Leblebi tozu

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Leblebi_tozu.png


Çocukluğumuzun vazgeçilmezlerinden ve boğulma tehlikesi yaşatabilecek abur cuburlarındandı. Aynı zamanda herhalde pipet ile yenilen tek katıydı. Tırtıklı oval çöp kovalarına benzeyen bir kabı ile kenarlarına lastik geçirilen paraşütü andıran kağıttan bir kapağı vardı. Bunu yediğimizde genzimiz, burnumuz tıkanıp, ağzımızın içi kupkuru olduğundan hemen musluklara koşar; ağzımızı musluğun ağzına dayayarak içimizdeki ateşi büyük bir keyifle söndürürdük.

Yenilmesinin yanında; ağzımızdakileri arkadaşlara püskürterek şakalar da yaptığımız olurdu...

Sağlık bakanlığının uyuduğu o yıllarda; bu meret sadece sokaklarda, bakkallarda, kırtasiyelerde değil özellikle okul önlerindeki seyyar satıcılarda satılırdı.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ginobili

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Şub 2010
151
1,612
Hay yaşa emi, en favorilerimdendir, bizim orada naylon poşet içinde satarlardı, poşetin bir ucunu kesip, kafayı geriye yaslayıp, poşette hiç kalmayacak şekilde boca etmek ciddi boğulma tehlikesi geçirmeme sebep olurdu; :D ama tadından vazgeçemezdim.Yıllar sonra aynı tadı yakalamak için mikserde leblebi ve toz şekeri un ufak edip, denemişliğim vardır. Tavsiye ederim.. :p

Bir başka leblebi efsanesi de, "leblebi helvası"dır, an itibariyle İstanbul'da alıştığım lezzette yapabilen denk geldiğim tek yer Altıyol'daki Ankara Pastanesidir. Damak tadımın olmassa olmazları.. :p
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Bu "leblebi tozu" 1960'larda bizim okulun önünde de satılırdı, o zaman plastik külahlar yoktu, "leblebi tozu" kağıt külahlara doldurulurdu. Bunu satan yaşlı adamın büyücek camekanlı arabası adeta mini bir market gibiydi, yok yoktu, envai çeşit şekerleme, çikolata, helva vs satardı. Bir de yaşlı satıcının burnu yoktu. Burnunun olması gereken yerde sadece iki delik vardı. Maske de kullanmazdı. Ondan alışveriş etmemizi istemeyen öğretmenler ve veliler bizi korkutmak, tiksindirmek için sürekli olarak adamın burnunun "Frengi" nedeniyle düşmüş olduğunu söylerlerdi. Tabii ki o yaşta bir çocuğun bu bulaşıcı hastalık hakkında detaylı bilgiye sahip olması düşünülemez, ancak günümüzde "AIDS" nasılsa, o tarihlerde de "Frengi" hakkında korkutucu hikâyeler halk arasında kulaktan kulağa dolaşırdı. Yine de her teneffüste o adamcağızdan kırılmış gibi alışveriş etmiş olduğumuza göre, bayağı "cesur yürek"(!) öğrencilermişiz.
Nereden nereye. Bir "leblebi tozu"nun çağrıştırdığı anılara bakın, "Frengi"ye kadar geldik.

 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul

Nereden nereye. Bir "leblebi tozu"nun çağrıştırdığı anılara bakın, "Frengi"ye kadar geldik.

Kim bilir daha nerelere daha yolculuk yapacağız değerli büyüğüm.

Bu arada bir de leblebi tozlarıyla beraber minicik plastik kaplarda renkli muallebiler de satılırdı. Şimdi düşünüyorum da amma da sağlığımızı tehdit eden şeyler yiyormuşuz.. :)
 

muratusta

Süper Üye
14 Ağu 2012
570
2,146
İSTANBUL
Kim bilir daha nerelere daha yolculuk yapacağız değerli büyüğüm.

Bu arada bir de leblebi tozlarıyla beraber minicik plastik kaplarda renkli muallebiler de satılırdı. Şimdi düşünüyorum da amma da sağlığımızı tehdit eden şeyler yiyormuşuz.. :)

Öncelikle çok teşekkür ediyorum Leblebi tozu ve kutusunun resmi aynen yediğimiz zamandaki siyah önlüklerimizin önü sarı sarı olurdu ağzımız kurur konuşamazdık çok gülerdik birbirimize şimdiki çocuklar PC ve cep telefonundan başka bir şey bilmiyorlar. Diyalog ve arkadaş sevgisi yok robot çocuklar büyüyor. Ayrıca üzülerek Osman bey size katılamıyorum o zamanlarda insanlar hileli malları yada bozuk malları çocuklara satmazlardı şayet öyle olsaydı burada bu yazıları yazamazdık. Asıl şimdi sağlıksız bir dünya ürün var şimdi almamak lazım o küçük kutularda satılan muhallebileride bildiğimiz şekerle yapıyorlardı. Şimdi bakkallarda satılan sakız ve diğer şekerli ürünlerin hepsinde tatlandırmak adına ASPARTAM denilen ürün katıyorlar. Avrupada aspartam içeren ürünleri raflarda göremezsiniz YASAK(KANSEROJEN ÜRÜN) ama bizde her üründe var. Yoğurt mayalar annemiz dolapta en fazla 3 gün durur sonra ekşir. Ama şimdiki yoğurtlar dolapta 1 ay duruyor bozulmuyor hadi olsun da en fazla 1 hafta olsun o zamanlarda insanların birbirine saygısı vardı hile hurda yaparak para kazanmazdı insanlar. Saygılar ve sevgiler.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

"Baltimora" üstadım, şimdi aklıma geldi. 2001 yılında yazar "Ayfer Tunç"un "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" adlı bir anı kitabı çıkmıştı, o zaman bir solukta okumuştum. Kitap tıpkı bu sitede, özellikle sizin katkılarınızla da farklı bir değer kazanarak oluşmaya/olgunlaşmaya devam eden "Retro Forumları-Nostalji Diyarı" sayfalarına çok benziyor. Ama inanın tamamlandığı zaman ÇD'daki bu sayfalar, kitapta yazılanların da çok daha ötesine geçecek. "Ayfer Tunç"un kitabı daha derli toplu ve tamamlanmış bir eser. Doğası gereği edebi bir dille yazılmış. Yazar, kendisinin de ifade ettiği gibi anlattıklarının bazılarını bir kız çocuğu olarak o yıllarda bizzat yaşamamış, bazı konularda duyduklarını, araştırdıklarını aktarmış. Bir de hacimli bile olsa tek bir kitapta toplama zorunluluğuyla olsa gerek, o yılları yaşamış biri olarak anlatılanlar biraz eksik ve yüzeysel gelmişti bana. Tekrarlıyorum, "Retro Forumları" tamamlandığı zaman görselleri ve videolarıyla ve yaşanmış tanıklıklarıyla o kitabı aşacak. "Retro Forumları"nı düzenlemeye çalıştığınızı belirtmiştiniz. Belki bu kitaptaki akış sırası veya kategoriler, gruplandırmalar size (bize) yol gösterici olabilir.

"Ayfer Tunç"un "70'li Yıllarda Hayatımız" altbaşlıklı kitabı "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek"i bir arkadaşıma vermiştim, geri gelmedi. Şu anda elimde yok. Ama kitapların geniş özetleriyle tanıtıldığı "altkitap.com" sitesinden indirilmiş geniş bir özetini buraya ekliyorum. Özet 142 sayfa. Kitabın kendisi 400-450 sayfa kadar vardı diye tahmin ediyorum. Kitabın kendisini de bulabilirsek iyi olacak..

Bir_Maniniz_Yoksa_Annemler_Size_Gelecek.jpg



Not: Özet kitabın 124. sayfasında "leblebi tozu"ndan da bahsetmiş yazar.

 
Son düzenleme:

erdallll

Onursal Üye
24 Eyl 2009
1,450
7,066
Ben en çok katı bölgeyi yemeyi severdim. Bence şimdiki ürünlerin hepsinden daha sağlıklıydı...
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Sevgili Scanfan, bahsettiğiniz kitabı duymuş ama okumak nasip olmamıştı. Kitabın özetine göz attığımda dahi ortaya güzel bir nostaljik eser çıktığını anlıyorum. Bu arada şayet ileride imkanlar müsait olursa, burada yazılanları hiç bir ticari kaygı gütmeden kitaplaştırmayı düşünüyorum. Yeter ki buradaki güzellikleri; geçmişe ve de özellikle 80lere ilgi duyan daha çok insana ulaştırıp, keyifli anlar geçirmelerine vesile olayım..

Şunun da özellikle altını çizmek isterim; bu eser kesinlikle akademik ve iddialı bir kitap olmayıp, sadece, ortalama bir 80ler çocuğunun gözüyle o dönemleri anlatan eser olacaktır.. Bu yüzden genellikle dili geçmiş zamanı kullanıyorum. Yoksa bazı durumlarda geniş zamana uyan bir çok unsuru da barındırıyor yazdıklarım. Örneğin: Duran Duran, Pet Shop Boys, Depeche Mode gibi müzik grupları halen müzik kariyerlerine başarıyla devam ediyorlarken, ben ise tema olarak bu grupların 80lerdeki bölümlerini irdeleyip, bu zaman tarihinde bıraktıkları izleri kaale alıyorum. Bunun gibi bir çok örnek var tabi ki.. Bu arada başta sevgili Scanfan üstadım olmak üzere, bu bölümde benden desteklerini esirgemeyip, sürekli moral aşılayıp, paylaşımlar yapan herkese yürekten teşekkür ederim... Tabi ki bir de bu forumda bana paylaşımlar yapma imkanı veren tüm adminlerimize...
 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Bu arada bahsettiğiniz ürünlerin içerisinde sağlıklı maddeler de olabilir ama benim kast ettiğim bunların herhangi bir denetimden geçmemesiydi. Şimdi ise her türlü ürünün üzerinde sağlık bakanlığından alınan onay belgesi ve içerikleri yazıyor. Ben bunu kast etmiştim. Ama dediğiniz gibi halen sağ salim hayatta isek demek ki o ürünler günümüzden daha sağlıklıymış.. :)
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,364
141,487
Konuyu okuduğumdan beri maziyi hatırlamaya çalışıyordum. Evet baya biz de tüketirdik. Hatta büyüklerimiz oğlum niye buna para veriyorsunuz evde yapın derlerdi veya kendileri hazırlarlardı.

Gümüş havanlarda leblebiler dövülür isteyen istediği kadar toz şekerle afiyetle yerdi.

Abi kitap düşüncene bayıldım, bu konularla alakalı birisi de metin düzenlemiş herhalde, ben almıştım ama hdd içerisindeydi. Bir bakayım bulabilirsem atarım size.

Hatta epey bi görsel de toplamak lazım. Biraz toparlanayım sizin tüm konularınızla alakalı çalışmanıza yardımcı olmaya çalışacağım.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Abi kitap düşüncene bayıldım, bu konularla alakalı birisi de metin düzenlemiş herhalde, ben almıştım ama hdd içerisindeydi. Bir bakayım bulabilirsem atarım size.

Hatta epey bi görsel de toplamak lazım. Biraz toparlanayım sizin tüm konularınızla alakalı çalışmanıza yardımcı olmaya çalışacağım.

Yardımın için teşekkür ederim sevgili gandor08. Ben teknoloji özürlü olduğumdan daha bunları nasıl kitaplaştıracağımı bile bilmiyorum. Bunlar için bazı programlar var olduğunu biliyorum sadece!.. İlk olarak şu forumdaki düzenlemelerim bitsin, ondan sonra burada yazılanların hepsini worde kopyalayıp saklamak istiyorum. Tabi ki arada bir yeni bilgiler geldikçe, güncellemelere de devam ederim. Resim olayı da çok önemli.. Benim foruma eklediğim resimlerin görüntü kalitesi yeterli mi bilemiyorum. Çoğunu jpg olarak kaydedip, office picture managerde ufalttıktan sonra ekliyorum buraya..
Neyse; dediğim gibi teknoloji özürlüyüm ama zamanla sizlerin de desteğiyle bunları aşacağıma inanıyorum. Sevgi ve saygılarımla teşekkürler..
 
Son düzenleme:

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul

"Baltimora" üstadım, şimdi aklıma geldi. 2001 yılında yazar "Ayfer Tunç"un "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek" adlı bir anı kitabı çıkmıştı, o zaman bir solukta okumuştum. Kitap tıpkı bu sitede, özellikle sizin katkılarınızla da farklı bir değer kazanarak oluşmaya/olgunlaşmaya devam eden "Retro Forumları-Nostalji Diyarı" sayfalarına çok benziyor. Ama inanın tamamlandığı zaman ÇD'daki bu sayfalar, kitapta yazılanların da çok daha ötesine geçecek. "Ayfer Tunç"un kitabı daha derli toplu ve tamamlanmış bir eser. Doğası gereği edebi bir dille yazılmış. Yazar, kendisinin de ifade ettiği gibi anlattıklarının bazılarını bir kız çocuğu olarak o yıllarda bizzat yaşamamış, bazı konularda duyduklarını, araştırdıklarını aktarmış. Bir de hacimli bile olsa tek bir kitapta toplama zorunluluğuyla olsa gerek, o yılları yaşamış biri olarak anlatılanlar biraz eksik ve yüzeysel gelmişti bana. Tekrarlıyorum, "Retro Forumları" tamamlandığı zaman görselleri ve videolarıyla ve yaşanmış tanıklıklarıyla o kitabı aşacak. "Retro Forumları"nı düzenlemeye çalıştığınızı belirtmiştiniz. Belki bu kitaptaki akış sırası veya kategoriler, gruplandırmalar size (bize) yol gösterici olabilir.

"Ayfer Tunç"un "70'li Yıllarda Hayatımız" altbaşlıklı kitabı "Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek"i bir arkadaşıma vermiştim, geri gelmedi. Şu anda elimde yok. Ama kitapların geniş özetleriyle tanıtıldığı "altkitap.com" sitesinden indirilmiş geniş bir özetini buraya ekliyorum. Özet 142 sayfa. Kitabın kendisi 400-450 sayfa kadar vardı diye tahmin ediyorum. Kitabın kendisini de bulabilirsek iyi olacak..

Bir_Maniniz_Yoksa_Annemler_Size_Gelecek.jpg



Not: Özet kitabın 124. sayfasında "leblebi tozu"ndan da bahsetmiş yazar.

Sevgili Scanfan, bahsettiğiniz kitabı büyük beğeniyle okudum; benim çıkartmayı düşündüğüm kitabın (Çok çok başarılı) 70'ler versiyonu diyebiliriz. Lakin ben ne edebi uslup, ne de akıcılık olarak Ayfer Tunç'un kitabının yanına bile yaklaşamam. Hatta bu kitabı biraz da moralim bozularak okumuş, kitap projemden vazgeçmeyi bile düşünmüştüm, lakin piyasada çıkarılan bazı 80'ler kitaplarını okuyunca devam etmeye karar verdim. Zira bu kitaplarda gerek kullanılan kaba uslup, sürekli tekrarlanan gereksiz cümleler ve gerekse netten rast gele, bilgi sahibi olmadan alınıp kitaba monte edilen (Örneğin bir müzik grubunun betimlemesi yapılırken Thomas Anders'ı Dieter Bohlen ile karıştırmak gibi.. ya da 80'lerle uzaktan yakından alakası olmayan şahıslara yer vermek gibi..) onca şeyi görünce devam etmeye karar verdim. Şu an kitaba eklemeyi düşündüğüm yaklaşık 90 madde kaldı... Onlar da bitince artık ekonomik şartların olgunlaşmasını bekleyeceğim zira bu işi bu kadar da ağırdan alıp geciktirmemin asıl sebebi de bu.. :) Yalnız, en kötü ihtimal, kitabı iyi bir editörden geçirilmesini sağlayıp, nette yayınlayacağım.. Varsın matbaada basılması geç olsun.. Bu arada sizlerin ve Motion'ın yazdıklarından da istifade etmeye çalışıyorum. Bunun için de sizlere ayriyeten çok teşekkür ederim.. Sevgi ve saygı ile..
 
Son düzenleme:

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Benim çocukluğumdaki leblebi tozu küçük ince bir plastik bardak içerisinde satılırdı, üst kısmında donmuş şekilde kremaya benzer şekerli bir katman bulunurdu, yanında çok küçük bir küreğe benzer plastikten bir kaşıkla verilirdi. Bakkallarda satılırdı. Maalesef tüm çocukluğum boyunca bunu da özlemle uzaktan seyretmiş çok çok az tadına bakmıştım.
 

Ekli dosyalar

  • fff.JPG
    fff.JPG
    13.3 KB · Görüntü: 0
Son düzenleme:

memogianni

Süper Üye
26 Haz 2011
896
1,849
İstanbul
İlkokulda okurken okulun bahçe duvarının yanında yaşlı bir amcanın kulübe dükkanı vardı. "Dede" derdik ve oradan alırdık. Küçük külahlarda satılırdı, külahı ağzımıza boca eder püskürte püskürte konuşurduk.

Ben çok yedim limon tuzu da kattım, toz biber de kattım yedim. Şimdi bulunmuyor. Sahi nerede satılıyor bilen var mı?
 
Üst