Led Zeppelin

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin

"Go down like a lead balloon": "Tamamen başarısızlığa uğramak" anlamına gelen İngilizce ifadenin
Amerikan versiyonu "Go over like a lead balloon" şeklindedir.
Kullanımına örnek vermek gerekirse şöyle bir cümle sallayabiliriz:
"I’m sure his plan will go down like a lead balloon."
("I’m sure his plan will completely fail" ile aşağı yukarı aynı anlama gelir bu cümle.)

Bu ifadenin kullanımına dair bilinmesi gereken en önemli detay,
ifade içerisindeki "lead" kelimesinin "öncülük etmek" anlamına gelen ve aşağı yukarı "lıid" şeklinde telaffuz edilen fiil değil,
"kurşun" (element olan) anlamına gelen ve "led" şeklinde telaffuz edilen isim olduğudur.
Yani söz öbeğindeki "lead baloon", kurşundan yapılma bir balonu ifade etmektedir.
Kurşundan yapılma balonun havada uçamayacağı ve çakılacağı da malumunuzdur.
İfadeye anlamını veren de bu fiziksel gerçekliktir.

1920'lerde bulunmuş olsa da ifadenin kullanımı İngilizcede II. Dünya Savaşından sonra yaygınlaşmıştır.

Açık bir şekilde belli olmasa da, en popüler kullanımını efsane grup Led Zeppelin'in isminde bulmuştur bu ifade.
Led Zeppelin kurulmadan önce, Jimmy Page isimli müzik efsanesi,
Jeff Beck, Keith Moon ve John Entwistle gibi efsane isimlerle bir süpergrup kurmaya çalışmıştır;
bir nevi dünya karması, gerçek olamayacak kadar güzel denilebilecek bir fikir.
Nitekim gerçek olmadı da; grup hiçbir zaman oluşmadı.
Yine de Page, Beck ve Moon, Mayıs 1966'da bir araya gelip Beck's Bolero diye yaklaşık 3 dakikalık bir kayıt yapmıştır.
Bu üç kişi dışında kayıtta piyanist Nicky Hopkins ve büyük müzisyen John Paul Jones da vardır.

Bu çabalar, aslında birkaç yıl sonra Led Zeppelin olarak doğacak olan efsane grubun doğum sancılarıdır;
dört baba müzisyenden (Page, Plent, Bonham, Jones) iki baba (Page ve Jones) bir araya gelmiştir bile.



nBuPTIzDtxt4Ty0M-636434021941920800.jpg


O yıllarda Jimmy Page



The Yardbirds Temmuz 1968'de Bedfordshire'da son gösterilerini düzenlemiş fakat sözleşmeleri gereği
İskandinavya'da vermeleri gereken hala birkaç konser vardır. Ancak grup (The Yardbirds) artık dağılmış gibidir ve
elemanlarından Keith Relf ve Jim Mccarty'nin önerisi üzerine,
Jimmy Page ve Chris Dreja, "The Yardbirds" ismini kullanarak İskandinavya turnesi için eksik kadroları tamamlayalım derken,
denkleme John Bonham ve Robert Plant de girer.
Böylece Led Zeppelin'in efsane dörtlüsü bir araya ilk kez gelmiş olur.
Dörtlünün bir arada ilk çalışları Londra, Gerrard Street'te bir kayıt stüdyosunun altındaki odada gerçekleşir.
İlk olarak, Jimmy Page, The Yardbirds'ün de coverlamış olduğu bir Jump Blues parçası olan Train Kept A-rollin'i çalalım der,
zira bu parça 1968 The Yardbirds'ün İskandinavya turnesinde çalınacaktır.
O anı, büyük insan John Paul Jones şöyle anlatır:
"John Bonham'ın çaldığını duyar duymaz bunun harika bir şeye dönüşeceğini biliyordum... hızlıca bir takım olarak kenetlenmiştik."



0-Hit-Parader-Dec-1968.jpg


Hit Parader, Aralık 1968



Muhteşem dörtlümüz, The Yardbirds'ün İskandinavya görevini yerine getirmek için Londra'dan ayrılmadan önce
P. J. Proby'nin "Three Week Hero" isimli albümünün kayıtlarına katılır.
Albümdeki "Jim's Blues" isimli parça Led Zeppelin dörtlüsünün bir arada çaldığı ilk kayıttır
(daha önce bahsettiklerim sadece canlı provalardır, kayıt söz konusu değildir.
bir de "Robert Plant ne yaptı, vokal yok bir şey yok" diye merak eden olursa, kendisi bu kayıtta armonika çalmıştır,
vokal yapacak değil, zira albüm P. J. Proby'nin, dolayısıyla vokalleri de o yapıyor).

Led Zeppelin ismiyle yapmış olmasalar da Danimarka ve İsveç'i kapsayan bu İskandinavya turu grubun ilk turnesidir aynı zamanda.
Turne 7 Eylül 1968'de Danimarka'nın Gladsaxe bölgesindeki ilk konserle başlar,
17 Eylül 1968'de İsveç'in Malmö kentindeki son konserle biter; toplamda 9 konser verilmiştir.

Aynı ayın ilerleyen günlerinde grup ilk albümlerinin kayıtlarına başlamıştır.
Albümün kayıtları ve miksajı dokuz günde tamamlanmış, giderleri Jimmy Page tarafından karşılanmıştır.
Albümün tamamlanmasının ardından, o zaman dağılmış olan The Yardbirds'ün ritim gitaristi ve basçısı Chris Dreja,
bir cease & desist mektubu yayınlayarak "The New Yardbirds" isminin kullanım izninin sadece İskandinavya turnesi için verildiğini belirtir ve
grubu isim değiştirmek zorunda bırakır.



YC0LDLOt1VQys6in-636434024955759489.jpg


The Who'nun davulcusu ve Led Zeppelin isminin ortaya çıkışında büyük payı olan Keith Moon.



Nasıl bir isim bulalım derlerken, Keith Moon ve John Entwistle'ın,
Jeff Beck ve Jimmy Page'den oluşacak bir süpergrubun felaketle sonuçlanacağına dair ifadeleri akla gelir.
Bu "felaketle sonuçlanma" kısmını belirtirken büyük ihtimalle Keith Moon'un "go down like a lead balloon" ifadesini kullandığı söylenir
(bu ifadeyi, John Entwistle kötü geçen sahne gösterileri için kullanırmış, Keith Moon da arkadaşından kapmıştır).
Bunun üzerine grup, menajerleri Peter Grant'in tavsiyesi üzerine "lead" kelimesindeki "a" harfini düşürür;
böylece kelimenin "led" yerine "lıid" şeklinde bağlam/anlam açısından yanlış telaffuz edilme ihtimali bertaraf edilmiş olur.
"Balloon" kelimesi yerine de Jimmy Page'in aklına "aynı anda hem ağırlığı hem hafifliği, hem tutuşabilirliği hem zarafeti" getiren ve
yine bir çeşit balon sayılabilecek "zeppelin" kelimesinde karar kılınmıştır.

