ÇROP, Çizgi Roman Festivali Kısa Etkinlik Raporu

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Bir Etkinliğin Ardından…
Hem de dolu dolu geçen bir etkinliğin ardından yazmak istediğim o kadar şey var ki hiçbir şey yazamıyorum.
Nereden başlamalı, kimden başlamalı, sürecin tamamı mı yoksa sadece sonu mu paylaşılmalı? Şaka maka yaklaşık 2 aylık bir planlama, yazışma, görüşme, didişme, itişme, hazırlık süreci yaşadık. Hangi biri anlatılmalı? Kırgınlıklar, şaşkınlıklar, mutluluklar, debelenmeler…
Ben en iyisi sadece sonunu paylaşayım! İki panel, bir tören gerçekleştirdik ve geri dönüşlere bakıyorum da gerçekten başarılıydık ve olaydan alnımızın akıyla sıyrıldık.
***
2. İstanbulles Festivali Medya Sponsoru olarak ÇROP görevini yerine getirmek için uğraşırken çizgi roman adına başarılı bir etkinlik gerçekleştirmenin de peşine takılmıştı. Olacaksa en iyisi olsun gibi bir eğilim vardı ve muhtemelen organizasyonumuz yetersiz de olsa tüm dostlar ve çizgi roman dünyası “amaaan ne olmuş yani” diyerek yine bizi destekleyecekti.
Kolaya kaçmak istemedik.
Afişler hazırladık, duyurular yaptık, davetiyeler tasarladık, onlarca kişiyle görüştük panellerimizde yer almaları için. Birçok konu belirleyerek ciddi bir konu elemesi yaptık ve en vurucu en işlevsel panel konularında karar kıldık. Böylece konuşmacıların sayısını sınırlamak da kolaylaşmış oldu. Bu arada etkinliklerimize renk katmak ve etkisini arttırmak için yine onlarca ayarlamalar yapmaya çalıştık ve birçok kişiyle görüştük vs.
Sonuç olarak elimizde 135 kişilik bir salon ve şirin bir fuaye vardı, başka da bir şey yoktu, burada unutulmaz bir gün yaşamanın tüm koşullarını hazırlamalıydık.
***
“Türkiye’de Çizgi Roman Çevirisi” panelimizde 6 konuşmacımız oldu. Dinleyici olarak tahminimiz 20 kişiyi zor bulacağımızdı. Yanıldık. 135 kişilik salonda 50 kadar konuk vardı. Bunların 15 kadarı konuşmacıların dostlarıydı, geri kalanların hemen hepsi konuşmacıları bile isteye dinlemeye gelmiş kişilerdi ve içlerinden dört dinleyici çizgi roman çevirisi hakkında tez hazırlayan Üniversite öğrencileriydi. Bu noktada neye sevineceğimizi şaşırdık: Çizgi roman üzerine tez hazırlanıyor oluşuna mı, onlara malzeme üretecek bir etkinliğe imza atıyor oluşumuz mu?
Panel harika geçti. Konuşmacılar o kadar dolmuşlardı ki ancak zaman dolduğu için sustular ve tartışma, soru-cevap bölümünü es geçmemiz gerekti. Bu da bize bu konunun daha geniş bir zaman diliminde daha ayrıntılı konuşulmasının zorunluluğunu gösterdi.
***
“Bülent Arabacıoğlu ve Çizgi Romanımızdaki Yeri” paneli yine son derece kalabalık geçti. Karikatür dünyamızca bilinen usta kalemlerden araştırmacılara, gencinden orta yaşlısına birçok okur salonda yerini alarak salonu neredeyse doldurdu. Konuşmacılar son derece keyifli paylaşımlarda bulunurken Bülent Arabacıoğlu’yla yan yana oturmanın tadını çıkardılar. Dinleyiciler ise bir ustadan eserini dinlemenin hazzını yaşadılar.
***
Derken panelin bitimiyle birlikte bir gün önce programlandığı üzere 2. İstanbulles Festivalinin genel yönetmeni Didier Pasamonik etkinlikler için ülkemize davet ettiği Fransız-Belçika ekolünden misafir yazar ve çizer konuklarını bizi ziyarete getirdi.
B da tam çizgi roman ödül törenlerinin başlamasının öncesiydi. Bir akşam evvel önerdiğim üzere çizgi roman ödüllerini bu yabancı sanatçı konuklarımız verecekti sahiplerine.
Peki ama ülkemizde ilk defa gerçekleşen bu ödül törenine ödül almaya gelen olacak mıydı? 3. Türk Çizgi Roman Okurları Ödülleri ciddiye alınmış mıydı?
Alınmıştı! Hem de tahminimizden fazla!
Açılış konuşmalarının ardından plaketler bir bir sahiplerini bulmaya başladı. Ağzına kadar dolu bir salona inanılmaz bir coşku ve eğlence hakimdi. Plaketler masadan kalkıyor, kısa konuşmaların ardından sahip değiştiriyordu. Masa yavaş yavaş boşalmaya başlıyordu.
Törenden akılda kalan anlar oldu:
4 ödüle layık bulunan JBC Yayıncılık’ın sahibi sayın Ertan Ergil Ankara’dan gelmişti tören için.
Death Note’la 2011’in en iyi manga ödülünü alan Akılçelen Yayınevi Ankara’dan bir editörünü göndermişti sırf tören için. Ebru hanım törenden sonra hemen çıkıp uçağına yetişti.
Bazı vekaleten alınan plaketler olduğu gibi 2011 en iyi mizah çizgi romanı ödülüne layık görülen Kötü Kedi Şerafettin’in yaratıcısı Bülent Üstün de aramızdaydı ve plaketini aldı.
Törenin sonuna doğru “tüh Lal’den kimse yok” diyorduk ki 2011’in en iyi fumettisi seçilen Zagor’un 10 yıllık hazırlayıcısı sayın Serpil İnci “buradayım, geldim” dedi ve bizleri son derece mutlu etti.
Böylece de elimizde sadece postaya verilecek dört plaket kalmış oldu.
Hınca hınç dolu bir salonda hemen hemen tüm plaketlerimizi vermiş olduk… Daha ne olsun 
***
Ve bazı detaylar:
Konukları karşılayan genç arkadaşlar benim Üniversiteden öğrencilerim veya gönüllü tanıdıklarımızdı. Üşenmediler, final stresine rağmen sağa sola koşturarak organizasyonun iyi geçmesi için didindiler.
İkramlarda ve genel koordinasyonda Ülkü Kireççi ve eşim Arzu Suriçi Kireççi görev alarak işleri denetlediler.
Ertan Ergil ve Savaş Okutan gibi dostlar masraflara katılarak ikram edecek içecek ve yiyeceklere destek oldular.
Gölge e-dergi ile FRPNet.net plaketleri yaptı.
Genel Sanat Genel Sanat Yönetmeni olduğum tiyatromuzun gitaristi ve oyuncusu Burak Malkoç müzisyen arkadaşıyla gün boyunca her arada canlı müzikle ortama renk kattı.
Masalarda isimlikler, konuşmacılara özel hazırlanan teşekkür belgeleri, davetiyeler, ÇROP çıkartmaları, afişler, sohbet, hatıra fotoğrafları, imzalar… Her şey dört dörtlüktü, ya da biz öyle inanıyorduk, sonra geri bildirimlerden öğrendik ki her şey aynen öyleymiş!
***
Daha anlatacak çok şey var ama ben şimdilik burada kesiyorum. Daha sonra her panel ve tören ayrıntılı bir şekilde paylaşılacaktır.
Dilerim bu etkinliğin çok daha güzellerini yaşarız, hep yaşarız!

