agartan
Onursal Üye
- 28 Haz 2019
- 1,220
- 11,330
Le Trou 1960
Yönetmen: Jacques Becker
Senaryo: José Giovanni, Jacques Becker, Jean Aurel
Ülke: Fransa, İtalya
Tür: Suç, Dram, Gerilim
Müzik: Philippe Arthuys
Vizyon Tarihi: 18 Mart 1960 (Fransa)
Dil: Fransızca
Süre: 132 dk
Nam-ı Diğer: The Hole / The Night Watch / Delik
IMDb Rating: 8.5
Sunum: 1,6 GB, Siyah-Beyaz 1080p, orijinal dilde, Türkçe altyazısı yanındadır.
2 part "rar" dosyasındadır.
İndirme Bağlantısı:
“Zavallı Gaspard”
Hapishane filmleri, sinema filmleri içinde kendisine farklı bir yer edinmiş türdür.
Dar bir mekan, değişik kişiler, sadist gardiyanlar ve mahkumlarla pek çok farklı film çekilmiştir bu türde.
Ama her türde olduğu gibi bu türün de seçkin, el üstünde tutulan örnekleri mevcuttur.
“Esaretin Bedeli / The Shawshank Redemption”, “Kelebek / The Papillon”, ”Parmaklıklar Ardında / Cool Hand Luke” gibi.
Yönetmen Jacques Becker’in 1960 yapımı filmi “Le Trou / Delik” bu bahsedilen filmler kadar popüler olmasa da
en başarılı “Hapishane filmleri” arasında rahatça gösterilecek son derece kaliteli seçkin bir yapım.
“Le Trou”, Jose Giovanni’nin 1947 yılındaki hapishaneden kaçış denemesinin gerçek öyküsünü anlattığı romanından uyarlanan filmdir.
Filmin orijinal süresi 132 dakikadır. Pek çok ülkede film kısaltılarak gösterime sunulmuştur.
1962 BAFTA ödüllerinde “En İyi Film” ve “En İyi Erkek Oyuncu - Philippe Leroy” adaylık almış,
1960 Cannes Film Festivalinde “En İyi Yönetmen” adaylığı da var.
Yönetmen Jacques Becker’in ölümünden iki hafta önce tamamladığı film, “hapishane filmi” tanımına farklı bir boyut getirmektedir.
Mahkumlar arasında tek bir küfürlü konuşma yok,
sanki bir işyeri ortamı gibi, gardiyanlar görevini yapan memurlar, hiçbir işkence, taciz, dayak yok.
Peki bu adamlar niye kaçıyor diyebilirsiniz.
Çünkü, idam mahkumudurlar, çekinecek pek bir şeyleri kalmamıştır artık ve
ne olursa olsun özgür olma hissi, özgürlüğe duyulan özlem her yerde aynı değil mi?
Film pek çok filmin yaptığını (şiddet ve işkence sahneleri) yapmayıp, uzun süresine karşın kendini sonuna kadar heyecanla izlettirmeyi başarıyor.
Paris’te bulunan La Santé Hapisanesi’nde 1947 yılında yaşanan bir kaçış girişiminin anlatıldığı
“Le Trou” filminin en önemli özelliklerinden biri de 1947’de mahkumlardan birinin (Jean Keraudy) olması!
Roland Darban karakterinde kendisini oynayan Keraudy’nin mahkumiyeti boyunca birkaç kez firar girişimi yaptığı biliniyor.
* Serdar Demirkıran - sinema yazarı
Burası diğer hücrelerden çok farklı. Siz çok iyi anlaşıyorsunuz.
- Çünkü bizim bir planımız var..
Öncesinin ya da sonrasının değil, tamamen şimdiki anın filmi Le Trou.
Hapishane-hapishaneden kaçış temalı filmler içerisinde en farklı bulabileceğimiz filmlerden birisi olur diye düşünüyorum.
Burada 'hapishane filmi ne kadar farklı olabilir ki 'tarzında bir fikri savunabilirsiniz ama
izlendiğinde zihne farkı gösterecek çok önemli ve film anlamında düşünürsek filmi farklı kılan çok kaliteli detaylar var.
Beş karakter var ve bunlardan dördü önemli suçlu olmalarına rağmen
hayat hikayeleriyle ve neden orada olduklarıyla ilgili neredeyse en küçük bir detay yok.
Sadece hücreye sonradan gelen Gaspard'ın hayat hikayesinin bir kısmını ve neden içeride olduğunu öğreniyoruz
çünkü hücreye sonradan katıldığı için diğerleri ona bu soruları yöneltiyor.
Hayat hikayelerini bilmemek de izleyici için karakterleri ne sempati duyacakları ne de suçlu oldukları için nefret edecekleri hale getiriyor.
Tamamen tarafsız bakılmasını sağlıyor.
Hapishane yönetimi için düşünceler aynı olacaktır çünkü onlarda yalnızca adil bir şekilde görevlerini yapıyorlar.
Böylece tamamen her karaktere objektif bakacağımız bir film ortaya çıkıyor.
Diğer yönüyse bu tarz bir filmden genel beklenti kafa karıştırıcı olabilmesi,
karakterlerin birbirlerine karşı da içten pazarlıklı hale gelebilmeleri olabilir ama
filmin içinde barındırdığı tek bir sır dışında bu böyle bir durumun olmadığını da söyleyebilirim.
O sırrı da filmi izlerken göreceksiniz..
Sadece anı yaşayan bir film.
Kolay bir hapishaneden kaçış planı öyle güzel işlenmiş ki izlerken hayran bırakıyor kendisine film.
Filmdeki oyuncularda da içten içe inanılmaz bir amatör ruh sezdim. Her biri ayrı ayrı böyleydi diyebilirim.
Hepsi sanki bir film değil de onların olduğu yere gizli bir kamera yerleştirilmiş ve takip ediliyorlar gibiydi.
Son derece gerçekçi ve bu amatör ruhla üst düzey bir performans sergilemişler.
Jean Keraudy canlandırdığı Roland Darbant karakteriyle filmde ayrı bir yerde benim için.
Üst düzey bir performansı vardı ve filmin tam anlamıyla 'beyniydi'. Biyografisini incelediğimde yalnızca bu filmde rol almış.
Yer aldığı başka bir film göremedim.
Bu da ilginç ama zaten filmin başında Jean Keraudy, 'Dostum Jacques Becker'a' diyor ve film öyle başlıyor.
Bu da tek filmde oynadığından bazı fikirler veriyor.
Yönetmen Jacques Becker ise filmi bitirdikten sadece iki hafta sonra vefat ediyor.
Bu da film ve onun yapım hikayesini de daha başka bir noktaya taşıyor..
Beyazperde adına çok önemli filmlerden birisi ve sinemaya sunulmuş bir armağan diye nitelendirebilirim filmi.
Her yönüyle oldukça başarılı ve etkileyiciydi..
- Zavallı Gaspard...
*Emir Sude - sinema yazarı
"Filmi izlerken bira içiyordum.
Musluk tamiri için gelen gardiyan hücrenin kapısını açınca elimdeki birayı saklamaya yeltendim."
Demiş bir yorumcu. Gerçekten film sizi içine alıyor, mahkumlardan biri, altıncısı oluyorsunuz.
Verdiği gerçeklik duygusu böylesine olağanüstü.
Bazı eleştirmenlere göre, gelmiş geçmiş en iyi Fransız filmi.
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*
Yönetmen: Jacques Becker
Senaryo: José Giovanni, Jacques Becker, Jean Aurel
Ülke: Fransa, İtalya
Tür: Suç, Dram, Gerilim
Müzik: Philippe Arthuys
Vizyon Tarihi: 18 Mart 1960 (Fransa)
Dil: Fransızca
Süre: 132 dk
Nam-ı Diğer: The Hole / The Night Watch / Delik
IMDb Rating: 8.5
Sunum: 1,6 GB, Siyah-Beyaz 1080p, orijinal dilde, Türkçe altyazısı yanındadır.
2 part "rar" dosyasındadır.
İndirme Bağlantısı:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.

“Zavallı Gaspard”
Hapishane filmleri, sinema filmleri içinde kendisine farklı bir yer edinmiş türdür.
Dar bir mekan, değişik kişiler, sadist gardiyanlar ve mahkumlarla pek çok farklı film çekilmiştir bu türde.
Ama her türde olduğu gibi bu türün de seçkin, el üstünde tutulan örnekleri mevcuttur.
“Esaretin Bedeli / The Shawshank Redemption”, “Kelebek / The Papillon”, ”Parmaklıklar Ardında / Cool Hand Luke” gibi.
Yönetmen Jacques Becker’in 1960 yapımı filmi “Le Trou / Delik” bu bahsedilen filmler kadar popüler olmasa da
en başarılı “Hapishane filmleri” arasında rahatça gösterilecek son derece kaliteli seçkin bir yapım.
“Le Trou”, Jose Giovanni’nin 1947 yılındaki hapishaneden kaçış denemesinin gerçek öyküsünü anlattığı romanından uyarlanan filmdir.
Filmin orijinal süresi 132 dakikadır. Pek çok ülkede film kısaltılarak gösterime sunulmuştur.
1962 BAFTA ödüllerinde “En İyi Film” ve “En İyi Erkek Oyuncu - Philippe Leroy” adaylık almış,
1960 Cannes Film Festivalinde “En İyi Yönetmen” adaylığı da var.
Yönetmen Jacques Becker’in ölümünden iki hafta önce tamamladığı film, “hapishane filmi” tanımına farklı bir boyut getirmektedir.
Mahkumlar arasında tek bir küfürlü konuşma yok,
sanki bir işyeri ortamı gibi, gardiyanlar görevini yapan memurlar, hiçbir işkence, taciz, dayak yok.