Zeppelin kelimesinde karar kılınmasında 1937 Hindenburg faciasının da payı var muhtemelen.
Zira kazayı anlatan radyocu/gazeteci Herbert Morrison'ın meşhur "oh, the humanity" sözüyle birlikte kazanın video görüntüsü
50 ve 60'larda İngiliz sinemalarında gösterilirmiş ve Page muhakkak görmüş ve etkilenmiştir.
Zaten grubun ilk albümünün Page tarafından seçilen kapağında da Hindenburg faciasının bir fotoğrafı bulunmaktadır.


1.jpg


6 Mayıs 1937, Hindenburg faciası ( )

Böylece müzik tarihine damgasını vuracak olan efsane bir grup isimsizlikten The Yardbirds'e,
The Yardbirds'ten The New Yardbirds'e, oradan da Led Zeppelin'e varan isim macerasını tamamlamış olur. //ekşişeyler-takyon


3.jpg





4-Frisco-Jan-1969.jpg


Frisco, Ocak 1969



Birkaç zaman önce, internet sayfaları arasında gezinmekten büyük keyif aldığım ikinci yer olan Ekşi Sözlük'te rastladığım yazıyı yukarıda okudunuz.
Başka bir efsane grubun diskografisini tamamlamaya çalışıyordum, bu yazıyı okuyunca önceliği Led Zeppelin'e verdim.

Grubun çok fazla stüdyo albümü yok, toplam 9 tane. 3 de konser kayıtlarını albüm yapmışlar.


Led Zeppelin 1969 - Led Zeppelin l

Led Zeppelin 1969 - Led Zeppelin ll

Led Zeppelin 1970 - Led Zeppelin lll

Led Zeppelin 1971 - Led Zeppelin lV

Led Zeppelin 1973 - Houses of the Holy

Led Zeppelin 1975 - Physical Graffiti

Led Zeppelin 1976 - Presence

Led Zeppelin 1979 - In Through The Out Door

Led Zeppelin 1982 - Coda


Led Zeppelin 1976 - The Song Remains The Same (Konser)

Led Zeppelin 2003 - How The West Was Won (Konser)


Led Zeppelin 2012 - Celebration Day (Konser)



Diğer albümleri, derleme / toplama albümler.

Bu albümleri FLAC olarak edindim ve bu başlık altında, sırasıyla sunacağım.



Led Zeppelin Diskografi

Led Zeppelin 1969 - Led Zeppelin l

Kaydedilme: Ekim 1968
Yayınlanma Tarihi: 12 Ocak 1969 (ABD)
Yayınlanma Tarihi: 31 Mart 1969 (B. Krallık)
Tarz: Hard rock, Heavy metal, Blues rock
Süre: 44:51
Dil: İngilizce
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 14+ Milyon



2.jpg




Sunum: 282 MB, 900-950kb/s, 16bit, 44,1mHz, EAC - FLAC

Led Zeppelin l:

Bonus: İsteyen diyardaş Led Zeppelin l albümünün Sanat Çalışmasını kitap olarak indirebilir:

Sunum: 390 MB, 3800*3800 pxs, 8 bit, 77 PNG sayfası

Led Zeppelin l Book:



Led Zeppelin'in diğer albümlerini fazla ayrıntıya girmeksizin -son stüdyo albümü dışında- hızlıca sunacağım.

Saygılarımla.

*



 
Son düzenleme:

Borarenan

Kıdemli Üye
24 Şub 2022
133
362
Bu grup ilgimi çekiyor, arşivimde baya şarkıları var.. desem yalan söylemiş olurum. Sadece müzikal açıdan "fena değil" kategorisinden şu iki şarkılarını almışım arşivime: 1) Whole Lotta Love, 2) Kashmir. Tabii bütün şarkılarını henüz dinleyemedim... Ama öyle güzel bir sunum yapmışsınız ki, beğenip yorum yazmadan edemedim. Elinize sağlık, teşekkürler.
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1969 - Led Zeppelin II


Kaydedilme Tarihi: Ocak - Ağustos 1969
Yayınlanma Tarihi: 22 Ekim 1969
Tarz: Hard rock, Heavy metal, Blues rock
Süre: 41:24
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 20+ Milyon



Led-Zeppelin-ll-a.jpg




Sunum: 230 MB, 670-930kb/s, 16bit, 44,1mHz, EAC - FLAC

Led Zeppelin II:



Led-Zeppelin-ll-b.jpg



İsteyen diyardaş Led Zeppelin II albümünün Sanat Çalışmasını kitap olarak indirebilir:

Sunum: 390 MB, 3800*3800 pxs, 8 bit, 86 PNG sayfası

Led Zeppelin II Book:


Saygılar.

*
 
Son düzenleme:

akyıldız

Süper Üye
15 Nis 2010
1,773
2,614
70'lerin ikinci yarısından beri dinlemekten en çok zevk aldığım topluluktur. 2. sırada da Deep Purple gelir. Güzel sunumun ve bilgilendirme için çok teşekkürler.
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1970 - Led Zeppelin lll

Kaydedilme Tarihi: Ocak - Ağustos 1970
Yayınlanma Tarihi: 5 Ekim 1970
Tarz: Hard rock, Folk rock, Blues rock
Süre: 43:04
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 12+ Milyon




Led-Zeppelin-1970-Led-Zeppelin-lll-cover.jpg




Sunum: 315 MB - 710-900kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC

Led Zeppelin lll:


Led-Zeppelin-1970-Led-Zeppelin-lll-vinyl.jpg



Bu albümün de sanat çalışması var.

3800*3800 pxs, 8 bit, 88 PNG sayfasından oluşan kitap 250 MB hacminde.


İsteyen diyardaş adresinden edinebilir.


Saygılarımla.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1971 - Led Zeppelin lV

Kaydedilme Tarihi: Aralık 1970 - Mart 1971
Yayınlanma Tarihi: 8 Kasım 1971
Tarz: Hard rock, Heavy metal
Süre: 42:39
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page, Peter Grant
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 37+ Milyon



Sunum: 358 MB - 730-950kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC


Led Zeppelin lV:



LP1-Digipack.jpg




Sözleri İngiliz mistik edebiyatının ünlü kadın yazarlarından
Lewis Spence’in “The Magic Arts in Celtic Brain” adlı kitabından etkilenen Robert Plant tarafından yazılan,
elinde mistik güçleri bulunan doğaüstü bir kadının ruhsal arayışlarını içeren ve
tüm zamanların en büyük rock şarkılarından biri olarak nitelenen
"Stairway to Heaven" şarkısı bu albümde yer alır.


3800*3800 pxs, 8 bit, 87 PNG sayfasından oluşan sanat çalışması kitabı 233 MB hacminde.


adresinden edinebilirsiniz.


Led Zeppelin'in adsız 4. albümünün kapağında dört mistik şekil bulunur:
John Bonham, birbirine bağlı üç çemberden oluşan şekli (teslis);
John Paul Jones, özgüven ve ustalığı tasvir eden Kelt şeklini;
Robert Plant, Mu uygarlığının bir şeklini; (Doğruluk ve cesaret)
Jimmy Page de “Zoso” olarak söylenen gizemli şekli imza olarak kullanmıştır. (Satürn, Oğlak burcunun yöneticisi)




LP1-Side.jpg




Her ne kadar Zeppelin elemanlarının seçtiği 4 şekil albümün ismi olsa da,
beşinci bir mühür vardır: "The Battle Of Evermore" şarkısında düet yapan İngiliz folk-rock sanatçısı
Sandy Denny ise
tanrılığın eski bir sembolünü seçmiştir.


