Ağlı

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,050
NeverLand
Resim1.jpg


Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Ağlı’nın doğusunda Seydiler, batısında Azdavay, kuzeyinde Küre ve güneyinde de Daday ilçeleri bulunmaktadır. İlçe toprakları dağlar arasında dar bir vadide ormanlık bir bölgede kurulmuştur. Küre dağları üzerinde yer alan ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1.100 m.dir. İl merkezine 50 km. uzaklıkta olup, toplam nüfusu 4.066’dır.

İlçenin doğal bitki örtüsünü ormanlar ve tahıllar oluşturmaktadır. Ormanlarda genel olarak çam, köknar, meşe, çetir, kavak ve söğüt gibi ağaçlar bulunmaktadır. Ağlı’da, bir yılda üç mevsim yaşanır. Kış mevsimi Kasım ayında başlar, Nisan ayı sonuna kadar devam eder. Kar erken yağar ve geç kalkar. Yazlar ılık, yağmurlu; kışlar sert ve kar yağışlıdır. Çevrenin ormanlık ve dağlık oluşu soğukları önlemektedir.

Ağlı Kalesiİlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında arpa ve buğday gelmektedir. Az miktarda da fiğ yetiştirilir.

İlçenin İlkçağ tarihi ile ilgili kesin bilgi bulunmamakla beraber, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Kastamonu ve çevresinde Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Fryglerin bir kolu olan Pafloganialılar bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Yörede Bizanslılar, Danişmendler, Çobanlar ve Candaroğulları egemen olmuş, Ağlı uzun süre Bizans egemenliği altında kalmıştır. Ağlı ve yöresi 1106 yılında Danişmendlerin eline geçmiştir. Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır.

İlk kez Ağlı Kalesi yakınlarında Eski Pazar denilen yerde kurulmuş, bugünkü ilçe merkezine 1905 yılında nakledilmiş, 1918 yılında da Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1990 yılında da Kastamonu’ya bağlı ilçe konumuna getirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında Ağlı Kalesi, Paphlagonia mezarları, Bizanslılar dönemine tarihlenen sarnıçlar bulunmaktadır. Ayrıca ilçede Bizanslılar tarafından kilise olarak kullanılmış doğal mağara vardır.

İlçe adının hikayesi

İlçe halkının anlattığı efsaneye göre Ağlı ismi ilçenin doğusunda bulunan uğurlu tepede Türkler, kalede Bizanslılar yaşıyormuş, heri ikisi arasında 3 km mesafe vardır. Türkler içme suyu ihtiyacını ilçe merkezinden akan bir sudan karşılıyorlarmış. Bizanslılar Türkleri yenmek için İçme sularını zehirlemeye karar vermişler. Bizanslıların içinde bulunan genç bir kız Türk subayına aşık olduğundan Bizanslıların suya zehir kattıklarını haber vermiş. Bunun üzerine Türkler topluca su içmeye gitmişler ve orada ölü taklidi yaparak Bizanslıların onları görebileceği şekilde yere yatmışlar, Türklerin öldüğünü zanneden Bizanslılar ganimet için Türk kasabasına savunmasız bir şekilde gelirler. Mesafe yakınlaştığında yerde yatan Türkler ayağa kalkarak hücuma geçerler ve Bizanslıları bugünkü Azdavay’a kadar kovalarlar. Bizanslıların Türkler için azdı- vay diye bağrışmalarından Azdavay ismi, suyun zehirlenmesinden dolayı Ağu- Ağulu =Ağlı ismi kaldığı söylenmektedir.

İlçemizin en başta gezilip görülecek yeri tarihi Ağlı Kalesi'dir. Ağlı Kalesi İlçenin Batısında bulunan tabi bir dağ üzerine kurulmuştur. Kalenin etrafı yer yer bıçakla kesilmiş gibi kaya sıralarıyla çevrilmiş ve etekleri ormanlarla örtülmüştür. Üzerine kuzeyinde kepez denilen tabii bir kaya ile aralarındaki boyun noktasından çıkılmaktadır. Zaten zayıf tarafı da burası olduğu için suni duvarlar bu kısma yapılmıştır. Moloz taşından harçla yapılan duvarların kalınlıkları bir metre bu günkü yükseklikleri de üç metredir. Kalenin tepesinde büyük bir düzlük vardır İlçeye bakan kısmında mağaralar vardır. Güneyinde kaleden 10 metre aşağıda bir tabii mağara daha vardır. Bunun içinde dolambaçlı yollar ve mezar odaları bulunmaktadır. Batı yüzünde bir mağara daha vardır bu mağaranın ortasından yan yana iki tane su mahzeni bulunmaktadır. Kalenin üzerindeki düzlükte üç tane su sarnıcı bulunmakta bunlardan iki tanesi halen ayakta durmakta bir tanesi ise yıkılmış durumdadır.

