Bir Öykümüz Var
- Konuyu Başlatan Levent 16
- Başlangıç tarihi
- Konuyu Başlatan
- #2
serdary67
Onursal Üye
o güzel günler gelmez o insanlarda ahhh ahhh
İnanna Salome
Aktif Üye
- 4 Eki 2023
- 252
- 1,602
Ne kadar güzel bir programmış. Her bölümünde farklı bir sanatçı öykü anlatıyor. Acaba İsmail Cem'in TRT Genel Müdürü olduğu zamanlar mı? O zamana yetişemesem de TRT'nin kültür sanat okulu olduğu yıllara yetiştim. Hikmet Şimşek ile Pazar Konseri, Rekin Teksoy ile Sinema ve Edebiyat, Attila İlhan ile Zaman İçinde Yolculuk ve nicesi büyük okuldu.
Çok değerli Toto Karaca'nın sanatçı olarak bizlere kattıkları yanında eşinin karşı çıkmasına rağmen oğluna destek olarak bizlere Cem Karaca'yı da kazandırmış. Toto Karaca ve Cem Karaca anlatıyor, sanatçı annenin çocukluktan beri müziğe aşık oğluna desteğini.
Çok değerli Toto Karaca'nın sanatçı olarak bizlere kattıkları yanında eşinin karşı çıkmasına rağmen oğluna destek olarak bizlere Cem Karaca'yı da kazandırmış. Toto Karaca ve Cem Karaca anlatıyor, sanatçı annenin çocukluktan beri müziğe aşık oğluna desteğini.
Son düzenleme:
- Konuyu Başlatan
- #5
Doğru düşünmüşsünüz sayın İnanna Salome. Programın yaynılanma tarihi 1975. CHP-MHP koalisyonu sırasında, 1974-75 yıllarında TRT Genel Müdürlüğü yapmıştı İsmail Cem. Kültürel yayınların çoğaldığı, klasik edebiyat yapıtlarının dizi halinde ilk kez evlerimize ulaştığı, bana sorarsanız TRT'nin zirve yaptığı güzel zamanlar.
Sonrasındaysa, o zirveden birer birer indi basamakları, 1980 Cuntasıyla birlikte o basamaklar üçer beşer oldular ve 2000'li yıllarda artık inecek basamak falan kalmayınca, dipsiz bir uçuruma -düştü diyemeyeceğim- attılar koca kurumu. Bize de buruk bir geçmiş zaman özlemiyle, o günleri parça parça da olsa, anımsamak kaldı.
Sayın Levent16 ,
Sayın serdar67 ,
Sayın İnanna Salome ,
Sayın didi ,
Aslında okunacak o kadar dergi varken işin doğrusu ilk anda bu sayfaya pek bakasım yoktu. Ama TRT ve sunduğunuz TRT kaynaklı programa rastlayınca kendimi alamadım. Yine kendi anılarımı anlatmam gerekecek ( insan en iyi kendi anılarını bilir elbet ) üstelik benim yüzümü bile görmediğiniz için anlatılanlar anı olarak kolektif anılar sayılabilir... Yani Türkiyenin hali pür melalidir , anlattıklarım...
Yıl 1974 yılı o dönem ( 1973 te de girmiştim. ) Üniversite Seçme Sınavına girmiş ve iyi bir puan almıştım. Ancak bu iyi puanla çok iyi okullara kaydımı yapacağımı bekleyen yakınlarım ( o zaman puanlarınızı elinize alınca şehir, şehir , okul , okul gezip ön kayıt yapılır ve gece okulların en son hangi puanlardan öğrenci alacağı okunurdu. Eğer sizin puan tutuyorsa ve siz hala kararlıysanız gidip kesin kaydınızı yapardınız. ) onların beklediklerinin aksine Başkent Gazeticilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okuluna kaydımı yaptığımı duyunca biraz bozuldular. O dönem 4 yıllık eğitim veren bu konudaki tek okuldu. Bu nedenle çok istediğim halde ( 2-3 yıllık olduğu için ) SBF Gazetecilik okuluna kaydımı yaptırmamıştım. Neyse ... Okula girdiğimde İsmail Cem'in TRT deki 1. Dönemi yaşanıyordu. 4 yıl sonunda bu okulun RADYO TELEVİZYON BÖLÜMÜNÜ bitirmiştim. ( İktidarda artık MC hükümeti vardı. İsmail Cem elbette ki görevden alınmıştı. ) Türkiye'de YAZ DÖNEMİNDE sadece ben mezun olmuştum. Yani benden başka mezun yok Türkiyede. Gittim TRT ye muracaat ( başvuru ) ettim. Yönetmen ve Yapımcı kadrosu için... Benim dilekçemi kabul etmediler. Neden , diye sorduğumda "Biz sınav yapıp gerekli elemanları aldık." dediler. Bunda yalan, yanlış vardı. Çünkü ;
1 - Yasaya göre TRT eleman almak için sınav yapacağını ilgili okullara asmak zorundaydı.
2 - Türkiyede benden başka mezun yoktu ki, sınava girebilsin ve kazansın..
Tartışmaya başladım Personel Müdürü ile ( O zaman böyle deniyordu şimdi ise "İnsan Kaynakları" deniyor "Personel" birimine ) ... Bütün yukarıdaki saydıklarım nedeniyle köşeye sıkışan personel müdürü ; "Sana bir teklifim var. Git Alparslan Türkeş'ten mektup getir. Seni hemen işe alalım." bunun üzerine kapıyı çarpıp çıktım gittim. Bu nedenle TRT ye hiçbir zaman giremedim...
Hepinize esenlikler dilerim değerli dostlar...