Robert Plant'ın seçtiği "tüy" şekli, Albay James Churchward'ın “Mu'nun Kutsal Sembolleri (1931)” kitabında mevcuttur.
Sembol, Eski Mısır adalet tanrıçasının da (Ma'at) sembolüdür ve "yazar" anlamına da gelir.
Robert Plant, Zeppelin'in şarkı sözlerini yazmıştır.

Elbette, beş şeklin seçilme sebepleri var; ancak bu açıklamayı okültizm ve kriptoloji uzmanı bir diyardaşa bırakayım.
:9

Saygılarımla.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1973 - Houses of the Holy

Kaydedilme Tarihi: Aralık 1971 – Ağustos 1972
Yayınlanma Tarihi: 28 Mart 1973
Tarz: Hard rock, Heavy metal
Süre: 40:57
Dil: İngilizce
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 17+ Milyon

Sunum: 248 MB, 750-990kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC


House of the Holy:



16.jpg




Sanat Kitabı sunum: 3800*3800 pxs, 8 bit, 82 PNG sayfası, 224 MB.

Houses of the Holy Sanat Kitabı:



53.jpg




Muhteşem bir başarıya ulaşan "Zoso" albümünden sonra yavaşça zirveden inmeye başladığı albümdür.

Yine de The Rolling Stones dergisinin "En İyi 500 Müzik Albümü" sıralamasında 278. sıradadır.
Zoso albümü 66. sıradaydı.




54.jpg




"Zoso" ve ardından "Houses of the Holy" albümlerinin ulaştığı başarıyla,
5 Mayıs 1973, Florida'daki Tampa Stadyumunda Led Zeppelin'i görmek için 56800 bilet alınmış;
o zamana kadarki en kalabalık konser gerçekleşmiştir.

Saygılarımla.

*


 

Borarenan

Kıdemli Üye
24 Şub 2022
133
362
Led Zeppelin 1971 - Led Zeppelin lV

Elbette, beş şeklin seçilme sebepleri var; ancak bu açıklamayı okültizm ve kriptoloji uzmanı bir diyardaşa bırakayım. :9

Saygılarımla.

*

Bu mesajınızı bugün okudum üstat. Bahsettiğiniz kritere uyduğumu düşündüğüm için de ben bunu kendi üstüme aldım. :)

Öncelikle, Led Zeppelin grubuyla ilgili bir anımı yazayım. Online bir oyun sitesindeki, Almanya asıllı ABD vatandaşı olan, Valerie isimli bir arkadaşımla bir gün rock-metal müzik muhabbeti yapıyorduk. O türde en beğendiğin grup hangisi diye sormuştum, Led Zeppelin demişti. Pek dinlemedim, yorum yapamam demiştim. Ondan sonra o grubun birkaç şarkısını dinlemiştim ama ful diskoğrafilerini henüz bitirmedim. Boş bir zamanda sizin arşivinizden bakarım artık... Türk müziğinin reklamı olsun diye ben de kendisine rahmetli Barış Manço’nun en sevdiğim şarkısı olan Dönence’nin linkini yollamıştım. Şarkının sözlerine yaptığım İngilizce çevirimi de yollamıştım. Çok beğenmişti.

Bahsettiğiniz sembollere gelecek olursak; ezoterizm, okültizm ve kriptoloji çok geniş sahalar, okyanus misali... Dan Brown’ın romanlarındaki simgebilim uzmanı olan Robert Langdon karakteri için bile o konulardaki “her şeyi” biliyor denemez. Aynı şekilde ben de bunu iddia edemem. Ama o konularda “baya bir” araştırmam, bilgim var diyebilirim... Bir de sembolizm, simgebilim dalı bazen görecelidir. Aynı sembole farklı farklı kişiler farklı farklı anlamlar yüklemiş olabilirler. Önemli olan, o sembolü kullanan kişi(lerin) ne amaçla, hangi gönderme/kodlamayla o sembolü kullandığını çözmeye çalışmaktır. Örneğin “The Eye of Providence / The All-seeing Eye” sembolü için kimisi Tanrı’nın Gözü der, kimisi Şeytan’ın/Deccal’in Gözü der, kimisi Ra’nın/Horus’un Gözü der (Udjat Muskası olarak) vs. vs... Her ezoterik örgüt aynı sembole farklı bir anlam da yükleyebilir ya da yüklemez ve yaygın olan anlamını kullanır. Yani bu gerçekten karışık, kompleks bir saha, o nedenle yazıyı bu kadar uzattım-uzatacağım...

Bahsettiğiniz sembolleri ben aslında baya bir açıklardım ama bu forumdaki Led Zeppelin hayranlarını kızdırıp küstürmeyeyim, çünkü yazacağım şeylerin hoşlarına gideceğini sanmam. Bu kez şöyle yapalım. Demin bilgisayarımdaki bir arşivimden beş adet klasör hazırlayıp upload ettim. Klasörlerin içinde sadece görseller, resimler var. Boş bir zamanınızda indirip hepsine tek tek bakarsanız ne anlatmak istediğimi anlarsınız. İnanırsınız ya da inanmazsınız, katılırsınız ya da katılmazsınız demiyorum, onu bilemem, ama benim ne anlatmak istediğimi anlarsınız.

Toplam 27 MB olan klasörlerin indirme linki:

Burada o semboller için sadece şunları yazayım:

1) “ZoSo” kelimesine benzer olan semboldeki Z harfinin bir göndermesi Oğlak Burcu-Satürn’dür evet, onu güzel yakalamışsınız. Ama Z harfinin orada bir kodlaması daha var; kısmen bir “anagram”. Hem bu yazıda hem de klasörde bunu yazmayayım/göstermeyeyim çünkü yanlış anlaşılıp tepki gelebilir. Sadece şu ipucunu vereyim, Z’nin sağ alt kuyruğundaki sanki “i” harfi gibi olan çıkıntıya dikkat. Yani orayı sanki “Zi” diye okutacak türden bir çıkıntı. Ve “The Matrix” serisindeki son hür insan şehrinin adının ne olduğunu hatırlarsanız, bunun için de ne anlatmak istediğimi anlamış olursunuz. Hele de o şehrin adının yanına “-izm” anlamında olan “-ism” ekini ekledikten sonra İngilizce bir sözlüğe bakarsanız... -Yanlış anlaşılıp tepki çekmemek için bulmacalı, yapbozlu açıklama yapıyorum iyi mi... Jigsaw (Testere) reisin(!) kemikleri sızladı, kulakları çınladı dermişim.-

oSo ise sağlı-sollu “OSO” diye okunan bir kelime. Türkçe bir erkek ismi olan “TALAT” misali. Okültizmde bu tür kelimelerin de özel bir yeri vardır. Ve buradaki “OS” kelimesine dikkat. Bazı dillerde “OZ” diye okunur/yazılır. Klasörlerin birine bu “OS/OZ” hakkında çok önemli görseller ekledim, mutlaka göz atın. OSO kelimesindeki “O” harflerinin içine, “Çemberin İçindeki Tek Göz/Pentagram” misali tek bir nokta koymuş olmalarına da ayrıca dikkat. Yahu pes, o da mı özel seçim.. diyebilirsiniz; evet cidden özel bir seçim. Okült birçok yazı fontunda özellikle kullanılır. Örneğin Google görsellerde aratıp, kabalacı, mistik, okültist bir kadın olan Dion Fortune’ın “Sağlıklı Okültizm” isimli kitabının kapağındaki yazı fontlarına bir bakın. Ya da mesela şu kitabın kapağına; “Bora İyiat - Haşhaşilerden Gladio'ya Gizli Örgütler”.

Ve “O” harflerinin içindeki noktaların bir çizgiyle birbirine bağlanması bile özel bir seçim. Geçenlerde size bahsettiğim “Atiye” isimli dizinin aşağıdaki logosuna bakın. Bu sembolün anlamlarından “BİRİ”, Spiritüalist bazı inançlarda da yer alan resurrection’ın/reborn’un, yeniden doğuşun, tekâmül sürecinin vb.nin kodlanmasıdır. Onun dışında birkaç anlamı daha var. Mesela “Owl (Baykuş)” kodlaması gibi...



2) Ezoterizm ve okültizmde, hatta teistik satanizm ve sembolik satanizmde “çember, yuvarlak” çizimi “Ouroboros (Kendi Kuyruğunu Isıran Yılan sembolü)” döngüsüdür. Açıklamaya kalksam sayfalar sürer. Sadece şunu yazayım, gene resurrection’ın/reborn’un, yeniden doğuşun, tekâmül sürecinin vb.nin kodlamasıdır. Yılanların deri yenilemesi olayına da bir göndermesi vardır. Sembolik satanistler pentagram’ı ayinlerde bir çemberin içine çizerler ve o çember de Ouroboros döngüsüdür. Şeytan’a kurban edilecek bir insan ya da hayvan o çemberin içine yerleştirilir çünkü ayin anında o çemberin içinde bazı özel enerjilerin oluştuğuna inanırlar (sembolik bir inanç.. teistik olanlarda ise direkt normal bir inanç)... Bahsettiğim Atiye dizisini izlerseniz o dizide Ouroboros’a çok fazla örnek olduğunu görürsünüz.
Hem sahnelerde sembol olarak hem de senaryoda konu-hikaye olarak.

3) Yine çemberin içine çizilmiş olan o “tüy/bitki” sembolünü siz açıklamışsınız ama tıpkı yukarıda yazdıklarım gibi bunun da gizli birkaç anlamı DAHA olabilir. Şarkıcılar o anlamları açıklamamak istemiş olabilirler. Örneğin masonluktaki “Hiram Abif” efsanesini okursanız ne demek istediğimi anlarsınız. Özellikle de Hiram Abif’in mezarına bırakılan “Akasya Dalları” kısmını... Yani bu sembol “akasya dalı” göndermesi de olabilir. Dünyadaki birçok logoda akasya dalı kodlaması var, çok denk gelmişsinizdir... Aynı zamanda Başak Burcu'na da bir gönderme olabilir. Hani Oğlak Burcu göndermesinden de söz etmiştik ya. Bu sembol bir başağı da anımsatıyor.



4) CD’nin üzerindeki “Atlantic” kelimesi “Kayıp Kıta Atlantis”in kodlaması olabilir. Atlantic-Atlantis. Sizin yazdığınız “Kayıp Kıta Mu” ile de uyumlu.
Üstteki büyük “A” harfinin yanındaki sembolün açıklaması ise indireceğiniz klasörde örnekleriyle yer alıyor.

Vesaire... Gerisi indireceğiniz klasörlerde diyeyim. Puzzle’ın parçalarını birleştirip “Büyük Resme” ulaşmaya çalışın. Ya da o klasörlerin birindeki bir görsele yazdığım bir şarkı sözünün dediği gibi;

~

Rabb ile arana giren şifreyi çÖZ.
Emeklerimin üzerine hasım salar gÖZ
Dinamitim sÖZ.
Piramitin gölgesindeki sihri çÖZ.
Soyadımın ilk iki harfi kişiliğim kadar ÖZ.

~

Saygılar, hayırlı bayramlar.​
 
Son düzenleme:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Hemen hemen hergün dinlediğim müzik grubudur Led Zeppelin. Hatta askerde yazıcı iken bilgisayara da yüklemiş, yanıma gelen "poşetlerin" ilgilerine maruz kalmıştım. Küçük bir tanıtım ile grubun şarkılarını paylaşmayı aklımdan geçiir dururdum, iş yoğunluğu nedeniyle neyi yapabiiyoruz ki?

Grubun en çok sevdiğim ve dinlediğim trio ise ise;

1. Harika bir açılışı olan her tarafı ile ben Rock'um diyen şarkı: Black Dog.

2.Mükemmel şarkı: Whole Lotta Love

3. Kafayı dinletecek şarkı: Stairway To Heaven
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1975 - Physical Graffiti

Kaydedilme Tarihi: Temmuz ve Aralık 1970, Ocak-Mart 1971, Mayıs 1972, Ocak-Şubat 1974
Yayınlanma Tarihi: 24 Şubat 1975
Tarz: Hard rock, Heavy metal
Süre: 82:59
Dil: İngilizce
Şirket: Swan Song Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 5/5
Dünya Satışı: 13+ Milyon


Sunum: (Çift LP) 649 MB, 780-900kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC


Physical Graffiti:



LP1.jpg




LP2.jpg




Sanat Kitabı sunum: 3660*3660 pxs, 8 bit, 103 PNG sayfası, 366 MB.

Physical Graffiti Book:


Saygılarımla.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1976 - Presence

Kaydedilme Tarihi: Kasım-Aralık 1975
Yayınlanma Tarihi: 31 Mart 1976
Tarz: Hard rock, Heavy metal, Blues rock
Süre: 44:19
Stüdyo: Musicland, Münih, Batı Almanya
Şirket: Swan Song
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 3/5
Dünya Satışı: 7+ Milyon


Sunum: 302 MB, 880-990kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC

Presence:



led-zeppelin-presence-1.jpg




Presence kaydından hemen önce, grup bir trafik kazası geçirir.
Kazada grup üyesi ve şarkı sözü yazarı Robert Plant'ın bir kolu ve bacakları kırılır.
Aynı zamanlarda "The Rolling Stones" ile yarışan Led Zeppelin, bu yüzden albümü aceleyle tamamlar.


Kayıt çalışmalarının sonlarında, Robert Plant'ın tekerlekli sandalyede çalıştığı birkaç kaynakta belirtilir.



led-zeppelin-presence-2.jpg




Bu albümün bir de simgesi vardır: Küçük, siyah bir obelisk.

Bu objenin anlamının
(aramızda olmasan da, çok güçlüsün) olduğu, daha sonraki bir söyleşide açıklanmış.

Obelisk, albümden hemen sonra satışa sunulmuş.

Saygılarımla.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1979 - In Through The Out Door


Kaydedilme Tarihi: Kasım-Aralık 1978
Yayınlanma Tarihi: 15 Ağustos 1979
Tarz: Hard rock, Heavy metal
Süre: 42,35
Stüdyo: Polar, Stockholm, Sweden
Şirket: Swan Song
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 3.5/5
Dünya Satışı: 10+ Milyon

Sunum: 278 MB, 870-980kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC


In Through the Out Door:

In Through the Out Door, Led Zeppelin'in sekizinci ve son stüdyo albümüdür.
Kasım ve Aralık 1978'de Stockholm, İsveç'teki ABBA'nın Polar Stüdyolarında üç hafta içinde kaydedildi.
Davulcusu John Bonham ölmeden önce yayınlanan son albümdü.



led-zpp.jpg



Orijinal LP albümde alışılmadık bir özellik vardı:
Albümün düz kahverengi bir kese kağıdı gibi görünen, bir dış kılıfı vardı.
İçi siyah renkteydi.

Farklı bir çift fotoğraf içeren
(her iki tarafta birer tane) altı farklı plak kılıfı vardı ve dıştaki kahverengi kağıt kılıf,
plak alıcılarının hangi kılıfı aldıklarını anlamalarını imkansız kılıyordu.




wallpaper.jpg




Fotoğrafların hepsi bir barda aynı sahneyi gösteriyordu (bir adamın sevgilisinin mektubunu yaktığı) ve her fotoğraf,
diğer fotoğraflarda görünen birinin ayrı bakış açısından çekilmişti.
Yalnızca bu fotoğraflar bile albümü satın alma sebebiydi.


Albüm resmi Hipgnosis fotoğrafçısı Storm Thorgerson tarafından tasarlanmıştı.
1980'de Hipgnosis, In Through the Out Door ile "En İyi Albüm Paketi" kategorisinde Grammy Ödülüne aday gösterilmişti.

Saygılarımla.

*
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,332
hiçbiryerde :)
En çok dinlediğim, rock müzik deyince
ilk aklıma gelen gruplardan biri demek
hafif kalacak Led Zeppelin çalışmaları
için çok teşekkür ederim "agartan" üstat.
Bu vesile ile bir şey sormak istiyorum.
Spotify aile üyeliği almıştım uzun süre önce,
çocuklar, arkadaşlar ile dinlemek için.
Çok iyi bir platform olduğunu düşünüyorum
ama mesela yine çok sevdiğim Neil Young,
bu platformdan çıkmış ya da girmemiş; onun
ayrı, ücretli/ücretsiz bir dinleme kanalı var,
uzun zaman önce girip bakmıştım, sonrasını
bilmiyorum... Buna benzer farklı konular
açılabilir ama benim sormak istediğim şu:
Spotify kanalı, flac müziği bilgisayarımıza
indirip dinleyeceğimizden daha iyi bir ses
verebilir mi? Ses sistemimiz mi daha önemli
bu noktada? Bilgisayara bağlı amfi ve hoparlör
varsa, hangisi daha önemli olabilir ya da olmayabilir?
Örnek olarak benim bir amfi var bilgisayara bağlı,
yamaha RX-V361 ve ona da "Canton" 60 watt, eski,
bir çift hoparlör ile ayrı bir 5+1 hoparlör bağlı.
Sonradan bir bloototh hoparlor aldım, Anker,
soundcore motion plus+ . Bu küçük hoparlör,
bütün bu amfi, bilgisayar ve iki üç hoparlörler
kadar iyi ses veriyor!.. (gücü 30 birşey sanırım:))
Savaştan önce bir çok kez Harkov şehrine gitmiştim.
Orada yaşayan arkadaşım bir bluetoth hoparlor
(Marshall killburn ya da ona benzer bir şey) alıp,
bana da önerdikten sonra almıştım ve pratik
kullanımını beğenmiştim.
Şimdi yazarken benim anker'i dinliyorum, hiç fena
değil ama dostların yorumlarını merak ediyorum,
öğrenmek istiyorum; nedir bu işlerin aslı astarı?
Her şey bir zevk işi mi, yoksa ne kadar özellik,
o kadar kalite mi; ya da daha başka bir şey mi? :):)

Ha, şimdi aklıma geldi, lambalı amfi diye bir şey
vardı okuduğum; Ankaradan abim de almıştı ondan
bir tane... Onu da layıkıyla dinleme şansım olmadı
henüz. Acaba öyle bir şey mi en güzel sesi verir?
Benimki de "ey güzel ayna, söyle en güzel daha iyisi
var mı ?" gibi oldu ama sormak istedim bilenlere,
nedir güzel mizk dinlemenin aslı astarı?
Agartan üstada tekrar teşekkür ederim bu vesile ile...
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Buna benzer farklı konular açılabilir ama benim sormak istediğim şu:
Spotify kanalı, flac müziği bilgisayarımıza indirip dinleyeceğimizden daha iyi bir ses verebilir mi?
Ses sistemimiz mi daha önemli bu noktada?
Bilgisayara bağlı amfi ve hoparlör varsa,
hangisi daha önemli olabilir ya da olmayabilir?

Örnek olarak benim bir amfi var bilgisayara bağlı,
yamaha RX-V361 ve ona da "Canton" 60 watt, eski,
bir çift hoparlör ile ayrı bir 5+1 hoparlör bağlı.
Sonradan bir bluetooth hoparlör aldım, Anker,
soundcore motion plus+ . Bu küçük hoparlör,
bütün bu amfi, bilgisayar ve iki üç hoparlörler
kadar iyi ses veriyor!.. (gücü 30 birşey sanırım:))

Şimdi yazarken benim anker'i dinliyorum, hiç fena
değil ama dostların yorumlarını merak ediyorum,
öğrenmek istiyorum; nedir bu işlerin aslı astarı?
Her şey bir zevk işi mi, yoksa ne kadar özellik,
o kadar kalite mi; ya da daha başka bir şey mi? :):)

Ha, şimdi aklıma geldi, lambalı amfi diye bir şey
vardı okuduğum; Ankara'da abim de almıştı ondan
bir tane... Onu da layıkıyla dinleme şansım olmadı
henüz. Acaba öyle bir şey mi en güzel sesi verir?
Benimki de "ey güzel ayna, söyle en güzel daha iyisi
var mı ?" gibi oldu ama sormak istedim bilenlere,
nedir güzel müzik dinlemenin aslı astarı?

Şimdi, yeryüzü üstadım,

Çok fazla ve çok nitelikli sorular bunlar. :S

Sizden ricam, bütün üyelerin görüp, bilgi paylaşabilmeleri için bir konu sayfası açsanız...
Dileyenler fikirlerini yazsınlar.

Bu arada ben de biraz ders çalışayım. ;)

Saygılar.
 

Borarenan

Kıdemli Üye
24 Şub 2022
133
362
Müziğe yıllarını vermiş, geçmişte çeşitli türlerde şarkılar, soundtrack'ler, remix'ler bile hazırlayıp yayınlamış birisiyim.. Size "ses kalitesi" konusunda birkaç tüyo vereyim, üstat yeryüzü.

Spotify kullanmıyorum ama bir ara "nedir, ne değildir" diye bakmak için açıp kurcalamıştım. Ekranda "Ayarlar" menüsü olur. Oraya girip ses kalitesi ayarlarına bakın. Düşük, Normal, Yüksek, En Yüksek.. gibi şeyler yazar. Onların hepsini En Yüksek/Very High olarak seçin. Bildiğim kadarıyla En Yüksek'teki ses formatı ve kalitesi "MP3, 320 Kbps" oluyor. Diğerleri ondan da düşük. Spotify'ın FLAC formatı kullandığını sanmam. Ama güncel sürümlerinde ve premium hesaplarda varsa bilmem. Yalnız, ses kalitesi arttıkça dosyanın boyutu da artar ve dolayısıyla internet kotanız o ölçüde daha çok azalır. Özellikle de cep telefonlarının internet paketleri kotalı oluyorlar. Diğer normal, sınırsız ev/ofis internet paketlerinde sorun olmaz.

"Bilgisayarda en iyi ses kalitesi nasıl elde edilir", konusu için şunları yazayım:

1) Ses kartı önemlidir. Bir bilgisayar satın aldığınızda ses kartı, anakartın üzerinde tümleşik (on-board) olarak gelir. Ve o tümleşik ses kartları profesyonel düzeyde değildirler. Ana kartın kalitesine göre; kötü, vasat ya da belki vasatın biraz üstü olurlar. Ses kalitesine çok önem veren biriyseniz, pahalı, kaliteli bir ses kartı satın alıp bilgisayarınıza takmanız gerekir. Bu, sisteminizin ses kalitesini baya iyileştirecektir.

2) Ses kartını hallettikten sonra, hoparlör sistemi de çok önemli. Her pahalı hoparlör sitemi kesinlikle kalitelidir denemez, arada istisnalar olabiliyor ama kaliteli sesi alabileceğiniz hoparlör sistemleri genelde pahalıdırlar. Bu konudaki kullanıcı deneyimlerini araştırmak lazım. Kullananlara sormak lazım. Test etmek lazım. YouTube'da inceleme videoları falan izlemek lazım... Bu süreçten sonra hangi marka ve modelde hoparlör sistemi satın alınacağına karar verilmeli.

3) İnternetten indirdiğiniz şarkıların/albümlerin çoğu MP3 formatında, 128 Kbps, 160 Kbps, 192 Kbps, 320 Kbps vs. kalitesinde olurlar... Daha kaliteli sese ulaşabilmek için, bir müzik albümünün orijinal CD'sinden "lossless (kayıpsız)" şekilde, FLAC formatında ya da ISO kalıbı olarak dijital ortama aktarılmış dosyaları bulup indirmek gerekir. Bunun için internette bir sürü site var. Korsan siteler tabii. Dosya indirme sitelerine yükleyip kendi sitelerinde link veriyorlar ya da torrent olarak paylaşıyorlar. Arama motorunda "download lossless flac albums" şeklinde aramalar yaparsanız karşınıza çıkar. Burada şu uyarıyı yapayım. Bazı siteler sahtekarlık yapıyorlar, MP3 formatındaki bir albümü FLAC'a dönüştürdükten sonra, sanki lossless FLAC albümüymüş gibi başlık açıp paylaşıyorlar. Sırf sitelerinde içerik oluşsun, sitenin trafiği artın vs. diye bu sahtekarlığı yapıyorlar. Bunu test eden yazılımlar da var. Yani o türde indirdiğiniz bir albümün gerçekten orijinal CD'den mi aktarılmış olduğunu yoksa sahte mi olduğunu tespit eden yazılımlar var.

4) Codec'ler ve şarkıyı dinlediğiniz yazılımlar da önemlidir. Eskiden Winamp programı çok meşhurdu. Ben size, hem codec olarak hem de medya oynatıcı olarak "K-Lite Codec Pack"i öneririm. İndirdikten sonra "MPC-HC (Media Player Classic Home Cinema)" medya oynatıcısıyla çalışıyor. Ve sürekli güncelleniyor. Güncellemeleri kontrol et özelliği seçili ise, sizi 1-2 ayda bir uyarıyor, yeni güncelleme var diyor, sayfasına gidip en güncelini indiriyorsunuz. Şu linkten indirebilirsiniz:

Basic, Standard, Full, Mega gibi farklı paketleri var. Ben "Full" olanını kullanıyorum, bence o yeterli. "Mega" paketinde özel grafik olayları falan var, tavsiye etmem.

5) Ses sistemlerinizin ya da medya oynatıcılarınızın ekolayzır ayarları da önemli. En ham, en orijinal sesi "standart ekolayzır" ayarında alırsınız. Yani hiç ayar yapılmamış, sıfır ayarlı, default, normal düzeydeki ayarda. Ben hep onu tercih ederim. Bazı kişiler o ayarlarla oynamaya bayılıyorlar. Bass, tiz ayarlarını falan değiştiriyorlar. Bazı şarkılarda işe yarar, farklı bir hava katar ama bazılarını da kötüleştirir.

6) Odanızdaki ses yalıtımı, akustik de önemli bir faktördür. Ses dalgaları nasıl yayılıyor vs... Bir aralar komşular zilimize basıp benimle çok tartışırlardı, bu ne ses yahu derlerdi. Ama sonradan hallettim o işi. :)

Vs... Bunun gibi birkaç faktör daha var. Üstat agartan'ın dediği gibi, forumda ayrı bir başlık açılıp incelenmesi gereken bir konu bu. Böylece daha çok kişi kullanıcı deneyimlerini yazabilir.

Bir de bir uyarıda bulunayım. Mecbur kalmadıkça sakın kulaklıkla şarkı dinlemeyin. Çok zararlı. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Hele de yüksek seste ve uzun süre dinlemişseniz. Bunu ezbere yazmıyorum, bildiğim, tecrübe ettiğim bazı olaylar yaşandı...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,332
hiçbiryerde :)
Sevgili "Borarenan", bu özel bilgiler içeren
yazınızı heyecanla okudum ve bunlardan
çok faydalanacağımdan eminim. Mesela
ekran kartının ve Ram değerinin bilgisayarın
iyi çalışmasıyla ilgili olduğunu biliyordum ama
iyi müzik dinlemeyi sevdiğim halde ses kartına
hiç bir zaman bir önem vermemiştim... Çünkü
"ses", teyplerde, pikaplarda, ses sistemlerinde
tartışılır; bilgisayarda ses sistemi ne ara diye
düşünüyordum...

Hemen baktım, benim dinlediğim
premium aile spotify;

Web player:
Spotify Free

AAC 128 kbit/s

Spotify Premium

AAC 256 kbit/s

Masaüstü, cep telefonu ve tablet

Free:
Otomatik: Ağ bağlantına göre değişir

Düşük: Yaklaşık 24 kbit/s ile eşdeğer

Normal: Yaklaşık 96 kbit/s ile eşdeğer

Yüksek: Yaklaşık 160 kbit/s ile eşdeğer

Premium:
Otomatik: Ağ bağlantına göre değişir

Düşük: Yaklaşık 24 kbit/s ile eşdeğer

Normal: Yaklaşık 96 kbit/s ile eşdeğer

Yüksek: Yaklaşık 160 kbit/s ile eşdeğer

Çok yüksek: Yaklaşık 320 kbit/s ile eşdeğer


Böyle değerler var.

Bu konuyu yeni bir başlık altında açmayı deneyeceğim şimdi.
 
Son düzenleme:

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Sevgili "Borarenan", bu özel bilgiler içeren
yazınızı heyecanla okudum ve bunlardan
çok faydalanacağımdan eminim. Mesela
ekran kartının ve Ram değerinin bilgisayarın
iyi çalışmasıyla ilgili olduğunu biliyordum ama
iyi müzik dinlemeyi sevdiğim halde ses kartına
hiç bir zaman bir önem vermemiştim... Çünkü
"ses", teyplerde, pikaplarda, ses sistemlerinde
tartışılır; bilgisayarda ses sistemi ne ara diye
düşünüyordum...