0586.jpg


Ayrıca; Bir rivayete göre, Kırım Savaşı(1853-1856) sırasında Ruslara karşı Osmanlı ordusu Ankara,Çankırı,Kayseri den katılan taburlarla Mısır,Şam,Arabistan,Fas ve Tunus tan asker ve komutanlar iştirak etmişlerdir.Bilhare,Kırım Savaşı sonrası Fas ve Tunustan gelen askerler bu bölgeye yerleştirilmiştir. Bu dönemde Serdarekrem ve Rumeli Ordusundan Ömer Paşa yanısırasında Hasan ,İsmail,Ahmet,Derviş,Halil Paşa gibi Mehmet Paşanın da adı geçmektedir. Tunus tepesinde açık türbe halinde mezarı bulunan Mehmet(Muhammmed) Tunusi Efendinin aynı kişi olduğunu teyid edilememekle veraber ,kuvetli rivayetler vardır. Kırım ile tarihi bir olay Kastamonu'nun Türk hakimiyeteni girişi yıllarında Çobanoğulları Beyliğinin ilk hükümdarı Hüsamettin Bey ,Selçuklu Hükümdarı Alaadin Keykubat'ın sultanlığı sırasında M 1223 tarhinde Kırım'dam Kastamonu ya dönmüştür. Hayatın son günlerini Taşköprü ilçesinde yaşamış ve orda vefat etmiştir. Mehmet (Muhammed) Tunusi Efendi'nin de Hüsamettin Çoban'ın Kırım seferine katılan Tunus'lu bir komutan olma ihtimali olup dönüşünde bu bölge kalıp yaşamış olma ihtimalide bulabilmektedir. Köyde halen yaşamakta 70-80 yaşlarındaki Osmanlı İmparatorluğu son dönemlerinde Trablusgarp'da askerliğini yaparak köy dönmüşleridir.

TOS TÜRBE TEPESİ-FAS TARLASI

Tunuslar köyüne kuzey yönünden Ağlı ilçesinden gidişte batı yönünde görülen köyün kzuey-batı yönünde kalan ve çevreye hakim konumdaki 1325 mt rakımlı tepe TOSLU TEPE(TUNUS TEPESİ-TUNUS TÜRBE TÜRBESİ) olarak bilinmektedir. Tepenin etrafı tabii taş duvar ile çevrili iken zamanla yer yer tahrip olomuştur. Üzerinde ağaçlar mevcuttur. Tepenin üst düzlük alaını takribi 5000 metrakeredir. Tepenin düz alanı kuzey-batı kesminde 5mt uzunluğunda ,3 mt genişliğinde türbe yeri Mehmet(muhammed) Tunusi Efendi'ye ait olduğu köy halkına tarafından bilinmekte ve anılmaktadır. Türbe yeri "çantı" sistemi kalın ağaçlar 1.20 mt yükseklikte çevrelenmiştir mezar yeri yanında büyük anıtsal nitelikte ağaç bulunmaktaıdr.(Mezar yeri defineciler tarafından kaçak kazılarak tahrip edilmiştir). Mezar yeri çevresini tabii taşlar çevrilerek açık türbe haline getirilmiştir.Alan üzerinde ve çevresin de yazılı herhangi bir kitaba taşa veya benzeri bir taşa rastlanmamıştır. Saha üzerinde defin yapılmış bir çok eski mezarlar bulunmaktadır. Tunus tepesnin Güney-Doğu yamacında takribi 50.000 metrakerelik bir alan ise FAS TARLASI olarak anılmaktadır. Ekim harici durumda dır. Güney etek kesiminde eski Müslüman mezar yerleri gözükmektedir. Ayrıca bu kesimde eski bir camii bulunduğu tarihi tespit edilemeyen bir dönemde yıkılması sonucu köy içinde yeni bir cami yapılmıştır.

Bunun dışında İlçemizin ormanları tamamen yayla durumundadır. Yaz Döneminde yayla Turizmi olarak kış döneminde ise kış ve av turizmi olarak değerlendirilebilir. Gölcüğez çayı kenarında bulunan geçen deresi görülmeye değer. İlçemiz dışında özellikle yaz aylarında insanlar sıcaktan bunalırken terlemeden piknik tadı çıkarılabilecek birçok alan bulunmaktadır.
 
Üst