Reşid Halid Gönç, Bab-ı Ali'nin Koleksiyoncusu

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,318

Reşid Halid Gönç
Bab-ı Ali'nin imzalı ithaflı fotoğraf koleksiyoncusu
Bab-ı Ali'yi Kayıt Altına Alan Adam
(1892-1966)

Bab-ı Ali'den sayısız ilginç insan gelip geçmiş, bunlardan birisi de "Reşid Halid (Gönç)"tür. Aşağıdaki kupürlerde onun hakkında daha detaylı bilgiler var. Ama kısaca özetlemek gerekirse zengin bir aileden gelen bu zat 1937'de "İstanbul Telefon Şirketi"nde (O zaman Fransızlar'a aitmiş) yüksek bir maaşla çalışırken gazeteciliğe ve yazarlığa heves etmiş, bu çevreyle yakın ilişki kurmuş. Çoklarının söylediğine göre yanlış bir karar vererek işinden istifa etmiş ve 1943'te Bab-ı Ali'ye gelmiş, belki de yetenekleri kısıtlı olduğu için umduğunu bulamamış (kendi deyimiyle hayal kırıklığına uğramış) ve "Matbuat Cemiyeti"nin arşiv memurluğunda çalışmaya başlamış. Hiç evlenmemiş olan Reşid Halid arşivde, gazete matbaalarında, sabahçı kahvelerinde yatıp kalkıyormuş. Buradayken, ta 1929'dan beri yaptığı bir koleksiyonu sürdürmeye devam etmiş, yani ünlü ünsüz demeden bu alanda çalışan tüm yazar, gazeteci ve karikatüristlerin imzalı, ithaflı fotoğraflarını toplamış, bunları elde edebilmek için onların peşlerinden kararlı bir şekilde koşmuş. Sonunda ünlü bir gazeteci veya yazar olamamış ama bu konuda büyük bir koleksiyon oluşturmuş. Bu arada yoksulluğa düşmüş. Dadılarla, mürebbiyelerle büyütülmüş, Fransa'larda okutulmuş olan Reşid Halid, yeni elbise, ayakkabı alamıyor, parasızlıktan çok az yemek yiyebiliyor ve İstanbul'un her yerine yürüyerek gidiyormuş (nedense bana biraz Atıf Yılmaz'ın "Ah Güzel İstanbul" (1966) filmindeki, Sadri Alışık'ın canlandırdığı sokak fotoğrafçılığı yapan eski saraylı "Haşmet"i hatırlattı). Bab-ı Ali'de 20 sene sürünen Reşid Halid gençken Almanya'da bir kırık ameliyatı geçirmiş ve bu yüzden çenesi eğri kalmış. Aziz Nesin onun için: "Senin çenenle benim kafam aynı yöne bakıyorlar" diye espirili bir laf söylemiş. Adındaki ve soyadındaki D harflerine gösterdiği özenden dolayı ona "D'li Reşid Halid" derlermiş. Kendisine "Deli Reşid Halid" denmesine kızmazken "Reşit Halit" diyenlere ve koleksiyonuna laf söyleyenlere köpürürmüş. Reşid Halid Gönç'ün koleksiyonu 1984'te Gazeteciler Cemiyeti tarafından kitap haline getirilerek 3 cilt olarak yayımlanmıştı (Bu kitabı Ayhan Yetkiner hazırlamış). Başka bir konu için gazete arşivini karıştırıyordum, tesadüfen o güne ait nüshada Reşid Halid'in ölümüyle ilgili yazılar vardı, bunlardan birini de Altan Erbulak yazmıştı (Aşağıdaki Milliyet kupürü). O da Orhan Veli gibi düşerek ölmüş. Vikipedi'de bu zatla ilgili tek satır yoktu, garipsedim. Artık ÇD'nda onun hakkında yeterli bilgi var. Bir Garip Orhan Veli adlı onunla ilgili bir yazı daha var.


4 Şubat 1966 tarihli Milliyet gazetesinde, yeni vefat etmiş olan Reşid Halid'le ilgili yazılar:
Yazanlar Adnan Tahir ve Altan Erbulak (kitap kapaklarını ben ekledim)

1966_02_04_mill.jpg


"1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi"nde Reşid Halid makalesi (2015, Sayı 23), Yazan Ahmet Apayadın
1453_STANBUL_DERG_S_2015_23jpg_Page79.jpg

1453_STANBUL_DERG_S_2015_23jpg_Page80.jpg

1453_STANBUL_DERG_S_2015_23jpg_Page81.jpg

1453_STANBUL_DERG_S_2015_23jpg_Page82.jpg


 
Son düzenleme:

heyula

Yeni Üye
30 Kas 2014
36
146
Paylaşım için teşekkürler. Bu koleksiyonun ilk cildi bende var. Gerçekten kıymetli bir eser.
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,405
Mekanı Cennet olsun.Atalarımız avcılık ve TOPLAYICILIK yaparak hayatlarını idame ettirirlerdi.Bazan bu gen tekrar aktif hale geliyor.Enteresan bir kişilik ama fazlaca bilinmiyor.
Güzel çalışma için çok teşekkür ederim.
Bu ilginç kişilik hakkında bir kitap yazılması gerekir.Tarihimizden sıradışı hikayeler.
Ne sıradışı insanlar gelip geçiyor.Benim de çok yakın bir Yeşilçam emektarı akrabamın hikayesi de böyle dramatikti.
Manisa Tarzan , Neyzen , Sakallı Celal ne sıradışı insanlar gelip geçiyor.Bu sıradışı insanlardan hiç bilinmeyen birinin çok şükür tedrisatından geçmek nasip olmuş biri olarak ne gariplikler ne doğaüstülüklere bizzat şahit oldum.Bilginin sınırlarında gezerken farklı boyut neymiş deneysel olarak insan tecrübi olarak bir şeylerl kavrayabiliyor.Neden böyle yaşıyor dediğiniz birisini o boyuta girmeden tam kavramak mümkün değil.Sohbetin nasıl eğitim aracı olarak kullanılabileceğini VE ANLAMANIN ne demek olduğunu o zaman ANLADIM.Bu insanların sayısı keşke fazla olsa.
 
Üst