Bu konuyu yeni bir başlık altında açmayı deneyeceğim şimdi.


Üstadım, Sayın Borarenan'ın yazdıklarının altına imzamı atarım.

*k-lite codec bende de kurulu durumda, yaklaşık 11-12 yıldır vazgeçmediğim tek program.*

Konu açmanızı istemiştim, çünkü 'her diyar üyesi Led Zeppelin sevmeyebilir, yazılanları okumayabilir' diye düşündüm.

Zaten ben de Led Zeppelin'i sevdiğim için sunmuyorum, başka bir amaç için sunuyorum.

Şöyle ki: Hangi siteye bakarsanız bakın...
Pink Floyd, Depeche Mode, Boney M, Abba, Ennio Morricone, The Beatles, Miles Davis (mp3), Falco...
Bu sanatçı / grupların diskografisi hangi sitede mevcut?

Müzik tarihinde çok ünlü üç grubun daha diskografisini sunmayı düşünüyorum; tabii FLAC olarak.
FLAC olarak, çünkü kayıpsız ses dosyasını audio CD olarak yazdırırsanız, orijinal piyasa CD'sinden farksız olur.
(Vinyl rip dosyalar hariç, onlar geldiği formatta saklanmalı.)

Çünkü...
Çizgi Diyarı, salt bir çizgi roman forumu değil diye düşünüyorum;
çizgi roman ağırlıklı, sanatın her dalıyla ilgilenen bir "kültür forumu" olarak görülmesini sağlamak istiyorum.

O yüzden sinema tarihinin önemli filmlerini, ve/veya ilginç öyküsü olan filmleri sunuyorum.

Benden asla kuru kuruya 'film ismi, ulozto indirme linki' olarak sunum görmeyeceksiniz.
Benim yorumum olmasa da, eleştirmenlerin, yorumcuların kritiklerini de vermeliyim.

Böyle sunum/paylaşım yapan üyelere de bir şey diyemiyorum, amaçları yalnızca filmi paylaşmak çünkü.

Herkesin benim gibi düşünme mecburiyeti olamaz, değil mi?

Saygılar.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1982 - Coda

Kaydedilme Tarihi: 9 Ocak 1970 – 1981 çeşitli kayıtlar
Yayınlanma Tarihi: 19 Kasım 1982
Stüdyo: Sol Studios, Cookham, Berkshire, İngiltere
Tarz: Rock'n roll, Blues
Süre: 33 : 04
Şirket: Swan Song
Yapımcı: Jimmy Page
Format: CS, CD, LP
Allmusic: 3/5
Dünya Satışı: 3+ Milyon


Sunum: 327 MB, 850-950kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC

CODA:


Albüm, Led Zeppelin'in 12 yıllık kariyeri boyunca çeşitli kayıtlarda kullanılmayan parçalardan oluşur.
19 Kasım 1982'de, grubun davulcusu John Bonham'ın ölümüyle dağılmasından iki yıl sonra piyasaya sürüldü.
Bu nedenle, ana parçayı takip ederek bitiren bir pasaj anlamına gelen "Coda" ismini taşır.



Coda-1.jpg




John Bonham...
Jimmy Page, Robert Plant ve John Paul Jones gibi efsane üç kişinin de dahil olduğu efsane grup Led Zeppelin'in,
alanında dünyanın en iyisi olan tek elemanı.
42 yıl önce, 25 eylül 1980'de hayata veda eden, birçok müzik tutkununa göre gelmiş geçmiş en büyük davulcu.



WSsd2E9kd1rFF1Kq-637843226701566107.jpg



24 eylül 1980 sabahı Led Zeppelin'in asistanı Rex King, John Bonham'ı (Bonzo) grubun yaklaşan Amerika turnesinin
provalarına katılması için Bray Stüdyolarına götürmek üzere alır.

Yolda arabayla giderlerken; Bonham, King'e bir yerde kahvaltı için durmasını söyler.
Durdukları yerde bonham 16 shot votka içer, ki bu 400-560 ml arasında bir votka miktarı demektir.
Stüdyoya vardıktan sonra da provalar esnasında Bonham ağır bir şekilde alkol almaya devam eder.



ACwsLrMD0MBdqXNP-637843232457235340.jpg


Rex King ve Bonzo (sağda)


Akşam geç saatte bitirilen provanın ardından, yorulmuş olan grup üyeleri Jimmy Page'in Clewer, Windsor'daki evine çekilirler.
25 eylül gece yarısı, Bonzo uykuya dalar. Arkadaşlarından biri onu yatağına taşır ve bir yanının üzerinde olacak şekilde yatırır.
Led Zeppelin'in yeni tur menajeri olarak gelen Benji Lefevre ve John Paul Jones, sonraki gün öğleden sonra
John Bonham'ı yatağında ölü olarak bulurlar. Bonham 32 yaşındaydı.



f4BVK4Scxqkt2XiP-637843235751010678.jpg



Adli tabibin yaptığı incelemeler sonucunda Bonham'ın önceki gün yaklaşık 40 shot votka içmiş olduğu tespit edilir.
Bonham o kadar çok alkol içmiştir ki, uykusunda kusup boğulmuştur.
Yapılan otopsi sonucunda Bonham'ın vücudunda herhangi bir uyuşturucuya rastlanmamıştır.
Bonham'ın cesedi yakılır ve külleri 12 ekim 1980 günü, Rushock Parish Kilisesi, Worcestershire'da toprağa defnedilir.


Bu olağanüstü yetenekli insanın ölümünün ardından, grup arkadaşları 4 aralık 1980 günü bir basın açıklaması yaparak,
arkadaşları John Bonham olmadan Led Zeppelin efsanesini sürdürmeyeceklerini;
onun anısına olan saygılarından ve kurmuş oldukları sevgi dolu dostluktan dolayı artık Led Zeppelin'in devam edemeyeceğini,
devam ettirmek istemediklerini bildirirler.
John Bonham 32 yaşında hayata veda etmiş ve Led Zeppelin'i de kendisiyle götürmüştür adeta.


Arkadaşları, kim bilir,
Bonham olmadan da onun yerine onun kadar olmasa da çok yetenekli bir davulcu bulup devam edebilirlerdi ama
devam etmediler, devam etmemeyi tercih ettiler.
//ekşişeyler/takyon


n5IFsIBVxI4CvRfY-637843234662564805.jpg



Evet... Bir müzik efsanesinin sonu böyle hüzünlü olmuştu.
Grup elemanlarının birbirlerine duydukları saygı, sevgi, dostluk ve arkadaşlık, duygusallık ile verilen bir karardı bu.



Coda-2.jpg




Ama İngiliz vergi dairesi boş durmuyordu, birikmiş vergi borçları da öyle.
Ayrıca, Atlantic / Swan Song şirketlerine de bir stüdyo albümü borçları vardı.


12 yıl boyunca kayıt altına alınan, ancak hiçbir albümde yer almayan 8 şarkıyı bir albümde toplamayı teklif ettiler.
Neyse ki Atlantic / Swan Song, bu kayıtları stüdyo çalışması olarak kabul etti ve yayınladı.