Peki bu adamlar niye kaçıyor diyebilirsiniz.
Çünkü, idam mahkumudurlar, çekinecek pek bir şeyleri kalmamıştır artık ve
ne olursa olsun özgür olma hissi, özgürlüğe duyulan özlem her yerde aynı değil mi?
Film pek çok filmin yaptığını (şiddet ve işkence sahneleri) yapmayıp, uzun süresine karşın kendini sonuna kadar heyecanla izlettirmeyi başarıyor.
Paris’te bulunan La Santé Hapisanesi’nde 1947 yılında yaşanan bir kaçış girişiminin anlatıldığı
“Le Trou” filminin en önemli özelliklerinden biri de 1947’de mahkumlardan birinin (Jean Keraudy) olması!
Roland Darban karakterinde kendisini oynayan Keraudy’nin mahkumiyeti boyunca birkaç kez firar girişimi yaptığı biliniyor.
* Serdar Demirkıran - sinema yazarı

Burası diğer hücrelerden çok farklı. Siz çok iyi anlaşıyorsunuz.
- Çünkü bizim bir planımız var..
Öncesinin ya da sonrasının değil, tamamen şimdiki anın filmi Le Trou.
Hapishane-hapishaneden kaçış temalı filmler içerisinde en farklı bulabileceğimiz filmlerden birisi olur diye düşünüyorum.
Burada 'hapishane filmi ne kadar farklı olabilir ki 'tarzında bir fikri savunabilirsiniz ama
izlendiğinde zihne farkı gösterecek çok önemli ve film anlamında düşünürsek filmi farklı kılan çok kaliteli detaylar var.
Beş karakter var ve bunlardan dördü önemli suçlu olmalarına rağmen
hayat hikayeleriyle ve neden orada olduklarıyla ilgili neredeyse en küçük bir detay yok.
Sadece hücreye sonradan gelen Gaspard'ın hayat hikayesinin bir kısmını ve neden içeride olduğunu öğreniyoruz
çünkü hücreye sonradan katıldığı için diğerleri ona bu soruları yöneltiyor.
Hayat hikayelerini bilmemek de izleyici için karakterleri ne sempati duyacakları ne de suçlu oldukları için nefret edecekleri hale getiriyor.
Tamamen tarafsız bakılmasını sağlıyor.
Hapishane yönetimi için düşünceler aynı olacaktır çünkü onlarda yalnızca adil bir şekilde görevlerini yapıyorlar.
Böylece tamamen her karaktere objektif bakacağımız bir film ortaya çıkıyor.
Diğer yönüyse bu tarz bir filmden genel beklenti kafa karıştırıcı olabilmesi,
karakterlerin birbirlerine karşı da içten pazarlıklı hale gelebilmeleri olabilir ama
filmin içinde barındırdığı tek bir sır dışında bu böyle bir durumun olmadığını da söyleyebilirim.
O sırrı da filmi izlerken göreceksiniz..
Sadece anı yaşayan bir film.
Kolay bir hapishaneden kaçış planı öyle güzel işlenmiş ki izlerken hayran bırakıyor kendisine film.
Filmdeki oyuncularda da içten içe inanılmaz bir amatör ruh sezdim. Her biri ayrı ayrı böyleydi diyebilirim.
Hepsi sanki bir film değil de onların olduğu yere gizli bir kamera yerleştirilmiş ve takip ediliyorlar gibiydi.
Son derece gerçekçi ve bu amatör ruhla üst düzey bir performans sergilemişler.
Jean Keraudy canlandırdığı Roland Darbant karakteriyle filmde ayrı bir yerde benim için.
Üst düzey bir performansı vardı ve filmin tam anlamıyla 'beyniydi'. Biyografisini incelediğimde yalnızca bu filmde rol almış.
Yer aldığı başka bir film göremedim.
Bu da ilginç ama zaten filmin başında Jean Keraudy, 'Dostum Jacques Becker'a' diyor ve film öyle başlıyor.
Bu da tek filmde oynadığından bazı fikirler veriyor.
Yönetmen Jacques Becker ise filmi bitirdikten sadece iki hafta sonra vefat ediyor.
Bu da film ve onun yapım hikayesini de daha başka bir noktaya taşıyor..
Beyazperde adına çok önemli filmlerden birisi ve sinemaya sunulmuş bir armağan diye nitelendirebilirim filmi.
Her yönüyle oldukça başarılı ve etkileyiciydi..
- Zavallı Gaspard...
*Emir Sude - sinema yazarı

"Filmi izlerken bira içiyordum.
Musluk tamiri için gelen gardiyan hücrenin kapısını açınca elimdeki birayı saklamaya yeltendim."
Demiş bir yorumcu. Gerçekten film sizi içine alıyor, mahkumlardan biri, altıncısı oluyorsunuz.
Verdiği gerçeklik duygusu böylesine olağanüstü.
Bazı eleştirmenlere göre, gelmiş geçmiş en iyi Fransız filmi.
Keyifli seyirler, sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
*