Onlarca fotoğraf facebook sayfamızdan paylaşıldı duyurulur!

Ümit Kireççi
“Çizgi Roman Hayatın İçinde”
 

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,730
43,945
denize sıfır
Sevgili ümit,ilerde heykelin dikilmezse ben ağaçtan totemini yapacağım.(elimden gelir..valla:))
orda olmasakda satırlar arasında yolculuk keyifliydi.teşekkür ederim İstanbul'a yolum düşecek metremle geleceğim.:)
 

serifengin

Onursal Üye
23 Eki 2009
2,617
6,031
İstanbul-İzmir
Ben sonlara doğruda yetişebilsem çok hoşuma gitti.
Bülent Arabacıoğlu nerdeyse 30 sene önce gördüğüm halinde çok değişmişsede aynı heyecan ve zevkle bu işin duayeni olduğunu ıspatlamıştır.
Kötü Kedimiz Şerafettinin yazarı çizeri Bülent Üstün kendisinin karikatürünü çizdiği kadar varmış :)
Salaş kendi halinde ama gözlerinden ateş çıkan bir üstad...
Sevgili Ümit;
Biz buralarda oldukça çizgi roman adına yaptığın her olayda ama bir iki kişi ama elli yüz kişi muhakkak tüm Çizgi Diyarı olarak arkanda olacağız!
Amaç sadece okuyup geriye yaslanmak değil çizgi romanı sevdirmek adına her şeyi yapmaktır...
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,304
49,801
NeverLand
Tahminimden de güzel oldu panel. Ama bunun için oluşturulan alt yapı kesinlikle göz ardı edilemeyecek bir nokta. Hala yapılacak çok şey olduğunda herkes hemfikirdir sanırım. Çok çok daha geniş katılımlı, gereksiz kırgınlık ve küskünlüklerin yaşanmadığı organizasyonlarda görüşebiliriz umarım.
Düzenleyenlere, konuşmacılara, işin ucundan tutmaya çalışanlara ve katılan herkese çok teşekkürler.
 

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
5,003
22,004
Sarıyer
2 saatlik uyku ile gelip sadece sayın B. Arabacıoğlu'nun Çizgi Romandaki yeri paneline katılabilsem de, konuşmacıların sıcaklığı, geçmişe dönük anıları bütün içtenlikleri ile dinleyicilerle paylaşmaları ve panelde moderatör, ödül töreninde sunucu olarak gönüllü hizmet veren sayın Ümit Kireçci'nin sahne hakimiyeti (şovu bile diyebilirim) ile iz bırakan bir oturum olduğunu söyleyebilirim.

Emek veren herkese teşekkür ederim.
 

vakanuvis

Süper Üye
5 Mar 2011
604
975
Savok'tan ikram, Gulyabani'den unutulan Kestane şekeri, Yeryzü'nden fotoroman, Şerif Engin'den tüm ailesiyle ziyaret, büyük beyaz'dan totem, bir ton güler yüz, güzel sohbet, daha iyisini yapmak için destek :)

İşte bu da bu:

Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülü o meyveleri yemek olacaktır. Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der. O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyveleri yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben, biz olduğumuz için ben'im" demekmiş.
 

Şükrü

Çeviri & Balonlama
16 Şub 2011
1,286
2,165
Far Far A Way
Şerafettin'in çizerini çok merak ediyordum. Ne yalan söyliyeyim
okuyanlar da bilir. Şerafettin'in çizgileri Bülent Üstün'ün
Şerafettin'i çizdiği 64 sayfalık mizah dergilerindeki diğer
çizgilerden her zaman daha iyiydi.Çizgi roman çizgisine
çok yaklaşık bir çizgi idi bence.
 
Üst