Ankara'nın ayak masajı yapan vibratörlü büfeleri..

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,593
34,929
İstanbul
Yazı ilgimi çektiğinden buraya eklemek istedim.
Ne yazık ki fotoğrafın senesini bilmiyorum.
Büfedeki dergi ve gazetelere bakarsak tahminen 60'lar ya da 70'lerin başı olmalı..

73064572-1396341750531681-7604497089447329792-n.jpg


ANKARA'NIN VİBRATÖRLÜ BÜFELERİ (ALINTIDIR)

Kuşkusuz bizlerde, Ankara'ya dair hatıralar içinde büfelerin de ayrı yeri vardır... Bu büfeler, günümüzdeki gibi her köşe başında "zincir" marketlerin henüz zuhur etmediği zamanlarda, kimi ihtiyaçlarımıza cevap verirlerdi.
Gazete, mecmua, sigara,içki, meşrubat, bisküvi vb. satışını yaparlar, aynı zamanda bu büfelerden, acil telefon ihtiyacımızı da temin ederdik.
Yenişehir (Kızılay)'de Zafer Park'da yer "Zafer Büfesi" bu büfeler içinde en çok bilinenlerden biriydi.
Gelip, geçenlere bozuk para karşılığında "vibratör" hizmeti veren bir makine de, (solda) bu büfenin hemen yanında yer alırdı.
Özellikle de, Anadolu'nun dört bir yanından, çeşitli sebeplerle Ankara'ya yolu düşmüş ve koşuşturmaktan ayaklarına, ''kara sular" inmiş olan faniler, bu "vibratör" makinesinin üzerine çıkarak, ayak tabanlarına, titreşimli masaj yaptırarak tekrar yola koyulurlardı.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,324

Tahmininizde gerçek tarihe çok yaklaşmışsınız, sevgili "Baltimora", fotoğraf 1970 yılının Şubat ayı içerisinde çekilmiş olmalı. Zira büfenin önünde asılı dergilerden LIFE'ı hatırladım. Kapağında aktör "Robert Redford"un fotoğrafı olan sayının tarihi 6 Şubat 1970. O tarihlerde LIFE haftalık çıkıyordu.

Robert-Redford-LIFE-6-ubat-1970.jpg

 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,593
34,929
İstanbul

Tahmininizde gerçek tarihe çok yaklaşmışsınız, sevgili "Baltimora", fotoğraf 1970 yılının Şubat ayı içerisinde çekilmiş olmalı. Zira büfenin önünde asılı dergilerden LIFE'ı hatırladım. Kapağında aktör "Robert Redford"un fotoğrafı olan sayının tarihi 6 Şubat 1970. O tarihlerde LIFE haftalık çıkıyordu.

Robert-Redford-LIFE-6-ubat-1970.jpg

Tebrikler Sevgili Scanfan, analitik düşünüp detayları iyi yakalayarak resmen nokta atışı yapmışsınız. Konuya yaptığınız bu çok önemli katkı için teşekkür ederim. Saygılarımla..
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,324
Şimdi aklıma geldi, biz 1960'lı yılların sonunda henüz çocukken kendi imal ettiğimiz(!) jetonlarla sabahtan akşama kadar bu masaj aletlerine 'binerdik' (binmek tabir edilirdi, lunaparkta atlıkarıncaya binmek gibi!). 1960'larda marley diye bir vinil zemin döşemesi vardı, o zaman çok modaydı, belki de ahşap parkeye kıyasla çok ucuz olduğundan her evin zemini bununla kaplanırdı (mütevazı yıllardı o yıllar). Özellikle mahallede yeni bir bina yapılıyorsa, ya da tadilat filan, etrafta bu marley parçalarından çokça olurdu. Bu kalın ve sert vinil parçalarını kaldırım taşlarına sürte sürte yuvarlatır, jeton boyutuna getirirdik. O zamanın masaj makineleri demek ki pek hassas ve seçici değillermiş, bu marleylerle gayet de güzel çalışırlardı. Biz de yağı bol bulmuş gibi saatlerce bu masaj makinelerine 'binip' indikçe belimize kadar uyuşma ve karıncalanma olurdu, sonra bir süre yürümek bile mümkün olmazdı, zorumuz neyse, muhtemelen bir dayanıklılık yarışı yapıyorduk. Bacaklarımız uyuşukken bir yetkilinin yaptığımız hileyi farkederek bizi kovalamasından korkardık, öyle olsa bir yere kaçamayacaktık yani! Masaj makinesi deyince benim için ikinci bir anahtar kelime "marley"dir.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,593
34,929
İstanbul
Şimdi aklıma geldi, biz 1960'lı yılların sonunda henüz çocukken kendi imal ettiğimiz(!) jetonlarla sabahtan akşama kadar bu masaj aletlerine 'binerdik' (binmek tabir edilirdi, lunaparkta atlıkarıncaya binmek gibi!). 1960'larda marley diye bir vinil zemin döşemesi vardı, o zaman çok modaydı, belki de ahşap parkeye kıyasla çok ucuz olduğundan her evin zemini bununla kaplanırdı (mütevazı yıllardı o yıllar). Özellikle mahallede yeni bir bina yapılıyorsa, ya da tadilat filan, etrafta bu marley parçalarından çokça olurdu. Bu kalın ve sert vinil parçalarını kaldırım taşlarına sürte sürte yuvarlatır, jeton boyutuna getirirdik. O zamanın masaj makineleri demek ki pek hassas ve seçici değillermiş, bu marleylerle gayet de güzel çalışırlardı. Biz de yağı bol bulmuş gibi saatlerce bu masaj makinelerine 'binip' indikçe belimize kadar uyuşma ve karıncalanma olurdu, sonra bir süre yürümek bile mümkün olmazdı, zorumuz neyse, muhtemelen bir dayanıklılık yarışı yapıyorduk. Bacaklarımız uyuşukken bir yetkilinin yaptığımız hileyi farkederek bizi kovalamasından korkardık, öyle olsa bir yere kaçamayacaktık yani! Masaj makinesi deyince benim için ikinci bir anahtar kelime "marley"dir.
Merhum anneannem ve dedem'in evleri zamanında "marley" kaplı olduğu için ben de ne zaman bir yerde marley kelimesini duysam aklıma çocukluğum gelir. Öyle ki bundan 6 sene önceye kadar dairenin zemini hala marley kaplıydı (Bina 1973'de yapılmış.), fakat dairede yapılan komple tadilat sonucunda marleyler yerini laminat parkeye bıraktı. Bu değişimin olduğu zaman içim biraz burkuldu zira söküp atılan sadece marleyler değil aynı zamanda o evde yaşanan anılarım ve de çocukluğumdu. Paylaşım için teşekkürler sevgili Scanfan.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,880
52,465
Kendi Koltuğunda
Ben de binerdim, bacaklarımız uyuşurdu; bir müddet yürüyemezdik. Biz akıl edememişiz öyle marleyleri yuvarlatmayı... Güzel bir nostaljik yazıydı, teşekkürler sevgili dostlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

kadirnip

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
21 Kas 2014
4,654
22,315
Adana
80'li yıllar boyunca bahsettiğiniz büfelerin yanı başında, bizler de üzerine çıkıp titreşmiştik. :)
Bunların yerini 90'ların sonunda masaj koltukları aldı... Ama kapalı mekanlarda (Oteller ve AVM'ler)...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,044
20,235
Kamlançu
Biz de Vita yağ tenekelerinden yuvarlak jeton yapar salonda atari makinalarına atar oynardık. Ne güzel günlerdi. :)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst