profesör
#
- 12 Şub 2010
- 15,006
- 543,776
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
1001 ROMAN adı geçtiğinde 1965 yılında başlayan 4. seri ile devamındaki 5. seriyi anlardım.
Tabii ki, 4. ve 5. seri olduklarını uzun yıllar sonra Çizgi Diyarı ile tanışıp paylaşımları gördükten sonra öğrendim.
Yine, Çizgi Diyarı sayesinde 1001 Roman serisinin Türkiye'de çizgi romanın atası sayılması gerektiğini biliyorum artık.
1. Seriden ilk örnekleri Sarkomer hocamızın paylaşımlarıyla gördüm.Düzenlemeler harikaydı. Ama bende olması gereken etkiyi yaratması, ancak onları bizzat elimde tutup görmekle oluştu.
Sarkomer hocamızın fedakarlığı hepimizce malum. Ama dediğim gibi insanoğlu gözüyle görünce anlıyor kimi şeyleri.
1001 Roman'ın ilk serisi görmeden, ellenmeden tarif edilecek bir şey değil.
Dünya tarihi içinde bulunduğumuz 21. yüzyıldan ibaret değil. 1939 yılları dünyasını, Türkiye'sini düşünmek lazım.
Bu 1. seri gerçekten muhteşem bir olaymış o yıllara göre. Kağıdı, baskı kalitesi, renkler, içindeki çizgi romanlar...
Bu paylaşımları, arşivde bulunsun diyen dostlar için yapmazdım.Çizgi Diyarı, Türk kültüründe, çizgi roman tarihimizde müstesna bir mekan. Bunu görüyor, yaşıyorum. Tarihimize ufak da olsa bir katkı, bir kaynak ... Tarihimize, kültürümüze sevgi ve saygıdan dolayı gözüm gibi değer veriyorum. Güne değil, geleceğe göre bakıyorum. 1001 Roman'ın bu serisi, serinin en muhteşemi; Adem'i, Nuh'u... Okumak yönünden ise 4. ve 5. serideki çizgi romanlar en güzelleri bence. Sihirli Göz Tim Kelli, Robot Ali, Demir Pençe Coni Kugar, Canavarlar Çarpışıyor Mitek ve diğerleri; ve Tolga...
Laf bitmez 1001 Roman olduğunda. Sizi 10. sayı ile baş başa bırakayım dostlar.
Saygılarımla