürmüştür. Karaağaç İskelesi adı ile anılan ilçedeki iskele Rusya ile Anadolu arasında ticaret bağlantısını sağlamıştır.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Roma ve Bizans dönemine ait kale kalıntıları, Türk sivil mimari örneklerinden Rıfat Ilgaz evi bulunmaktadır.

VallaKanyonu.jpg
valla.jpg


Kytoron, Kytoros

Cide’nin 12 km. batısında, Kurucaşile’nin 15 km. doğusunda bulunan İlkçağ kentçiği alanında, bugün, Kalafat Köyünün birkaç evli Gideros Mahallesi vardır. Kentin limanı, hilal biçiminde oldukça kapalı bir limandır. Burun üzerinde Ortaçağ kalesi yıkıntısı dışında kentten herhangi bir kalıntı günümüze gelememiştir.
Kytoron, Hellen dilinde anlam taşımamaktadır.

gideros.jpg


Strabon’a göre, İlkçağ tarihçisi Ephoros, bu adın altın tüylü post destanının baş kişisi Phryxos’un oğlu olan Kytoros’dan geldiğini söylemektedir. Yine Strabon’a göre, bir zamanlar kentçiğin Sinop’lular yönetiminde bulunduğu ve küçük bir ticaret merkezi olarak kullanılmıştır.

Aigialos

Aigialos sözcüğü, hellen dilinde “deniz kıyısı”, özellikle “kumsal kıyı” anlamına gelmektedir. Bu, hem İlkçağ kentçiğinin, hem de oradaki, yaklaşık 11 km. uzunluğu olan kumsal kıyının adı idi.

Nitekim Rodoslu Apollonios, Argo gemisi yolcularının, bitip tükenmek bilmeyen Aigialos kıyıları boyunca gittiklerinden söz etmektedir. Bu uzun kumsalın doğu ucu, bugünkü Cide kasabasında biter; buna rağmen, biraz daha ileride kurulan İlkçağ yerleşme birimi Aigialos adını almıştır. Bunun Cide İlçesine bağlı bugünkü Aydos/Sakallı Köyü yerinde olduğu sanılmaktadır.

Cide-İnebolu yolu üzerinde, Cide’nin 17 km. doğusundadır. Aydos Köyü, Aydos Çayının ağzındaki vadide, kıyıdan ve dolayısıyla çayın ağzından içeriye doğru yayılmıştır. Bugün, burada günümüze kadar gelebilen herhangi bir kalıntı bulunmamaktadır.
 
Üst