Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hürriyet yazarı Uğur Vardan'ın da belirttiği üzere "İlk Türk Filmi" olayı uzmanların hâlen fikir birlikteliğine varamadığı tartışmalı bir konu "Ayastefanos'un Abide'sinin Yıkılışı" filminden önce de Türk yapımları var ama "çıkış noktası" olarak belki de bu filmi baz almaları doğru... Nedeni, bu film hakkında teknik detayların ve master kaydın hâlen ulaşılabiliyor olması olabilir. (Büyük ihtimâl).
Ben jüri üyesi olsaydım ilk 10 sıralamasında
bir numaraya "Selvi Boylum Al Yazmalım"ı yerleştirirdim!
Her şeyi özetleyen unutulmaz söz! "Sevgi Emekti..." www.youtube.com/watch?v=BO-dVmpcE6E "Selvi Boylum Al Yazmalım"
'un 1970'te yayınlanan
kısa hikayesi "Kırmızı Eşarp"dan 1978'de filme aktarılmıştır.
Hürriyet'in Jüri üyelerinin hepsinin ilk 10 listesinde de bu film bulunmaktadır.
Bu arada ilk "Renkli Türk Filmi"de
Muhsin Ertuğrul'un "HALICI KIZ" filmidir.
1953 / 87 Dakika
TRT'de yayınlanan ilk Türk filmi ise
"Kötü Tohum"dur!
1963 / 104 Dakika
Psikolojik-Gerilim
Ne zaman "Türk Sinemasının En İyi 100 Filmi" gibi popüler
listeler yapılsa bu film yer almaz ama bilenler bilir!
Bu filmin orijinali, 1956 yapımı Mervyn LeRoy’in
yönettiği "The Bad Seed"dir!
1956 / 129 Dakika
Psikolojik-Gerilim
"The Bad Seed"de 1954'de yayınlanan
aynı adlı kitapdan uyarlamadır!
William March'ın bu kitabını Maxwell Anderson tiyatro haline
getirmiş ve orijinal film bu tiyatro metnine sadık kalınarak çekilmiştir.
Kötü Tohum, "The Bad Seed" adlı filmin Nevzat Pesen tarafından yazılmış ve yönetilmiş 1963 yapımı yerli uyarlamasıdır. Ve oldukça iyi bir yapımdır. Filmde Alev Oraloğlu ve Leyla Oraloğlu (Gerçek hayatta da ana-kız) başrolde. Ayrıca Suna Pekuysal, Öztürk Serengil ve Bediva Muvahhit gibi oyuncularda yan rollerde bulunmaktadır. Çok iyi bir psikolojik-gerilim filmidir. Hatta Türk sinemasının iyi örneklerinden biridir. Aslında bu bir deneme filmi (çünkü orijinalinden uyarlama) ama denemeninde ötesine geçmiştir kanımca.
Dikkat bundan sonrası spoiler içerir!
Her film de klasik olduğu üzere mutlu bir aile tablosu ile başlayan film evin son derece kıskanç, kötü ve şımarık küçük kızı Alev'in arkadaşlarından Cemal'in beklenmeyen ölümü ile ilginç bir noktaya doğru sürüklenmeye başlar. Eve gelip annesine Cemal'in bulunma anı ve detaylarını anlattığı sırada sandviç ve süt istemesi ise "ne kadar soğuk kanlı ve hasta ruhlu" olduğunun ilk işareti olarak filmde yerini alır.
Daha sonra Alev'in annesi Lale hanım ilerleyen
dakikalarda önceden oturdukları evdeki yaşlı
komşularının ölümü ve Alev arasında dehşet
verici bir bağlantı kurar!
Evlatlık olarak büyümüş olan Lale hanım üvey babasından öz annesiyle ilgili inanılmaz bir sırrı öğrenir. Artık her şey kafasında yerli yerine oturmuştur. Asıl film bundan sonra başlar! Bu sırada olaylardan şüphelenen ve kapı dinleme huyu olan evin kâhyası da soğuk kanlı küçük kızın kendisi için uygun gördüğü sondan kurtulamaz!
Kızı hakkında dehşet verici gerçeği öğrenen
Lale hanım, onu adalete teslim etmek yerine
haplarla öldürmeyi tercih eder!
Filmi izlememiş olanlar için sonunu yazmıyorum.
Bir yerlerden bulup okumayın, izleyin derim!
(Oyunculuklar çok iyi...)
Bu tip filmler de eşine az rastlanan bir olgu da var aslında o da suç unsurunun nesiller arası genetik bağının olup/olmadığı sorunu! Ayrıca çok masum görünen bir çocuğun iç dünyasının nasıl karanlık olabileceği açısından da kayda değer bir senaryo... Annenin öz kızını adalete teslim etmek veya bir rehabilitasyon merkezine yatırmak yerine "ortadan kaldırmayı" tercih etmesi ve sonradan yaşananlar özellikle "anne" odaklı dramı ve çaresizliği izleyiciye iyi yansıtıyor.
Orijinalini daha sonradan karşılaştırma yapmak için izledim ve yerli yapımda ki oyunculuklara özellikle çocuk oyuncu "Alev Oraloğlu"na şapka çıkardım. Suratına yansıttığı gerçekçi kötü karakter müthiş bir performans sergilemesine neden oluyor. Annesi büyük tiyatro sanatçısı Lale Oraloğlu 2007'de aramızdan ayrıldı. Lale Oraloğlu bu senaryoyu kendi tiyatrosunda kapalı gişe oynuyordu ve bu başarı üzerine filmi çekildi...
Türk sinemasında "çocuk roller" denince akla hemen Ayşecik gelir. Bir de "Kötü Tohum"da ki bu çocuğu izleyin ve zihninizde ki "çocuk roller" kategorisinde yeni bir yer açın!
Yazının başında da belirttiğim gibi "Kötü Tohum" TRT'de yayınlanan ilk Türk filmidir!
Yazıyı Cahit Berkay'ın unutulmaz eseri "Selvi Boylum Al Yazmalım",
"Çiçek Abbas", "Devlerin Aşkı" ile noktalıyorum.
Özel bir çalışma, izlemenizi öneririm... www.youtube.com/watch?v=hJ-icfN0Ag0
Teşekkürler sevgili Savaş abim, ileride istifade edebileceğim bir paylaşım olmuş. Bu arada sevgili Motion'ın yorumlarını da keyifle okudum. Sana da teşekkürler dostum.
Bir 100'lük liste de burada:
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "100 Yılın En İyi 100 Türk Filmi" oylamasının sonuçları açıklandı.
ilk 10 unu ben sıralayayım
diğerlerini aşağıdaki linkten siz takip edebiirsiniz: