Gemide (1998) ve Laleli'de Bir Azize (1998)

[scanfan]

Gemide (1998) ve Laleli'de Bir Azize (1998)
"Yeni Sinemacılar"dan Birbiriyle Bağlantılı İki Film
İkincisini Kudret Sabancı Yönetmiş


Serdar Akar, Önder Çakar gibi birkaç genç sinemacı 1998 yılında "Yeni Sinemacılar" adlı bir platform kurdular ve aynı yıl çektikleri ilk filmleri "Gemide" ve "Laleli'de Bir Azize" oldu. Eşzamanlı çekilen bu filmlerin özelliği birbirinin içine geçmiş çapraz senaryolara sahip olmalarıydı (yani ikisini de arka arkaya seyretmekte fayda var, ben bunlara "eküri" filmler diyorum!) Bu filmlerden ilkini "Serdar Akar" ikincisini de diyardaşımız "Kudret Sabancı" yönetmiş. Ben yıllar önce bu filmlerin VCD formatındaki versiyonlarını satın almıştım, geçenlerde kitaplığımın bir köşesinden çıktılar. Çok gösterişli kaplarına rağmen düşük çözünürlüklü VCD görüntülerin artık izleme zevkini bozacak kadar sevimsiz olduklarını farkettim. Ancak Youtube'da restore edilmiş daha kaliteli versiyonlarının yüklenmiş olduğunu farkettim ve bağlantılarını aşağıya aldım. Belki yapımcısı filan yüklemiştir, zira bir yıldır gösterimdeler. Önce "Gemide" filmini seyrederseniz daha anlamlı geliyor. Filmlerin her ikisi de ödüller almışlar. "Gemide"ye Antalya'da 4 Altın Portakal verilmiş, Cannes'da resmi bölümde yarışmış.

İçiçe geçmiş seneryoları olduğu için filmlerin oyuncuları da ortak: Erkan Can, Haldun Boysan, Yıldıray Şahinler, Naci Taşdöğen, Güven Kıraç, İştar Gökseven, Cengiz Küçükayvaz ve Ella Manea. Her ikisinin de müziklerini "Uğur Yücel" hazırlamış. "Laleli'de Bir Azize" dostumuz "Kudret Sabancı"nın yönettiği ilk uzun metrajlı film. Filmin diğer bir adı da "Azize: Bir Laleli Hikayesi". Yirmi yıl önce çevrilmiş bu filmler sert konuları, hızlı kurgularıyla, ilginç diyalogları ve değişik anlatım tarzlarıyla dikkat çekiyor. Oyunculuklar da dikkate değer. Bence, oyuncuları tanımasak, filmdeki isimlerini de değiştirsek dönemin Avrupa filmlerinden bir farkları yok. Ama konuları çok sert, bu nedenle çocuklarla seyredilmemeleri gerekir (+18 ibaresi koydum). Filmlerin konuları Laleli semti özelinde İstanbul'un arka sokaklarında dönen yasadışı işler ve çarpık ilişkiler üzerine kurulmuş. VCD videolarının kapak afişlerini ve HD restorasyonlu Youtube videolarının bağlantılarını ekledim.

Gemide (y. Serdar Akar)

Laleli'de Bir Azize (y. Kudret Sabancı)

​

 

[yeryüzü]

İkisi de müthiş filmler. Bir kaç kez izledim,
sunumu okuyunca şöyle bir tekrar Gemide'ye
bakayım dedim, bir solukta yarım saati geçmiş,
iki filmi de bugün tekrar izlemem lazım, artık
bırakamam, elde değil. Sinemamızın bu önemli
iki mücevherini tekrar hatırlattığınız için
teşekkürler "scanfan" üstadım.

 

[Beymelikli18]

Ben de izledim ama..
Çok teşekkür ederim üstadım.

 

[Dedecan 61]

Defalarcada seyrettik ama ne kadar izlesek de bıkmayız gene, sürükleyici filmdir neticede.. :24:

 

[abolardis]

Çok teşekkür ederim üstadım.
Kesinlikle izlenmesi gereken yapımlar.

 

[scanfan]

"Gemide" filmi ile ilgili yeni bir iddia ortaya atılmış, iddia ilgili taraf tarafından yalanlanmış.

Erkan Can, Haldun Boysan, Yıldıray Şahinler ve Naci Taşdöğen'in yer aldığı bu sahnedeki tüm aktörler harika bir oyunculuk gösteriyorlar, adeta döktürüyorlardı. Böyle iyi oyunculuklar karşısında hep benzer söylentiler ortaya atılır zaten: Gerçekçi bir sevişme sahnesinde "rol yapmıyorlardı, gerçekten seviştiler" denir; Bir aktör bir akıl hastasını başarıyla canlandırdığında, "Zaten kendisinin de bir tahtası eksiktir" veya "Kendisi metod oyuncusudur, rolüne hazırlanırken şu kadar ay akıl hastanesinde zaman geçirmiş"; veya "Gemide" filmindeki gibi aktörler uyuşturucu kullananları çok iyi oynayınca "Haberleri olmadan kendilerine gerçekten uyuşturucu verilmiş" filan denir.
Bence film seyrettiğim en iyi Türk filmlerinden biriydi.

 

[yazicizahmet]

Amerikada son dönemde çekilen sinema ve dizi filmlerinin konu ile ilgili sahnelerinin % 80'inde gerçek esrar veya kokain kullanıldığını düşünüyorum. Diğer yüzde; bulamadıklarındandır Bizde ise, kelam olarak bile kullanmak bir suç gibi algılanıyor. Öte yandan, Bu maddelere "öldürücü", "zehirleyici" veya "zarar verici" demiyoruz, ama daha hafif bir deyimle "uyuşturucu"diyoruz. "Sağlığa zararlı" sigara'ya "keyif verici" demek gibi. Bir öte yan da, filmin içeriği ve ortaya konan sanat veya sanatçı; böylelikle "hiç" edilmeye çalışılıyor. Ahh...İşte bu "ego"lar var ya...
Sevgili "scanfan üstadım.Bu film bir harikadır.Türk Sinemasının "yüzüak"larındandır. Vesselam. Sevgi ve saygılar.