Bu albümden gelen kazançla vergi borçlarını ödediler.

Albüm daha sonra iki kez CD olarak basıldı. (1993 ve 2008)
Bu sürümlerde "bonus" 4 parça daha vardı. Sunumum bu versiyonu içerir.



Led Zeppelin Diskografi, konser albümleriyle devam edecek.

Saygılarımla.

*
 

Borarenan

Kıdemli Üye
24 Şub 2022
133
362
yeryüzü:

Bilgisayarda ses kalitesine özel önem veren biriyseniz, ses kartı önemlidir evet. Video oyunlara ya da diğer grafik işlerine önem verenler için ekran kartı, RAM, işlemci vs. daha önemlidir.

Benim aklımda MP3 formatı diye kalmış ama demek ki Spotify AAC'ye geçmiş. Dediğim gibi, Spotify kullanmıyorum, sadece bir ara girip hızlıca kurcalamıştım. Ama en yüksek ayarın 320 Kbps olduğunu doğru hatırlamışım. Ses kalitesine önem verenler için yine de yetersiz sayılır.

"Kbps" diye yazdıklarım, "Kilobits Per Second"ın kısaltmasıdır. "Saniye Başına Kilobit" gibi bir anlamı var. Bit hızı.. "Kbit/s" kısaltmasıyla da yazılabiliyor. Ya da Türkçede "kb / sn" kısaltmasıyla da. Mesela demin arşivimdeki bir Rammstein albümüne baktım. Lossless FLAC olarak aktarılmış bir albüm. 1013 Kbps yazıyor. Baya yüksek. Her aktarılma çeşidine, tarzına göre değişebiliyor o değerler.

Açtığınız konuyu gördüm. Faydalı olmuş, elinize sağlık. Tüm üyelerin yazdıkları yorumları da tek tek okudum. Katılmadığım birkaç cümle olsa da, büyük çoğunlukla güzel ve faydalı bilgiler yazmışlardı. Zamanla daha da yazan olur.

...

agartan:

Üye olalı 2-3 ay oldu ama forumda yazdığım mesajlarda şimdiden bir sürü şarkı, film, kitap, video oyun vs. tavsiyesinde bulundum. Bu demek değildir ki o eserlerdeki her görüşü, her felsefeyi kabul ediyorum, tavsiye ediyorum. Bunu belirtmek için, hatırladıkça hep şu tür uyarıları yazarım; "müzikal açıdan, sinematik açıdan, kurgusal açıdan" beğendim vs. derim. Örneğin bana deseler ki, tüm zamanlardaki en başarılı film sence hangisidir.. Hiç düşünmeden "1999 - The Matrix" filmi derim. Öyle bir film belki de bir 100 yıl boyunca daha yapılamaz. Müthiş başarılı bir konu, hikaye, senaryo. Ama senaryodaki alt metinler, verilen mesajlar pek "rahmani" değil, hatta "şeytani".. Size o filmin serisini komple ifşa etmeye kalksam, abartmıyorum, kalın bir kitap yazabilirim. O derece alt metin ve kodlamalarla dolu bir film serisi. Ama yiğidi öldür, hakkını teslim et derler ya, adamlar sinematik açıdan, kurgusal açıdan çok başarılı yapmışlar... Yani forumda paylaştığımız her eserin her şeyini seviyor, her şeyini kabul ediyoruz diye bir şey söz konusu değil. O nedenle ne demek istediğinizi anlıyorum.

Sizin paylaşım, sunum tarzınızı çok seven biriyim. Boş zamanım oldukça hepsine göz atmaya çalışıyorum. Elinize sağlık. Forumun detaycı "Stanley Kubrick"i diyebilirim sizin için. Yani bence bu şekilde devam edin. Herkese hitap etmeyebilir, bazı kişiler uzun yazı okumayı sevmezler ama benim gibi bazı kişiler de aksine o tarz paylaşımları severler.
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 1976 - The Song Remains The Same (Konser)

Kaydedilme Tarihi: 27-29 Temmuz 1973
Yayınlanma Tarihi: 28 Eylül 1976
Mekan: Madison Square Garden, New York
Tarz: Hard Rock
Süre: 99,45 (1976 sürümü) - 131,55 (2007 yeniden basımı)
Şirket: Swan Song Records
Yapımcı: Jimmy Page
Format: LP, CD - Blu Ray (2007 yeniden basımı)
Allmusic: 3/5


Sunum: 575 MB, 750-950kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC *1976 - 2 CD*

The Song Remains The Same:

Led Zeppelin'in aynı adlı konser filminin canlı müzik albümüdür.

Albümün ve filmin kaydı, grubun 1973 Kuzey Amerika turu sırasında New York'taki Madison Square Garden'da
üç gece süren konserler sırasında gerçekleşti. (27-29 Temmuz 1973)
Tüm şarkılar Wally Heider Mobile Studio kamyonu kullanılarak kaydedilmişti.




Front.jpg




Konserin filmi de, Türkçe altyazısı da net'te mevcut, ancak eleştirmenler tarafından kayıt kalitesi kötü bulunmuştu.

İki saat on iki dakikalık 2007 yeniden basımında ise orijinal konser kayıtlarında olmayan şarkılar da sunulmuş.
Bazı orijinal konser şarkıları ise kırpılıp kısaltılmış.
Ayrıca, 2007 yeniden basımında yer alan bazı kayıtlar, orijinaldekinden farklıdır.




CD.jpg




Sunduğum albüm, 1976 çıkışlı olan orijinal albümdür.

Saygılar.

*
 

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Led Zeppelin 2003 - How The West Was Won (Konser)



fr.jpg




Kaydedilme Tarihi: 25 ve 27 Haziran 1972 ve 22 Ocak 1973
Yayınlanma Tarihi: 27 Mayıs 2003
Mekan: L.A. Forum - Long Beach Arena, Southampton University
Tarz: Hard Rock, Heavy Metal, Blues Rock, Folk Rock
Süre: 150, 27
Şirket: Atlantic Records
Yapımcı: Jimmy Page
AllMusic: 4,5/5
Metacritic: 97/100


Sunum: 0.98 GB, 920-990kb/s - 16bit - 44,1mHz - EAC - FLAC *2018 - 3 CD*

How The West Was Won:


cd.jpg




27 Mayıs 2003'de 3 CD, 7 Ekim 2003'de Audio DVD formatlarında yayınlanan albüm,
23 Mart 2018'de 3 CD, 4 LP ve Audio Blu-Ray formatında yeniden düzenlenerek piyasaya çıkmış.
Sunum, 2018 sürümünden üretilmiş.



Back.jpg




Rolling Stone Dergisi tarafından düzenlenen "Tüm Zamanların En İyi 50 Canlı Albümü" listesindedir.

Albümün bir de yüksek çözünürlüklü, 21 adet PNG sayfasından oluşan sanat çalışması kitabı var.

Kitap sayfalarını düzenleyip JPG yaparak boyutunu küçültebilirdim, basacak üye olabilir düşüncesiyle değiştirmedim.

211 MB boyutundaki kitabı buradan indirebilirsiniz:


How The West Was Won (artwork):

Saygılarımla.

*
 
Üst